Son birkaç aydır, yaşamı ciddiye alan biri için çok saçma sayılacak birşeye kafa yoruyorum.
Satranca mı yoğunlaşsam daha iyi olur yoksa
goya mı?
Şibumi'de sürekli "satranç tüccarların, go filozofların oyunudur" denir. satranç-Go tartışmasının sürüp gittiği yerlerde Gocular "satranç çatışma ise go savaşın kendisidir" derken satranççılardan henüz buna bir cevap gelmemiştir (geldiyse de benim haberim yok). Fakat içlerinden şöyle geçirdiklerini tahmin ediyorum: "kafanızı uzakdoğu felsefi deyişleriyle o kadar bozmuşsunuz ki, gerçek bir oyun oynamak yerine bir tahtanın başıan geçip gözlerinizi kısarak böyle beylik laflar etmek alışkanlığınız olmuş"
Hiçbir şeye aşırı anlam yüklenmesi hoşuma gitmiyor. "satranç/go sadece oyun değildir, hayatın kendisidir aslında" gibi ifadeler saçma geliyor. Bence ikisi de birer oyun. İkisi de güzel oyunlar. temelde bazı farklılıkları var elbet. Örneğin:
*Satrançta kurallar çok fazladır. Bu, oyunu kısıtlamaktadır ve artık Bobby Fischer'in de söylediği gibi artık açılış teorisi, oyun ortası teorisi vb... öyle gelişmiştir ki satranç bir hamle çalışma, açılış ezberleme yarışı haline gelmiş gibidir. Günümüzde iyi bir satranççı olmak için (eğer olağanüstü bir zekanız yoksa) en büyük gereklilik, satranç kitapları ile ders çalışmak, belli açılışları, belli hamle dizilerini ezberlemektir. Yani satanç artık bir zeka oyunu olmaktan çıkmış, bilgi ve hafıza oyunu olmuştur çoğu usta için.
*Go ise daha serbesttir. Kurallar çok azdır, öğrenmeniz en fazla beş dakika sürer (Buraya gocuların gözlerini kısarak söylediği diğer bir söz olan "goyu öğrenmenin bedeli beş dakika, goda ustalaşmanın bedeli ise bir ömürdür" ü eklemeliyim). İlginçtir ki ilk oyununda oyunu öğrendiği kişiyi yenenlerin sayısı oldukça fazladır, çünkü yapılabileceklerin sınırı neredeyse yoktur. Go, zeka ya da bilgi oyunu değil; içgüdü oyunudur. Hamle ezberlemek-ezberlemeye çalışmak(belli başlı bazı hamleler dışında), oyununuzu ileri değil geri götürür; çünkü fazla düşünmek ve ezber, içgüdülerinizi zayıflatır. Bu oyunla ilgili en büyük sorunum, oynayacak kişi bulamam.
İki oyun mizaç olarak birbirinden çok farklı. Genellikle birinde ustalaşan diğerini pek iyi oynayamıyor. İkisini de iyi bir şekilde götürebilen çok az sayıda insan var.
İkisini de seviyorum, ikisine birden ayırabilecek zamanım yok (hayır, satrançta da goda da iyi değilim).
Böylece itiraf etmiş oldum. İnsanların daha doğal şeyler üzerinde düşünüp, onların peşinden koştuğu (karşı cins, okul, para vb...) dünyada, bir süredir kafamı bu kıyaslama yoruyor.