İris, kanatlı gökkuşağı ve aynı zamanda Olimpus Tanrılarının habercisi olan bir Tanrıçaydı. Baştanrı Zeus’un karısı olan Hera kocasının çapkınlıklarına kızıp, onun başka tanrıçalar veya güzel ölümlü kızlarla yapmış olduğu kaçamaklarını, göklerin en doruk noktalarından kontrol etmeye çalışıyordu. Fakat her yere yetişemediği için bazen Tanrıça İris’in yardımına başvurmak zorunda kalıyordu.
Günün birinde Baştanrıça Hera, kocası Zeus’un, evlenmeden sevdiği Tanrıça Leto’yu hamile bıraktığını öğrenir. Buna çok öfkelenen Hera, Apollo ile Artemis adındaki ikiz çocuklarını doğurmak üzere olan zavallı Leto’yu bir yerden bir yere kovdurtur. Leto’nun gittiği yerleri izleyebilmek için Tanrıça İris’i Mimas Dağının tepesine oturtur çünkü oradan bütün adaları görmek çok kolaydır. Böylece Leto Mimas dağın eteğine vardığında, İris haberi hemen Hera’ya ulaştırır ve Hera Leto’yu da Mimas’ tan kovdurtur. Leto en sonunda Delos adasında uzun süren doğum sancıları çektikten sonra ikizleri Apollo ile Artemis’i dünyaya getirir.
(Bu mitoloji hikayede gördüğümüz gibi, Mimas Dağın tepesi Olimpus Tanrıları için bir nevi gözetleme yeriydi. İlginç olan tarafı ise eski Mimas ve bugünkü adıyla Bozdağ tepesinde bugün de, ama bu sefer modern cihazlarla donatılmış gözetleme ve radar tesislerinin bulunduğudur...)
Karaburun Yarımadasının güney batısında, yazın kuruyan ve yağışlarla yeniden oluşan İris Gölü diye adlandırılan küçük bir göl vardır. Acaba bu gölün adının bu mitolojik hikayeden kaynaklanmış olabileceği varsayılabilir mi?...