Konu: The Shining

[Amèlie]

Tür :   Korku / Gerilim
Yönetmen : Stanley Kubrick
Senaryo : Stanley Kubrick , Stephen King (Kitap)
Görüntü Yönetmeni : John Alcott
Müzik : Wendy Carlos ,  Rachel Elkind
Yapım : 1980, İngiltere , 146 dk.

Oyuncular

Jack Nicholson (Jack) , Shelley Duvall (Wendy Torrance) , Danny Lloyd (Danny) , Scatman Crothers (Dick) , Barry Nelson (Stuart Ullman) , Philip Stone (Delbert Grady)
Jack Torrance (Jack Nicholson) Colorado dağlarındaki Overlook Oteli'nin bakıcısı olmayı kabul eder. Otel kışın kapalı kalacağından Jackve ailesi uzun bir süre boyunca mekanın tek misafirleri olacaklardır.

Kar fırtınası aileyi dış dünyadan yalıttığında, medyumluk ve telepatik güçlerden nasibini almış olan Jack'in oğlu Danny otelin "perili" olduğunu ve ruhların babası Jack'i yavaş yavaş çıldırma noktasına getirdiğini farkeder.

Jack, yıllar önce karısı ve iki kızını öldüren otelin eski bakıcısı Bay Grady'nin hayaletiyle tanıştığında işler iyice kızışacaktır.

Shining çoğu kişiye göre Kubrick'in gerçek başyapıtı. Usta yönetmen bu filmde gerilim ve korkutma sanatını, eşsiz bir grafik anlatımla sıfırdan inşaa ediyor. Filme kaynaklık eden Stephen King'in romanı, ülkemizde de "Medyum" adıyla, bir dönemin en çok satan kitapları arasındaydı.

[Fırtınakıran]

Sonunda izledim.

İzlerken aklıma gelen ilk şey "acaba kitabı nasıldır?" demek oldu. Film beni çekip, kitabını okutmaya teşvik etti. Ayrıca oldukça uzun bir film(2 saat 23 dakikaydı sanırım). Asıl olaylara da hemen girmiyor Stanley amca . Gerilimi bir binanın alt yapısı gibi zemine döşeyip(sessizce) ardından katları çıkıyor sanki. Mühendisi bir yanı var .

O değil de Jack Nicholson dehşetti! Yani adamın kendi normal tipinde bir psikopatlık var zaten, o role de ondan iyi kimse oturmaz bence. Adamın yaradılışından gelen suratı uygun bir kere ! En azından bana öyle geldi filmi izlerken. Diğer filmlerdeki halini de düşününce tam yerine oturmuş dedim.

Jack Nicholson gerçekten de sırf o oyunculuğu için filmi izlettirir.  Ayrıca, eşi ve çocuğu rolündeki oyuncuları da çok başarılı buldum. Özellikle çocuk, küçük yaşına göre bence oldukça iyi oynamış. Eş ise başta beğenmesem de sornaları boş olmadığını gösterdi.

Filmin konusunu arkadaş anlatmış vakti zamanında. Bu film Türkçe'ye "Cinnet" adında çevrilmişti bence çok da yerinde olmuş. Kitabın tanıtımını okumuştum Darly tarafında yazılan , orda anlatılanlardan çok burda baba karakterine eğilinmiş daha çok. Bu yüzden babanın o ruh halini "Cinnet" ismi çok güzel açıklamış.

Dediğim gibi, gerilimin tam olarak kendini gösterdiği kısımlar sonlarda. Siz daha çok bir baba nasıl ve neden cinnet geçirir, bulunduğu o otel ona neden böyle şeyler yaptırıyor ve zaten bir takım sorunları olan bu babanın ailesine karşı beslediği gizli(sonradan su yüzüne çıkan) takıntıları görüyorsunuz. Psikolojik bir yanı olduğu çok açık.

Ben çok beğendim. Biraz ağır bir film(olayların gelişimi bakımından) ama sıkılmazsanız sonuna kadar mutlaka izleyin de Jack Nicholson nasıl güzel cinnet geçiriyor görün . Valla bazı yerlerinde kahkahayı patlattım mimikleri dehşet

[Amras Ringeril]

Kubrick'in oyuncu kullanımı efsane zaten, bu filmde Wendy rolündei Shelly Duvall'ı resmen delirttiği, bir sahneyi 127 kez tekrar ettirdiği söylenir (yuh).

İlginç bir ayrıntı var filmde, Kubrick hep mükemmeliyetçiliğiyle bilinir ama filmin başında arabayla yolculuk sahnesinde yol kenarında, dağda helikopter gölgesi çok rahat görülebiliyor.

[Fırtınakıran]

İlginç bir ayrıntı var filmde, Kubrick hep mükemmeliyetçiliğiyle bilinir ama filmin başında arabayla yolculuk sahnesinde yol kenarında, dağda helikopter gölgesi çok rahat görülebiliyor.

Evet! Onu ben de gördüm . Neyse neyse, adamın onca emeğine karşılık görmezden gelelim

Bende bu yaz seyrettim ve gerçekten şok edici bir film olduğunu söylemeye gerek yok seyredin ve görün derim.
Evet Kubrick gerçekten tekrar çekimler yaparak Danny(Danny) hariç herkese işkence yapmış Amras Ringeril'in söylediği gibi. Wendy(Shelly Duvall) normalde daha geveze ve bıktırıcıymış ama Kubrick onu o kadar bıktırmış ve moralini bozmuş ki filmde hiç öyle değil bildiğiniz gibi.
Bu arada Fırtınakıran'a katılıyorum film gerçekten Jack Nicholson'ın oyunculuğu için seyredilebilir. Sadece tırstım diyebilirim. Ne "Rosemary's Baby"de, ne "Psyco"da bu kadar gerildim ve korktum.
Bir de ekşide Shelly Duvall için Safinaz'a benziyor diyip duruyorlar ve kadın gerçekten bir filmde Safinaz rolünü oynamış. Şaşırtıcı geldi
Ayrıca küçük Danny'cik o zaman korku filminde oynadığını bilmiyormuş.

[alper]

Stephen King, benim kitabım böyle değildi ne olmuş buna diyerek değişiklikler yüzünden Kubrick ile kavga etmiş, doğruluk payını bilmiyorum, ancak daha sonra King kendi filmini çekmiş ve tadından yiyememişler. Kubrick'in çektiği haliyle daha güzeldir herhalde. Diğer versiyonunu izlemedim gerçi.

Jack Nicholsun'un buradaki oyunculuğu bana One Flew Over Cuckoo's Nest'teki(Türkçesi Guguk Kuşu'ydu sanırım) performansını anımsattı. Her türlü psikopatlık gidiyor adama.

Evet evet öyle bir olayda var. 1997'de bir daha çekilmiş, ben de seyretmedim ama bunun kadar güzel olduğunu olabildiğini düşünmemekteyim. Kim bu filmde Jack Nicholson'ın yerini tutabilir ki?
Ayrıca One Flew Over Cuckoo's Nest'i şu sıralar indiriyorum torrentten yorumunu aklımın köşesine yazdım, saol.

[angelofiori]

Sizlere Stephen King 'in çektiği The Shining filmini tavsiye etmiyorum. İnanılmaz derecede vasat ve gereğinden fazla uzun. Film 259 dakika. Belli bir süre sonra çekilmez oluyor. Bir sitede bu filmle ilgili şu yazı dikkatimi çekti:

''Kitabı ve filmi de takip edenler görecektir ki iki mecrada ciddi farklar gösterir. Filmin vurucu etkisi kitap da düzenli bir şekilde vuku bulmaz.. Stanley Kubrick, kitabı ilk eline aldığı zaman fikri çok beğenir. Parlamalar, otel, cinnetin eşiğinde adam ve cinnet.. Stanley Kubrick kitap ile ilgilendiğini Stephen King'e söyler, King ise bundan çok mutlu olur.. Sonuçta Stanley Kubrick gibi bir usta kitabı ile ilgilenmiştir. Hemem işe koyulur ve bir senaryo yazar. Kubrick senaryoyu hiç okumaz bile geri postalar.. Böylece unutulmaz Cinnet, Kubrick'in eşsiz beyin dalgaları arasında şekil bulur.. Kubrick fikri beğenmiştir ama, hikayeyi değil..

Stephen King'in kitabının temelinde gizemli otel vardır. Kubrick ise insanları, insan psikolojisini ele alır. Bir adamın, sıfırın eşiğinde bir adımın delilik ile akıl arasında ki o ince çizgideki durumunu ele alır. Film bitince Stephen King, filmi hiç beğenmez. Filmin ileride hatırlanmayacak bir çöp olduğunu dahi düşünür. Aradan yıllar geçer, şimdilerde Cinnet'in geldiği yere bakın.. Stephen King, Kubrick'e nazire yaparak kendi Cinnet'ini geçer.. Sonuç koskocaman bir hüsran.. Bu vahim durum Kubrick'in; "King aslında iyi bir yazar değil, sadece iyi bir fikir adamı" lafını haklı çıkarır. Kendi aklında kurduğu Cinnet anı felaketten başka bir şey olmaz. Şimdiler Cinnet bulunmazken, King'in Cinnet'i ise ancak Kubrick'in filmi diye yanlışlıkla alınır olur.'' (Alıntıdır)