Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Galaxie

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 25
16
Dipsiz Konak / Ynt: Melekler ve Şeytanlar
« : 05 Kasım 2012, 00:05:20 »
Ben! Geçen oyuna elimde olmayan sebeplerden ötürü katılamadım. Bu kez yine yedek olacağım, ama tarih bana uygun olursa oynamayı çok isterim.

17
Çizgi & Anime / Guilty Crown
« : 02 Kasım 2012, 02:04:59 »




Tür: Macera, Bilim Kurgu, Mecha

Yönetmen:
Tetsuro ARAKI

Senaryo: Hiroyuki YOSHINO

Animasyon: Satoshi KADOWAKI

Müzik: Hiroyuki SAWANO


Ouma Shu, kendini oldukça sıradan ve yetersiz gören 17 yaşındaki kahramanımız, 2039 yılında bir gün tesadüfen bir binada Egoist adlı grubun ünlü solisti Inori ile karşılaşır. Inori'nin orada oluşuna, yanında taşıdığı robotumsu tuhaf yaratığa ve en çok da garip davranışlarına anlam vermeye çalışırken henüz bunu başaramadan binayı askerler basar. Inori'yi terörist bir örgüte üye olmakla suçlayan ve yakalamaya çalışan askerlere, güzel korumasız kızı korumak için ve olayı içten içe yaşadığı işe yaramazlık duygusunu bastırmak için de bir fırsat gibi görerek karşı koymaya çalışır. İşte tam bu anda Inori'nin ona verdiği ve örgüt lideri Gai'ye götürmesini istediği tüp bir kaza sonucu patlar ve Shu'ya tabiri yerindeyse başına bela olacak virüsü bulaştırırken aynı zamanda ona "The Power of Kings" adlı büyük bir güç verir.


Olayların başı ise bu değil. 2029 yılında “Lost Christmas” adı verilen karanlık günde yayılan “Apocalypse Virus” Japonya'nın çoğunu enfekte etmiş, ülkenin bir bölümü karantina altına alınmış, hükümet ise çökmüştür. GHQ adında uluslararası bir birlik yönetimi devralmış ve o zamandan beri de Japonya'yı avcunun içinde hapsetmiştir. Inori'nin üyesi olduğu “Undertakers” örgütü ise (diğer adıyla Funeral Parlor) GHQ'ya karşı toplanmış ve Japonya'yı GHQ yönetiminden azad etmek için kurulmuş bir örgüttür.

Anime özgün denemeyecek bir konuya sahip. Çünkü Japonya'nın ileri tarihte düştüğü zor durumlar bir çok animede var. Ancak konuyu bir tarafa bırakırsak özgün ögelere sahip. Şöyle ki, her insanın "Void" adı verilen, kişiliğinin fiziksel bir formu var. Ama bu form insanların içinde saklı duruyor. Shu'nun sahip olduğu "The Power of Kings" ise burada devreye giriyor. Bu güce sahip olan kişi insanların içindeki Void'leri açığa çıkarabiliyor. Dahası bu Void'ler hepsi birbirinden apayrı ve kişisine göre farklı formlarda olan bir nevi silahlar olduğundan güce sahip olan kişi bu Void'leri kullanabiliyor. Void'lere örnek vermek gerekirse:




Ve bir de Void nasıl çıkarılıyor sorusunun cevabı:



 

Bir diğer özgün şey ise “Apocalypse Virus”ün enfekte şekli. Bu virüs ile enfekte olan kişilerin vücudu kristalleşiyor, hatta hastalığın son evresinde bu kristaller kırılıp yok olarak bulaştığı bedeni öldürüyor. Enfekte olan kişiler ise şu şekilde görünüyor (Hastalığın neredeyse son evresine ulaşmış bir karakter):




Böylece bu büyük güce sahip olan Shu'yu Undertakers bünyesine almaya çalışıyor. Shu aslında başta hiç hoşnut olmadığı sıradanlığın ne kadar da güzel ve tasasız olduğunu fark etse de kendini örgütten bir şekilde koparamıyor ve savaşın ortasında kalıyor. Buraya kadar normal bir anime, ama buradan sonra hiç değil. Çünkü kişiler ve olaylar arasında öyle bağlantılar açığa çıkıyor ki, anime oturduğu koltuğa adeta mıhlıyor izleyiciyi.

Özellikle 13. bölüm ve sonrasında öyle bir yön değiştiriyor ki, ilk yarı ve son yarı ayrı ayrı değerlendirilince aralarına bayağı fark giriyor. Üstelik animeye hakim olan gizem bir bir yedirilerek çözülüyor ki bu da merak ögesini ve heyecanı sürekli sabit tutuyor. Ayrıca karakterlerini feda edebilmesi, baş karakterde bile çok şey feda etmesi animeyi daha bir profesyonel kılıyor benim gözümde.

Animenin kötü olan birkaç yanında biri Shu'nun karakter gelişimi. Aslında başta yaşadığı iç çatışmalar, birden bire kendini bulduğu lider pozisyonunda verdiği, vermeye çalıştığı kararlar ve çelişkileri güzel. Ama bir noktadan sonra öyle abartılmış ki, "Bu noktadan bu noktaya nasıl geldi bu çocuk?" diyorsunuz. Üstelik bu dönüm noktaları maalesef birden fazla.



Animenin bölüm içi müzikleri çok güzel, özellikle aksiyon sahnelerindeki fonlar çok uyumlu. Ama ne yazık ki aynı şeyi Opening ve Endingler için söyleyemiyorum. Böyle bir anime için çok daha iyileri hazırlanabilirdi oysa ki. Animenin en kötü yanlarını bu müzikler oluşturuyor. Yine de 2. Opening ve Endingler nispeten daha iyi. İlkleri ise buraya eklemeyeceğim kadar aşağı seviyelerde.

OPENİNG 2

ENDİNG 2

Sonuç olarak ben bu aralar izlediğim animeler arasında en iyilerinden biri olduğunu düşünüyorum. Ayrı ayrı değerlendirilse ilk yarısı vasat, ikinci yarısı harika derdim. Ama bir bütün olarak değerlendirince de vasata yaklaştırmaya bile gönlüm razı olmuyor. Mecha'dan pek hoşlanmayan biri olmama rağmen bırakmayı bir an bile düşünmedim, eğer Mecha seviyorsanız da... İndirin ve izleyin!












18
Rıhtım Okuma Etkinliği / Ynt: Rıhtım Okuma Etkinliği
« : 02 Kasım 2012, 00:13:55 »
Bence de çok güzel bir fikir. Ben de katılmak isterim. Özellikle pek okuyamadığım şu son zamanlarda (okuyamayan diğer üyeler için de) bir bağlayıcılığı olacağı için çok faydalı olacak bence.

19
Duyurular / Ynt: 31. İstanbul Kitap Fuarı 2012
« : 29 Ekim 2012, 23:51:48 »
Yosun abla sen de mi ilk Pazar gelmiyorsun :/ ? Ben Hatay'dan sırf bunun için geliyorum, bu kadar da boşaltmayın ilk Pazar'ı...

20
Tartışma Platformu / Ynt: Birden Çok Kitap Okumak
« : 28 Ekim 2012, 21:31:08 »
Zaten birden fazla kitap okuyamıyorum diyorsanız tek tek okumaya mecbursunuz. Anladığım kadarıyla kitaplar hakkında yorum yazıyormuşsunuz bir de blogda, o zaman bu konuda daha da titiz olmalısınız. Beraber okuyunca tam odaklanamamaktan korkuyorsanız tek tek okuyun. Bence bu büyük bir sorun değil zaten. Bazı insanlar beraber okuyabiliyor. Ben de onlardan değilim mesela. İki kitabın da içine giremem. Eğer çok farklılarsa olur, atıyorum biri şiirse ya da çizgi romansa. Ama ikisi de romansa ben tek tek okumanızı tavsiye ederim. Sonuçta total süre pek de değişmez.

21
Çizgi & Anime / Ynt: Lovely Complex (Love★Com)
« : 25 Ekim 2012, 19:44:32 »
Spoiler: Göster
Çok sevdiğim bu animenin forumda bulunmadığını görünce konuyu açmadan duramadım.






Tür: Komedi, Okul, Romantizm

Bölüm Sayısı: 24

Yayım Tarihi: 7/4/2007 - 29/9/2007

Firma/Stüdyo: Shueisha, TBS, TOVIC, Toei Animation, Mushi Productions, Sony Music Entertainment, Tabac

Yönetmen: Kônosuke UDA, Hiroshi FUKUTOMI, Kazuyo SASAKI, Shigeharu TAKAHASHI, Shin-ichi MASAKI, Toshinori FUKUZAWA, Yasuo IWAMOTO, Yasuro TSUCHIYA

Senaryo: Midori KURIYAMA, Yumi KAGEYAMA, Mio INOUE

Müzik: Hironosuke SATO

Anime yaşıtlarına göre biraz uzun (170cm) bir kız olan Koizumi Risa ve yaşıtlarına göre biraz kısa (156cm) bir erkek olan Ootani Atsushi'nin (ikisi de haliyle boy kompleksine sahip) tuhaf ve bir o kadar da renkli ilişkilerini konu alıyor. Birbirleriyle sürekli atışıp dalga geçtikleri için okulda "Komedi İkilisi" olarak biliniyorlar ve bundan pek de memnun değiller. Zaman zaman aralarında ittifaklar kuruluyor, birbirlerine yardım ediyorlar; zaman zamansa kanlı bıçaklı düşmanlar kesiliyorlar.


Bir havuz partisinde birbirlerine ayarlamaya çalıştıkları kız ve erkek Komedi İkilimizi ayrı ayrı reddedince ise olaylar farklı bir boyut almaya başlıyor. Beraber üzülüyor, beraber didişiyor ve beraber geziyorlarken aslında sandıklarından çok daha iyi anlaşıyorlar.


Şimdi böyle klişe bir konudan bahsettim ama sıkıcı ve romantizmden ibaret bir lise animesi olduğunu kesinlikle düşünmeyin. Lovely Complex bu zamana kadar izlediğim en eğlenceli animelerden biridir. Hem güldürür, hem duygulandırır. "Ooo harika, hayatımın animesi!" diyebileceğiniz bir anime olmasa da çok kaliteli ve zaman geçirmek ve eğlenmek için birebir. Bu açıdan türünde bir adım önde bence.

Animeyle ilgili bir detay ise karakterlerin Japoncayı Kansai lehçesiyle konuşmaları. Eğer bu lehçeyi daha önce duymadıysanız karakterlerin konuşmaları muhtemelen size biraz komik gelecektir. Bu da biraz daha gülmenize sebep oluyor :)


Müzikleri de animeye çok uygun ve tatlılar. Özellikle ilk opening ve ilk ending içinizi ısıtan cinsten. Ayrıca bir bölümde çok güzel bir sahnede fonda çalan çok güzel bir soundtrack parçası da var çok çok sevdiğim. Onu da ekliyorum. 

OPENİNG 1

ENDİNG 1

DRY TEARS



Karakterler:

Koizumi Risa:                  Ootani Atsushi:





Keyifli seyirler.















22
Şişedeki Mısralar / Ynt: Ayı Dolfy
« : 25 Ekim 2012, 18:44:52 »
Bence de şiirlerin çok masum ve tatlı. Altında bir şeyler varsa bile ben göremiyorum sanırım, çok derin bir insan değilim :P Ellerine sağlık ülfet, yine yaz.

23
Kurgu İskelesi / Ynt: Elalia 1 - Grifon Prens
« : 24 Ekim 2012, 20:44:57 »
Ellerine sağlık Ryld, güzel olmuş giriş bölümün. Yalnız bu bir kitap olduğu için yazarın, varisin beklendiği zamandan bir karakterle kitaba girmesini ve tüm bu bilgileri okuyucuya peyderpey vermesini tercih ederdim ben. Hem sonra kralların diyalogları bana biraz eğreti geldi. Önce yardım etmeyi kesinlikle reddediyor insan kralı ama elf kralı "Anlaşmayı uzatalım," deyince hoop tamam diyor. Aralarında husumet olan iki kral için biraz basit geldi.

Aklında belli ki güzel bir kurgu yaratmışsın, ama ben kitap için biraz beklemeni, tecrübe edinmeni öneririm. Bu tecrübeyi kısa öyküler yazarak edinmen şart da değil. eretrusilden'in bu konuda şöyle bir önerisi var. Eğer tecrüben yoksa her ay romanın bir bölümüne çalışabilirsin. Mesela bir ay boyunca bir sürü giriş bölümü yaz. Bir başka ay boyunca sonuç bölümü yaz bir sürü. Böylece roman için roman üzerinden pratik yapmış olursun. Okuduğun romanları da beş günde bitireceğine her cümlesini inceleyerek, üstünde düşünerek on günde bitir. Eminim çok şey katacaktır.

Son olarak diyalogları neden konuşma çizgisi ile yazıp eklemek istediklerini parantez ile eklemeyi seçtin? Tırnak işareti kullansan daha iyi olmaz mıydı? Tabi senin tercihin, ama bence öyle çok daha okunaklı olur ve parantez açmana da gerek kalmaz.

Tekrar ellerine sağlık, devam edecek olursan devamını okumayı çok isterim. :)

24
Kurgu İskelesi / Ynt: İkizler - Şato
« : 24 Ekim 2012, 20:14:11 »
Merhaba Optik. Yaşına göre güzel, ama hataları bol bir giriş bölümü olmuş.

Öncelikle başlangıç bende bölüme ortadan başlıyormuşum izlenimi uyandırdı. Devamı daha rahat gelmiş sanki, ama başlangıç biraz zorlama olmuş. Ne kadar zamandır yazıyorsun, ne kadar yazıyorsun bilmiyorum tabi ama bence bol bol öykü okuyup başlangıçlarını incelersen ve her öyküde de farklı başlangıçlar denersen çok daha güzel giriş yapabilirsin.

"Belki de birbirimizle son bakışmamızdır." bu cümle zaman olarak hikayeye uymamış bence çünkü hikaye geçmiş zamanla yazılıyor. "bakışmamızdı." olsa çok daha iyi olur. "-de" bağlaçlarında hata var... "kendide", "ikimizde" gibi yerlerde ayrı yazılması lazım. Bazı kelimelerin ilk harfi gereksiz yere büyük harfle yazılmış. Eksik harfler de var, bunlar gözünden kaçmış olmalı. O yüzden tekrar okuyup düzeltirsen bence çok daha okunaklı olacak.

İkizleri aileden ayırdıklarını hikayeye güzel ve bence doğru zamanda yedirmiş olmana rağmen kafam biraz karıştı. Babaları "Birbirinizi koruyun ve hayatta kalın," diyor ya, bu bana biraz Açlık Oyunları'nı çağrıştırdı. İkizlerin ikisini de ailelerinden mi ayırıyorlar, yoksa üstüne ikisini de birbirinden mi ayırıyorlar, o noktayı çözemedim.

Son olarak son cümlede "bizim götürüldüğümüz yer," yazmışsın. Çok küçük bir detay ama bu "getirildiğimiz" olmalı. Artık orada oldukları için.

Anlatımın biraz hızlı olmakla beraber akıcıydı. Kurgunu da beğendim. Diğer bölümlerde aklımdaki soru işaretleri de gidecek muhakkak. Ellerine sağlık, devamını bekliyorum :)

25
Tartışma Platformu / Ynt: Stephen King, Nerden Başlasam?
« : 24 Ekim 2012, 19:45:18 »
Hayır, bence Kara Kule'ye istediğin zaman başlayabilirsin. İlk onu okusan bir şey kaybetmezsin. Sadece ben onu ortalara saklamanı öneririm, üslubuna da alışırsın hem biraz. Çünkü ben bu şekilde okumuştum, öncesinde okuduğum bunlardan başka kitaplar da vardı. Stephen King'i çok beğeniyordum. Sonra Kara Kule'yi okudum, favori yazarlarımdan biri oldu. Benim anlatmak istediğim biraz "yeme de yanında yat" durumu. İstersen hemen de yiyebilirsin tabi *-*

İyisi mi sen önce birkaç kitap oku, sonra Kule'ye başla. Sanki Kule'ye bir merak var gibi gördüm :D Hayvan Mezarlığı denmiş mesela benden önce. Onu oku, bir iki tane daha oku. Sonra da Silahşor'e geç (bence).

26
Tartışma Platformu / Ynt: Stephen King, Nerden Başlasam?
« : 24 Ekim 2012, 19:26:05 »
Ben de King'in eserlerini (ne yazık ki)  yalamış yutmuş değilim ancak Kara Kule'den başlamanın yanlış olacağı kanısındayım. Ki bunun bağlantılarla alakası yok. Elbette bazı kitapları bağlatıları için okuyabilirsiniz, mesela Mahşer, Salem's Lot, Maça Kızı, Karanlık Öyküler... Benim önermiyorum çünkü Kara Kule'yi hemen tüketmiş olursunuz. O bir beklesin, siz güzel kitaplarıyla başlayın (ve bunu yaparken ille de Kara Kule ile bağlantı aramayın).

Benim önereceklerim (dilerseniz sırasıyla):

Göz
Cep
Karanlık Öyküler
Hayvan Mezarlığı
Sadist
Tepki

Bunların herhangi birinin arasında dilediğiniz yerde Kara Kule'ye geçiş yapabilirsiniz çünkü Fırtınakıran'ın da dediği gibi bağlantılı eserleri okumasanız da pek bir şey kaybetmezsiniz. Hatta bağlantıları sonradan okumak aynı hazzı verebilir. Bir de ben öyle alışılacak bir evren olduğunu düşünmüyorum. Ne kadar bağlantılı olsalar da Kara Kule evreni diğer kitaplardan bayağı ayrı.

27
Kurgu İskelesi / Ynt: Yolların Katili
« : 20 Ekim 2012, 21:32:36 »
Galaxie sana söylemem gerereken bir şey var. :) Artık "Merhabalar, öykünüzü okudum ve izninizle -haddim olmayarak- biraz eleştireceğim. Umarım alınmazsınız, burada paylaştığınıza göre eleştirilere açık olduğunuzu farz ediyorum." demenden bıktım. :( Senin o cümlenden sonra bize söz kalmıyor lütfen artık seyirci kal. :) Bizimde yorum yapma hakkımız var ve senin yüzünden  yorum yapmak içimden gelmiyor yorumlanmamış bir konu görsem de "Galaxie yazıyordur." diyorum artık.

(Tabi ki dediklerim şakadan ibaret. Senin gibi değerli bir üyemiz varken yorum yapmasak ta olur.)

Ahahah :D Yorum yapın efendim ben sadece birkaç ufak hatayı belirtiyorum. Hatta hayıflanıyorum içerikle ilgili çok yorum yapamadığım için. Elimden geldiğince işte. Hep beraber yapalım ki burada bol bol yorum olsun :)

Rüzgar Adam, bu bölümün biraz daha iyi olmuş bence. Ama bunda da -ki'nin yazımında çok hata gördüm. Bunu nasıl anlatsam bilmiyorum... Ama şöyle ayırt edebilirsin: bağlaç olan -ki telafuz edilirken biraz uzatılır ve adı üstünde iki şeyi birbirine bağlar. Mesela "Öyle yorgundum ki bütün gün yataktan çıkmadım." Burada yorgundum ayrı, yataktan çıkmadım ayrı ama bu ikisini bağlıyoruz. Senin "-ki"lerin ise bağlaç değil. Mesela:

Alıntı
Tavanda ki yeşil düğmeye bastı.

Burada "-ki" sıfat yapan "-ki"dir ve bitişik yazılması gerekir, tavanı sıfat yapıyor (tavandaki düğme)

Bunun dışında da ufak tefek hatalar var. Ama daha iyi ellerine sağlık :) Bir dahakine senden güzel bir kurgu bekliyorum ^^

28
Genel Kültür / Ynt: Sushi Nedir ve Nasıl Yapılır
« : 20 Ekim 2012, 20:51:09 »
Neden gerildiniz arkadaşlar ya :D Yemek konusunda gerilir mi insan yahu ^^ BerkeB haklısın, çok herkese hitap edecek bir tat değil...

ülfet daha önce sınıra yakın yaşadığını okumuştum bir konuda. Sen canın istiyorsa bana mesaj at oralarda alabileceğin yerleri yazarım. Belki yakın yaşıyoruzdur, olmadı ben yapar gönderirim sana ;)

29
Kurgu İskelesi / Ynt: Ceza
« : 17 Ekim 2012, 23:43:56 »
Hoş geldiniz foruma :) Haddim olmayarak bir iki şey yazmak istiyorum öykü hakkında.

Başta biraz zorlama gibi gelmesine rağmen sonraki akış gayet iyiydi. Güzel yazmışsınız. (İlk yazınız mı bu arada?) Sadece bazı yerlerde virgül eksiklikleri çarptı gözüme. Yani virgül eklense daha okunaklı olabilecek cümleler. ("Daha bunun acısı geçmedi nasıl bir delilik seninki!" gibi mesela. Birkaç yerde daha var.) Bir de annenin diğer kızını kanlar içinde gördüğünde verdiği tepki çok daha inandırıcı olabilirdi. Bir anne kızını öyle gördüğünde diğer kıza "Manyak, hemen çöz kardeşini!" demez bence. O an onu düşünmez, diğer kızın derdine düşer. Hemen onu almak, hastaneye götürmek gibi şeyler döner kafasında. Yani diğer kıza "Çöz!" diyeceğine kendi çözmeye çalışır en basitinden. Benim fikrim tabi bu. Annelere sormak lazım :P Bir de "ne yaptın" yerine "naptın" sözcüğü yakışmamış hikayeye. Hepimiz msn çocuklarıyız tabi, gözünüzden kaçmıştır muhakkak.

O psikopatlığı ne güzel anlatmışsınız öyle. Gerçekten hikayede en çok beğendiğim kısım bu oldu. O tekerleme ve kızın cümleleri öyle güzel ve inandırıcıydı ki. Kızdan ben bile korktum. O konuda oldukça başarılıydı.

Ellerinize sağlık. Başka yazılarınızı da görmek dileğiyle.

30
Kurgu İskelesi / Ynt: Gemileri Yakmak
« : 17 Ekim 2012, 23:08:01 »
Evet! Bu hikayenin giriş bölümünü okuduktan sonra devamını çok merak etmiştim. Neyse ki hemen gelmiş, çok sevindim.

Başta çok vaktim olmadığı için uzunluğuna bakıp yüzümü buruşturduğum ancak bir başlayınca nasıl bittiğini anlamadığım, birdenbire sonuna geliverdiğim bir bölümdü. O kadar içindeydim ki öykünün, bir baktım sayfanın en altına gelmişim farketmeden. Çok ufak teklemeler, düşük veya anlatım bozukluğu içeren cümleler vardı arada (çok nadir) ama genel olarak çok akıcı, ölçülü, güzel bir dili vardı. Sanırım bugüne kadar senin sadece bir (emin değilim) öykünü okudum ama kimin yazdığını bilmesem herhalde bitirince "cemaziyel bu!" derdim.

Ellerine sağlık. Çok çok beğendim. Devamı için sabırsızlanıyorum.

Sayfa: 1 [2] 3 4 ... 25