"Hayatta adap kitaplarında olmayan durumlar ortaya çıkar, bunlar öyle zor ve hassas durumlardır ki, onlarla başa çıkabilmek büyük bir incelik ve kendine güven ister. Bu erdemlere sahip olmayan Stefan cenaze törenine nasıl katılacağını bilmiyordu; kararsız bir şekilde durdu, gözlerin kendisine doğru çevrildiğini hissediyordu, bu durum kafasını daha da karıştırdı. Neyse ki, kortej tam kilisenin önünde durdu. Papazlardan biri kamyona doğru yürüdü ve şoföre bir şey sordu; şoför başıyla evet dedi, Stefan'ın tanımadığı bazı köylüler kamyondan aşağıya atlayıp tabutu indirmeye başladılar. Bir karışıklık oldu, Stefan bu sırada kamyonun çevresinde ayakta duran kalabalığın arasına girmeyi başardı. Baştan aşağıya siyahlar giymiş Aniela yengenin yürümesine destek olan Ksawery amcanın tıknaz ve kısa boyunlu vücudunu ve kır saçlarını tam fark etmişti ki, boğuk bir ses tabutu kiliseye taşımak için daha çok insana gerek var diye seslendi. Stefan ileriye doğru atıldı, ama herkesin baktığı bir sırada biraz sorumluluk isteyen bir davranış gerektiğinde hep yaptığı gibi, her şeyi berbat etti ve gayreti kamyonun yönüne doğru sinirli bir tökezlenmeden başka bir işe yaramadı. Sonunda tabut onun yardımı olmaksızın topluluğun başları üzerinde kaldırıldı ve Stefan'a da Anzelm amcanın, babasının en büyük abisinin, kürk paltasunu taşımak düştü. Amcası son dakikada paltoyu çıkarıp Stefan'a vermişti.
Stefan paltoyu kilisenin içine taşıdı. İçeriye son giren kişiydi, ama ağır ayı derisini taşımakla törene bir katkısı olduğuna içtenlikle inanıyordu. Çan tekdüze şarkısını kekeleyerek sona erdirdi, her iki papaz da bir an için ortadan kayboldular, aile üyeleri oturma sıralarına yerleşince papazlar yeniden ortaya çıktılar ve Latince cenaze duasının ilk kelimeleri kürsüden yükseldi.
Stefan oturabilirdi, çünkü yeterince yer vardı ve amcasının kürk paltosu da hafif sayılmazdı, ama yüküne katlanarak ayakta durmayı tercih etmişti, belki de palto bu kadar çok ağır olduğu için, onu daha önceki beceriksizliğinin kefaleti sayıyordu."
(Anlık beceriksizliğine anlam yükleyip, kendini, yine kendisinin bilebileceği bir yöntemle cezalandırması trajikomik. Ama hiçte yabancısı olduğum bir durum değil
)
Dönüşüm Hastanesi - Stanislaw Lem