Kayıt Ol

GreatNES - Giriş ve Kurallar

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #45 : 26 Mayıs 2010, 00:43:40 »
Ben daha acılı ve uzun bir şey bekliyorum. Önce halkın türünü değiştirip yeni bir başlangıç hayalleriyle umutlandırır, sonra o ırka özel bir salgın hastalık yayar hepsini çürütür, ruhlarından yeni bir halk yaratır onlarıda tanrıları dışlar falan sürüne sürüne bitiririz haftaları. :P

Oha süper fikir. Teşekkür ederim KoyuBeyaz, bu konsepti çok beğendim!
#rekt

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #46 : 26 Mayıs 2010, 12:29:55 »
Ben daha acılı ve uzun bir şey bekliyorum. Önce halkın türünü değiştirip yeni bir başlangıç hayalleriyle umutlandırır, sonra o ırka özel bir salgın hastalık yayar hepsini çürütür, ruhlarından yeni bir halk yaratır onlarıda tanrıları dışlar falan sürüne sürüne bitiririz haftaları. :P

Akıl vermeyin şuna yahu ! :D
May the force, be with you.

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #47 : 27 Mayıs 2010, 11:46:03 »
Son iki buçuk gün :)

Çevrimdışı johnconstantine

  • **
  • 167
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Her Şeyi Gören Faesla
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #48 : 27 Mayıs 2010, 11:47:07 »
Son iki buçuk gün :)
Ve John halâ yazmış değil. Dün yazacaktım halbuki. :P

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #49 : 27 Mayıs 2010, 11:50:24 »
Kurulmadan çökertme ülkeni, yazık :P

Çevrimdışı johnconstantine

  • **
  • 167
  • Rom: 14
    • Profili Görüntüle
    • Her Şeyi Gören Faesla
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #50 : 27 Mayıs 2010, 12:08:43 »
Kurulmadan çökertme ülkeni, yazık :P
Çok daha farklı plânlarım var, uygulama ihtimalini düşünüyorum. Bir anda kendinizi bitmiş bulmayın sakın. :P

Çevrimdışı Jean Valjean

  • **
  • 281
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #51 : 27 Mayıs 2010, 17:09:10 »
İyi RP yapan kazansın!
He Who Dwells Beneath The Waves

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #52 : 28 Mayıs 2010, 22:44:23 »
Yarın son gün beyler... =) Ben her ne kadar berbat olsam da bu tur için... Diğer oyunları da merak ediyorum... =)
May the force, be with you.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Tur 1 - Güncelleme
« Yanıtla #53 : 29 Mayıs 2010, 21:17:26 »
Güncelleme 1 - Yıl 0-15

Atolyeler ve Şamanlar -Ropinie Hysteria

Ropinie, çadırından çıkarak daha kurulalı bir gün doğumu bile olmayan köyüne baktı yüksekçe bir tepeden. Geçmişini hatırlayan sayılı kişilerden biriydi. Kendisine ve kavmine sonsuz güveni vardı. İçi rahattı. Ama kafasını kurcalayan şimdilik ufak gibi görünen sorular da yok değildi. Örneğin şu an nerede olduklarına dair hiçbir fikri yoktu. Kendilerine sorun teşkil edecek farklı canlılar olabilirdi her an her yerde.

"Liderleri toplamalıyım…" diye söylendi kendi kendine ve öyle de yaptı.

 Hizmetlilerinden birine seslenerek bir duyuru yapılmasını istedi. Bir parşömene birkaç saat içinde toplanmalarını gerektiren birkaç şey karalayarak hizmetliye verdi ve çabuk olmasını söyledi.

Duyuruyu alan liderler, birkaç saat içinde toplanma amacıyla kurulan çadıra geldi. Yaklaşık on kişilerdi. Kısa bir selamlaşmadan sonra Ropinie, ayağa kalkarak söze girdi.

‘’Kardeşlerim… Aklınızda sorular olduğunu biliyorum. Zaman içerisinde hepsinin yanıtını size tek tek vereceğim. Ama şu an öncelikli konularımız mevcut. Biliyorsunuz ki yabancı topraklardayız. Çocuklarımızın ve kadınlarımızın, kısaca halkımızın güvenliğini ve gelişimini sağlamak, en birinci vazifemiz olmalıdır. Bunun için yapmamız gereken bir çok şey var.’’ dedi.

Liderlerin en bilgini olarak tanınan, aynı zamanda şaman kahin olarak da bilinen Shayla, Ropinie’ye dönerek,

‘’Göreceğimiz üzere, en öncelikli durumumuz, halkımızın refahıdır. Kanlarımızı ve yapımızı da göz önüne alarak, günlük ihtiyaçlarımızın riske edilmemesi adına, sorunu kökten çözecek fikirler üretmemiz gerekir. Örneğin, şu anda mevcut yiyecek stoklarımız var fakat fazla dayanacağını sanmıyorum. O yüzden, hayvancılığa yönelmemizi öneriyorum.’’

Ropinie, yaverine dönerek, ‘’Yaz..’’ dedi. ‘’Köyün yakınlarında, evcilleştirilip çoğaltılabilecek, yeme-içme, kılık kıyafet sorunlarımızı giderecek canlılar aranacaktır.’’

Bir başka lider ayağa kalkarak söz aldı.

‘’Benim sorumluluğumda olan insanların el becerileri çok yüksek liderim. Bir çoğunu tek tek toparladığımı hatırlar gibiyim. O yüzden köyün güvenliğini sağlayacak tedbirleri, çitleri, daha dayanıklı evleri, araç ve gereçleri, gerekirse silahları yapabileceğimiz bir atölye kurmak istiyorum.’’

‘’Yaz’’ dedi yaverine Ropinie, ‘’Lider Shama’nın önderliğinde, teknik bir atölye kurulacak.’’

Bu sefer, Lider Delman ayağa kalktı.

‘’Liderim… Köyümüzde çok az sayıda binek mevcut. Sadece binek görevi görebilecek, şu an elimizde olan atlardan daha kuvvetli canlılar bulmayı öneriyorum.’’

‘’Yaz’’ dedi Ropinie yaverine, ‘’Bir ekip oluşturularak, binek hayvan arayışına girilecek.’’

***

Kral Rophinie'nin istediği olmuştu. Siyah ve kahverengi atlar ve eşekler bulunmuştu doğuda. Atlar getirilip yapılan ahırlara yerleştirildi, eşekler ise yine Ropinie'nin istediği teknik atolyelerdeki makinelerde kullanılan güç olarak kullanıldı. Bulundukları yerdeki su kaynaklarından şehirlere su taşıyan sistemi yine bu sistem sayesinde yaptılar. (+5 pop)

Ropinie'nin elçileri pek çok ülkeye ulaştı bu seneler arasında. En uzaktaki Mithillian ülkesine kadar gittiler hatta ve en güneydeki Malakim krallığını öğrendiler.

Ancak, aynı sene içinde şamanlar sessizliğe gömüldüler. 15 sene süresince yapılan ritüeller son buldu. Bütün şamanlar, translara geçtiler. Aylarca ve yıllarca yemek yemedikleri halde, ölmüyorlardı. (-%5 Şamanizm)




Sır -Amras Ringeril

Loten halkının önderi Lindret Niorlarla yaptığı anlaşma sonucu resmen krallığını ilan etmişti. Küçük kardeşleri Kelon ve Ninieth'i sırayla kuzeyden güneye olmak üzere iki ada şehrine vali tayin etmişti. Halk karşısındaki otoritesini sağlamlaştırmak istiyordu. Nior halkına düşman kabilelerin akınlarından şehri korumuş, iki halk arasında huzuru sağladığını düşünüyordu.

Denizcilik kökenlerini ve kültürlerini unutturmamak adına, denizcilik faaliyetlerini artırdı, Kelon adasıyla Sophenia arasında yarışlar başlattı. Bu arada at üstünde yaşamayı kabullenmiş Nior kavmini de ülkenin batısına yerleştirmişti. Başlarında Komutan Imoen vardı.

İstediklerini yapmakta özgürdüler ve kültürlerine bir sınırlama getirmemişti. Yalnızca göçebe alışkanlıklarını sürdüren Niorlularla Lotenliler arasında çıkan tartışmaları önlemeye çalışıyordu. Kısa zaman içinde Nior halkının askeri özelliklerini lehine kullanmak adına Nor Loten Kara Harbiyesi'ni kurdu.

İki halk arası dengeyi sağlamak adına General Imoen'in kızı Lorien ile evlenen Lindret'in bu evlilikten iki erkek çocuğu oldu. Onlara Loten kültüründe denizlerin hakimi anlamına gelen Sernia ve Nior kültüründe at efendisi anlamına gelen Kurav isimlerini verdi.

***

Sandığının aksine, her şey iyi gitmiyordu krallığında Lindert'in. Saraydaki ajanlarının ona söylediği gibi, ihanet söylentileri dolaşıyordu herkesin arasında.

Denizcilik faaliyetleri sayesinde, Loten'in kültürü uzun süre el değmeyecekti. (İki turluğuna kültürlerde yükselme veya azalma olmayacak.)




Parşömen -Malkavian

Uyandığında dışarıdan gelen kuru ve dehşet verici sıcağı hissetti. Teninin her uzvu küçük ter damlacıkları ile kaplanmıştı. Yavaşça yattığı yerden doğruldu. Malkavian... Bu ismi neden aldığını defalarca sorguladığı zamanları düşündü. Tam 10 yıldır bu gizemi araştırıyordu.

Kuzey topraklarından dünyanın bu kadar Güneyine inmek bazıları için tam bir delilikti. Kendisi ile birlikte bu araştırmayı yapan ekibine baktı. Artık bitmişti son adıma gelmişlerdi. Bu uçsuz bucaksız çölün orta yerinde isminin anlamı ve yeni bir yaşam formuna dair son ipucu olan büyük lahiti bulacaklardı. Çadırının kum fırtınası ile sallanıp duran çıkışını eliyle kenara itip yakıcı güneşin altına çıktı. Adamları çoktan ekipmanları toplamaya başlamışlardı. Hepsinin kafalarında güneşten korunmak adına ıslak beyaz büyük kumaşlar sarılıydı.

Elinde bulunan son parşömeni havaya kaldırdı ve kadim dilin çevirisini aklında kısa bir süre tarttıktan sonra içinden tekrarlardı. ‘ Her kim topraklarıma gelip mirasımla karşılaşırsa size son bir şans daha veriyorum arkanıza dönüp bakmadan kaçım. Yoksa bazılarına göre güç ve ihtişam bazılarına göre ise büyük bir zindan olan mirasım size geçecek. Her kim beni uyandırıp benden mirasımı isterse lanetim ve büyük kinimle karşılaşacak.’

***

Kazmaya devam ettiler.

Saatlerce, umursamaksızın.

Sonunda, bir akşam, alacakaranlığın altında, Malkavian kazdığı yerde, gözü parlayan bir şeye takıldı. Gidip ne diye baktığında, küçük bir aynaydı bu. Eline aldı, inceledi. Canı yanmaya başladı, dağın ardından gelen az sayıdaki güneş ışığı canını yakıyordu.

O gece, kazı kampında bir katliam oldu.

(Bir dahaki tur Malakim'e gidişini/yerleşmeni/elegeçirmeni anlat ^^)




Kült -KoyuBeyaz

Başkent Restales'de yeni gün çok hareketli başlamıştı. Kral Someline devlet işlerini görüşmek üzere yeni kurdurduğu binaya girerken muhafızlarına da birleştirdiği kabilelerin liderlerini çağırma emri vermişti. Baş muhafız Lendar daha sonra kralının huzuruna çıktı.

''Lendar, kabilelerin resileri öğlen burada olacak ve bir ziyafet vereceğim. Öncelikle güvenliğe dikkat etmeni istiyorum. Bu önemli günde hiçbir tatsızlık olmasın.''

''Emredersiniz lordum diye karşılık verdi tek dizinin üstüne çökmüş olan baş muhafız.''

''İkinci olarak üzerinde bulunduğumuz topraklar stratejik olarak avantajlı olsa da tarım için daha verimli yerlere ihtiyacımız var. Kuzeydeki topraklara bir keşif birliği yollamanı ve yerleşime uygun yerlerin keşfedilmesini istiyorum.''

''Üçüncü ve son olarakda ülkemizin büyümesine inancım sonsuz olduğundan, - bunu gururlu bir havayla söylemişti- Çiftçi sayısını artırmanı ve üretime teşvikte bulunulmasını istiyorum. Toplantıdan sonra beni tekrar gör.'' dedi ve çekilebileceğini belli eden bir el işareti yaptı.

Toplantıda Someline radikal bir karar alarak kabile reislerinin bir konsey oluşturmasını istedi. Halkın isteklerini ve arzularını kendisine bildirmelerini reislerden talep etti ve yeni konsey binasını tanıttı. Konuşmasının sonunda ''Dronest'in geleceğine'' kadeh kaldırdıklarında gelecek çok parlak gözüküyordu.

***

Kuzeydeki topraklarda, eskiden geldikleri yolları fark etti bazı kaşifler. Dağların tepelerine kadar tırmanıp, dünyanın ilerisine baktılar ve orada, ufukta, tundraları gördüler.

Ancak döndüklerinde, ellerinde efsanelerle döndüler. Özellikle bazı kaşifler onlara görünen varlıktan bahsediyorlardı. Mulcarn kültü, böylelikle Restales'e girmiş oldu. (+%10 Mulcarn Kültü)




Huzursuzluk -Marius

Marcus, dağlara yakın olan evinin balkonuna çıktı. Buradan şehir tamamıyla net olarak görülüyordu. Arkasındaki hizmetlilerden birini çağırarak duyuru borazanının şehrin her bir yanında çalınmasını emretti ve toplantı odasına indi. Burayı ilk kurulduğu zamanlarda inşa ettirmişti. Şehir adına tüm kararlar buradan çıkar, burada onaylanmadan şehre bir kuş bile giremezdi.

Birkaç dakika içinde liderler ve bilge kişilerden oluşan bir grup toplantı odasına girdi ve yerlerine oturdu.  Herkesin geldiğinden emin olduktan sonra Marcus söze başladı.

“Lordlar ve Ladyler, sizi işlerinizden alı koyarak acilen buraya çağırdığım için özür dilerim ancak geciktirilmemesi gereken işler var. Halkımızın durumunu her hafta yaptığımız toplantılar ile kontrol altında tutuyoruz ancak fark ettiğiniz üzere son zamanlarda refah düşmeye başladı. Nüfus artıyor.  Yiyecek yemek, kalacak ev gerek.”

Çiftçilerden sorumlu lider Dnore ayağa kalkarak lafa girdi.“Çiftçi sayısının artırılmasını talep ediyorum. Ayrıca yeni çiftlikler ve ormanlık alanlar bulunması için batı tarafa adamlar yollanması hiç de fena olmaz.”

“Onaylıyorum. Ayrıca asker yetiştirmek için ocaklar kurulmalı.”

Ve böyle devam etti toplantı… Saatlerce sürdü, hatta günlerce. Liderler tek tek oraya gelerek ülkenin geleceğini yeniden şekillendirdiler.

Sonunda Marcus, şehir meydanını gören evinin balkonuna çıkarak halkına yeni kararları açıkladı. Askerler Marcus’un arkasında nöbet tutuyorlardı ve borazanlar kesilince şehirden tek bir ses bile çıkmadı.

“Mithilian’ın cesur halkı! Sesime kulak verin! Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak! Değişim zordur, zaman ister. Sizden bu zaman boyunca değişime ayak uydurmanızı istemek zorundayım. Az sonra okuyacağım bildirge, şehrimizin bundan sonraki durumu ile ilgili kritik ve önemli bilgiler içermekte. Bu bildirge, şehrin dört bir yanına asılacak! Şunu bilmelisiniz ki aldığımız kararlar şehrin en iyi biçimde gelişebilmesi içindir! Uzun uğraşlar sonucunda hazırladığımız yenilikler şu şekildedir;
-Her yıl halkın %5 i çiftçi yapılacak.
-Asker eğitimi için kışlalar kurulacak.
-Her yıl, ergen olmuş ve eli silah tutan erkeklerin tamamı askeri eğitim görecek ancak askeriyede kalıp kalmamaları kendi isteklerine bırakılacak.
-Her dine mensup insanlar için tapınaklar yaptırılacak ve eğitim görmeleri sağlanacak.
-İnsanlar için okuma ve yazma eğitimi verilen kurumlar kurulacak.
-Yeni su kaynakları ve canlı aranması için küçük birlikler kurulup düzenli olarak hareket etmeleri ile bunları şehre ulaştırmaları sağlanacak.
-Şehrin dört yanına adamlar yollanıp şehri genişletmeleri sağlanacak.
-Dağlarda  vahşi binek hayvanı aramak için adamlar görevlendirilecek.
-Her hafta 2 gece bu dine mensup olanlar için zorunlu Şaman ayinleri düzenlenecek.
-Şehir sınırlarında her zaman devriyeler gezecek.
-Dağlara, zor durumdayken haber verilmesi için barınaklar kurulacak ve her gün askerlerin orada nöbet tutması sağlanacak.
-Halkın rahatlaması ve üzerlerindeki sıkıntıyı atmaları için her hafta tarihimizden oyunlar oynanacak.
-Adalet binası kurulacak ve suçlu olduğu düşünülen insanlar burada yargılanacak.
-Evlerin, askeri aletlerin onarımı için işçi yetiştirilecek.

Son olarak; kim ki bu bildirgeye karşı çıkacak olursa, Adalet Binamızda ilk sorgulanacak kişi olmaya hak kazanır…”


***

Huzursuzluk, Marcus'un emrinden sonra Şamanların transa geçmesiyle başladı. İnançları yüksek olan halk, korkuyordu. Korkutucu bir şeyin mi habercisiydi bu, yoksa değil miydi? Halk arasındaki huzursuzluk, o kadar büyüdü ki, halkın bir kısmı şehirlerden ayrıldı ve Flaur Krallığına gittiler. (-8 pop)




Lider -Nirnaeth

Bulutlu bir sabah, uçsuz bucaksız denizin getirdiği rüzgar uyandırdı küçük ama güzel Vainé’i. Güneşle birlikte insanlar da hayata döndü, yaklaşık 1000 kişilik halk sokağa döküldü. Kentin merkezine geldiler, önemli bir konuşmanın yapılacağı önemli bir gün başlıyordu.

En merkezde liderlerinin otağı vardı, diğerlerinden biraz daha irice olsa da tip olarak aynıydı. Önderleri olan kadın belirdi kapısında, uzun bir boyu ve bembeyaz bir teni vardı. Halkı etrafında görünce bir gülümseme yerleşti yüzüne, gülümsemesi yayıldı ve insanların içini ışıkla doldurdu.

“Halkım,” dedi Nirnaeth, simsiyah gözleriyle süzdü insanları. “Güneyden gelen asil ve soylu insanlarım. Zaman içinde yayılmak, kalkınmak, güce ve hakimiyete sahip olmak için geldik buralara. Öyleyse el ele vereceğiz ki sonsuz huzur ve mutluluk bizimle olsun, içimizden aydınlıklar eksik olmasın.”

Bir ağaca dayanmış onu dinlemekte olan çekik gözlü adama döndü. “Git ve ağaçlardan sallar yap. Denizin güneyine açıl, oralarda bilinmeyen yerleri aydınlat. Keşfedip görelim oraları.”

Tam karşısında durmakta olan saçı seyrelmiş adama yöneldi. “Adamlarını topla ve kuzeye git, git ve orada bilmediğimiz yerleri gör. Toprakları tanı, halkları gör, sonra gel bana bilgi getir. Oraya kendinden bir kent kurmayı da unutma.”   

Parlayan gözlerini en yakınındaki ela gözlü, iri yapılı adama çevirdi. “Roland,” dedi, “Kuvvetli adamlarını al peşine ve batıya git, sınırlarımızın ucuna, denizin kenarına bizden bir şehir daha kur. Adını sen koy. İnsanları oraya yerleştir ve güzel bir hayat kur. Mızraklılardan birlikler kur daha sonra, kur ki insanlarımızı koruyabilelim.”

Üç adam, birbirlerine bakındılar, ve mızraklarını kapıp gittiler.

“Ülkemizin topraklarını arayın,” dedi Nirnaeth. “Kıymetli madenleri bulun ve çıkartın. Silahlarımız ne kadar iyi olursa o kadar iyi savunursunuz kendinizi. Ve hepinizin eli silah tutmalı, ancak böyle korursunuz ailenizi.”

“Denizin imkanlarını kullanın. Balıkçılığı öğrenin, bunları besin ve daha pek çok alanda kullanabileceğiz. Ürettiklerinizi de değiş tokuş edin. Çıkarlarınız doğrultusunda istediğiniz kadar ticaret yapabilirsiniz birbirinizle, tamamen serbesttir.”

Gözlerini bir köşede birikmiş olan çocuklara çevirdi, “Bu çocuklar ilerde ülkemizin geleceği olacak. İşçiler, çiftçiler, savaşçılar onlardan çıkacak. Onları usta eller çok iyi eğitmeli. Eğitmeli ki işlerinde usta olsunlar, hata payı bırakmasınlar.”

“Ülkenizi araştırın, tanıyın. Hayvanları bulun ve nasıl kullanacağınızı öğrenin, bitkileri tanıyın ve nerelerde kullanacağınızı görün. Doğanın nimetlerinden faydalanın, o bize en büyük hediyelerdendir.”

Boş meydana çevirdi gözlerini. “Tanrı’mız Dagon’un bir büstünü, tapınağını kurun buraya, bizi kutsaması ve gücünü eksik etmemesi için.”

“Ve son olarak,” dedi Nirnaeth, gözleriyle onu süzmekte olan ilgili ve canlı kalabalığa bakarak, “Biz hepimiz bir bütünüz. Birlikte yaşamak için yaratılmış, soylu ve cesur bir halkız. Eğer içimizde bu birlikteliği, bütünlüğü bozma teşebbüsünde bulunanlar olursa hep birlikte temizleriz. Omuz omuza ilerleyeceğiz kuşaklar boyunca.”

Gülümsedi ve kalabalıktan gelen alkışı dinledi. Eliyle onlara selam verdikten sonra otağına geri döndü. O gün herkes günlük işlerine geri döndü, hayat tekrar rutin düzenini aldı ve yapılması planlananlar teker teker eyleme geçirilmeye başlandı.

Güneyde, denizin bilinmeyen yerleri keşfedilmeye başlandı. Henüz ilkel, tahtadan gemiler kullanıldı bunun için. Fırtınalara direndiler, vahşi balıklarla uğraştılar ve hepsini tanıdılar yol boyunca, görebildikleri kadar yer gördüler.

Batıda ve kuzeyde iki küçük yerleşim birimi daha kuruldu, isimleri sırasıyla Omnia ve Nerve olarak seçildi. Vainé kadar büyük olmasa da güzel ve şirin kentlerdi. İnsanlar buralara yerleşti ve zamanla soylarını ilerlettiler, kentleri kalabalıklaştırdılar.

İnsanlar savaş konusunda eğitildi. Mızraklılardan ve ilkel okçulardan oluşan topluluklar kuruldu ve bu sayede savunma ve saldırı güçleri küçük çapta da olsa arttırıldı. İnsanların duyduğu güven ve refahlarının arttırılmasında büyük bir etken oldu.

Gelecek kuşakların işçilerini, çiftçilerini, savaşçılarını şimdiden yetiştirmeye başladı Vainen halkı, genç yaşta herkes usta eller tarafından eğitiliyordu.

Bakır arandı, ilerde silahlarda kullanılmak üzere. Ülkenin topraklarını kazdılar ve madenleri çıkardılar, aynı şekilde savunma ve saldırı gücü artsın diye.

Bu gelişmelerle 15 yıl geride bırakıldı, Vainen halkı zamanla gelişti ve bulundukları yerde kalıcı olabilmek amacıyla yaşamaya devam ettiler.

***

Nirnaeth, dalgaları dinlerken bir gece, karşıdaki adaları fark etti. Ve denizin dibinden gibi geliyor olan sesi duydu. Tanrı Dagon'un Kahiniydi Nirnaeth ve görüntüler görürdü. Bu sefer de gördü.

"Git!" dedi hükmeden sesiyle. "Denizlerin hükümdarı ol. Halk tanıma, bana adaklar ver! Çünkü güç ve yücelik bendedir!"




Nudh'un Hediyesi -Elendil

Ginnarr Aesirgand’ın Efendisi idi. Ginnarr bilge biriydi. Gri saçlı, uzun boyluydu. Halkı onun sözünden çıkmazdı. Kudretliydi Ginnarr. Halkı Kuzey’den göç ettiğinde onlara yol gösterecek bir lidere ihtiyaç duyuyordu ve Ginnarr tam bu sırada çıkagelmişti ormanın içinden mızrağı ile. Halkı onu ilk gördüğünde korkmuştu çünkü o yabancıydı. Ginaarr kendisini takip etmesini söylemişti onlara ve onlar da takip ettiler ihtiyatla.

Orman’nda yaşamaya başladıklarında biliyorlardı ki: Bereketin Tanrıçası Nudh onlara yardım edecekti çünkü o iyi ve güzeldi.  Onlar Eski Tanrılar’a taptılar hala aralarındaki ozanlar anlatıp durmakta Dagon ve Atl arasındaki nefreti ve Güzellergüzeli Nudh’un kederini.

Ginnarr dedi ki bir gün: “En kudretli olanlarınız gelsin önüme ki burayı barınmaya uygun bir yer haline getirelim.” Halkın arasından on üç kişi çıktı hepsi kudretli ve yürekli idi. Ginnarr’ın emirlerini bir bir yaptılar ve sair tamamen yerleştiler oraya, Ásabragr dediler adına.

Artık Ásabragr halkı sakin ve rahattı. Korkuya yer yoktu aralarında. Ginnarr sadece halkını düşünüyordu ve daha sonraları dedi ki Ginnarr ormanın merkezindeki evinden çıkıp herkesin dikkatini çekebileceğini düşünerek: “Kuzey’de ve geldiğiniz yerde bize yararı olabilecek şeyler aramaya belki de bakırdan daha sert bir şey buluruz umuduyla gönderiyorum sizlerden kolları güçlü olanları çünkü bu iş zorlu ve tehlikeli.” Reddetmedi halkı onu çünkü ona güvenmekteydiler. “Ve ayrıca yeni diyarları keşif için asker olabilecek nitelikte yirmi kişi çağırıyorum buraya.” 

Ginnarr onları gönderirken Kuzey’e gözleri umut doluydu halkı onun tahmin edemeyeceği kadar sadık ve dürüsttü.

Ve günler böyle geçip gitti herkes rahat ve mutlu idi Ásabragr’da.

***

Ve bu huzurun arasında, Tanrı Nudh gözüktü Ginnarr'a. Ona yemekler bahşetti, ekinlerini büyüttü. Ve dedi ki, "Rahat ol. Lakin çabala, güneyden büyük bir güç yükselecek ve doğayı yok edecek. Dikkatli ve güçlü olmalısın kardeşimin tapınıcılarına karşı." (+5 Stok)




Denizciler -aNTiSePTiK

 Tam ortadaki adanın tam ortasında bulunan küçük mütevazi tahta kalede aNTi (hükümdar) kurmaylarıyla birlikte memleketin istikrarı için neler yapılabileceği konusunda bir toplantı yapıyordu…

  Toplantıda, Durara isimli komutan askeri olarak gelişmelerde bulunması gerektiği konusunda konuşurken, aNTi de ona katıldığını belirtti. Durara “Ülkemizin, savunmaya ihtiyacı var, devlet demek asker demektir. Birlikler oluşturmalı ve bu birlikleri kuzey batıya, güney doğuya ve güney batıya yollamamız gerekiyor.”dedi.

 Diğer kurmayları da dinledikten sonra yeni bir ordu ve yeni filolar kurulacaktı. Ordu için mızrak, yay ve ok yapımına gerekli odunun temini için bir grup işçi ormanlarda çalışmaya gönderilecekti.

  aNTi “ Nüfusumuz arttıkça, besin ihtiyacımız da artacak, yeni çiftlikler tarlalar açılmalı, batıdaki kentimizi bunun için kullanmalıyız.”dedi. Herkes hemfikirdi fakat Durara “Efendim, tarlalar ve çiftlikler için doğudaki şehirlerimiz daha uygun olacaktır. Çünkü batıdaki ülkeler bizim toprak bütünlüğümüzü tehdit ediyorlar. “ dedi.

 Önerileri dinleyen aNTi mantıklı buldu ve öneriyi kabul etti. Ayrıca, kuzey batıya gönderilecek bir grup işçi ve askerin de içinde bulunduğu bir gemi yeni bir şehir kuracak.

***

Doğuya giden denizciler, mükemmel bir koy keşfettiler. Bu koy, gemiler için ideal olacak derecede sakin bir denize ve yere sahipti. Denizciler, kıyılarda kurulacak yeni şehirler için sabırsızlanıyorlardı.

#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Tur 1 Haritalar
« Yanıtla #54 : 29 Mayıs 2010, 21:18:05 »
-
#rekt

Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #55 : 29 Mayıs 2010, 21:20:45 »
oyuna nerden girecem?
Gri

Çevrimdışı Jean Valjean

  • **
  • 281
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #56 : 29 Mayıs 2010, 21:46:56 »
İlk birkaç mesajı okursanız konuyu tamamıyla kavrayabileceğinizi düşünüyorum.
He Who Dwells Beneath The Waves

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #57 : 29 Mayıs 2010, 21:58:27 »
İlk olarak, oyuncu alımı kapalı şu anda.

İkinci olarak, iki yukarıda veya ilk sayfadaki, sanırım dördüncü mesajdaki linkten yeni turun yazısını okuyabilir, her oyuncunun hikayesinin altına eklediğim küçük olayları okuyabilirsiniz. Zamanla bu olaylar artacak ve tabi sizinde yazdıklarınızla beraber daha karmaşık olaylar halini alacaklar.

Üçüncü olaraki bu tur ben oyuna kimi ekleyecektim?
#rekt

Çevrimdışı Wanderer

  • ****
  • 1501
  • Rom: 28
  • Uzun günler ve hoş geceler dilerim.
    • Profili Görüntüle
    • Blog Sayfam - Yolsuz Yolcu
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #58 : 29 Mayıs 2010, 22:02:45 »
Benim emirler filan çıkmamış ha ? Sadece doğuya giden askerler görünüyor gibi...
May the force, be with you.

Çevrimdışı Jean Valjean

  • **
  • 281
  • Rom: 17
    • Profili Görüntüle
Ynt: GreatNES - Giriş ve Kurallar
« Yanıtla #59 : 29 Mayıs 2010, 22:04:36 »
Üçüncü olaraki bu tur ben oyuna kimi ekleyecektim?

Ben, ben, ben!
He Who Dwells Beneath The Waves