Öncelikle belirtmek isterim ki ilk iki sayfadaki yorumların tamamını okudum ve bazı çıkarımlar yapıp birkaç da yeni bilgi edindim. En basitinden, detaylara önem veren biri olarak ''hurin'' kullanıcı adlı arkadaşımızın ilk sayfada yaptığı yorumundan edindiğim bilgi: Zilvinas isminin Hollanda vatandaşları tarafından kullanılan sıradan bir isim olduğu.

Kim bilir, belki Zilvinas ismini biraz değiştirip kendi hikâyelerimde, yahut Esvollar ile kurguladığımız dünyamızın mitlerinin birinde kullanırım.
Bu sayfada yapılmış yorumları da okumadan önce daha tazeyken fikirlerimi yazıya dökmek istiyorum. Hikâyelerde hatta manzumelerde isim koymak iki ayrı başlık altında incelenmeli fikrimce. Birincisi gerçek hayatta karşılaşacağımız türden, fantastik ögeler içermeyen hikâyelerde kullanılacak olan adlar; ikincisi ise düşsel ögelerin ağırlıkta olduğu kurmaca metinlerde kullanılacak türden adlar. Ben, Kayıp Rıhtım'ın ana teması saydığım (''olan'' demiyorum zirâ yanlış bir saptama yapmak istemem) ''fantastik yazınlar'' ile ilgili olan ikinci türden adlar ile ilgili düşüncelerimi yazacağım.
2014'ün şubat ayının başlarında, Esvollar'a bir akşam ''Haydi, seninle birlikte bir krallık kuralım!'' diyerek başladığımız Rinnundo maceramızda, kuzeyde yer alan ve buz elflerinin krallığı olan Er-Sgotoh'un (ki eklemek isterim eski Türk-Moğol mitlerinde bir kahramanın adıdır Er-Sogotoh, biz sadece ilk o'yu atarak bunu olduğu gibi aldık ve kendi dünyamızda kullandık) kralı olmuştum hikâyede. Bir isim bulmam gerekiyordu yeterî kadar fantastik. Vikings izlediğimiz, kendimizi ''Northborn'' saydığımız zamanlar olduğundan ''Kuzey temasına'' uygun olacak şekilde, Kuzey dillerinden biri olan İsveççe'de ''Yasa/kanun'' anlamına gelen ''Laki'' adını aldım. Hem sizlere kullanıcı adımın anlamını da açıklamış oldum bu başlık altında.

Er-Sgotoh'u inşa ederken Kuzey dillerinden, bilhassa Fince ve İsveççe'den alıntılar yaptık. Bir suikastçi loncasının adını Fince'de ''Suikastçi'' anlamına gelen ''Salamurhaaja'' koyduk örneğin. Ve daha birçok örnek...
Peki, başka hikâyelerimde nasıl bir yol izliyorum, kendim oluşturduğum bir isim var -ki beni en çok etkileyen de odur. 4 Mayıs 2015 tarihli bir yazımda bu etkiyi şöyle dile getirmişim:
''...Faldekarth diyorum size dostlarım, içinde kindâr bir tanrı taşıyan Faldekarth... Bunun cerenemesini çeken, sorumluluğunu omuzlarına yükleyen bedbâht bir adam. Hayatım boyunca hikâyesini anlatmak istediğim, kim olduğunu bilmeden, daha tanımadan kendimi 'ona' benzettiğim bir kahraman. İçimde yaşayan türlü karakterden en ağır basanı Faldekarth. Sadece Rinnundo için var olmuştu, bu amaçla 'düş çocuğu' olarak doğmuştu dimağımda -hiç de sancısını çekmemiştim oysa-. Demek değilmiş.'' Faldekarth ismini olutştrurken elbette çağrışımlardan da yararlandım ama kulağıma hoş geldiği için seçtim.
Yazıma devam edecek ve fantastik eserlerde Türkçe isim kullanımına yönelik düşüncelerimi sıralayacaktım ama az önce önizleme yaptım da yorumların ortalamasına göre uzun bir yazı olmuş. Burada sonlandırayım ve okuyacak olan arkadaşları da sıkmamış olayım. Devamını uygun bir zamanımda ya da ilham gelince getiririm.

İyi akşamlar...
_______________________
Düzenleme: İmla