Ahmet Ümit’in Yeni Kitabı Tefrika Halinde Yayımlanacak!

ahmet umit

Türk Edebiyatı’nın üretken isimlerinden Ahmet Ümit, yeni kitabını Penguen dergisinde tefrika şeklinde yayımlayacağını açıkladı.

Gazeteci İpek İzci’yle bir röportaj gerçekleştiren Ahmet Ümit, samimi cevaplarıyla merak edilen birçok soruyu yanıtlamış oldu. Bunların arasından en çok merak edilenleri ise, şüphesiz yeni romanıyla ilgili olanlardı.

Bugüne dek 23 kitap kaleme almış olan Ahmet Ümit’in en baskın olduğu dal hepimizin bildiği üzere polisiye. Son romanını bitirmiş olmanın rahatlığı ile yeni bir şey denemek için daha da heyecanlı olduğunu belirten Ümit, dergi çalışanlarının baskılarına karşı koyamayarak, sıradaki romanını tefrika şeklinde dergiye gönderecek ve okurları ise, her yeni bölüm için bir hafta beklemek zorunda kalacaklar.

Önceden tereddütleri olduğunu ve her hafta yeni bir bölüm yazmak zorunda olduğunu düşününce kendisini baskı altında hissedebileceğini söyleyen Ümit, daha sonra tüm bu endişelerini bir kenara bırakıp, okurlarına müjdeyi verdi. Hatta bir adım daha ileri giderek, kitabının ismini dahi açıkladı: Körebe.

Yine bir Başkomser Nevzat romanı olacağı bilgisini de veren Ahmet Ümit, konudan da kısaca bahsetti. İşte kendi cümleleriyle, tefrika halinde yayımlanacak olan romanının konusu:

Bizim Başkomser Nevzat ve ekibinin işbaşında olduğu bir hikâye. Kasımpaşa’da bir parkın çocuklar için ayrılmış bölümünde bir ceset bulunuyor. Sabıkalı bir çocuk tacizcisinin cesedi. Hani şu ölümüne üzülmeyeceğimiz adamlardan biri. “Acaba çocuğu tacize uğramış biri mi?” diye düşünürken, başka cinayetler de işlenmeye başlıyor. “Çocuk tacizcilerini öldüren bir seri katil mi?” derken hikâye bambaşka mecralara sürükleyecek bizi: İnsanın doğal alçaklığına.

Tefrika geleneğini sürdürmekten büyük bir haz duyacağını da aktaran Ümit, büyük yazarların geçmişte bu yöntemi sıklıkla kullandığını belirterek kendisinin de elinden geleni yapacağını ve okurlarını tatmin edebilmeyi umduğunu dile getirerek heyecanını belli etmiş oldu.

İpek İzci’nin, “Yazarlığınızda yıllar içinde nasıl bir değişim gözlemlediniz?” sorusuna ise güzel bir yanıt veren Ahmet Ümit, röportajı şu sözlerle bitiriyor:

Bir yazar için en büyük tehlike, kendi yazdıklarından sıkılmasıdır. Çünkü bizi yazmaya iten, gerçek hayatın sıkıcılığıdır. Eğer yazmak da sıkıcı gelmeye başlarsa, o zaman durum vahim bir hal alır. O yüzden yazarlar sürekli kendilerine meydan okumak zorundadır.

Biz de Kayıp Rıhtım olarak Ahmet Ümit’e bu “farklı kulvar”da başarı dileklerimizi iletiyor ve soruyoruz:

Ne zaman gelecek bizim bilimkurgu kitabımız?