bilinen bütün vampir mitlerini, efsanelerini daha ne varsa hiçe sayan, s.kip atan film, roman artık ne boksa. yıllardır vampirli film izler, bulunca vampir mitlerini falan okurum. bütün bunlarda vampirler insanlarla birlikte yaşayan bazı özellikleri insandan üstün olsa da birçok zayıflığıyla insandan üst bir konuma çıkamayan canlılar olarak gösterilmişlerdir. yani her ne kadar fiziksel olarak güçlü olsalar da güneş ışığında kül olmaları, kana olan zayıflıkları vampirlerle insanlar arasında bir denge unsuru olmuştur.
ama filmimizde durum böyle mi? öyle bir anlatılmış ki esas oğlanımız gelse rocco'yu s.kse kimse bir şey diyemez. tek eliyle araba durdurmalar mı istersin, ses hızında koşmalar mı? insanların düşüncelerini okuması da cabası.
hadi gücünü biraz abarttınız diyelim, bre labuşlar güneşe çıkmama sebebini nasıl olur da güneşe çıkınca parlıyor diye açıklarsın? sanki ulusa gidecek de etraftakiler "parlak çocuk" diyecekler beyimize... oğlum yazmadan, oynamadan önce iki dakika düşünün lan.
onu da geçtim bunun aşufte bir kız kardeşi var geleceği gördüğünü iddia ediyor. ama sadece bir şekilde görebiliyormuş, gelecek değişebilirmiş. aynen esra ceyhandaki uçan adam. arada uçuyormuş ama çoğunda kimse görmüyormuş hesabı. çocuk mu kandırıyonuz lan . zaten pek bir s.k de göremedi ama güzel kızdı allasen.
tuttuğunda elinde kalan bir tek bunlar da değil, yıllarca izledik, okuduk, öğrendik ki vampirler insan kanı olmadan yaşayamaz, hayvan kanı içerlerse de asla tam bir doyum elde edemezler. ama bizim veletlere bakıyoruz insanı, kanı bırakmışlar lise sıralarında sürtüp örgün eğitim haklarından faydalanıyorlar. bir de hiç uyumama meselesi var ki ona hiç girmeyelim.
e peki türk kızı neden sevdi bu filmi bu kadar? çünkü sansar tipli kızı koymuşlar, türk kızı kendisiyle özdeşleştirdi. baktı ki bizim sansarın sansarı kızımız elin cillop gibi delikanlısını kaptı, parmağında oynattı. bizim gebeş domates kızımız da dedi ki ben de bunları hakediyorum. olan yine biz genç erkeklere oldu, ne yapsak beğenmiyor zilliler.