Gerçek hayatta büyücü kadınlar olsaydı büyük ihtimalle şişman ya da aşırı zayıf kuru tenli çirkin şeyler olurlardı sanırım. Bu da işin fantastik yanı zaten. Satmak için yaptıkları bariz, zaten meme şeklinde dekolteli bir zırhın hiçbir kullanışlılığı olmayacaktır. Tabi tarihte nadir kadın savaşçı var, Amazon kadınlarıysa bildiğim kadarıyla neredeyse çıplak dolaşıyorlar.
Ufak bir araştırma sonucu Jean D'arc tarafından kullanıldığı düşünülen bir zırha ulaştım.
http://www.jeanne-darc.info/img_art_image/0_monuments/statue_mini_four_sides.jpgGörsel kaygının çok ön planda olduğu, çok gerçeklik dışı bir film yapacağımda (örn. Sucker Punch) asla bu tarz bir zırh kullanmak istemem ben de. O tarz bir filmde bunu da görmek isteyeceğimi sanmıyorum. Vücut hatları belirginleşmiş, ideal güzellik kavramına yaklaşmış bir kadın seyirci için ağız sulandırır elbette. Bu ne etik dışı, ne de ayrımcılık. Toplumsal güdüleri "kullanmak", her eserde her şekilde yapılan yöntem. En sevdiklerimizde bile, çok düşünmezsek anlayamayacağımız biçimde.
Kitaplara geldiğimizdeyse, bir çok eser klasik anlatım yöntemlerini ve hikaye ilerleme kurallarını takip ettiği için, tarihsel bir takım gerçekler (evrimsel sebepler) ön plana çıkıyor. Kadınlar kullanılabilir silahlar haline dönüşüyorlar, seks objesi oluyorlar ya da farklılıkları ön plana çıkarılmak istediğinde gereğinden fazla güçlü şeylere dönüşüyorlar. Bunun ayrımcılıkla herhangi bir bağlantısı olduğunu düşünmüyorum, özellikle high-fantasy türü ortaçağ hikayelerini pek seviyor. O tarihlerde dünyanın pek çok yerinde kadın vücudu bundan çok da öteye gidemedi malesef.