Kafka herşeyden önce yalnızdır. Daha sonraki aşamada ise bedeniyle bir bütün olamamaktan sıkılmaktadır ve hatta bundan yorgundur.
Asıl anlatmak istediklerini anlatamadığı için başka bir sürü şey anlatmıştır. Ve buna da bağlı olarak sadece iki kişiyle yalnızlığı biraz hafiflemektedir: Max Brod ve Milena Jesenska. Onlar onun anlatamadıklarını, anlatmadıklarını anlıyorlardı.
Tüm eserlerine yansıttığı da aslında bu yalnızlıktır. Toplumla olan ilişkisiyse toplumu oluşturan insanların kendi yüzeysellikleri ve cehaletleriyle kendi içlerindeki insanları nasıl yalnızlığa mahkum ettiğinin bir incelemesidir.
Kafka hiçbir zaman kendini bir yazar olarak görmemiştir. Bunda babasının etkisi de büyük olsa da o sadece anlatmak istediklerini kendi kafasında araştırmak, kendini ifade etmek ve oyalamak için yazmıştır. Ve kendini sadece yazabilen biri olarak görmüştür.
Toplumu ya da insanları değiştirmek için hiçbir zaman istekli olmamış, kendini bunun için çok güçsüz hissetmiştir.