Kaydı dinlemeyi az önce bitirdim. Gerçekten de çok iyi bir yayın olmuş, çok dolu ve çok keyifliydi. Her yayının dolu oluyor elbette ama bu seferki geçmiş yayınlarına göre çok çok daha iyiydi kendi adıma.
Tolkien, Harlan Ellison, Le Guin, Pratchett ve diğer tüm yazarlardan verdiğin örnekler çok yerinde, düşündürücü ve insanın kendisini şöyle bir silkelemesini, sorgulamasını sağlayan cinstendi. En güzellerinden biri de Moorcock ve Rothfuss örnekleriydi bence.
"Sürüyü bulmak" ile ilgili deyim ve bunu bağladığın kısım da çok hoşuma gitti ve sana hak verdim. Bu deyişi Çirkin Ördek Yavrusu ve Kırmızı Ayakkabılar gibi iki masalla (sadistler...) pekiştirmen de inanılmaz bir tat katmış olaya. Onunla da kalmamış, "Nasıl özgün olunur?" sorusuna bile cevap vermişsin. Öyle ki forumumuzda sürekli açılan "Nasıl yazar olurum?" konulu başlıkların altına linki verilecek kadar iyi bir yayın olmuş. Murat Abi'nin yorumu daha da değer kazandı dinledikten sonra gözümde.
Tüm bu anlattıklarının geçmiş yayınlarla bağlantısı ilginç bir etki yarattı ben de. Çünkü masallar, özgünlük, arketipler, ilham, saydığın büyük yazarlar vs hepsi de önceki yayınlarından birinin ana konusuydu. Buradaysa tamamı bir araya gerip bir çatı oluşturdu sanki. Bir hikayenin ya da dizinin bir sürü küçük parçasının bir araya gelip bir anda inanılmaz bir bütün oluşturuşunu yaşamış gibi oldum. Ek olarak, bize aktardığın tüm o bilgilerin senin içinde giderek birikişini ve üst üste binerek bir yapı, bir fikir, bir kavrayış, bir birikim oluşturuşunu görmüş gibi oldum. Bilmiyorum, belki abartılı bir yorum olarak görülecek bu yazdıklarım başkaları tarafından ama ben de uyandırdığı samimi hisler bunlar oldu.
Yayın dışı:
Kitap Zinciri ilginç bir fikir, uygulanabilirse güzel olur. Zaten forumun bir amacı da bu değil mi? Sevdiğimiz kitaplarla ilgili yorum yaparken içten içe okunsun istemiyor muyuz? Bunu bir adım ileri taşımak güzel olabilir.
Arketip analizinden sınıfta kalırım ben, o kesin. Ama o da ilginç bir fikir. Yalnız bir teorim var benim, bu deneme onun ispatı gibi oldu. Bu tip öykülerde okumakla dinlemek cidden farklı oluyor. Çünkü başa dönemiyorsunuz, sindire sindire okuyamıyorsunuz. Bazıları anlamak için iki kere okur mesela. O yüzden yayında okumak yerine yayın öncesi yazılı olarak forumda paylaşılabilir, insanlar not alıp araştırma yapabilir... belki.
Bir de bir kişi bile çıkıp da "Yumuşak Tepenin Ardındakiler'i kim yazmış?" diye sormadı ya, çok içerledim... (Hayır, ben yazmadım.)
Neyse, çok konuştum. Özetle şimdiye dek yaptığın en iyi yayınlardan biriydi bence, her dakikasını keyifle dinledim.
Ağzına sağlık
