Kayıt Ol

Dişi Protagonist

Çevrimdışı muaet

  • **
  • 215
  • Rom: 12
  • Carai an Ellisande!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #45 : 09 Ağustos 2016, 23:59:57 »
Bal gibi de olur, hatta erkek bir okur olarak söylüyorum, karşı cinsin iç seslerini, davranışlarını, düşünüş biçimlerini kitap boyunca takip etmek benim için hep ilgi çekici, keyif verici olmuştur. Hele bir de yazar da kadınsa ne ala!

Kitaplarda okuduğum, güçlü kadın karakterlerden aklımda kalan, kayda değer isimler şunlar olsa gerek, zaten bu eserleri okuyanlar benimle hem fikir olacaklardır (Hemen hepsi zaten paylaşılmış ancak ben tekrar yazacağım):

Zaman Çarkı Serisi- Nynaeve Yazmak doğru olacak mıdır emin değilim zira tüm seri göz önüne alındığında ana karakter değil yan karakter kategorisine girmekte ancak serinin bazı kitaplarında kendisinin ana 3 karakterden daha çok bölümleri bulunmakta ve onun o kitaplar için karakter olduğunu söylemek mümkün.

Yerdeniz Serisi - Tenar

Silo - Juliette

Elantris - Sarene

Buz ve Ateşin Şarkısı Serisi - Cersei Lannister

“My father used to say that there are two kinds of people in the world,” Kaladin whispered, voice raspy. “He said there are those who take lives. And there are those who save lives. I used to think he was wrong. I thought there was a third group. People who killed in order to save.” He shook his head. “I was a fool. There is a third group, a big one, but it isn’t what I thought. The people who exist to be saved or to be killed…The victims. That’s all I am.”

Çevrimdışı Nightmare

  • ***
  • 627
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
    • Saklı Günlükler
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #46 : 10 Ağustos 2016, 00:06:05 »
Sissoylu - Vin örneği de var. Kitabı okurken bu konu aklıma bile gelmedi doğrusu.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #47 : 10 Ağustos 2016, 00:13:36 »
Şimdi uzmanmış gibi yazacağım da uzmanı sayılmam. Benimkisi görüş işte.

Genel itibari ile mesajlarınızdan çıkarımsadığım, kadın-erkek ilişkisinde güçlü olmaktan kastınız; kadın erkek ayrımında, tarafları zayıf ve güçlü olarak tanımlamaktan kaynaklanan, fiziğe dayalı oldukça kısıtlı tanımlamalara dayanan güçlülük-güçsüzlük algısıyla oluşmuş ve sert çizgiler ile sınırlanmış "güç". Bu tanıma göre zayıf tarafta konumlanmış dişinin, zayıflığına göre yapabilecekleri etkin olsa da, güçlü erkeğin bir adım gerisinde olması, baştan belirttiğim güç tanımına uygun düşüyor. Dişi karakter bu tanımlamada kendisine çizilen çizgiyi geçerek varlık göstermesi, yani erkeğe tahsis edilmiş tanımı ilhakı, bu tanımda kanıksanmış güç algısına uygun olmadığından rahatsızlık vermekte.

Sadece beden gücünden bahsedilen bir karşılaştırmadan bahsediliyor ise Dişi Protagonist başlığı, kapsam olarak geniş bir yelpaze içerdiğinden istenen kısıtlı konuya pek uymamış.

Neyse konuya döneyim.
 
Zeyna ve Herkül örneğinizde, karakterlere bu güç tanımlaması ile baktığımızda; Zeyna eli kılıçlı, erkekçilik oynayan sevimsiz erkekfatmadır; Herkül her sorunu kuvveti ile çözerek günü kurtarır. Karakterlere bu bakış açısından bakılınca birini beğenmeyip ötekini beğenmeniz gayet normal de.
Ben de zamanında Zeyna ve Herkül dizilerini fırsat buldukça izleyebilmişimdir. Sizde izleyebilmişsiniz. Eski güzel günler. O yapımların kendiyle bile dalga geçebilen rahat kafasını çok geç anlayabilmişimdir. Siz, güç kullanımının cinsiyete göre olur mu olmaz mı penceresinden bakarak karaktere olur mu olmaz mı diye yaklaşmışsınız. İlk başta bir fikir edinmek için basit bir yöntem. Buna benzer basitleme yöntemlerini farkında olmadan günlük hayatımızda uyguluyoruz. Ben ikisini de beğeniyordum. Sizinkinden farklı olarak benimkisi farklıydı. Hatırladığım kadarı ile Zeyna'nın zılgıt atıp kılıç ve o tuhaf çeberi kullanması, Herkül'ün de kuvveti ile sorunların üstesinden gelebilmesi bir yere kadardı. Beni de bayardı o sahneler. Zeyna ve Herkül'ün göze ilk çarpan özellikleri çok sıkıcı gelmiştir. Abla döv, vur, kır; Abi bir el atı ver, döv, vur, kır. Benim asıl sevdiğim özellikleri bunların dışındaydı. Herkül gücüne rağmen, gerektiğince bir orta yol bulmaya çabalayan barışçıl yanıydı. Dünyayı kısa süreliğine de olsa sırtlayan birinin üç beş herifi öldürmeden, hafifçe tokatlayp haddini bildirmesi, yaş reytingini aşağı çekmenin yanında iyiliğini göstermeye de hizmet ediyordu. Barış adamıydı be. Kasları aklına hizmet eden bir barış adamıydı. Meseleleri biraz kuvvet yardımı ile zekası ile çözmesini severdim. Zeyna daha farklı. Karanlık geçmişinin, yarı tövbekar olarak devam ettiği hayatında önüne çıkardığı eski şeytanları ile karşılaşırken geçirdiği daha iyi bir insan olmaya başlamasıydı. Kabul bu başkalaşımda deşmediği kalmıyordu. Ama taraf olarak iyi-kötü haklı-haksız çizgisinde yaşanan şiddet esnasında oluyordu işte.

Conan ve Sonja'ya geleyim. Bu karşılaştırma uzun sürmeyecek. Conan, güçlü kuvvetli kılıçlı savaşçı. Onu özel yapan şey ise hinliği. Conan zekidir. Nerde kılıç nerede kafayı kullanacağını bilmesi ile zafer kazanır. Red Sonja'da kendi meziyetince öyledir. Eh ikiside aynı evrenin kahramanları. Sonja'nın fazla macerasını okuyamadım. Ama okuyabildiklerim arasında aklıma kazınan bir hareketini çok takdir etmiştim. Yanındaki yabancı ile baş kötüyü haklayıp mekandan ayrılmaya çalışırlar. O sırada iki hizmetkar kapıda belirir. Efenfilerinin ölüsü onları şoka sokar. Sonja'nın yanındaki adam bunu fırsat bilip birini haklar. Öteki kendine gelip atağa geçer ve onunda işi biter. Sonja yanındaki adama, gereksiz yere saldırdığını, efendileri öldükten sonra zaten kaçacaklarını, boş yere kan döküldüğünü söyler. Bu an, Sonja'nın kılıç kullanan kadından daha fazlası olduğunu göstermiş, belli ahlaki prensipleri olan biri olduğunu hissettirmişti.

Barbar Conan filminde Thulsa Doom'un dediği gibi: "Güç çelikte değil. Çeliğe hükmeden bilekte."

Bu kadar uzun açıklamalar yapmamın sebebi, tek açıdan bakınca tüm karakterlerin tek tipleşip o tekleştirilmiş özelliğe bağlı olarak kendisine tavır alınmasının onu kavramada hatalar yaratabileceğini göstermek. Tek taraftan bakınca, ilk başta kılıçlı kadın karakter tuhaf ve eğrelti gelebilir. Ama bu özelliği dışında, gerekçeler, sebepler-sonuçlar ekseninde mantığı oturtularak varlığını destekleyecek, onu derinleştirecek özellikler ve bunlara dair bilgiler eklenmesi şart. (Son Star Wars filmindeki kadın baş karakterin eğitimsiz olarak güçlü bir Sith'i yenebilmesini, benimde içinde bulunduğum bir grubun tuhaf karşılaması da buradan geliyor mesela. Sadece filmleri bilen biri için tuhaf. Kitaplarını yalayıp yutmuş biri için olabilir. Ama sonra açıklanır zaten deyip kestirip atabilinecek bir şey değil hani. Sadece bir film izleyicisi iseniz). Öbür türlü kadın veya erkek karakter olsun hepsi tip olur. Tabi amaca göre karakterizasyon böyle ssğlayabilir de. Herşey amaç-araç uyuşmasında makul. Gerçek hayatta insanların birden fazla yüzü farklı özellikleri var. Kurmacada bunlar kısıtlı sayıdalar ki okuyucu anlayabilsin. Hayatta yol almak ve kendi varlığımızı stabil tutmak için otomatikman başvurduğumuz görüşlerimiz (dayanak noktalarımız, kurallarımız, iç disiplinlerimiz, kategorilerimiz) işleri bizim için kolaylaştıracağı kadar zorlaştıryor da. Güç sahibi kategorinizdeki bazı yorum farkları, size fiziki gücü yorumlamada belli bir kadın erkek ayrımı yaptırması olağan. Gücün doğrudan gösterimi bağlamında kuşkularınız olması da.

Diğer başlıklardaki mesajlarınızdan anladığım kadarıyla üzerinde uğraştığınız bir kurmaca var. Beceriksiz bir okur olarak önerim, şahsen güç kavramına bakış açınızı iyiden iyiye masaya yatırıp, dışardan bakan bir göz gibi incelemeniz. Güç kavramı sadece doğrudan değil dolaylı olarak da kendine yer bulan bir olgu. Bunun zaten farkındasınızdır. Ama farkındayım derken bazı ilginç özelliklerinin gözden kaçırıldığı oluyor. Güç, güç uygulaması, güç uygulattırması ve güç ilişkileri konusu, üzerinde çalıştığınız kurmacada size karakterizasyon ve kurguda işe yarar şeyler sunacaktır.

Kastettiğiniz fiziki kadınlık gücü değil ama sosyolojik ve psikolojik anlamda kadın ve kadınsılığın pasif veya agresif gücü üzerinden öğrenebilecekleriniz ilginizi çekecektir. Kadın erkek arasındaki iktidar çatısması bitmeyen müsabaka gibi. İlkel görülen eski kabile tipi toplumlarda, bir cinsiyet toplumsal anlamda önde gözükür iken, öteki de toplumca kabul edilmiş sözel olmayan kurallar ile adı konmamış çekişmede ona karşı avantajlar elde ederek beraberliği yakalamakta.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #48 : 10 Ağustos 2016, 13:46:49 »
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki tartışma çok tatsız bir hal almış ve son yazılan bir kaç mesajdan öncesinde dile getirilenlerin büyük bir bölümü konuyla ilgisiz ve yer yer hakaretamiz kalmış. Düşüncelerimden ötürü hakaret işiteceksem hiç yorum yapmamayı yeğlerim.

Rang'a gereğinden fazla yüklenildiğini düşünüyorum. Sorduğu sorularda kendini yeterince ifade edememiş olsa da, ve bu da geniş ölçüde iletişimsizliğe sebep olmuş olsa da, dikkatlice okunduğunda anlatmaya çalıştığı fikirleri kavramak mümkün. Sözlerinde çok da haksız olduğunu düşünmüyorum, katılmadığım yerler var ama genel olarak kurguda zorlama kadın figürler olduğu bir gerçek ve bunu göz göre göre reddetmek ya da var olan düzgün örnekler üzerinden yok saymaya çalışmak hatalı.

Nerede kaldı ki verilen bazı örnekler, örneği verenin argümanına destek olmak yerine köstek olacak nitelikte. Örneğin ısrarla Alien filmi ve Ripley karakteri dile getirilmiş. Kusura bakmayın ama bunu böyle olduğu gibi, sırf filmin baş karakteri kadın diye "bu iyi kurgulanmış bir kadın karakteri içeren kurgu örneğidir" şeklinde sunmak yanlıştır. Alien filminde işlenen temaya bakılsaydı bunu anlamak daha kolay olurdu. Alien bir tecavüz alegorisidir. Evet yanlış okumadınız, yönetmenin bu filmde bilimkurgu görselinde sanatsal bir dille işlemeye çalıştığı tema, iradesi dışında ırzına geçilen bir kadının yaşadığı dehşettir. "Alien" bizim ülkemizde "Yaratık" olarak çevrilmiştir ancak ingilizcede bir diğer kullanım şekli "Yabancı"dır. Yani kadının vücuduna rızası dışında sokulan yabancı unsur ve ortaya çıkan "konuk". Bu açıdan bakarsanız, evet gerçek hayatta erkekler de tecavüze uğrarlar ama erkeklerin hamile kalması gibi bir durum söz konusu olamayacağına göre, tecavüz sonucu hamileliği işleyeceğiniz bir filmde kadın baş karakter bulundurmanız, bu dehşetle kadın baş karkateri yüzleştirmeniz mantıklı olandır. Bunu tutup "iyi kurgulanmış kadın başrol" olarak görmek anlamsız.

Açlık Oyunları ya da Uyumsuz'un kitaplarını okumadım, sadece film uyarlamaları üzerinden yorum yapacağım. Filmler tek ifadeyle "genç kız filmi". Yani belirli bir yaş ve cinsiyet grubuna "gaz vermek" için yapılmış filmler. İki film serisindeki diğer bütün karakterler sırf baş karakterin "karizmasını" pompalamak ya da ona özgüven aşılamak için varlar sanki. Bütün dünya bu bu genç ablaların etrafında dönüyor, herşey onlar için var sanki. Kusura bakmayın ama bu filmler ve bu karakterler pamuk şekeri yerine "gerçekçilik yahut savaş alanı karamsarlığı"na bulanmış barbie fantazilerinden ibaret. Yani gülmemek elde değil, insanların birbirini alenen kıtır kıtır kestiği
gladyötoral bir kan oyununa katılmak için önce kıyafet diktirip podyuma çıkıyorlar, herkes elbiseyi çok beğeniyor falan filan... Şaka gibi. Genç kızlar için güzel bir film olabilir ama olgun bir kitleye hitap ettiğini söylemek zor. Kurguyu tasarlayan tarafından alenen kayırılan baş karakterleri olan bu yapımları da "iyi kurgulanmış kadın baş karakter" olarak görmek mümkün değil. Doğrusu, eşit şartlarda savaşılan arenadan bileğinin hakkıyla sağ çıkan kadın karakterin güçlülüğüdür, yazar tarafından yeteneklerine, dış görünüşüne, güzelliğine, elbisesine, sevgilisine kadar kayırılanın değil. İyi bir "direnişe can verecek poster çocuğu" kurgusu görmek isterseniz Vasiliy Zaitsev'in hayatını "kabaca" konu edinen Kapıdaki Düşman'ı izleyebilirsiniz mesela.

Aynı şekilde ScarJo'nun Demir Adam 2 filminden sonra rol aldığı Marvel yapımlarının tamamındaki rolü "savaşın ortasında dahi saçı ve makyajı tamam, ortalama amerikan izleyicisinin streç deri fetişizmini tatmin edici, göz şekeri" unsurundan öteye gidememiştir. Vasat sinema yorumcuları dahi bu karaktere biçilen kıytırık role isyan ediyorken, tutup bu konu başlığında örnek göstermek bence abestir.

Bir başka korkunç örnek de, çizerinin "bondage" fantazileri doğrultusunda şekillendirdiğini söylemekten dahi çekinmediği Wonder Woman. Kurgusunun kökenini dayandırdığı ve nice feministin ruhani kalesini teşkil eden Amazon kültürü doğan erkek çocuklarını bebekken sakat bırakır ve köle olarak ömür boyu çalıştırırdı. Kadına karşı şiddeti huy ve adet edinen kültürü ne kadar sakıncalı ve zararlı görüyorsam benzer bir vahşiliği ters istikamette uygulayan kültürü de o kadar vahşi ve barbarca görüyorum. Lakin Wonder Woman kökeni bakımından o kadar kötü tasarlanmış bir karakterdir ki yüzeysel olarak bu kültüre dayandırılsa da karakteri tasarlayan vatandaş bu kültürün cahili olduğu için ancak anaerkillik ögesini içermektedir, kalanı çizerin cinsel fantazilerini üstü kapalı esprilerle sürdürdüğü bir karikatürdür. İronik tarafı, göğsünün ortasında kocaman bir kartal simgesi taşıyan Wonder Woman, senelerce kartal simgesinin tarihteki öncülerinden Roma'ya karşı savaşmış olan Amazonlara mensuptur. Kurgusundaki kültürel çarpıklıklar bu seviyedeyken bunun bir önemi yoktur çünkü en nihayetinde orta sınıf bir çizer tarafından genel geçer kültür fukarası Amerikan toplumunun 8-14 yaş grubu mensuplarına hitap etmek üzere ortaya çıkarılmıştır. Süpermen ne kadar Amerikan hegemonyasının kötü bir parodisiyse, Wonder Woman da Amerikan toplumunda kadına biçilen yerin kötü bir parodisidir. "Cool" geçmiş hikayeleriyle yeniden kurgulanarak çekilecek filmler dahi karakterin kökenindeki bu çarpıklıkları gidermeye yetmez.

Bunun gibi eleştiriler bazı diğer örnekler için de çoğaltılabilir ama ne demeye çalıştığım anlaşılmıştır. Başrolü sırf kadın karakter taşıyor diye bunu iyi ya da güzel addedemeyiz.

Diğer taraftan, fiziksel güç ve kuvvet sahibi olmak, kadınlar ile erkekler arasındaki fiziksel yeterlilik farkı, tamamen coğrafi ve genetik olarak değişebilen bir unsurdur. Fiziksel gelişimin yüksek seviyede olduğu coğrafya ve iklim koşullarında biyolojik olarak bu makas açılırken, bu gelişimin kısıtlı kaldığı örneğin uzakdoğu coğrafyasında kadın ile erkek arasındaki fiziksel güç farkı neredeyse yok sayılabilecek seviyededir. Bu sebeple ortaçağda Onna Bushi gibi salt kadın savaşçı sınıflarını, zweihander gibi fiziksel güce dayalı silahlar yerine katana gibi yeteneğe ve çevikliğe dayalı silahları, ağır plaka zırhlar yerine deri ya da zincir zırhları ağırlıklı olarak gözlemleriz. Bunlar, o coğrafyada kadınların da en az erkekler kadar çevik ve yetenekli olabildikleri (ve içinde yaşadıkları toplumun fiziksel güce dayanmadığı) için savaş teknolojisini dahi şekillendirdiklerini göstermesi bakımından önemlidir. Hakeza Orta Asya Türk toplumları ve moğol toplumları da benzer şekilde kadınların da erkekler gibi savaşabildikleri (ve dolayısıyla lider olabildikleri) örneklerdir. Batıya gelindiğinde, özellikle fiziksel gelişimin hava sıcaklığıyla doğru orantılı olarak arttığı coğrafyalarda erkeğin egemenliği bariz bir şekilde kendini hissettirir, toplumların kültürleri de tıpkı dilleri gibi içinde bulundukları coğrafyanın fiziki şartlarına uyum gösterir.

Dolayısıyla, Kimmeryalı (gerçi oralımı bilmiyorum ama öyle olduğunu tahmin ediyorum) Kızıl Sonya zorlama bir fantazidir, ancak katana kullanan japon kızı ya da Hakan olan Tomris değildir. Sonya'yı, hele de giydiği o bikini mail ile, delik deşik ederler, benden söylemesi :) Çıldırmaya gerek yok yani.

Bu bakımdan, karakterin içinde bulunduğu şartlar, cinsiyetinin kurguda oynadığı rol üzerindeki inandırıcılık katsayısına önemli oranda etki eder. Rang'a katılmadığım husus budur. Eğitimsiz de olsa vücudunda doğuştan yeterince midi-chlorian barındıran bir karakter, kadın-erkek olsun farketmez, en deneyimli jedi ya da sithi rahatlıkla mağlup edebilir. Anakin bacak kadar çocukken yetişkin bir insanın reflekslerinin takip edemeyeceği hızda giden pod yarışlarını kazanabiliyorken rahatsız olmadıysanız, Force Awakens'daki kızcağızın Kylo Ren gibi bir sünepeyi yere serebilmesinden de rahatsız olmamalısınız. Bütün mesele, Lucas gibi bir geekin kaleminden çıkmış OP force gücünün sizin yanınızda olmasıdır, kurgu budur ve kendi içinde tutarlıdır.

Güzel bir kadın karakter örneği de ben vererek ziyadesiyle uzun yorumuma noktayı koyayım. Konu başlığını okuyunca benim aklıma gelen ilk Dişi Protagonist Lara Croft oldu. Ama Angelina'nın oynadığı kepaze filmdeki Croft değil, ilk serilerinde göğüsleri kafasından büyük (ve serinin her yeni oyununda da daha da büyüyen!) görsel olarak objeleştirilmiş Croft da değil, son yıllarda başarılı bir şekilde yeniden kurgulanmış olan Tomb Raider ve Rise of the Tomb Raider oyunlarına baş karakterlik etmiş Lara Croft'tur. Senelerdir, fi tarihinde ilk çıkan oyunu da dahil çıkmış bütün oyunlarını oynayıp bitirmiş (evet, 3'ü bile bitirdim!) birisi olarak diyebilirim ki son serideki Croft'u takdir etmemek ve onunla özdeşleşmemek mümkün değil. Evet, fiziksel olarak karşısına çıkan 20 cm uzun, 50 kg ağır, yapılı hapishane kaçkınları ya da paralı askerlerden yeri geldiğinde bir güzel dayak yiyen, gözünü hücrede açan, üzerine çullanan bir suikastçıdan klişe bir "kasığa diz" sahnesiyle değil de ancak arkadaşının yardımıyla kurtulabilen ama yeri geldikçe hem aklını kullanıp hem fiziksel gücünü ve çevikliğini zorlayan, sargı bulamayınca yarasını çakmakla kızdırdığı demirle dağlayan, kelimenin tam anlamıyla sınırlarını bilen ve bu sınırlar içinde olabildiğince gerçekçi bir şekilde hayatta kalmaya çabalayan bir "survivor"... İşte başarılı bir kadın karakter, hem de fiziksel olarak kendisine baskın gelecek karşı cinsten rakiplerini de bir şekilde alt edebiliyor. Demek ki kaliteli çalışıldığında ve gerçekçilik "popülizm" uğruna feda edilmediğinde gerçekten güzel bir kadın baş kahraman var olabiliyor.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi

Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #49 : 10 Ağustos 2016, 14:39:10 »
.
Magic's just science that we don't understand yet.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #50 : 10 Ağustos 2016, 14:54:07 »
BEN DE TEKRARLAYAYIM!

Beyler bayanlar. Arkadaşlar. Romalılar!

Kadını tartışmıyoruz. Dişi baş karakter olur mu, olursa nasıl olmalı, kitaplarda ve filmlerde kadın baş karakterle karşılaştığınızda bundan keyif alıyor musunuz, sevdiğiniz kadın baş karakterler ve özellikleri nelerdir?

Bunları tartışıyoruz, bir. Bu konuların dışına çıkıp kadının yerini irdeleyen, kadına hakaret eden, aynı şekilde erkeği de küçümseyen mesajlar silinecektir. Birbirinize hakaret eden mesajlarınız da şu andan itibaren silinecektir. Bana yöneticilik yaptırmayın :) Beni tanıyorsunuz, ılımlı ve sakin biriyimdir. Lütfen böyle tanımaya devam edin.

Forum ortamı karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak için var. Başkalarının fikrine saygınız yoksa, alacağınız aykırı cevaplar hoşunuza gitmiyorsa, farklı bakış açılarını kabullenemiyorsanız bu tür başlıklar açmayın.

Konu üzerinden tartışmaya devam edebilirsiniz. İyi forumlar...
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #51 : 10 Ağustos 2016, 15:08:28 »
.
Magic's just science that we don't understand yet.

Çevrimdışı tetsuo

  • *
  • 37
  • Rom: 1
  • true pain true peace
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #52 : 10 Ağustos 2016, 15:18:34 »
Lara Croft'un ortaya çıktığı hali değil de son versiyonunu övüp aynısını Wonder Woman'a yapmamak çifte standarttır. Wonder Woman'ı sadece 'bondaj' ya da 'fetiş' ürünü olarak görmek yıllar içinde karakter için yazılmış saygın serilerden bir haber olunduğunu gösterir. Dahil olduğu medya gereği, konseptiyle oynamalar yapılmış ve her zaman yapılması gerekecek olan 75 yıllık bir karakterden bahsediyoruz. Her zaman belli bir standardı tutturması mümkün olmuyor fakat bu tarihinde çok kaliteli uyarlamalar olduğu gerçeğini de değiştirmez. En basiti fotoğrafını attığım seri The Legend of Wonder Woman, Renae De Liz tarafından geçtiğimiz yıl yaratılmıştır. Bu serideki Wonder Woman, çoğu baş karakterden daha derin olduğu gibi doğaldırda.
It was me, waiting for me, hoping for something more...

Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #53 : 10 Ağustos 2016, 16:01:20 »
.
Magic's just science that we don't understand yet.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #54 : 10 Ağustos 2016, 16:35:09 »
2 kez uyarılmasına ve konunun devamında ana temanın dışındaki mesajların silineceği, daha da ilerisinde konunun kilitlenileceğine değinilmişti, biliyorsunuz. Ancak değişen pek bir şey yok.

Şimdi birkaç şeye değinmek istiyoruz.

1. Toplumsal algı:

Farklılık ve eşit olmamak toplumsal algıda eşanlamlı değildir. Çünkü tarih boyunca görülmüş pek çok ayrımcılık "eşit olmamak" olarak tabir edilmiş ve bağnaz kişilerce bu sözlerle savunulmuştur. Hal böyle olunca siz "kadın ve erkek eşit değildir" dediğinizde karşınızdaki kişiler (ister erkek, ister kadın olsun) bu konuda geçen kadını aşağılıyormuşsunuz gibi algılar. Çünkü toplumsal algı bu şekilde işliyor. Çünkü eğitimde, adalette (maalesef), seçme/seçilme hakkında ve daha pek çok alanda cinsiyet üzerinden "eşitsizlik" söz konusu ve bunlar bu şekilde ifade ediliyor. Yıllardır hem de. Hal böyle olunca "eşit değiliz" dediğinizde, insanların aklına toplumsal hayatta hak ve özgürlüklerde eşit olmama gibi kavramlar gelecektir. Böyle bir talihsizlik yaşandığını düşünüyoruz.

2. Konu kurguda kadın başkarakterken aynı konu bir anda kadının nasıl olması gerektiğine, kurgu dediğimiz şeyi gerçeklikle kıyaslamaya gitti. Amacından bir hayli saptı. Bir türlü de amacına dönemediği gibi, konunun açılışında söylenenle devamında gelen sözler birbiriyle ciddi çelişiyor.

3. Farklı görüşleri kabul edemeyecekseniz, sağlıklı ve saygılı biçimde konuşamayacaksanız Tartışma Platformu'na konu açmayınız/mesaj atmayınız. Çünkü burasının amacı tartışmaktır ve tartışma sırasında karşınızdakini dinlemeniz gerekir. Sadece kendinizi haklı çıkartmak için laf kalabalığı yapmak değil. Tartışmanın gereklerini karşılayamıyorsak ne konu açalım, ne de dahil olalım.

Ve son olarak,

Görüyoruz ki sağlıklı bir tartışma yürütülemiyor. Israrlarınız sürüyor. O nedenle bu konu süresiz olarak kilitlenmiştir.

Forumdaki yüzlerce başka konularda biraz kafa dağıtın. Bu konudaki enerjinizi başka konularda harcayın.

Herkese keyifli forumlar dileriz :).


Ek: Konu elbet tekrar açılacaktır. Ama öncesinde bir durulmanızı bekliyor olacağız.

Çevrimdışı

  • **
  • 82
  • Rom: 4
    • Profili Görüntüle
Ynt: Dişi Protagonist
« Yanıtla #55 : 24 Ağustos 2016, 14:14:47 »
Lara Croft'un ortaya çıktığı hali değil de son versiyonunu övüp aynısını Wonder Woman'a yapmamak çifte standarttır. Wonder Woman'ı sadece 'bondaj' ya da 'fetiş' ürünü olarak görmek yıllar içinde karakter için yazılmış saygın serilerden bir haber olunduğunu gösterir. Dahil olduğu medya gereği, konseptiyle oynamalar yapılmış ve her zaman yapılması gerekecek olan 75 yıllık bir karakterden bahsediyoruz. Her zaman belli bir standardı tutturması mümkün olmuyor fakat bu tarihinde çok kaliteli uyarlamalar olduğu gerçeğini de değiştirmez. En basiti fotoğrafını attığım seri The Legend of Wonder Woman, Renae De Liz tarafından geçtiğimiz yıl yaratılmıştır. Bu serideki Wonder Woman, çoğu baş karakterden daha derin olduğu gibi doğaldırda.

Sevgili tetsuo, eleştirilerine çok kısa bir şekilde cevap vermeye çalışacağım. Yaptığımın çifte standart olduğu ile ilgili görüşüne katıldığımı söyleyemeyeceğim. Bunun sebebi, LC karakteri ile WW karakteri arasındaki belirgin bazı farklılıklardır. Sırayla izah edersek, WW'yi bondaj fetişi olarak gören ben değilim, bunu söyleyen bizzat karakteri ilk oluşturan ve tasarlayan kişidir. WW'nin kökeni ile ilgili Kotaku'nun enfes bir makalesi vardı, ingilizcen varsa arşivden bulup bir göz atmanı tavsiye ederim. Evet, geçen her yıl yeni ve farklı bir karakter yapısıyla karşımıza çıkıyor ama bir şeyi unutmamak lazım: Karakterin özünü oluşturan temel esaslar değişmiyor, yani benim eleştirdiğim kement ve kartal hala yerli yerinde. Yani bu öğelerden hiçbir şekilde taviz verilmiyor. Öbür yandan LC karakterini oluşturan şey bir adamın garip cinsel fantazileri değil, Indiana Jones tarzı macera oyunlarının 90'lı yıllardaki popülerliğine 'farklı' duran bir katkı sağlamak için erkek yerine kadın olarak vücuda getirilmiş bir karakterdir. Bunun ötesinde karakterin kökeninde eleştirilebilecek bir şey olmadığı gibi görsel olarak zamanının diğer bütün oyunları gibi genç ergen oyuncu kitlesine hoş görünecek abartılı vücut porsiyonlarından başka bir kusuru da yoktur. Bunlardan da, yukarıda bahsettiğim gibi, aradan geçen zaman ve çeşitlenen oyuncu profili dikkate alınarak serinin revizyonu sonucunda vazgeçilmiştir. Sonuçta karşımızda görsel açıdan sıradan genç bir maceraperest vardır. WW gibi adeta alnının ortasında "ben birilerinin fetişiyim" diye bağıran figürleri ısrarla barındırmaya devam etseydi elbette LC'ı da eleştirmekten çekinmezdim, en nihayetinde yapımcısı babamın oğlu değil ya :)

Son olarak, WW ile ilgili eleştiri yaptığımda tepkiyle karşılaşacağıma kesin gözüyle bakıyordum, bunu da ifade etmeliyim. Bize günümüzde SJW trendi kapsamında dayatılan bazı figürlerin de önceki alternatifleri kadar kötü olduğunu düşünüyorum. O yüzden buraya tekrar yazacağım, bikini plate giyen bir WW karakterini kimse ciddiye almamı beklemesin. Kadının elinde kılıç kalkan var, boynu, şah damarlarının ikisi ve ciğerlerinin yarısı açıkta geziyor. Come on! Düzgün kadın karakter kurguda az bulunuyor diye kötünün iyisine razı olmayalım arkadaşlar.
"Demire şeklini veren demircinin iradesidir, çekicin darbesi değil." - Turram oğlu Kopram, Hakon'un demircisi