ÖYP (Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı) gerçekten rezil bir sistemmiş. Bu gün kendini gerçekten bilimsel çalışmaya adamış, yıllarını içten gelen bir motivasyonla bilimsel araştırma yapmaya, çalışmaya, okumaya adamış kişilerin değil; üç kuruşluk taşra üniversitelerinden şişirilmiş not ortalamalarıyla mezun olan, beynini öğrenmek, üretmek için değil, oradan buradan topladığı ders notlarını kaydedecek flash-disc olarak kullanan, yaratıcılıktan uzak cemaat çocuklarının üniversitelere öğretim üyesi olarak seçildiğini öğrendim.
Bu ülkede bilim insanı mı olmak istiyorsunuz? Bir üniversitede akademik kariyer mi yapmak istiyorsunuz? Benden size tavsiyeler(ilk ikisinde ciddiyim) :
*Merak etmekle, sorgulamakla, düşünmekle, sayısız projede yer alıp, okulunuzu ve ülkenizi ulusal-uluslararası kongrelerde temsil edip, ülkenin dört bir yanında araştırma yapmakla hiç uğraşmayın. Kötü bir üniversiteye gidin lisans öğrencisi olarak; çünkü geçme notu 100 üzerinden 70 olan köklü bir okulda siz o sınavdan 70 aldığınızda harf notunuz C olacaktır. Çakma bir üniversitede ise geçme notu yaklaşık 40-45 arası değişeceğinden aynı sınavdan aynı notu aldığınızda harf notunuz en kötü ihtimalle B olacak, mezuniyet ortalamanız şişecek ve sizden daha iyi okullardan mezun olmuş yüzlerce kişinin önüne geçeceksiniz.
*Gidin bir ALES kursuna yazılın. Dünyanın en beceriksiz insanı bile olsanız 6-7 ay içinde o sınavdan 80 alacak hale gelirsiniz. Tercihen cemaat dersanesi olsun gittiğiniz yer. Bakarsınız biri soruları getirir size.
*İlahiyat okuyun. YÖK tarafından açılan araştırma görevlisi kadrolarını incelediğinizde mühendislik, tıp, temel bilimler, felsefe vb... den 2şer 3er alım yapılmaktayken, ilahiyattan 325 tane araştırma görevlisi alımı yapıldığını göreceksiniz. "Pahalı" diyip CERN projesinden ayrılıp, CERN için gereken paranın 2 katını diyanete yatıran bir ülkeden bu beklenir zaten.
Özet: Atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun.