Javanshir Gadimov’un Edebiyat Haber sitesinde yer verdiği yazısında, The Guardian yazarı Oliver Burkeman’ın “Okumadığımız Kitaplar Bize Neyi Öğretir?” adlı çalışmasını aktarıyor.
Edebiyatımızın yaşayan efsanelerinden Umberto Eco ile başlıyor bu soru. Eco’nun 30.000 kitap barındıran kütüphanesini gören misafirlerinin, “Hepsini okudun mu?” sorusu üzerine Eco, “Hayır, bunlar ay sonuna kadar okumam gereken kitaplar. Diğerlerini ise ofiste tutarım,” diye cevap verir.
Şimdi biraz durup kendi kütüphanemizi düşünelim. Kitaplığımızda belki de hiç okumayacağımız kitaplar duruyor. Yeniler çıktıkça, ilgimiz ve gönlümüz yeni kapakların altındaki maceralara kaydıkça onlar rafta okunmadan durmaya devam ediyor. Peki bunun yararı ya da zararı nedir?
Edebiyat Haber’in yer verdiği yazı, bu durumu her iki yönden de ele alıyor. Habere buradan ulaşabilirsiniz, ama o can alıcı kısmı size alıntılamadan da geçmek olmaz:
Son dönemlerde yapılan bir araştırma, bu durumun daha da kötüye gideceğini gösteriyor. Arama motorlarına erişim ile insanlar, bilmedikleri şeyleri bildiklerini düşünüyor.
Trajik olduğu kadar ironik de, değil mi?