Gelecek sayılardan birinde bizim derginin dosya konusunu "Fantastik Edebiyat" olarak belirlemeyi düşünüyorum. Ben de şahsen edebiyatın kendisine dair yazmaktan bunaldım hafiften, biraz da okur hakkında yazayım diyorum. Dedim neden Rıhtım'da başlığını açmıyorum, insanlara da sormuyorum?
Anladığım ve gördüğüm kadarıyla, ki tamamen subjektif bir değerlendirmedir, şöyle "tip"ler var fantastik okurunu bir "komünite" olarak ele aldığımızda:
+Maddi durumu iyi, apolitik genç: "Malzemeye" maddi gücü sayesinde kolaylıkla ulaşabilen, ve -bu kendi suçu değildir esasında, gence biçilen rol apolitiklik ülkemizde. Ve her genç bunun dışına çıkmayı başaramıyor kendi imkanlarıyla, maalesef- apolitikliğinin bilinçaltında yarattığı "anlam" ve "rol" eksikliğini fantastik edebiyat sayesinde dolduran genç tiplemesi. Ki bu konu "kaçış edebiyatı" ve "katharsis" başlıklarında, post-modernizm ve kültür endüstrisine değinerek etraflıca ele alınmalı, ben kendimce özet çıkardım.
+Ciddi fantastik edebiyat okuru: Sanırım "okur ciddiyeti" tanımı hep subjektif kalmak zorunda, ama sanırım "ciddi okur" sadece eser okumakla kalmayan, "yan alan"lara da ilgi gösteren, eleştiri, analiz, "trivia" peşine de düşen, işi sofistike boyutta ele alan okur.
+Hevesli-Geçici okur: Hayatının bir döneminde (özellikle ergenlik çağlarında) yolu fantazyadan geçen, kendi okurluğunun seviyesine uygun eserleri okuyup bir süre sonra (şartlar ortadan kalktığında) uzaklaşan okur.
+Tolkien'e dil uzatan fantastik edebiyat okuru: Ölsün.
Rıhtım ahalisi de "tek tek örneklerden sıyrılarak, bütün olarak ele aldığımda, Türkiye'deki fantastik edebiyat okuru kitle bana şöyle görünüyor" diyerek yorum yaparsa, hem bana fikir vermiş olur, hem de güzel bir tartışma konusu olur sanırım.