Aslan, Cadı ve Dolap'ı ilkokulda okumuş oldukçada sevmiştim. Daha sonra devam kitaplarını küçük ilçemde bulamamıştım. Sonuçta hikaye devam edecekmiş hissi vermeden sonlanmıştı. O yüzden seri aklımdan çıkmıştı. O arada filmleri çektiler vs.
Geçenlerde tüm seriyi e-kitap olarak edindim ve kronolojik sıralama ile okumaya başladım. Kitapların kısalığı bir yana ilk kitapta üslup bana itici ve neredeyse okunamaz zorlukta geldi. Karakterlerin hiçbiri ile bağ kuramamam bir yana hikaye bana eğlenceli, okunabilir bile gelmedi. Kitabın tek yazılış amacının dolabın, Profesör'ün bilgisinin falan nerden geldiğini anlatmak olduğunu düşünüyorum.
Yıllar önce okuduğum Aslan, Cadı ve Dolap'ı daha fazla severim, diye düşündüm. Atlamadan, kitabı tekrar okuyayım dedim. Hikaye nostaljinin sıcaklığı ile kendini okuttu. Büyücünün Yeğeni pek fazla sarmasa da Aslan, Cadı ve Dolap'ı hızlı bir şekilde okuyup bitirdim.
Sırada At ve Çocuk vardı ve keşke olmasaydı. Tüm serinin en zayıf okuması en zor ve hikayesi de hoşuma gitmeyen kitabı oldu. Bitirdiğimde devam edip etmeme arasında kaldım. Para verdim, okuyacağım deyip, kendimi zorlayarak, Prens Caspian'ı okumaya başladım. Peşinden bu seriyi bitirmeliyim gazı ile son iki kitabı da okudum. Son kitabı köşeye koyduktan sonra tüm seriyi pek beğenmediğimi anladım. Aslan, Cadı ve Dolap tek başına harika bir kitaptı. -nostaljinin etkisi yok diyemem.- Fakat, Lewis'in seriyi bitirişi olsun, Susan'a yapılanlar olsun, hikayenin genel gidişatı olsun tam anlamıyla beni kendine bağlamadı.
Biraz iddaalı bir laf olacak lakin eğer Narnia serisi bugün yazılmış olsa aynı etkiyi yaratacağını düşünmüyorum.