Festivale gitmedim ama İstanbul'daki sahafçılık kültürünün nasıl işlediğini şu örnekte söyleyeyim:
Bir İstanbul seyahatimde Kadıköy'ü dolaşıyorum, sahafları geziyorum, birine girdim dolaşıyorum, Malcolm Galdwell'in bir kitabına denk geldim, sordum fiyatını; eleman hemen internete baktı, "baskısı yok" dedi ve bana internetteki satış fiyatını söyledi, yani baskısı olsaydı satılacağı fiyatı. Şaştım kaldım. Baskısı yoksa, ikinci el de olsa, kitap sayfa sayfa dökülüyor da olsa sıfır fiyatına satılıyor. Aklım almıyor.
Kimi değerli kitaplar vardır, asırlık, koleksiyonerler için, onları bir nebze anlıyorum ama basılalı hepi topu 5-6 yıl olmuş bir kitaba da bu fiyat verilmez ki.
Ben Kayseri'de yaşıyorum, tüm sahaflarda fiyatlar 10 lirayı geçmez; bize uyanık derler ama burada hiçbir sahaf 3 liraya aldığı kitabı, baskısı yok diye 50 liraya satmaz.
İstanbul'daki tüm sahaflar böyle mi? Değil tabi ki. İstiklal Caddesi'nde Hacopulo geçidinde Kitap İçin diye bir kitapçı vardır; yayınevlerinde kalan kitapları alırlar ve orada 3-7 liraya satarlar, hiç okunmamış kitapları çok düşük fiyatlara alabilirsiniz oradan.