Bir kaç örnek şöyledir:
Devler. Karaçaylar devlere "emegen" derler ve Dede Korkut'ta da dev motifine rastlanır. Ayrıca Alpamış destanı/efsanesinde de "dev" mevcuttur. Dev motifi diğer dünya mitolojilerinde de mevcuttur, kimileri der ki, söz gelimi tepegöz motifi Türkler'den Yunanlılara geçti, kimileri der ki Yunanlılardan Türklere geçti, kimileri der ki Hint-Avrupa motifidir vs. Ancak benim tuttuğum görüş der ki, bu motifler arketiplerin yansımasıdır, mitolojiler arasında motif alışverişi vardır ancak bu temel motifler özgün bir biçimde her mitolojide, diğerlerinden bağımsız olarak gelişir. Benzerliğin sebebi, "benzer şartlarda benzer evrimleşir" kuralıdır.
Gök Börü/Kurt. Çok eski ve önemli bir motiftir. Tanrı'nın elçisi, yol gösterici olarak karşımıza çıkar. Ayrıca atasal efsanelerde "köksel ata" olarak da, totemik bir öğe olarak karşımıza çıkar. Türklerin kendilerini özdeşleştirdikleri hayvandır. (Göçebe bir millet olan Türklerin yaşam tarzı kurtlar ile homolog benzerlikler gösterir.) Ve bu sebeple, doğrudan "doğadaki kurt" değil, fantastik bir kimlik kazanmış kurt figürü karşımıza çıkar.
Alageyik/Keçi/Koyun: Coğrafyaya göre hayvan değişir, başlarda geyik iken, sonra koyun olmuştur. "Boynuzlu hayvan" desek daha doğru. Temel besin görevi gören hayvanın kutsanması yaygın bir motiftir, boynuzlu hayvan" figürü de, toplumu beslediği için kutsaldır. Anadolu'da yerleşik hayata geçen Türkler için bu motif yerini biçimsel olarak "ekmek"e bırakmıştır, ancak görevi ve anlamı aynıdır. Yine kurt gibi, üstlendiği anlam dolayısıyla karşımıza fantastik bir öğe olarak çıkar.
Al karısı: Genelde hamilelere/lohusalara musallat olan kötü ruhtur. Daha sonra "karabasan" ile birleşmiştir.