Le Guin'in Kadınlar Rüyalar Ejderhalar isimli kitabındaki "Bu Fikirler Aklınıza Nereden Geliyor?" isimli denemedeki bir bölümü alıntılamak istiyorum. Le Guin, bu konudaki en açıklayıcı yorumu yapmış sanıyorum.
"Hemen her zaman soru gayet ciddidir ; soran gerçekten öğrenmek ister.
Sorunun yanıtlanamaz olmasının nedeni ise, kurmacanın yazılışı üzerine en az iki yanlış anlayış, iki efsane barındırmasıdır sanırım.
Birinci efsane: Yazar olmanın bir püf noktası vardır. O püf noktasını bir öğrenirseniz, hemen yazar olursunuz; püf noktası fikirlerin nereden geldiği olabilir.
İkinci efsane: Öyküler fikirlerden başlar; öykünün kaynağı fikirdir."
"Birinci efsaneden elimden geldiğince çabuk kurtulacağım. Aranan "püf noktası", beceridir. Eğer bir şeyin nasıl yapıldığını bilmiyorsanız, bu şeyi yapanlar size sihirbaz gibi, ulaşılmaz sırların sahibi gibi gelebilir. Hayli basit bir sanatta, diyelim turta yapımında hemen hiç şaşmaksızın iyi sonuçlar sağlayabilen, yönteme dair bazı öğretilebilir "püf noktaları" vardır; ancak ev işleri, piyano çalmak, elbise dikmek ya da öykü yazmak gibi karmaşık sanatlarda kimi öğretilebilir kimiyse öğretilemez olan o kadar çok teknik, beceri, yöntem seçeneği, değişken, o kadar çok "püf noktası" vardır ki bu sanatları ancak yöntemli, yinelenen, uzun bir pratikle öğrenebilirsiniz- kısacası çalışmakla"
"Püf noktaları konusunda bu kadar yeter. Fikirlere gelelim.
"Fikir" sözcüğü üzerinde düşündükçe, ne anlama geldiği konusunda daha az fikrim oluyor. Yazarların şöyle şeyler söylediği vakidir: "Bu aklıma bir fikir getirdi.", ya da "Bu öykünün fikri aklıma New Jersey'deki bir otelde yemekten zehirlendiğim zaman geldi." Sanırım burada, "fikir" sözcüğü, yazıldığı zaman öykü haline gelen o karmaşık, karanlık, anlaşılamayan kavrayış ve oluşum sürecini anlatmak için bir tür şifre olarak kullanılıyor. Bu süreç, anlaşılabilir düşünceler olmak anlamında fikirler içermeyebilir; hatta sözcükler bile içermeyebilir. Burada söz konusu olan ruhsal durum,tınılar, anlık zihinsel fark edişleri, sesler, duygular, tasavvurlar, düşler, herhangi bir şey olabilir. Her yazarda farklı olabildiği gibi, pek çoğumuzda her defasında da farklı tezahür edebilir. Hakkında konuşmak son gerece güç, çünkü böyle süreçleri tanımlayabileceğimiz pek az terim var elimizde."