Kayıt Ol

Enwor Serisi 1- Gezgin Orman

Çevrimdışı minrand

  • **
  • 80
  • Rom: 19
    • Profili Görüntüle
Enwor Serisi 1- Gezgin Orman
« : 16 Mart 2012, 21:03:41 »

Aslında kitabı okumayı yeni bitirdim ama yinede buraya yazıyorum.

Gezgin Orman Wolfgang Hohlbein'in yazdığı Enwor Serisi'nin ilk kitabı. Seriye başlamayı düşünenler için hemen kötü haberi vereyim. Seri 11 kitaptan oluşuyor ama sadece ilk iki kitabı Türkçe'ye çevrildi. İkinci kitabın 2000 yılında basılmış olduğunu da göz önünde bulundurunca serinin tamamlanacağını ummak fazla iyimser bir yaklaşım olur sanırım. Şimdi iyi habere geçelim, serinin ilk kitabında öykü tek bir kitapta başlayıp bitiyor. Yani Gezgin Orman'ı seriden bağımsız, tek kitap(stand alone) olarak düşünüp okuyabilirsiniz.

Kitabın arka kapak yazısı şöyle:

Gezgin Orman, çölün ortasında yeşermiş bir orman uygarlığının serüvenini anlatıyor. Kahramanlarımız Skar ve Del zorlu bir çöl yolculuğunun ardından tesadüf eseri bir ormana ulaşırlar ve kurtulma sevinçleriyle ormanın gizleri karşısındaki şaşkınlıkları birbirine karışır. Orman halkı, çölü aşmayı başarmış bu iki profesyonel savaşçıyı uzun süredir bekledikleri kurtarıcılar olarak görürler. Ne varki, yörenin yöneticileri son gelişmeleri kurulu düzen için tehlikeli bulurlar. Skar ve Del'i yine zorlu bir mücadele ve sonunda kötü bir sürpriz beklemektedir. Gezgin Orman, hızlı kurgusu ve adım adım çözüme ulaşan gizemleriyle görsel yanı da oldukça güçlü bir roman.

Kitap hakkındaki yorumlarım,düşüncelerim ve kısa özet:

Satai profosyenel savaşçıları olan Skar ve Del Nonakesh denilen ve geçmesi neredyse imkansız olan çölde ölmek üzereyken, esrarengiz orman ülkesine(Cearn) ulaşırlar. Kendileri ölümden dönmenin vermiş olduğu şaşkınlıkla henüz farkına varamamış olsalar da, orman halkının hayatını dramatik bir şekilde değiştirmek üzeredirler. Orman halkı, satailerin binlerce yıldır beklediği kehanetlerinde anlatılan ve onları anavatanlarına götürecek olan mucizevi kurtarıcılar olduğuna ikna olmuş durumdadır. İlerleyen sayfalarla görüyoruz ki eğer yeterince insan kurtarıcı olduğunuza inanırsa, kahraman olup olmadığınız gerçeği aslında o kadar da önemli değildir. Kitap genel olarak Skar ve Del'in orman ülkesindeki maceralarını anlatıyor.

Orman halkından biraz bahsedeyim. Orman halkı iyi kurgulanmış ve yazılmış bir topluluk. Çölün etrafında şekillenen medeniyetlere sebebini anlayamadığım bir sempatim var ve orman halkını da çok sevdim.(Bkz. Dune-Fremen, Zaman Çarkı-Aiel) Orman halkı binlerce yıl önce kaybettikleri bir savaş sonrasında hayatta kalabilmek için Nonokesh(dönüşü olmayan yol yada ölülerin patikası anlamına gelir) çölüne kaçmak zorunda kalan bir halk. Çölde inanılmaz kayıplar verdikten sonra çok küçük bir grup küçük bir vahaya ulaşmayı başarıyor. Grup bu vahada yaşamaya başlar ve bir gün anavatanlarına dönüp o toprakları alacaklarına yemin eder. Vahada yaşam hiçte kolay değildir bir yandan acımasız çölle bir yandan da hager ve khtaam denilen yaratıklarla mücadele etmek  zorunda kalırlar. Ama bir mucize olur ve grup hayatta kalmayı başarır. Sanırım bunun sebebi belki de insanlık tarihinde bir ilki gerçekleştirmiş olmalarında yatıyor. Yaşadıkları çevreyi değiştirmek yerine ona uyum sağlayıp onu geliştirmeyi seçiyor bu halk. Bu çabaları sonuç veriyor ve kuşaktan kuşağa sahip oldukları vahayı büyütüp binlerce insanın yaşayabileceği Cearn ülkesine dönüştürmeyi başarıyorlar.

Bu zafer orman halkına çok ucuza mal olmuyor ne yazık ki. Fedakar, özverili, çalışkan, duyarlı, mücadeleci insanlardan oluşan bir topluluk kuruyorlar belki ama karşılığında kendi benliklerini ,rüyalarını, umutlarını, hayallerini veriyorlar. Zamanla neredeyse bir karınca kolonisene dönüşüyorlar, herkes gelecek nesillerin görebileceği bir cennet yaratmaya çalışırken kimsenin bugünü yaşamadığı gerçeğini görmezden gelmeye çalışıyorlar. Satailerin çölü aşıp Cearn'e gelmesiyle kendi yarattıkları illüzyondan uyanıp ne yaptıklarını sorgulamaya başlıyorlar. Anavatanlarına geri dönene kadar geçici olarak  yerleştikleri vahanın dünyanın en güzel hapishanesine dönüşüp dönüşmediğini merak etmeye başlıyorlar.

Kitap bu kısımdan sonra benim gözümde zirveye ulaşıyor. Karakterler doğru cevapların olmadığı soruları sorup, her seferinde en az yanlış olan cevabı bulmaya çalışıyorlar. Yazar bu kısımda ardı ardına karakterlerini imkansız seçimler yapmaya zorluyor. Cennette tutsak olmaktansa cehennemde özgür olmayı tercih edip etmediklerine karar vermek zorunda kalan kahramanlarımız, bir ulusun hayatta kalabilmesi için kaç masum insanın hayatını feda edebileceklerini düşünmek zorunda kalıyorlar. Daha sonra gerçeği bilmenin tüm umut ve hayallerinizin sonu olduğu bir durumda bir yalanı yaşamanın daha doğru olup olmadığını seçmek kahramanlarımıza düşüyor. Bu kısımlar benim çok hoşuma gitti. Hikayenin siyah beyaz ilerlemesindense aradaki gri  bölgelerde gezinmek özellikle çok hoştu. Yazar bu kısımda karakterlerin yaşadığı çelişkileri,iç çatışmalarını başarıyla anlatmış.

Satailere gelince, bu kitapta satailerin çok iyi eğitimli, disiplinli savaşçılar olduklarını öğreniyoruz. Umut veren bir topluluk gibi görünseler de şimdilik biraz kapalı kutu gibiler. İlerleyen kitaplarla daha yakından tanıyacağız gibi görünüyor sataileri.

Kitabın görsel yanı önsözde de söylendiği gibi çok güçlü. Yazar neredeyse kelimelerle resim yapabiliyor, kitabı okurken mekanları, kişileri, olayları hayal etmeyi sizin için oldukça kolaylaştırıyor. Kitap oldukça sürükleyici ben kitabı çabucak bitirdim en azından. Biraz alışılmışın dışında bir şeyler okumak isterseniz kesinlikle okumanızı öneririm bu kitabı, hatta okumayı ertelediğiniz her gün için kendinizi cezalandırın bence. ;D  Kitabı yeterince iyi anlatamadığımın farkındayım ama bunun kitabın çok güzel olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini unutmayın. :P
"oh lord, if there is a lord,
save my soul, if i have a soul."

Çevrimdışı minrand

  • **
  • 80
  • Rom: 19
    • Profili Görüntüle
Ynt: Enwor Serisi 1- Gezgin Orman
« Yanıtla #1 : 24 Mart 2012, 08:33:43 »
Yanan Şehir Enwor serisinin ikinci kitabı. Kitabın konusunu kısaca anlatayım. Bu kitapta savaş yetenekleri tüm dünyaca bilinen, neredeyse yenilmez Satai kahramanları Skar ve Del birbirlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar. Vale isimli bir errish (kitapta errishin ne olduğu tam olarak açıklanmıyor ama bir çeşit büyücü olarak düşünebiliriz sanırım) Skar'ı efsanevi güçleri olan Combat taşını bulması için ikna ediyor. Zaten kitap da Skar'ın bu yolculuğa nasıl ikna edildiğini ve de Skar ve yanındaki bir grup insanın Combat taşını ararken yaşadıkları maceraları anlatıyor.

Combat taşının tam olarak ne tür güçleri olduğu ya da bu taşın nasıl kullanılacağı şimdilik bir gizem. Ama taşı ele geçirmenin neredeyse imkansız olduğu bir gerçek. Combat halkı taşın gücünü kullanarak görkemli şehirlerini yaratmışlar ama daha sonra kendi güçlerinden sarhoş olup  tanrılara meydan okuyunca, tanrılar üzerlerine akıl almaz bir gazap göndermişler. Bu lanetten sonra Combat şehri binlerce yıldır sürekli alevler
içinde olan bir viraneye dönüşmüş. Anlayacağınız kahramanlarımızın taşa ulaşmak için sadece yol üzerindeki klasik büyülü engelleri, paralı askerleri, kendilerini durdurmak isteyen karşı güçleri ve yaratıkları geçmeleri
yeterli değil. Bunların yanı sıra bazen kanınızı donduran soğuklarla, bazen de sizi anında pişirebilecek cehennem sıcaklarıyla baş etmek zorunda kalıyorlar. 

Bu formatı oldum olası sevmemişimdir. Bir grup özel yetenekleri olan insanı bir araya getir, dünyanın kaderini etkileyecek bir silahı,bir gücü bulmaları için onları kutsal bir yolculuğa gönder. Yolda bir kaç düşmanla karşılaşıp bir kaç badire atlatsınlar daha sonra da görevlerini  tamamlasınlar ya da bu uğurda can versinler. Ne yazık ki bu kitap da bir istisna değildi. Kitap genel olarak bu formatta ilerlediği için bu kitabı da sevmedim. Ama bu kitapta şöyle hoş bir durum var gerçi ilk kitapta da vardı ama bahsetmeyi unutmuşum. Kitap doğrusal bir çizgide ilerlemiyor. Kitabın başında kendinizi bir anda bilmediğiniz bir yerde bilmediğiniz insanların arasında buluyorsunuz. Bir yandan hikaye devam ederken diğer yandan arada bazen geriye dönüşler yaparak kahramanların orada olmasına sebep olan olaylar zincirlerini de görme şansınız oluyor. Bu anlatım tarzı benim oldukça hoşuma gitti. Kitabın benim gözümdeki az sayıda artılarından biri de bu. 

Kitapta ilginç olan yerler de vardı tabi. Bataklık adamları direk insanın merakını uyandırıyor ayrıca errish Vela, gruptaki Gowenna ve de Tantor  isimli karakterler de  ilgi çekici ama yazar bu karakterleri anlatmak yerine hızlıca kahramanlarımızın macerasını anlatıp kitabı bitirmeyi seçmiş ki bu durum da pek hoşuma gitmedi. Satailer hakkında biraz daha bilgi sahibi oluyoruz bu kitapla birlikte ki sanırım kitapla alakalı güzel diyebileceğim bir diğer şey de bu. Satai savaşçılarının yalnızca çok iyi eğitimli paralar askerler olmadığını, onlarda görünenden çok daha fazlası olduğunu görüyoruz. Bu durum tatmin edici olsa bile Satailer hakkında bildiklerimiz halen daha  buz dağının görünen parçası gibi geldi bana. Ayrıca şöyle de bir durum var ki kitapta bence tam bir hayal kırıklığı; gruptaki 3-4 kişinin kitap boyunca diyaloğu yok desem yeridir. Yalnızca isimlerini bir kaç kez duyduğumuz bu karakterler  birilerinin ölmesi gerektiği yertlerde ölüp görevlerini başarıyla sonlandırıyorlar. :) Bu yüzden kitapta birileri ölünce bir şeyler hissetmek çok zor çünkü genelde ölen kişi hakkında bir fikriniz olmuyor. Tanımadığınız biri hakkında bir şeyler hissetmek de bir hayli zor en azından benim için.

Şunu da belirtmem lazım sanırım. Kitap geçiş kitabı diye tabir edilen türden bu sebeple yukarıda bahsettiğim negatif durumların bazıları devam kitaplarında düzeltiliyor olabilir ama sadece bu kitabı düşünerek konuşacak olursam beklediğimden çok daha kötü bir kitapla karşılaştım. Eğer serinin devam kitaplarını bir şekilde okumayı planlamıyorsanız bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye etmem. Ama ilk kitabı okuyun. ;)
"oh lord, if there is a lord,
save my soul, if i have a soul."

Çevrimdışı Daarlan Gardan

  • ***
  • 722
  • Rom: -1
  • to hell with gatech
    • Profili Görüntüle
Ynt: Enwor Serisi 1- Gezgin Orman
« Yanıtla #2 : 30 Eylül 2012, 15:05:45 »
Serisinin devamı gelmeyecek maalesef. Ama yine de okuyun! Alman yazarların arasından öyle çok büyük fantastik yazarları çıkmaz. Ben görmedim. Bu alanda çok kısırlar. Enwor neredeyse 30 sene önce yazılmaya başlanmış bir seri. Çevrilmeyi daha doğrusu devamının gelmesini sonuna kadar hak ediyor. Herkesin saygı duyması gereken efsanelerden bir tanesi.

İthaki ilk kitabı çevireli neredeyse 13-14 yıl olacak. Daha ilk baskılarını bitiremedi kitap. O zamanlar ülkemizde fantastik pek sevilmiyordu herhalde, halen kitapçılarda Enwor'u zorlanmadan bulabiliyorum. Ana seri neredeyse 16 yıl boyunca devam etti. 11 kitaba ulaştı ve 1999 yılında ana macera sona erdi. Son kitapta Wolfgang Hohlbein tek başına değildi, yanında Dieter Winkler vardı. İki yazar tarafından yazıldı. Ve maalesef İthaki'den 2 kitap çıktı, gün geçtikçe unutuldu.

2004 yılında tekrardan oturdular masanın başına ve ikisi 4 kitap süren bir devam serisi yazdılar. Hızlıydılar. İlk iki kitap o sene, diğer iki kitap ise 2005 yılında yayımlandı. İthaki devam ettirmeyeceğini söylüyor. Bir hazine kazanılmadan kaybediliyor.

Neyse ki, Laika'dan olumlu mesajlar var. Umarım devam eder.
''Civilizations have the morality and ethics they can afford.''

 — Larry Niven & Jerry Pournelle, ''Lucifer's Hammer''

''These colonies in nature can reach at least two million individuals at a time, last for decades, and occupy a hundred cubic meters of space. It was a wonderful achievement to see a fragment of this world captured all around you, so that you almost had the experience of being inside the ant colony when you were in that room.''

 — Robert Trivers, ''Natural Selection and Social Theory'', p. 162

''... Bu amaç doğrultusunda nükleer santraller hedeflenecekse, yapılması gereken şeyler vardır. Çünkü nükleer elektriğe geçiş bir hobi değil, bir akademik egzersiz hiç değil, temel bilimlerden yaygın endüstriyel alt yapıya açılacak bir uygulamadır.''

Ömer Faruk Ağa Yarman 1993