2015 Nostalji Senesi

2015 nostalji senesi

2015 yılı içerisinde yeniden çekilen ya da yeniden çekileceği duyurulan tüm dizi ve filmleri sizler için bir araya topladık.

Malumunuz, geçtiğimiz sene (2015) sayısız nostaljik yapımın geri dönüşü ya da geri dönüş haberinin duyurulduğu bir yıl oldu. Çocukluğumuzdan kalma pek çok dizi, film ve TV programı yıllardır hasretle çektiğimiz ah’ları duyarmışçasına birbiri ardına dikildi karşımıza. Fred Çakmaktaş gibi “Tatlım, ben geldim!” dediler hatta âdeta.

Bizler de neler geri gelmiş, neler geri gelmek için kolları sıvamış, hepsini bir araya toplayalım dedik. Gelin hep beraber neler varmış bir göz atalım.

the-muppet-show-header

Muppet Show

“It’s time to play the music, it’s time to light to lights!” 80’lerde çocuk olup da trombonlar eşliğinde başlayan bu şarkının sözlerine “uydurarak” eşlik etmeyen yoktur herhâlde. Muppet Show bizim için “Susam Sokağı’ndaki kurbağanın yönettiği şovdu” o zamanlar. Sevgili dostumuz Kermit’in orada olması bile programı izlemek için yeterli bir sebepti bizim için. Üstelik kendisine her biri birbirinden kaçık bir sürü çılgın tipleme de eşlik ediyordu. Miss Piggy, Gonzo, Animal, İsveçli Şef ve kulisteki memnuniyetsiz moruklar hemen akla gelenler… Tabii bir de bugün bile arada dilimize dolanan, meşhur Mannah-Mannah şarkısı vardı.

İşte bu güzide şov, çoooook uzun bir aradan sonra ABC kanalı tarafından yeniden ekranlara taşındı bu yıl. Üstelik Kermit’ten tutun da Miss Piggy’ye kadar akıllarımıza kazınan tüm kukl… eee, şey… oyuncularıyla birlikte! (M)

the-peanuts-movie

The Peanuts Movie

Charlie Brown ve başarısızlıklarla dolu hayatı… Hiçbir zaman uçurtma uçuramaması, o topa asla vuramaması, ne zaman beyzbol oynasa kendini çırılçıplak bulması ve tabii ki güzeller güzeli Kızıl Saçlı Kız’a hislerini hiçbir zaman anlatamaması.

Onu kim unutabilir ki? Bizim unutamadığımız kesin. Öyle ki Blue Sky Stüdyosu (Buz Devri, Robotlar) yıllaaaar yıllar sonra The Peanuts’ı yeniden bizlerle buluşturacağını, üstelik bunu bir sinema filmi olarak, hem de karakterlerine son derece sadık bir biçimde yapacağını duyurduğunda hepimiz Linus’un battaniyesini kapan Snoopy gibi havalara uçmuştuk.

Daha güzel olan ne biliyor musunuz peki? Blue Sky’ın muazzam bir iş ortaya çıkararak Kızıl Baron’undan Woodstock’a, Lucy’nin psikolog standından wa-wa-wa konuşan yetişkinlere, Naneşekeri Patty’den Schroeder’a kadar hiçbir detayı atlamadan bizi o günlere geri götürmesi, sanki hiç ayrılmamışçasına bir Peanuts macerası yaşatması bizlere. Sinemadan çıkarken her izleyicisine “Sen iyi bir adamsın Charlie Brown” dedirtebiliyorsa o film olmuş demektir! (M)

gremlins-gizmo

Gremlinler

Onu asla ıslatma, onu parlak ışıklardan uzak tut ve ne kadar yalvarırsa yalvarsın asla gece yarısından sonra besleme. Ya da sonuçlarına katlan…

Steven Spielberg ve Chris Columbus’un bundan 25 yıl kadar önce çektiği ilk Gremlinler filminde akıllarımıza kazınan altın kurallar bunlardı. Ve tabii ki bir dizi talihsizlik eseri her birinin teker teker yıkılışını gördüğümüz de öyle. O şirin mi şirin Gizmo’nun “içinde” nasıl bir kötülük yattığını kim bilebilirdi ki? Eh, önce Billy’nin tüm kasabası, ardından da ikinci filmle New York şehri bu sorunun cevabını gayet yakından öğrendi. Hem de oldukça eğlenceli ve de komik birer serüven eşliğinde.

2015 yılı Gremlinler 3’ün yapım aşamasında olduğunu duyduğumuz yıl oldu bizler için. Üstelik projenin başındaki isimler ilk iki filmde de olduğu gibi yine Steven Spielberg ve Chris Columbus. Dahası, çağımızın sinema hastalığının aksine bir yeniden yapım değil, direkt olarak üçüncü film karşılayacak bizleri. Ne zaman mı? henüz bilmiyoruz. Ama siz şimdiden gece 12’den sonra buzdolaplarınızı kilitleyin deriz. Ne olur olmaz… (M)

big trouble in little china

Küçük Çin’de Büyük Bela

Kurt Russell’ın başrolünü oynadığı, Show TV’nin de zamanında inatla gösterip durduğu efsanevi macera-komedi filmi Küçük Çin’de Büyük Bela da 2015’te yeniden çekileceğini duyduğumuz isimler arasındaydı. Projenin başındaki isimse sürpriz bir şekilde, filmin büyük bir hayranı olduğunu öğrendiğimiz Dwayne ‘The Rock’ Johnson.

Mortal Kombat’a esin kaynağı olan doğaüstü Çinli dövüşçüleri, ellerinden şimşekler atan ninjaları, tuhaf yaratıkları, kötü büyücülerı, hız kesmeyen aksiyonu ve hiçbir işe yaramayan ahmak kahramanı Jack Burden ile kolay kolay hafızalardan çıkmayacak bir filmdi Küçük Çin’de Büyük Bela. Devamının da aynı absürd havayı sonuna kadar koruyacağını umuyor, yolunu çaktırmadan gözlüyoruz. (M)

the x files

The X-Files

İnanmak istiyoruz! 2015 bir döneme damgasını vurmuş, çoğumuzu ekranlarımızın başına bağlamış bir başka efsanenin, The X-Files’ın da dönüş haberini aldığımız yıl oldu. Üstelik sadece Fox Mulder ve Dana Sculy ikilisini değil, asabi patronları Skinner ile gizemli Cigarette Smoking Man de geri geliyor bizlerle buluşmaya. İşin güzel tarafıysa geçtiğimiz ocak ayında bekleyişimizin muhteşem bir şekilde sonlanmış olması. Sadece 6 bölüm de olsa eski dostlarımıza kavuşmak cidden çok ama çok güzeldi. Tüm dünya gibi biz de aynı şeyi söylüyoruz şimdi: Yetmedi! (M)

hayalet avcilari 2016

Hayalet Avcıları

Yıllar boyunca üçüncü film çekilecek mi çekilmeyecek mi tartışmaları süregiderken Hayalet Avcıları hiç beklemediğimiz bir anda hiç beklemediğimiz bir şekilde çıkıverdi karşımıza: Tamamı kadın üyelerden oluşan, 3 takısını arkasından atan All Female Ghostbusters olarak…

Henüz kimse filmi görmüş değil, ama hayranlar daha şimdiden ikiye ayrılmış durumda. Kimileri bunun berbat bir fikir olduğunu savunurken kimileriyse yeni bir Hayalet Avcıları izleyebilecek olmaktan ötürü gayet mutlu. Özellikle son fragmandan sonra işler hayli karıştı. Sonuç ne olur, şimdilik bilemiyoruz. Ama Hayalet Avcıları’nın 2015 yılında geri dönen nostaljik yapımlardan olduğu bir gerçek. İlk iki filmde oynayan hemen hemen herkesin bu filmde irili ufaklı rollerle boy gösterecek olması da cabası… (M)

iskocyali

İskoçyalı

“Macleoooood!”

Christopher Lambert’ın canlandırdığı ölümsüz İskoçyalı karakterini kim unutabilir ki? Peki ya Sean Connery’nin oynadığı egzantrik Juan Sánchez Villa-Lobos Ramírez’i? Bu ikiliyi kaç kere öldürürseniz öldürün inatla geri gelirlerdi. (Kafalarını kesmediğiniz sürece, ama şşşt… aramızda). Ve bu gerçek çok yakında bir kez daha tekrar edecek! Çünkü 2015’te aldığımız bir habere göre İskoçyalı geri dönüyor!

Aldığımız son haberler filmin yönetmeninin Ramirez için Tom Cruise ile görüşme hâlinde olduğuydu. O zamandan beri de ses seda çıkmadı kendisinden. Beklemedeyiz. (M)

beterbocek 4

Beterböcek 2

Beterböcek, Beterböcek, Beterbö… Üç kere söyleyeceğim sandınız değil mi? Yok öyle yağma… Gerçi biz adını üç kez zikretsek de zikretmesek de ölüler dünyasının haşarı çocuğu ikinci bir filmle sahnelere dönmeye hazırlanıyor. Üstelik başrolde yine Michael Keaton ve Winona Ryder, yönetmen koltuğunda yine Tim Burton var. O zaman ne diyoruz? “Shake, shake, shake senora…” (M)

blade-runner

Bladerunner 2

“I’ve seen things you people wouldn’t believe.”

Zamanının ötesinde bir bilim kurgu filmi ve nefis bir cyberpunk örneği olan Bladerunner geri dönüyor! Filmin karanlık atmosferini, endüstriyelleşmenin kalabalığında kaybolmuş Los Angeles yorumunu, hiç durmayan yağmurunu ve sonunda izleyiciyi düşünceye boğan kurgusunu özleyenlere  bir müjdeli haber daha verelim. Harrison Ford’u yeni filmde tekrar göreceğiz ve ona son zamanlarda beyaz perdede sık sık izlediğimiz Ryan Gosling eşlik edecek.

Ridley Scott’un zaten iyice yükseltmiş olduğu çıtayı filmin yeni yönetmeni Denis Villeneuve’ün nasıl aşacağını görmeyi heyecanla bekliyoruz. (B)

it

O (It)

Ekranda belirdiği ilk günden beri izleyicilerini korkuyla titreten, palyaçolara küstüren Stephen King’in aynı adlı kitabından uyarlanmış filmi O (İt)’i yeniden izlemeye hazır mısınız? Belki de değilsinizdir. Olsun, bu sağlam korku filminin günümüz imkanlarıyla yeniden çekilmiş versiyonunu izledikten sonra en azından birkaç gün evdeki resimlere bakarken tedirgin olacağınızdan eminiz.

Andrés Muschietti tarafından hayata geçirilecek projenin adını duymanın bile tüylerinizi ürperttiğinden eminiz. Ve ufak bir tavsiye, siz siz olun kanalizasyonlardan uzak durun! (B)

terminator-genisys

Terminator Genisys

1984 yılında çekilen ilk Terminatör filminde Arnold o meşhur “Geri döneceğim,” repliğini telaffuz ettiği zaman bu sözünü bu kadar ciddiye alacağını hiç düşünmemiştik doğrusu. Serinin beşinci filmi Genisys ile uzun bir aradan sonra tekrar T-800 rolüne bürünen Schwarzenegger bizi bir kez daha 1984’e, Skynet’in Sarah Connor’ı öldürmeye çalıştığı yıllara götürdü.

Her ne kadar film eleştirmenler tarafından pek de iyi notlar almasa da T-800’ü yıllar sonra, hem de biri genç diğeri yaşlı iki farklı şekilde görmek, üstüne bir de baş belası T-1000’le bir kez daha karşılaşmak güzeldi doğrusu. (M)

twin peaks showtime

İkiz Tepeler

1990 yılında “25 yıl sonra görüşürüz,” diye biten paranormal dedektiflik dizisi Twin Peaks sahiden de tam söz verdiği tarihte, 2015 yılında bir anda yeniden yapım haberleriyle çıktı karşımıza. Üstelik dizinin efsane yönetmeni David Lynch de projenin başında! Şey… bir ara gitti geldi tabii ama en azından şu an için büyük bir şevkle çalışıyor görünüyor.

Normalde bu yıl içerisinde kavuşacaktık bu tekinsiz, bir o kadar da ürkütücü diziye. Ancak yayın tarihi daha sonra 2017’ye atıldı. Eh, 25 sene beklemişiz, bir yıl daha bekleriz artık. Yeter ki o eski atmosferi bize buram buram yaşatabilsin!

Son olarak dizinin orijinal bestecisi, meşhur Angelo Badalamenti’nin de kadroda yer aldığını hatırlatalım. (M)

space jam

Space Jam 2

İlk Space Jam, 90’lı yılların normal şartlar altında bir araya gelmesi imkânsız iki efsanesini aynı “potada” eriterek çıkmıştı karşımızda: Michael Jordan ve Looney Tunes karakterleri.

Bugs Bunny ve dostlarının en popüler olduğu yıllarda çekilmesinin yanı sıra Jordan’ın tıpkı filmdeki gibi sahiden de basketbolu bırakıp babası gibi beyzbola yöneldiği yıllarda çekilmesi pek bir manidardı doğrusu. Çünkü insanlar onu yeniden basket oynarken görmeye ne kadar hasretse Tazmanya Canavarı, Daffy Duck, Yosemite Sam, Sylvester, Tweety ve diğerlerini görmeye de o kadar hevesliydi.

Seslendirme ekibinde Danny DeVito gibi küçük bir devin, filmin kadrosunda da Charles Barkley, Shawn Bradley, Patrick Ewing gibi gerçek basketbol yıldızlarının olması ve tabii ki Bill Murray’nin her zamanki gibi efsanevi performansı filmi eleştirmenler için olmasa da bizler için unutulmaz kılan etmenler arasındaydı.

Ve şimdi bir başka basketbol efsanesi olan LeBron James ile birlikte, adının arkasına 2 takısını alarak geri dönmeye hazırlanıyor Space Jam. Şimdilik film hakkında tüm bildiklerimiz bununla sınırlı. Peki ne zaman? 2017’de… (M)

jurassic-world-ust

Jurassic World

Son yıllarda eskisi kadar popüler olmasalar da 90’larda dinozorlar hemen hemen herkesin, özellikle de tüm çocukların en büyük ilgi alanlarından biriydi. Fosilleri, türleri, uçanları, koşanları, etoburları, otoburları hepsinin adını bilirdik. Bunda en büyük pay sahibi olansa Steven Spielberg’ün gündeme T-Rex gibi düşen Jurassic Park filmiydi elbette.

2015 yılı pullu dostlarımızın beyazperdeyi bir kez daha işgal edişine tanık oldu. İlk filmden 22 sene sonra gelen Jurassic World bizleri yine aynı adaya, Isla Nublar’daki parka götürüyor ve insanoğlunun en büyük rüyasının nasıl bir kâbusa dönüştüğüne bir kez daha konuk ediyordu. Film, eleştirmenler tarafından oldukça iyi notlar aldığı gibi gişede de bir hayli başarılı oldu. Sonuç olarak, tıpkı öncülü gibi o da üçleme olma yolunda yerleri sarsan adımlarla ilerliyor. Anlayacağınız dinozorlar bir döndü pir döndü. (M)

mad-max-

Mad  Max: Fury Road

İşte size bir efsane… Mad Max sadece 2015’te geri dönen nostaljik yapımlardan biri olmakla kalmadı, üstüne ödül üstüne ödül toplayarak bu yılın en başarılı filmlerinden biri olarak adını tarihe altın rengi kumlarla yazdırmayı başardı.

Evet, hepimiz Tom Hardy’nin Mel Gibson’ın yerini doldurabileceğinden feci şekilde şüphelenmiştik ilk başta. Ancak kendisi çok az konuşarak canlandırdığı Max Rockatansky rolüyle sadece gönlümüzde taht kurmakla kalmadı, kahramanımıza bambaşka bir ruh kattı.

Ve Furiosa! Charlize Theron’un canlandırdığı bu güçlü kadın izleyenleri öyle etkiledi, öyle sevildi ki başrolü Max’ten âdeta çaldı. Öyle ki şimdi herkes devam filminde Furiosa’nın olup olmayacağını sorup duruyor, hatta olması için motor tanrılarına yalvarıyor.

Ama film sadece aksiyon sahnelerinden ve bu iki karakterin performansından ibaret değildi elbette. Ölümsüz Joe ile eşleri ve onların bekaret kemerleri filme damgasını vuran bir diğer etmendi. Çünkü yönetmen George Miller kadınları bir cinsel malzeme olarak kullanma ucuzluğuna gitmek yerine onları sisteme başkaldıran, onu yıkan, düzeni değiştiren kahramanlar olarak en tepelere yerleştiriyor. Üstelik bunu sadece Furiosa ve esaretten kaçan beş kadınla değil, umudu ellerinde tutan ve yeri geldiğinde silahlarını konuşturmaktan geri kalmayan Nice Anneler ile de yapıyor (Sizi bir ayrı seviyorum Altın Kızlar). (M)