“Yaşlı Adamın Savaşı nasıl bir kitaptı?” diye sorsanız aklıma ilk gelen “Eğlenceli.” Olurdu. Çünkü kitap gerçekten eğlenceliydi. Birinci tekil anlatım kullanılması ile karakterin düşüncelerine ulaşabilmemiz kitabın eğlenceli kısmına çok büyük artı olmuş. Okurken sıkılma gibi bir durum söz konusu olmuyor, olamıyor. Bilim kurguya merak sardığım ve okumaya başladığım şu günlerde beni daha da fazla bağladı ve bilim kurgu okumaya devam etmemi sağladı diyebilirim. O yüzden kitap bende çok ayrı bir yere sahip olacak.
Şunu söyleyeyim, savaş başlamadan önceki kısım bence harikaydı. John Perry’nin dünyada geçirdiği zaman, dünyadan ayrılması, arkadaşlarıyla konuşmaları, KGS’ye tam anlamıyla katılması vesaire okuması çok zevkli, eğlenceli ve akıcıydı. Savaş başlayınca kitapta durağanlık ve klişeleşme aşamasına girildi ama sonlara doğru –İhsan abinin de dediği gibi- toparlandı ve eski ritmini yakaladı. Başçavuş Ruiz ve ÇA-35’lerin geldiği kısım kitabın zirve noktalarındandı. İlk defa böyle bir silahla tanışmamızın ve Ruiz’in renkli ve kibar (!) kişiliğinin de bunda katkısı çok büyüktü.
ÇA-35’ler KSG askerlerinin kullandığı üstün silahlar, ama ben bu silahlara çok fazla özellik yüklenip biraz kolaya kaçıldığını düşünüyorum. Tamam KSG’nin teknolojisi çok gelişmiş ama aynı anda tüfek mermisi, fişek mermisi, bomba mermisi, füze mermisi, alev mermisi, mikrodalga ile saldırabilen bir silah bana aşırı geldi. Gerçi savaştıkları uzaylı yaratıkları düşünürsek hepsine ihtiyaç olabiliyor ama o abartılmışlık hissinden kurtulamadım. En azından mermiler sınırsız değildi ama.
BeyinDostu üstünden yapılan şakalar normalde gülmeyecek olsam bile kitapta gördüğüm an kahkaha atmama sebep olmuştu. Hiç beklemiyordum çünkü. Gerek John Perry’nin verdiği isim gerek diğerlerinin verdiği isim istemesem de gülmeme yol açmıştı. Ayrıca BeyinDostu da çok iyi bir düşünceymiş, Scalzi’yi de tebrik etmek lazım. Her eve lazım onlardan. Konuşabiliyorsun, gerekli bilgilere ulaşabiliyorsun, film izleyebiliyorsun, oyun oynayabiliyorsun, kitap okuyabiliyorsun… Liste daha uzar gider. Her işi yapabiliyor neredeyse.
Hayalet Tugay hakkında hiçbir şey anlatmıyorum, okuyun ve etkilenin.
Kitap bilim kurgu olarak incelendiğinde bilimin çok daha basite indirgendiğini fark ediliyor –yine İhsan abinin dediği gibi. Bunu Scalzi bilerek mi yapmış yoksa o da bu konuyla pek haşır neşir değil mi bilmiyorum. Kitapta bilim hakkında güzel sohbetlerin olduğu yerler de var ama kurgu ön planda. Alan’ın sıçrama iticisinin nasıl çalıştığını anlattığı bölüm –ya da anlatmaya çalıştığı- özellikle çok hoşuma gitti. Keşke John Perry ve Ed McGuire bir şeyler anlayabilseydi de daha fazla okuyabilseydik o kısımları. Sanırım Scalzi “biliyorum ama uğraştırmayın beni” gibi bir kılıf uydurmuş. Çok da önemli değil.
Sonuç olarak Yaşlı Adamın Savaşı her kitleye hitap eden, bilimi basit kurgusu güçlü, eğlenceli bir romandı. Eğer okuma listenizde altlardaysa birkaç çizik atarak ilk sıralara çekin derim.