3
« : 01 Mayıs 2013, 14:28:34 »
Son dönemimizin en gözde,en popüler dizisi “Taht oyunları” hakkında yazmak …Heee zaten sorun burada başlıyor benim için.Ne Taht Oyunları abi?Taht oyunları dediğin şey Buz ve Ateşin şarkısı serisinin ilk kitabı.Neden diziyi Buz ve Ateşin şarkısı ismiyle yapmadınız çok mu sulu olurdu lan?Belki de olurdu.Hadi Taht oyunları(!) hiç bitmeyeceği ve poıpülerlik açısından nokta isim olduğu için bu olayın üstünde durmayacağım.Asıl rahatsızlık verici nokta dizi yavaştan çığırdan çıkmaya başlıyor.Hani kitaplara sadık kalmıyor gibi klişe bir laf söylemeyeceğim ama kurgu üzerindeki şahsiyetler yer değiştiriyor,hiç olmayan şeyler oluyor gibi gösteriliyor ve bazı karakterler ortada bile yok.Şimdi kitapları okumayıp diziyi takip eden insanlarda da geleceğe yönelik tahminler,teoriler yürütülüyor ama dizinin el verdiği noktada bu sağlıksız oluyor.Hani fantastik kurgu kitapları ön yargıya kurban gider zaten bazı kitleler değersiz olarak görürler falan filan vs. buralara girmeyeceğim ama diziyi bu kadar beğenip kitapları okumak istemeyenlere hele ki dizinin heyecanını kaçırır gibi bir neden sunanlara da şaşırmıyor değilim.Hadi bunları da bir kenara bıraktım ama neden bu kitaplar okunsun istiyorum biliyor musunuz?Bazı şeyler anlaşılmıyor ya da çok az belli ediliyor.Çünkü olay entrikalar,savaşlar ya da o.çocuğu ve adam(!) karakterlerden ibaret değil!!!Bunu üç maddede anlatacağım.
1.George Martin günümüz dünyasıyla kendi yarattığı dünya arasında çok güzel paralellikler kuruyor.Mesela günümüz dünyasında nasıl yüzyıllarca
dinler savaşlar için bir araç ve amaç olarak kullanıldı,kitleler uyutuldu ya o evrende de durum böyle.Yöneticiler inandıkları Tanrıların isimlerini çok anıyor.”Onların ışığında…” diye söze başlayıp bir çok olaya yol açıyorlar ama baktığınızda çoğunluğu ateist diyebileceğimiz türde karekterler çünkü inançlar umurlarında bile değil sadece çıkarları için kullanıyorlar.İstedikleri gibi dini ritüelleri bile değiştirenler var.Siyasal taraf tamamen rezillik bütün siyasetçiler pisliktir olayı burada sizi çok güzel gülümsetebiliyor.Hee bu siyasal olayların yapısı dizide biraz daha belli oluyor yine.George Martin burada bizim dünyamıza büyük bir selam çakıyor.Halk ise koyun gibi cidden koyun.Ne bekleyebilirdik zaten?Neyse işte bu durumlar bana göre yeterince dizide yansıtılamadı.Hani dikkat çekici replikler biraz gözüktü gibi ama o kadar.Ve insanlar olayların bu tarafını hissetmeden diziye hep daha sığ,daha homojen şekilde bakacaklar.
2.En çok hayran olduğum kısım burası işte.George Martin’in insan psikolojisini dalga geçermişcesine,gözümüze soka soka anlatması.Kitaplardan bahsediyorum beyler.Hem de öyle böyle değil.Hayatım boyunca en sevdiğim tür olan fantastik edebiyat bölümünden bir çok kitap ve kitap serisi okudum.Çok bağlı olduklarım oldu içinde.Silmarillion,Yüzüklerin Efendisi,Elenium,Harry Potter Serisi,Kara Kule serisi,hatta sadece 4 kitabını okusam bile Zaman Çarkı serisi.Yalnız hiçbiri ama inanın hiçbirinin insan psikolojisi üzerine böyle görünüşte basit çok fazla ruhsal betimlemelere ağırlık vermeden inceden,alaycı ve gerçekçi anlatımını hissedemedim ya vardı da göremedim ama hayır bence hissedemedim.Ve sevgili baylar bayanlar dizi de bu var mı lan?Var mı bu saydıklarım?Varsa bile ne kadar var?Yok canlarım bu kitaplar biiii biiii harikaaa!
3.Burası da işin yine en özel ve zevkli taraflarından biri.Olay örgüsü ve ileriye yönelik tahmin imkansızlığı.Evet tahmin imkansızlığı!!Yahu bir seride en az 10 tane çok önemli karakter olur mu?Ya da bu 10 karakter kadar olaylara etki eden bir 10 tane de yan karakter?Zorlasan sayıları bile artacak.Ve böylesine bir karışıklık ortamından nasıl bir hikaye çıkar?İşte sevgili canlarım,cananlarım buralar tamamen kitapların büyülü ortamlarından içinde saklı.Çünkü ben size 20 karakter diyorum ama diziyi insanların kafasında toplasan 5-6 tane büyük karakter oynatıyor.Ve bunlara ek olarak Ned Stark gibi neredeyse küçük çaplı bir karakterin dizi tarafından acayip bir seviyeye çıkarıldığını da size hatırlatayım.Zamanında onun için haddinden fazla üzüldünüz.Ve canlarım bu kitapların sizi çektiği tahmin noktası çok acayip boyutlara ulaşıyor, gece yatarken tahminler yürütmeden uyuyamıyorsunuz.Eee maalesef dizi bu noktada benim için çok sönük kaldı.
Benim kısaca diyeceğim şu:Eğer çok seviyorsanız kitaplara bir bakın.Yoksa yılda bir sezon çok sönük zamanlar geçireceksiniz.
Not:Kendi blog yazımdır.