“Kötülükler kara bir çamur gibi bulaşmışsa paçalarına
dikkat et insanoğlu; sonun yakın demektir…”
Maya, olağanüstü güçler taşıdığının farkında değildir. Pek çoğumuz gibi… Her şey, Maya’nın Sonsuzluk Şehri’nden gelen ve sıra dışı bir adam olan Noah ile tanışmasıyla başlar.
"Zamansız" bir yerdir Sonsuzluk Şehri. Gizli bir kum saatinin içinde Zamanın Kumları devamlı akmaktadır. Kumlar’ın tükenişi insanlığın sonunu mu getirecek? Büyük kehanet nedir? Gölge Savaşçıları kimlerdir? Bütün bu soruların cevapları Maya’nın hayatını nasıl değiştirecek?
Çocukluktan genç kızlığa geçtiği bir dönemde Maya’nın yaşadığı olağanüstü bir serüven ve gerçek arkadaşlığın anlamını işleyen fantastik bir roman… İyilik ve kötülüğün içimizdeki gizli savaşı…
Romanın arka kapağındaki yazıdan az çok hikayenin ne olduğu anlaşılsa da biraz daha ayrıntıya girmek istiyorum. Maya on iki yaşında bir kızdır ve Noah adlı gizemli bir adamla tanışmaya başlamasıyla bütün hayatı değişir. Artık Sonsuzluk Şehri denilen bir yerden haberdar olur ve zaman kumlarının koruyucularından biri olduğunu öğrenir. İnsanlığın sonunun gelmemesi için sonsuzluk şehri koruyucularının vermesi gereken büyük bir savaş vardır. Maya burada gerçek bir koruyucu olmak için eğitilirken gerçek dostluğun anlamını öğrenecek ve yeni edindiği arkadaşı Lev ve gizemli yol göstericisi Noah ile olağanüstü bir serüvene çıkacaktır.
İlk sayfalarda zaman zaman kitaptan sıkıldığımı itiraf etmeliyim. Işığın koruyucusu, aider kehaneti, sonsuzluk şehri… Bunlar da neyin nesi derken birden sıkıcı yaz günlerinde önüme hiç bilmediğim bir dünya açıldığını fark ettim
Aslında Maya için fantastik roman görünümlü kişisel gelişim kitabıdır desem abartmış olmam. Çünkü on iki yaşındaki bir çocuğun bir sene içinde olgunluğa ulaşmasını sağlayan doğa üstü olaylar karşısındaki tavrı okuyucuyu kendi iç alemine döndürüyor. Hemen öyle felsefi ya da psikolojik bir kitap olduğunu düşünmeyin. Sadece yazar Payal Dhar anlattığı olaylar karşısında kahramının yaşadıklarını anlatırken okuyucuyu hayerete düşürecek şekilde kendi iç alemine dokunduruyor. Maya bunun için tam bir senesini verdi, ama ben iki günümü. Hiç de fena sayılmaz değil mi?
Ayrıca yazar zaman kavramına da değinmiş romanında. Noah Maya'ya zamanın ne olduğunu sorduğunda ise "Saatlerle ilgili bir şey. Zaman geçer falan. Yani bilirsiniz gece gündüz gibi bir şey..." şeklinde yanıtlıyor. Okurken bir an düşündüm de acaba benim bu soruya verecek cevabım şu on iki yaşındaki ufaklıktan farklı mı olacak diye. Aslında hayır, pek düşünmediğimiz zaman ve ruh kavramları kitapta okuyucuyu sıkmayacak biçimde irdelenmiş.
Bu kitabı okurken sıkılırmısınız, yoksa benim gibi bir sonraki sayfayı çevirmek için sabırsızlanmaya mı başlarsınız bilemem. Ancak fantastik kurgunun içine yerleştirilmiş felsefi düşüncelerle zenginleştirilen bu esere kitaplığınızda yer açmanızı tavsiye ederim.
