Kayıt Ol

Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« : 15 Ağustos 2011, 06:09:05 »

"“Sizi domuzlar! Hepiniz domuzlar gibi çürüyorsunuz. İçinizde çoğu var ama en azını kullanıyorsunuz. Düşünmeniz için engellenmeniz gerek. Büyümeniz içinse bir meydan okuma. Kalan zamanınızda yerinizde sayıyorsunuz. İşte size meydan okuyorum! Ölün ya da yaşayıp büyük olun, nalları dikin ya da bana gelin. Ölün kahrolasılar, ya da beni, Gully Foyle’u bulun. Sizi büyük yapayım. Size yıldızları vereyim. Sizi adam edeyim…”
Sıradan bir adam kaplana nasıl dönüşür?

Hırs?.. Öfke?.. Saplantı?..

Uzayda ölüme terk edilen ve ölmesi gereken bir adam, tekmelenip uykusundan uyandırılırsa ve tüm dünyayı da kendisiyle beraber uyandırmaya kalkışırsa…

24. yüzyılın en değerli adamı, yüreğinde intikam ateşi ve yüzünde bir kaplan dövmesiyle dolaşıyor.

Ve av başladı." - Arka Kapak, Altıkırkbeş Yayınları

Yorum:

Oldukça etkileyici, sert ve inanılmaz sürükleyici bir eser. Alfred Bester'in karakterler yaratmasına, onları gerçekçi bir fantezi içinde geliştirmesine ve etkileşime geçirmesine hayran kalıyorsunuz. Bilimkurgu'nun Tolkien'i olarak anılıyor zaten.

Uzayda, bir Edmond Dantes hikayesi.
try again fail again fail better

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #1 : 15 Ağustos 2011, 06:14:13 »
Orijinal adı Stars My Destination olmasına rağmen Kaplan! Kaplan! olarak çevirilmiştir. Bu canımı sıksa da çeviri çok güzeldir. Uzayın derinliklerine kin ve nefret ile dolan bir adamın neler yapabileceği gözler önüne serilmiştir. Okuyun, okutun.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Amras Ringeril

  • ******
  • 2483
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #2 : 15 Ağustos 2011, 06:16:30 »
Aslında kitabın orijinal ismi Tiger! Tiger! Daha sonra Amerika'da yayınlanan versiyonunun adı Stars My Destination. Ufak değişiklikler ve eklemelerle yayınlanmış bir kitap. Altıkırkbeş çevirisinde de dipnotlarla farklar belirtilmiş, bence güzel olmuş.
try again fail again fail better

Çevrimdışı azizhayri

  • ***
  • 581
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #3 : 28 Aralık 2011, 16:54:01 »
Uyarıyı göz önüne alıyorum. Kaplan Kaplan adını daha öncede duymuştum ama henüz alamadım ve okuyamadım. Umarım eleştiri yazmak -ve tabii okumak için- yüzyirmi gün daha geçmez. Hafta sonu İzmir'e gittiğimde Sevgi Yolunda arayacağım...
"İnsanlığın en büyük trajedilerinden biri ahlakın din tarafından ele geçirilmesidir." Sir Arthur Charles Clark

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #4 : 09 Mart 2012, 20:52:06 »
Monte Cristo Kontu'nu büyük beğeniyle okumuş biri olarak eseri uzun zamandır merak ediyordum. Sonunda da okudum. Ancak beklentimin altında kaldı. Sanırım beklentimi çok yüksek tutmuştum, ondan böyle oldu. Pek çok kişiden hakkında çok güzel yorumlar duymama rağmen, artık çeviriden mi neden bilmiyorum, beni o kadar etkilemedi.

Kitabı yeterince sert bulmadığımı söylemek istiyorum öncelikle. Konu, meşhur Kaplan'ımızın gelişimi güzel ayrıntılarla süslüydü. Kurulan sistem ve ön görülen gelecek kitabın en başarılı kısımlarıydı. Jaunte kavramının ortaya çıkışı, denenmesi ve bu sıçrama yetisini kazanan her tür insanın dünyayı hatta evreni nasıl distopik bir havaya soktuğu gibi ayrıntılar zekiceydi gerçekten. Kaplan dövmesi olayı da aynı şekilde kitabı güzelleştiren bir etmendi. Yine de en çok sevdiğim kısım klanlaşmış şirket anlayışıydı. O burjuva havası güzel yedirilmiş esere. Fakat bir şekilde kitap beklentimin altında kaldı. Diyorum ya, beklediğim sertliği bulamadım ben. Acaba diyorum kitabın fiziksel durumu (tuvalet kağıdı benzeri kalitesiz sayfa baskısı) bu durumda etkili mi? Bilemiyorum.

Kaplan! Kaplan!, benim için ana karakterinden öte sistemiyle daha çok öne çıkan ve beğendiğim bir eser oldu. Ana karakterin hikayesi de Monte Cristo Kontu'ndan öte Moby Dick'e benziyor açıkçası. Tabii herkesin zevkleri farklı, fakat ben biraz ayrıksı kaldım bu konuda.

Çevrimdışı Kaze

  • **
  • 154
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #5 : 19 Nisan 2012, 03:32:23 »
"Sizi domuzlar, sizi. Domuzlar gibi çürüyorsunuz. İçinizde en çoğu var, en azını kullanıyorsunuz. Beni duyuyor musunuz, ha? İçinizde milyon var, kuruşlar harcıyorsunuz. İçinizde bir dahi var, deliliği düşünüyorsunuz. İçinizde bir kalp var, boşluklar hissediyorsunuz. Hepiniz. Her bir, hepiniz...

Harcamanız için savaş gerek. Düşünmeniz için engel gerek. Büyümeniz için bir meydan okuma gerek. Kalan zamanda yerinizde sayıyorsunuz. Domuzlar sizi! Tamam ya, Allah sizi kahretsin! Ben size meydan okuyorum, ben. Ölün ya da yaşayıp büyük olun. Kendinizi havaya uçurup nalları dikin ya da bana gelin, sizi heybetli yapayım. Ölün sizi kahrolasılar, ya da gelip beni, Gully Foyle'u bulun ve sizi büyük yapayım. Size yıldızları vereyim. Sizi adam edeyim!
"

Kitabın arka kapağında bir kısmına yer verilen bu tirat aslında Kaplan! Kaplan! 'ın temelini oluşturuyor. Sıradan bir adam olan Gulliver Foyle da 30 yıllık yaşamı boyunca yerinde saymıştır. Fakat Vorga-T:1339 adlı uzay gemisi ruhunun derinliklerindeki kapının kilidini döndürüp onu açan anahtar oluverir. Artık kaplan uyanmıştır ve kitap boyunca da sıkı sıkıya bağlandığı saplantısı kaplanı beslemeye devam edecektir.

"Seni çok pis gebertecem Vorga!"

Kitabın önsözünde Neil Gaiman'ın da bahsettiği gibi Foyle sabit fikirlidir ve saplantılarından kurtulmak için çabalamak şöyle dursun onlara sıkı sıkıya bağlanmayı tercih eder. Uyuşuk, sıradan adamın intikam arayışında en büyük gücü de bu saplantıları olur.

Kitapta olaylar hızla, okuyucunun hikayeden kopmasına fırsat tanımadan birbiri ardına gerçekleşiyor. Yazarın yazım tarzını bu yönüyle Roger Zelazny'ye benzettim. Aynı zamanda kitapta yer alan ayrıntılar ve rastlantılar da hikayeyi ilgi çekici kılıyor. (Kaplan maskesi gibi.)

Monte Cristo'dan ilham alındığı bir gerçek fakat Alfred Bester klasik hikayeyi daha da derinleştirerek bu durumu sorguluyor. Gerçekten de insanın düşünmesi için engeller, büyümesi için bir meydan okuma mı gerekli? Kalan zamanda yerinde mi sayar insan?

Sırf bize yönelttiği bu, üzerinde kafa patlatılacak derin sorular bile kitabı okumak için yeterli bir sebep olabilecekken Alfred Bester bilimi de kurgusu da güçlü, türü içerisinde kesinlikle klasik olarak anılması gereken bir hikaye ortaya çıkarmış.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #6 : 05 Nisan 2013, 22:08:10 »
"Kaplan! Kaplan!" benim için kelimenin abartılmamış haliyle bir başyapıttır. Ona olan hayranlığım yüzünden yorumlarım duygusal olabilir.

Çok fazla bilimkurgu eseri okumuş biri değilim: Arthur C. Clarke'tan bir kaç kitap, Douglas Adams, Ray Bradbury, Kurt Vonnegut'tan bir eserle bu türle tanıştım ve çok sevdim okumaya da devam edeceğim. Alfred Bester benim bu dar bilimkurgu birikimim içinde ışıldamaktadır, ulaşabildiğim tüm Türkçe eserlerine ulaştım ve "Kaplan! Kaplan!" hala zirvededir.

Işınlanma olgusunu arka plana oturtup acıtıcı bir intikamı anlatan bu kitap, o muhteşem kurgusuna dahil edilen onlarca buluşun yanında ilk kez sinestezi kavramını kullanan kitaptır: O inanılmaz finaline ulaşıldığı zaman görülecektir ki Alfred Bester, duyuları öylesine allak bullak eder, bu duyuları öylesine güzel tariflerle dile getirir ki okuyucu kalakalır olduğu yerde, zevkten seğirir. Kitaba dair onlarca hayret dolu yorum yapılacakken tekrara düşmemek için bu bilgiyi vermek istedim, belki bir kişi daha bu erişilmez eseri okumak ister diye.

Çevrimdışı obispo

  • *
  • 12
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan!
« Yanıtla #7 : 09 Mayıs 2014, 17:50:54 »
benim için yazılmış en iyi kurgu eserdir dersem abartmış olmam herhalde. bu kitabın 50 lerde yazıldığını unutmazsanız, o günün ahlaki değerlerini de düşünüp hakkaniyetli bir yorum yapabilirsiniz. elbette o dönemde daha şiddetli ve cinselliğin perdelenmeden kullanıldığı bir dil çok zordu.

bir insanın düştüğü anlarda nerelere kadar yükselebileceği bu kitabın bana verdiğidir. umutsuz anlarda gully foyle içimizdeki gücün haykırışının sahibidir.

Çevrimdışı

  • ***
  • 581
  • Rom: 47
  • Hayvan Yemeyelim!
    • Profili Görüntüle
    • http://bulentozgun.blogspot.com/
Spoiler: Göster


Zaman ve Gully Foyle Üstüne... - Neil Gaiman

Hollywood yapımı bir filmin hangi dönemde yapıldığını başroldeki kadın oyuncunun makyajına bakarak söyleyebilirsiniz ve eski bir bilim kurgu romanının yazıldığı zamanı da kullanılan sözcüklerden saptayabilirsiniz. Gelecek dışında hiçbir şey zamanı daha güçlü, daha hızlı ve daha tuhaf bir şekilde saptayamaz.

Bu her zaman doğru değildir, ama son otuz yıl içinde (John Clute ve Peter Nicholls'ın Bilim Kurgu Ansiklopedisi'nde 'ilk bilim kurgu'nun ölümünün başlangıcı olarak niteledikleri Sputnik'in uzayı yeryüzüne indirdiği 1957 ve George Orwell'ın bitip William Gibson'un başladığı 1984 yılları arasında) şu anda içinde yaşamaya çalıştığımız geleceğe yollandık ve belki de bütün eski bilim kurgu romanları kendilerini artık tozlu raflarda çürümeye terk edilmiş buldular, yürürlükten kalkmışlardı, günlük gereksinimlere cevap vermiyorlardı. Gerçekten de böyle mi oldu?

Bilim kurgu, eğer gerçekten iyiyse, sorun yaratan, aykırı ve içine girilmesi zor bir yazın türüdür. Gelecekte insanlığı tehdit eden sorunları öngörür, "eğer böyleyse" ve "eğer böyle sürerse"lerin hepsi bilim kurgunun ana izleklerinden biridir; ama bugünde de ve içinde yaşadığımız dünyada da "eğer böyleyse" ve "eğer böyle sürerse"ler daima bulunacaktır. Bugünden neyi anlıyorsak elbette.

Başka bir şekilde belirtmek gerekirse, hiçbir şey tarihsel kurgu ve bilim kurgudan daha iyi bir şekilde zamanla hesaplaşmaz. Sir Arthur Conan Doyle'un tarihsel kurgusu ve bilim kurgusu bir bütündür; her ikisi de Victoria Dönemi Londra'sında gazla aydınlatılmış devri konu edinmesine rağmen, Sherlock Holmes'da görmediğimiz bir şekilde zamanıyla hesaplaşır.

Tarihi midir diye bir soru sorarsak, buna verilecek cevap onların daha çok kendi dönemlerini konu edindiğidir.

Ama istisnalar daima vardır. Örneğin Alfred Bester'in Kaplan! Kaplan!'ında (İngiltere 1956; ABD'de 1957 yılında Yıldızlar Hedefim adıyla tekrar basıldı) gelecekteki güneş sisteminin muhtemel durumu hakkında, dönemin bilim kurgu yazarlarının konu edinip Bester'in radikal olarak ihlal ettiği spekülatif düşüncelerin hiçbiri bulunmaz. Ama öykünün her sayfasına hükmeden sabit fikirli ana kahraman Gully Foyle bize, Poe'nun, Gogol'un ya da Dickens'ın karanlık karakterlerini anımsatır ve onun da çabası etrafındaki dünyayı kontrol altına almaktır. Roman boyunca Foyle'un sabit fikirli tavrı sürerken 1956 yılındaki geleceği görme beceriksizliği arka planda kendini belli eder. Eğer Gully Foyle böylesine uzlaşmaz, gaddar ve henüz gerçek yaşamda hiç doğmamış bir karakter olmasaydı, tıpkı Sherlock Holmes gibi, bir ikona dönüşebilecekti. Ama aslında öyledir; Bester, onu yaratırken ilham olarak başka roman karakterlerinden bir şeyler kattıysa da - gerçekte Gully Foyle, Alexandre Dumas'nın Monte Cristo Kontu'nda (1844) bin sayfa boyunca kendisine eziyet edenlerden intikam alan Edmond Dantes karakterinin bir uyarlamasıdır - Foyle'un kendisi bir uyarlama olamaz.

Ben 1970'li yılların başlarında bu kitabı - ya da çok benzerini; bir kitabı okuduğunuzda tehlikeli sularda yol alabileceğiniz için artık o kitabı yeniden okuyamazsınız - genç bir yeni yetme olarak okuduğumda Kaplan! Kaplan! adıyla okumuştum. Yıldızlar Hedefim yerine Kaplan! Kaplan! ismini tercih ederim çünkü çok daha tehdit edicidir ve buna ek olarak daha fazla imge çağrıştırır. Başlangıçtaki Blake şiirinden alıntıyla Tanrı'nın kaplanı da yarattığı anımsatılır. Kuzuyu yaratan Tanrı, onu yiyerek yaşamını sürdüren etoburları da yaratmıştır. Ve Gully Foyle, kahramanımız, bir yok edicidir. Kitabın ilk bölümlerini okurken onun sıradan, önemsiz biri olduğunu anlarız; ardından Bester, sis perdesini kaldırarak onun öfkelenip zihninin açılışını anlatır: O, neredeyse iğrenç, aptal, çevresine at gözlüğüyle bakan, ahlaksız (ölmeye can atması yüzünden fazla soğukkanlı oluşu ve uyanık haliyle değil, sadece tamamıyla körlemesine bencil) oluşu yüzünden bir katildir, bir tecavüzcü, bir canavar. Bir kaplan.

(Bester, İngiltere' de romanı üzerine çalışmaya başladığı sırada, karakterlerinin adlarını bir İngiliz telefon rehberinden seçmiştir. Foyle ise Londra'daki en büyük, en heyecanlandırıcı kitapçı dükkanının adıdır - diğer yandan kahramanımızın adı, tuhaf halklar arasında yolculuk eden Lemuel Gulliver' den kısaltılmıştır. Dagenham, Yeovil ve Sheffield ise İngiliz şehirleridir.)

Şu anda, bilim kurgu romanında ikinci bir dönemin başlangıcındayız. Kısa süre öncesine kadar konuyla ilgili yazıp çizen herkes birbirini tanırdı. Örneğin ben Alfred Bester'le hiç tanışmadım: Gençken hiç Amerika'ya gitmedim ve o da 1987 yılında Brighton Worldcon kongresine davetli olarak gelecekken sağlık sorunları olduğu için gelemedi ve kısa bir süre sonra öldü.

Birçok iyi kısa öykünün, yazarlık kariyerinin ilk yıllarında kaleme aldığı iki olağanüstü bilim kurgu romanının (biri elinizde tuttuğunuz kitap, diğeriyse The Demolished Man*) ve daha sonraki yazarlık döneminde her nasılsa daha az dikkat çekici bilim kurgu romanlarının yazarı olan Bester’a kişisel methiyeler düzmeyeceğim. (1950'lerin New York televizyon dünyasını konu edinen Rat Race adlı harika psikolojik korku romanını da unutmamak gerek.)

Kariyerine ucuz bilim kurgu dergilerinde yazarak başlayan Bester, buradan çizgi romanlara geçmiş, Süperman, Yeşil Fener ('Yeşil Fener Yemini'ni o yaratmıştır) ve birçok başka karakterde yazarlık yaptı ve oradan da radyoya geçerek Charlie Chan ve The Shadow adlı radyo oyunlarında çalıştı. Bir konuşmasında çok iş değiştirmesi hakkında şunları söylemişti:  "Çizgi roman günleri bitmişti ama görsellik, çarpıcılık, diyalog kurma konusunda ve ekonomik konuşmalar oluşturmakta harika bir eğitim almış oldum."

Bester, 60'lı ve 70'li yılların başındaki radikal "Yeni Dalga" akımı ve 1980'lerdeki "cyberpunklar" tarafından eskiler ('İlk bilim kurgucular') arasından referans noktası olarak gösterilen çok az yazardan - belki de tek- biridir. "Cyberpunk"ın doğup çiçeklenmesinden üç yıl sonra, 1987'de öldüğünde, 80'li yıllardaki bilim kurgu yazar kuşağı ona, özellikle elinizde tuttuğunuz bu kitaba çok şey borçlular.

Kaplan! Kaplan! her şeyden önce mükemmel bir 'cyberpunk' romanıdır: Uluslararası işbirliği entrikası içeren 'protocyber’ öğeler; tehlikeli ama aynı zamanda gizemli ve hiper-bilimsel PyrE; ahlaksız bir kahraman; çok soğukkanlı bir kadın hırsız...

On yıl gibi bir zaman dilimini önceden gören Kaplan! Kaplan!'ı diğer pek çok cyberpunk romanlarından daha da ilginç kılan bütün bunları, Gully Foyle karakterinin tüm biçim değiştirmeleri sırasında (eğer tüm karakterlere yeterince sayfa ve yer ayrılırsa, her biri Tanrı olur) ahlaklı bir adam oluşuna bizleri tanık edişinde yatar. Kaplan dövmeleri, onu iradesini kontrol etmeyi öğrenmeye zorlar. Duygusal durumu anında yüzüne yansır -ki bu da onun kızgınlığın ve yok etmenin ötesine götürüp yeniden rahme, her şeyin doğup başladığı yere dönmesini sağlar. Kitap ayrıca bize harika bir rahim sıralaması verir: tabut, Göçebe, Goufre Martel, St. Patrick ve son olarak yeniden Göçebe). Aslında bize bundan fazlasını verir:

Doğuş.
Simetri.
Nefret.

Bir uyarı notu: Kitabın içeriği, okuyucunun alışık olduğu diğer kitaplardan daha fazla çaba gerektiriyor. Eğer ilk kez şu anda yazılıp basılmış olsaydı yazar bize şiddeti ima etmez gösterirdi. Tıpkı Goufre Martel'den sonraki gece, güneş doğup kızın adamın yüzünü görmesinden önce, çimenlikteki seksi izlemememize izin verilebileceği gibi...

Öyleyse yeniden 1956 yılında olduğunuzu düşünün. Gully Foyle ile tanışmak ve nasıl jauntelenildiğini öğrenmek üzeresiniz. Geleceğe gidecek olan yoldasınız.

*The Demolished Man ülkemizde Anarşist (1971) adıyla, Reha Pınar çevirisiyle; 24. Yüzyılda Cinayet (1983) adıyla, Selma Mine çevirisiyle ve Yıkıma Giden Adam (2000) adıyla, Berna Kılınçer ve Çetin Şan çevirisiyle yayınlanmıştır.

Türkçesi: Hakan Aytutucu

Çevrimdışı TheWalkingIdeas

  • **
  • 348
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« Yanıtla #9 : 04 Nisan 2015, 11:33:24 »

Fazlasıyla sıradan bir adamdı. Düz, dümdüz... Fakat farkında olmasa bile  o bir dinamitti, sadece fitilinin ateşlenmesini bekleyen. Bu sıradanlıktan kurtulması için bir kıvılcım gerekiyordu. Otuz senelik hayatında o kıvılcımla denk gelememişti henüz. Ta ki Vorga:T: 1339 ile karşılaşana dek.

“O, Gulliver Foyle’du, Makinist Tayfası 3. sınıf, otuz yaşında, kalın kemikli ve yontulmamış… Yüz yetmiş gündür uzayda sürükleniyordu. O, Gully Foyle’du, rüşvetçi, katil, üçkağıtçı; bela için fazlasıyla hazırdı, eğlence için yavaş, dostluk için fazla boş, aşk için fazla tembel.”

Eserin sitemizde bulunan künye bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz.

Sitemiz bünyesinde yer alan incelemesi için buraya tıklayın.
"Sahtekârlığın evrensel düzeyde egemen olduğu dönemlerde, gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir."

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« Yanıtla #10 : 04 Nisan 2015, 12:37:54 »
Konu 2.sayfada vardı. Birleştirilmiştir.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« Yanıtla #11 : 15 Nisan 2016, 22:26:14 »
Bu kitapta, Alfred Bestler'ın diğer kitabı Yıkıma Giden Adam ile ortak noktası: İnsanoğlunun kendi doğasından gelme yeni yeteneklerinin beraberinde getirdiği köklü değişim. Bu değişimin, icatlar ile değil, insanın bizzat kendisinden gelmesi, değişimi kaçınılmaz hale getirmiş. İki kitabında ana teması olarak düşündüğüm "insanın özünden gelenler yetenekler vasıtası ile gelişmesi" fikrine de -her ne kadar ortaya konulan dünya tasvirleri bunu desteklemiyor gibi gözükse de- katkıda bulunuyor.

Junteleme yüzünden kimi kadınların evlerine hapsedilmesi; varlık belirtisi olarak, zenginlerin, fakirler gibi juntelemek yerine, eski yöntemleri kullanması; junteleme yeteneğini kullanarak yaşamlarını sürdüren topluluklar; hepsi de kendi içerisinde mantıklı gelen ve kitabın evrenini yaşattıran detaylar oldu.

Cyberpunk türünün öncüllerinden olarak, türün kendinden sonraki yazarları için güzel bir miras bırakılmış (Kendi çıkarına çalışan karakterler; teknoloji vasıtasıyla geliştirilmiş bedenler).

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« Yanıtla #12 : 25 Nisan 2017, 14:16:18 »
Alfred Bester - Kaplan! Kaplan!

Eski bilimkurgu kitaplarını değerlendirirken, işlenen temaları ve kullanılan bilimsel zamazingoları dönemin şartlarına göre değerlendirmek gerek. Geçmişte çok devrimsel görülen bazı metinler günümüzde klişe kalabiliyor, bu da okur açısından eğer kitabı zamanına göre değerlendirmezse hayal kırıklığı yaratabiliyor.

ANCAK; bu kitap zamansız bir kitap. Hangi yılda okursanız okuyun alıştığınız şeylerden farklı olduğunu göreceksiniz. İçindeki bilimsel unsurlardan çok anlatmaya çalıştığı temalar, karakterleri, yaşanan olaylar vs. ön planda. Bilim yönünü ihmal edin demiyorum ama karakterlerin yaşadıkları, gelişimleri o kadar iyi işlenmiş ki diğer konular doğal olarak biraz geri planda kalıyor.

Alfred Bester, çizgiromancılık da yapmış. Bu kitapta da sanki bir çizgiroman okuyormuş havası bulabilirsiniz. Sahne geçişleri hızlı, aksiyona girmekten çekinilmiyor, bölümler hızlıca akıyor ve hikaye devamlı ilerliyor.

Baş karakter bir kahraman değil, hatta bir kötü adam. Sırf kötü olmak için kötülük yapan kehkehkeh diye gülen bir kötü adam değil; başına gelen olayların sürüklediği yolda ilerleyen, bencil ve saplantılı olduğu için kötü olan bir adam. Günümüzde çok karşılaştığım ve hiç sevmediğim baş karakteri kötü yapalım karizmatik olurculuk ekolünden değil, bu nedenle karakteri başarılı buldum.

İthaki'nin bilimkurgu klasikleri serisi adının hakkını vererek devam ediyor. 9/10, çok güzel bir kitap. Bilimkurgu sevenler kaçırmasın. Yeni başlayacak okurlar da aynı seriden önce birkaç kitap okuyup sonra buna geçerlerse kitaptan daha çok zevk alırlar diye tahmin ediyorum. Bu kitabı beğenenlere ayrıca Bester'ın önceki kitabı Yıkıma Giden Adam'ı da okumanızı tavsiye ederim.



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı Bay_Karamsar

  • ****
  • 865
  • Rom: 12
    • Profili Görüntüle
Ynt: Kaplan! Kaplan! - Alfred Bester
« Yanıtla #13 : 25 Nisan 2017, 21:14:48 »
@Lordmuti, zihnimi okumuşsunuz :)

Çok alakasız gibi gelecek ama Kaplan! Kaplan! denilince aklıma çok eski bir film geldi; Jumper (2008).

O filmde de kendini ışınlayabilen insanlar vardı. Tabi bir avuçtular ve sıradan insanlar tarafından avlanıyordular.

Kaplan! Kaplan!'a bu yönden benziyor. Tabii filmin Steven Gould adlı yazarın kitabından uyarlama. Aynı adı taşıyan serisinin de ilk kitabı olan Jumper'dan (1992) uyarlanmış.

Bu da böyle bir bilgi olsun.