Kayıtsız bir güvensizlikle yazıyorum. Bu şehirden soğuyalı ve nefret edeli çok olmadı. Buraya geleli daha doğrusu burayı bileli üç sene oluyor. Ve geldiğim günden beri tiksiniyor korkuyor ve istemiyorum. Yollarda rahat değilim. Şu an yağan yağmuru bile bana sahte. O kadar cansız ki aslında İstanbul. İzmirliyimdir ben, en azından öyle sanıyordum. Birkaç gün önce bornovaya gittiğimde bu his de yok oldu. Hayır, sanırım bir yere ait değilim. Eski sevgililer hala canımı yakıyor ve ben hala acele ediyorum her konuda. Kanıtlamak istediğim şey hiç bir şey kanıtlamadığımdır. Ama kanıtlamaya çalışıyorum işte. İronik bir hayat bu, battıkça bağıracağımız. Dost düşman ya da alabildiğine sarhoşluk tamamen değerini yitirmiş. Artık vodka bile içemiyorum. Artık kendime berduş bile diyemiyorum. Kiliselerde bulduğum huzur ve okuduğum kitaplarda bile değilim. Ey yaradan ben nerdeyim ve neyim söyler misin? Seninle pardon seninle değil sadece sana yönelik çok kötü şey söyledim. Beni hiçbir zaman umursamadın. Ne kötülük ne de iyilik ettin. Verdiğin bir şey varsa o da hislerimdir. Önceden anlarım ihanetleri ve diğer pislikleri. Önceden anlarım hayalkırıklığını ve başarısızlıklarımı. Ve utançlarımı...
Arka cebimde taşıdığım sigara paketimdeki yamulmuş daha doğrusu üçgen şeklini almış sigaralarımı içerken izmaritlerini düzeltirim hep. Pahalı bir sigara içiyorum. Bana yakışmayan bir başka davranış da budur sanırım. Camel içmek. Dedem de içermiş Camel, bunu sonradan öğrendim ama yine de hoşuma gitti dedeme benzemek. Allah rahmet eylesin. İyiyidi herhalde, en azından benim ona yüklediğim anlam onun gerçek olmasıdır. Sert bir adamdı zamanında gözü kara. Vurdumu oturtan bir tip. Biraz maço. Hayır ben maço değilim, kavga etmeyi sevmem çok korkarım ama çok kavga ederim. İyi bile sayılırım bu konuda. Bir mafya sözü der ki önemli olan güç değil, gücü göstermektir diye. Dünyanın sahteliğini bundan başka daha ne anlatabilir ki? Taktığınız maskeler önemli siz ya da basit veya karmaşık duygularınız değil. Davranışlarınız görülür gerçek siz değil.
:hıö
Bazen böyle bakarım işte halinize halime. Neydim ne oldum diye. Çok üzgünüm biliyor musunuz? Hayır olmadığıma karar verdim. İki kedim biri sarı ve şişman. Mutlu uyuşuk ve iyi bir kedi. Erkek. Diğeri ise siyah pofuduk bir erkek yavru. Çok da iyi anlaşıyorlar. Bu kadar zekaya sahip olmamaıza rağmen bizim yapamadığımız onların kendi içgüdülerine karşı gelişi. İki erkeğin savaşmaması. Güçlü olanın diğerini ezmeyişi tam tersine koruyuşu.
Son zamanlarda gerginliğim iyice arttı. Biri bana bakınca öyle korkuyorum ki ona saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. Bazen sadece sağlam bir kavga istiyorum. Birilerinin ağzını burnunu kırmak ve benim de patlak dudağımla beraber zaferle ayrılmamı. Hani küçükken ilkokulda aşı günü olur da iğnenin sana gelişini görürsün. Ama bir türlü girip de çıkamaz o iğne. Ve hissedersiniz biteceğini bildiğiniz ama bir türlü bitemeyen duyguyu. İşte ben öyle yaşıyorum. Biteceğini bildiğim ama bitmeyen korku ve hayatla. Bunun şehirlerle ilgisi yokmuş ve ben Bornovalı değilmişim bunu da yeni fark ettim.
Kendim olmak o kadar zor ki artık, kendim olmak bile istememeye başladım. Uyum sağlamak istiyorum belki de. Belki de kalıcı dostluklar ve kalıcı aşklar. Daha yaşın kaç ki diyeceksiniz 17 yaşında bir ergen müsveddesi. Evet belki de öyle, ama ben bir şey olamadım henüz. Bir lakabım bir tanımım yok. İnsanları kışkırtıp da kaçıran bir tipim. Çünkü ben buyum. Ve bu bana acı veriyor. Ama rol yaptığımda ise yine acı alıyorum veriyorum. Surat ifadem değişiyor.
:üü
Bazen de sadece böyle olmak istiyorum
artist. Ama olamayacağım bir şey, içimdeki artist çoktan içimdeki mütevazının tecavüzüne uğradı bile.
Sonuç olarak dediğim gibi kayıtsız bir güvensizlikle yadım saat sabah iki sularında. Ve ben böyleyim. Okuyun ya da okumayın, bazen sadece insan birilerinin dinleyemeyeceği okuyabileceği şeyler yazmak ister bu da onlardan biri, ufak bir müsvedde. Artık durumum kısaca
böyle. İyi uykular, kolay gelsin..