Kayıt Ol

Goddamn Geists - News of Goddamn Geists

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Goddamn Geists - News of Goddamn Geists
« : 07 Ekim 2011, 03:57:36 »


Bu sizin nasıl öldüğünüzün hikayesi.

Ve nasıl döndüğünüzün.

Ve neye dönüştüğünüzün.

Detaylar, katılımcılar (Dúrgonath öldü, Laughing Madcap öldü, KoyuBeyaz öldü, Marius öldü, Fırtınakıran öldü, mit öldü) nasıl öldüklerini ve karakterlerinin genel hayatları hakkında bir takım bilgileri bu sayfaya yazdıklarında açıklanacak.

Not: Ölüm anınızda olanları anlatabilirsiniz ve diğer oyuncuların ölümleriyle bağlantılı olabilir. Ancak ölüm anı ve detayını pek vermeyin. Oyun o andan, belki bir kaç saniye öncesinden başlayacaktır.

Not2: Oyun içinde uzun betimlemeler yazmanıza gerek yok, daha rahat ve salaş oynayabilirsiniz. Karakterinizin rolünü yaptığınız sürece tabi.

Not3: Oyun içinde, hamlenizin en sonuna parantez içinde yazdığını her şey OOC sayılacaktır.

Not4: Port More

Spoiler: Göster

#rekt

Çevrimdışı Laughing Madcap

  • ****
  • 960
  • Rom: 51
  • The Oncoming Storm
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #1 : 08 Ekim 2011, 20:42:18 »
Chicago. Her türlü pisliğin, kaçakçılığın ve mafyanın evi. Illinois eyaletinin en büyük şehri. Rüzgarın şehri. Marcone'nin cenneti.

Arabamdan inip kafamı kaldırarak dolunaya bakıyorum. Bulutların arasından bir an için benle göz göze geliyor. Sonra bakışlarını benden kaçırarak bir bulutun arkasına saklanıyor. Gözlerime dik dik bakabilen çok az kişi vardır. Bay Marcone dışında bunu başarıp da sağ kalan ise, hiç yok diyebilirim.

Arabayı park ettiğim ara sokaktan çıkıp, Chicago'nun geniş, sisli caddelerinden birisine adım atıyorum. Geceyarısına bir kaç dakika kalmış olmasına rağmen cadde neredeyse bomboş. Bu saatlerde bile tıklım tıklım olan şehrin damarları bugün bana pek bir boş geliyor. Sanki birazdan olacakları tahmin edermiş gibi, ay bile gölgelere çekilmiş durumda.

Siyah montuma sıkıca sarılarak caddenin karşısına ilerliyorum. Attığım her adımda, belimdeki silahım bana dokunuyor ve yıllardır yaptığı gibi bana fısıldıyor; "Her şey çok güzel olacak."

Eski bir apartman binasının önünde duruyorum.Demir kapının önünde bacağım kadar ensesi olan dazlak bir adam duruyor. Soğuk onu etkilemiyor olmalı. 1.80 boylarında, geniş omuzlu birisi olmama rağmen adam beni küçümsercesine bakıyor ki iki metrelik boyu ve vücut yapısına bakılırsa, haksız değil.

Siyah gömleğimin üstüne giydiğim kırmızı kravatımı düzeltip tek bir kelime söylüyorum ve kapılar benim için açılıyor.

"Marcone."

Kötü ışıklandırılmış, rutubet tarafından defalarca hırpalanmış, yıkık dökük binaya giriyorum. Görevim basit. İşim basit. Ben, Vincent Marcone, amcamın favori tetikçisi ve ikna edicisi, dışarıdan çok daha soğuk olan koridorlarda ilerlerken hiç titremiyorum.

Ölüm'ün, karşı binanın çatısından bastonuna dayanmış bir şekilde beni izlediğinin farkında değilim.

O yüzden, hiç titremiyorum.


Attention all planets of the solar federation
We have assumed control.

Çevrimdışı Dúrgonath

  • ***
  • 680
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #2 : 08 Ekim 2011, 21:04:02 »
Şöyle bir dönüp bakınca, aslında değişen hiçbir şey yok.

Halen kaçıyorum. Hayatım boyunca hep kaçtım, küçük bir çocukken farklı boyutta ve hızda köpeklerden; lisede farklı boyutta ve hızda, fakat suratları hep buldoklara benzeyen serserilerden, çalıştığım ofis bloğunda beyaz yakaları ve omuzlarına toz kondurmadıkları ceketleriyle kahveme işeyen "mob"culardan.

Şimdi şu peşimdeki kar maskeli heriflerin bu yukarıdakilerden herhangi biri olup olmadığını merak ediyorum.

Bir tekmeyle kapıyı açıyor ve havasızlıktan büzülmüş ciğerlerimden son bir umutsuzluk iniltisi çıkarıyorum. Çatı önümde kesin bir çizgiyle son bulmak üzere uzanıyor, ben koşarken şehrin ışıkları ve ayın üzerine uzandığı bulutlar beni hızla takip ediyor. Yakamdaki kimlik kartı özgürlüğüne kavuşuyor ve kar maskelilerden birinin postalı altında adımın harfleri birbirine geçiyor: André Nikatina.

Nerede yan bastığımı hatırlamaya çalışıyorum. Şimdiye kadar çağırdığım her hayat kadınıyla korunmasız ilişkiye girdiğimde mi, bu sabah benzin alırken sigara içtiğimde mi yoksa patronumun bilgisayarındaki önemli "top secret" dosyaları basına sızdırdığımda mı?

En azından peşimdekilerin köpek olmadığını biliyorum.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #3 : 08 Ekim 2011, 21:12:21 »
Marde Vitaly. Ne oldun sen? Ne olacak şimdi be?

Hayatım boyunca koştum durdum. Mecazi bir koşu elbette. İyi bir okulu kazanabilmek için tüm zamanımı çalışmaya ayırdım. İyi bir üniversite için tüm zamanımı çalışmaya ayırdım. İyi bir iş için tüm zamanımı çalışmaya ayırdım.

Şimdi yerde bir hırsız tarafından bıçaklanmış, acı içinde, hareketsiz yatarken düşünüyorum da, ne oldu be? Ne boş hayat yaşadım ben. Büyük bir bilgisayar şirketinde çalışan yazılımcı kodomanlardan biri oldum. Bunu mu istiyordum ben gerçekten? İstediğim şeyleri hep içime gömüp durdum. Oyun oynardı küçükken arkadaşlarım, oynamak istemediğime inandırdım kendimi. Halbuki kitapları yırtıp yanlarına koşmak isterdim. Bir kız vardı üniversitede. Ne tatlıydı öyle. Kim bilir ne yapıyordu şimdi.

Şu an anlıyorumki, ölmekte olan bir insana 5 dk verirseniz hayatta yapamadığı her şeyi tatmak isteyecektir.

Keşke 5 dakikam olsaydı da o kızla harcasaydım son dakikalarımı. Sevdiğimi söyleseydim.

Çok geç artık ha?
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #4 : 09 Ekim 2011, 01:15:39 »
Arabamdan inip evimin kapısını açarken kocamın da içeride olduğunu nereden bilebilirdim?

Alkolün baş döndürücü etkisi ve aşkın doyumsuz tadıyla kendinden geçmişken, evinin yolunu bilmeyen bir adamın yuvaya döneceğini tahmin edemezdim. Başıma geleceklerden habersiz salona adım attığımda salonun ortasına çekilmiş tek kişilik koltukta onu, hayatımı birleştirerek aslında kendimi yalnızlığına attığım adamı gördüm. Ama o elindeki neydi öyle?

Kocam... o hep meşguldü. Villa dedikleri o koca ev her daim yalnızlığımın görkemli mezarı, hapishanem ve pişmanlığımın üssüydü. Ama o meşguldü, bana ayıracak hiç vakti yoktu. Uğrayacak zaman bulamadığı evi ve ilgilenecek vakti bulamadığı karısını şimdi niye aşağılıyordu? Kendimi ona adayacak imzayı atmıştım, ama ortada adanacak bir adam yoktu ki. Başka birinde bu açığı kapattığım için miydi tüm bunlar?

O beni suçladı, oysa ben sadece çok yalnızdım.

Komşular bağırışlarımızı duymuş muydu? Dizlerinin üzerinde ağlayıp, yalvaran ben miydim? Ya o ses neydi?

Mezara ihtiyacım yok. Evin kapısının önüne Nina Gracia Salinas yazsalar yeterli.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #5 : 09 Ekim 2011, 01:34:43 »
İş. Her zaman işti beni hayatımdan koparan. Eşimden koparan. Mutluluktan koparan. Biliyordum; iyi bir insan, iyi bir koca ve hatta iyi bir işveren bile olamadığımı biliyordum. Ama hayat bir kere sizi sürüklemeye başladıysa, yakanızı kurtarmanız hiç kolay değildi. Ve bende o adımı atacak cesaret hiçbir zaman olmadı.

Beni aldatıyordu. Biliyordum, hissediyordum. Gerçek olmaması için ortada hiçbir sebep yoktu. Onun için yeterince iyi değildim, hiç bir zaman olamamıştım da. Ama gene de, beni aldatıyordu ve ben buna hiçbir şey diyemiyordum. Çünkü ben de aldatıyordum onu; işimle, her gün, her saat... Geceleri yatağa yalnız girmek zorunda olması benim suçumdu ve o buna hiçbir zaman alışamamıştı. Tıpkı benim gibi.

Eve geldiğinde orada beklediğimi bilemezdi. Asla orada olmazdım. Asla ondan önce eve girmezdim. Ama bu kez, ikimiz de yaptıklarımızın cezasını çekecektik.

Sarhoştum, evet. Ama ne dediğimi bilemeyecek kadar değil. Sadece bildiklerimi söylemeye cesaret edebilecek kadar. Sadece elimde nereden bulduğumu bile hatırlamadığım bir silahla, kendi karıma dizlerinin üzerinde ölüm korkusu yaşatacak kadar. Sadece içimdeki her şeyi söyleyip, yanlışlıkla o tetiğe değecek kadar.

Koltuğa yeniden oturup silahı kendi kafama dayadığımda ise artık ayılmıştım. Ama sadece o tetiği bir kez daha çekecek kadar.[*]Valerio Melchor Salinas[/*]
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #6 : 09 Ekim 2011, 02:25:44 »
Su... Biraz su... Tek istediğim bu. Günlerdir bu lanet çöldeyim. Uçağım düşeli iki gün oldu. Yoksa üç mü? Bilmiyorum. Lanet olsun, umurumda da değil. Tek dileğim bir yudum su!

Halbuki böyle miydi? Kaçırdığım tarihi eserlerle birlikte uçakla çölü geçerken aklımda olan son şey suydu. O an sadece para, pahalı arabalar ve güzel kadınlar vardı aklımda. Sonra... BAM!

Uçaktan nasıl sağ çıktığımı hala anlayabilmiş değilim. Umurumda da değil zaten. Tıpkı arkamda bıraktığım o tarihi külüstürler gibi. Hepsinin canı cehenneme...

Güneş tam tepemde. Artık adım atamıyorum. Çatlak dudaklarımı yalamak sadece dilimin onlara yapışmasına neden oluyor. Çok yorgunum. Çok... Neydi?

Su... [*]Andrew Pernicion - kısaca Andy[/*]
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #7 : 09 Ekim 2011, 16:33:31 »
Herkesin şu anda yaşadıkları benzer, öyle de olması lazım. Size oyun öncesinde vermem gereken bir sürü detayı oyun içinde öğretiyorum, her Geist'in yaşadığı ve atlattığı şeyler bunlar.

Şu anda sadece iki tanesini yaşadınız, Geistlere dair öğrenmeniz gereken düzinelerce şey var daha.
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #8 : 09 Ekim 2011, 22:00:11 »
Oyundaki karakterlerinizin küfürlerini sansürlemeden yazın lütfen. Sonuçta onlar karakterler, onların kullandıkları küfürler sizi bağlamaz.

Ayrıca frp bölümünde küfür kullanımı ile alakalı yönetimden onayım var. Raadolun.
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #9 : 10 Ekim 2011, 01:49:40 »
Oyuncuları bir araya getirmek istiyorum ama oyun yavaşlayacak diye korkuyorum. Oyunun ilk sahnesini bitiren oyuncuların konularını kilitledim, ikinci sahneye geçildiğinde devam edilecek.

Belki mumble üzerinden oynayıp sesi koyarız buraya. Bilemedim.
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Geist the Sin-Eaters - I'll die when I goddamn want
« Yanıtla #10 : 10 Ekim 2011, 19:03:20 »
Oyun, karakterlerinizin uyuduğu geceden bir hafta sonrasında devam edecek. Bütün oyuncular ilk geceyi atlattığında tabii. Bir hafta içinde öğrendiğiniz şeylerle detaylıca anlatacağım.
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: News of Goddamn Universe
« Yanıtla #11 : 12 Ekim 2011, 23:14:41 »
Otel -

1. Kat: Lobi, Kafe, Hediyelik eşya satan bir kaç yer. Açık Havuz. Bar.
2. Kat: Spor Salonu, İdari bölümler, Restoran, Otel Mutfağı
3+ Kat: Odalar.
14. Kat: Kral Dairesi

Bodrum 1: Kapalı Havuz, Rock Bar
Bodrum 2: Teknik Bölümler
Bodrum 3: Teknik Bölümler
#rekt