Kayıt Ol

Beğendiğiniz Alıntılar

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #330 : 15 Ekim 2017, 21:06:37 »
"Hayatta adap kitaplarında olmayan durumlar ortaya çıkar, bunlar öyle zor ve hassas durumlardır ki, onlarla başa çıkabilmek büyük bir incelik ve kendine güven ister. Bu erdemlere sahip olmayan Stefan cenaze törenine nasıl katılacağını bilmiyordu; kararsız bir şekilde durdu, gözlerin kendisine doğru çevrildiğini hissediyordu, bu durum kafasını daha da karıştırdı. Neyse ki, kortej tam kilisenin önünde durdu. Papazlardan biri kamyona doğru yürüdü ve şoföre bir şey sordu; şoför başıyla evet dedi, Stefan'ın tanımadığı bazı köylüler kamyondan aşağıya atlayıp tabutu indirmeye başladılar. Bir karışıklık oldu, Stefan bu sırada kamyonun çevresinde ayakta duran kalabalığın arasına girmeyi başardı. Baştan aşağıya siyahlar giymiş Aniela yengenin yürümesine destek olan Ksawery amcanın tıknaz ve kısa boyunlu vücudunu ve kır saçlarını tam fark etmişti ki, boğuk bir ses tabutu kiliseye taşımak için daha çok insana gerek var diye seslendi. Stefan ileriye doğru atıldı, ama herkesin baktığı bir sırada biraz sorumluluk isteyen bir davranış gerektiğinde hep yaptığı gibi, her şeyi berbat etti ve gayreti kamyonun yönüne doğru sinirli bir tökezlenmeden başka bir işe yaramadı. Sonunda tabut onun yardımı olmaksızın topluluğun başları üzerinde kaldırıldı ve Stefan'a da Anzelm amcanın, babasının en büyük abisinin, kürk paltasunu taşımak düştü. Amcası son dakikada paltoyu çıkarıp Stefan'a vermişti.

Stefan paltoyu kilisenin içine taşıdı. İçeriye son giren kişiydi, ama ağır ayı derisini taşımakla törene bir katkısı olduğuna içtenlikle inanıyordu. Çan tekdüze şarkısını kekeleyerek sona erdirdi, her iki papaz da bir an için ortadan kayboldular, aile üyeleri oturma sıralarına yerleşince papazlar yeniden ortaya çıktılar ve Latince cenaze duasının ilk kelimeleri kürsüden yükseldi.

Stefan oturabilirdi, çünkü yeterince yer vardı ve amcasının kürk paltosu da hafif sayılmazdı, ama yüküne katlanarak ayakta durmayı tercih etmişti, belki de palto bu kadar çok ağır olduğu için, onu daha önceki beceriksizliğinin kefaleti sayıyordu."

(Anlık beceriksizliğine anlam yükleyip, kendini, yine kendisinin bilebileceği bir yöntemle cezalandırması trajikomik. Ama hiçte yabancısı olduğum bir durum değil :-\)

Dönüşüm Hastanesi - Stanislaw Lem

Çevrimdışı oguzkaan

  • **
  • 92
  • Rom: 11
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #331 : 15 Ekim 2017, 21:42:13 »
"Çemberin içinde hata yaparsanız hatalarınızın bir önemi olmuyor. Hatalarınız hata olmaktan çıkıyor. Hata yapmak, çıkmaza düşmek politik erdemlerdendir, taktiktir, politik anlamda var olmanızı, basının dikkatini çekmenizi sağlar ve politikada haklı olup silinmektense hata yapıp her yerde olmak çok daha iyidir. Varlığınızı, ağırlığınızı koruduğunuz sürece dilediğiniz kadar çuvallayabilirsiniz."

Roberto Bolano - 2666 - Ç. Zeynep Hayzen Ateş - syf 706


Çevrimdışı Celebhol

  • **
  • 215
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #332 : 15 Ekim 2017, 23:17:03 »
"Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır, intihar."

- Albert Camus, Sisifos Söyleni, açılış cümlesi

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #333 : 25 Kasım 2017, 17:00:18 »
"Hiçbir canlı organizma, mutlak gerçeklik koşulları altında akıl sağlığını koruyarak yaşamayı sürdüremez; kimilerine göre tarlakuşlarıyla çekirgeler bile hayaller görür. Akıl sağlığı yerinde olmayan Tepedeki Ev, tepelerin karşısında tek başına yükseliyor ve karanlığı içinde tutuyordu. Seksen senedir böyleydi bu, bir seksen sene daha durabilirdi. duvarları dimdik yükseliyordu, tuğlaları düzgünce yan yana dizilmişti, döşemeleri sağlamdı ve kapıları güzelce kapatılmıştı. Sessizlik, Tepedeki Ev'in tahtalarıyla taşlarının üstünde muntazam uzanıyordu ve orada gezinen her ne ise, tek başınaydı."

Tepedeki Ev - Shirley Jackson

Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #334 : 31 Aralık 2017, 02:15:19 »
"Bir süre sonra anladık ki, Friedrich deli falan değildi; savaşmayı tabiatı kaldırmayan, iyi kalpli ve uysal bir adamdı, o kadar. Bir gün istasyona giden yolda ilerlerken, sadece Schleiden'deki kasap dükkânına geri dönmeyi arzuladığını; onu anlayan, hatta dinlemeye tenezzül eden tek kişi kendisi olduğu için kendi kendine konuştuğunu itiraf etti bize. Kendi kendine gülüyordu, çünkü gülmediği takdirde ağlayacaktı."

"Savaş devam ettikçe, askerler de gençleşiyor gibi geliyordu bana; Rudi de buna güzel bir örnekti doğrusu. Miğfer takmaktan terlemiş kısa saçlarının altında, Albert'ın onu son gördüğümdeki halinden daha yaşlı değildi. Çoğu asker gibi, o da miğferini çıkardığında asker kıyafetleri giymiş bir çocuğu andırıyordu."

("Askerler gençleşiyor," denirken anlatıcının farkında olmadığı şey oldukça ürkütücü.)

"Artık eskisi kadar sağlıklı değil ve çiftlik işlerini de eskisi gibi yürütemiyor. Bilmem farkında mısın ama, ellisini geçti artık. Çocuklar babalarını yaşlı ya da genç olarak görmezler, o gözle bakmazlar ya, o yüzden diyorum."

(Doğru. Anne ve babamı hiçbir zaman ne yaşlı ne de genç olarak düşünebilmişimdir. Sanki zamandan muaflarmış gibi.)

Savaş Atı - Michael Morpurgo
Bugün ikidir karşıma çıkıyor bu kitap. Alıp okumak farz oldu artık. Günde 12 saat çalışırken nasıl olacaksa artık  :dl :fringa
Işık altında, Kurtuluşum ve yeniden doğuş umudum adına...

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #335 : 31 Aralık 2017, 16:02:29 »
@Old Fat Gil-Galad,

İncecik kitap. Bir gün sürmeden biter. Genç yetişkin türünde. Savaş kötüdür vurgusu yaparken, yer yer didaktikleşebiliyor.

Ynt: Beğendiğiniz Alıntılar
« Yanıtla #336 : 31 Aralık 2017, 16:54:48 »
@Old Fat Gil-Galad,

İncecik kitap. Bir gün sürmeden biter. Genç yetişkin türünde. Savaş kötüdür vurgusu yaparken, yer yer didaktikleşebiliyor.

Alıntı yaptığınız bölüm gayet hoşuma gitmişti. Sıkıntı vakit ayırabilip kitapçılara gidebilmek :/
Işık altında, Kurtuluşum ve yeniden doğuş umudum adına...