Konu: Göz - Stephen King

[Denaro Forbin]

"Ürkütücü ve korkunç... Bu romanı elinizden bırakamayacaksınız."
-Chicago Tribune

"Kanınızın donduğunu hissedeceksiniz..."
-New York Times

"Tüyler ürpertici ve korku dolu!"
-Pittsburgh Post Gazette

Yorumum: Göz, Stephen King’e şöhret yolunu açan ilk kitabı. Bunu bilmeyen yoktur herhalde. Kral bu kitabının üzerine onlarca kitap daha yazmıştır. Kimisi için bu kitabın yeri ayrıdır, kimine göre ise Kral'ın çıraklık eseridir Göz ve o kadar da abartılmaması gerekmektedir.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki, gerilim eserleri okumayı sevenler için bir şaheserdir bu kitap. Korku&Gerilim değil, gerilim. Yani demek istediğim öyle pek de korkutan bir yanı yok. Ama okurken geriliyorsunuz, evet.

Okulunda pek sevilmeyen bir kız öğrencidir Carrie White. Betimlemelerden anlaşıldığı üzere çirkindir de. Arkadaşları tarafından sürekli itilip kakılmaktadır. Yine bir gün, spor salonunun soyunma odasında malum bir konu sebebiyle dalga konusu oluyor. Ve işte olaylar zinciri de tam burada başlıyor. Baştan sona insanı geren bir dokuya sahip Göz.

Bir de işin çok garip bir tarafı var tabii. Kitap isminin çevirisi. Carrie bir özel isim ve onu Göz diye çevirmek oldukça saçma.

Her neyse efendim. Henüz okumamış olanlara önerimdir.

[Fırtınakıran]

Bu çok ilginç ve rahatsız edici bir kitaptı. Okuduğum ilk King kitabı da buydu, ilginç şekilde. Ama başkarakterimizin çektiği zorluklar, çevresi tarafından (bir de o manyak anne) maruz bırakıldığı şeyleri okurken omuzlarım kasılıyordu durmadan. En çok üzüldüğüm karakterlerden biri Carrie'dir sanırım.

Öte yandan, sonu itibariyle iç kaldırsa da, (bir mini spoiler)

Spoiler: Göster

ben içimden derin bir 'oh' çekmiştim.

[Gülbüyüsü]

Çok uzun yıllar önce okuduğum ilk ve tek King kitabı olmuştur. Carria'nin tiksinti ile acıma arası uyandırdığı duyguları hala çok net hatırlıyorum. Okul yıl sonu balosunda yaşadığı büyük utanç ve talihsiz bir ölüm Carria'nın içindeki şeytanı uyandırır ve bom bom! Şuan okusam ne kadar ilgi çekici bulurum bilemiyorum ama lise yıllarım için uygun bir eserdi diye düşünüyorum.

[Tanem...]

Çok süper yaa

Yakın zamanda okumuştum. Bence Stephen King'in kitapları ne kadar kalın olursa o kadar iyi oluyor. Göz iyi bir roman ama ustanın en iyilerinden değil. Bende King'in ilk romanı olduğu için merak edip okumuştum.

Bir de işin çok garip bir tarafı var tabii. Kitap isminin çevirisi. Carrie bir özel isim ve onu Göz diye çevirmek oldukça saçma.

Kitabın çevirisi resmen fiyasko. "Göz" hakikaten ne alaka anlamak mümkün değil. "Thinner" adlı romanı da "Falcı" diye çevrilmişti. Sanırım kitap adı çevirilerini aynı kişi yapıyor

Ayrıca kitapla ilgili aklımda kalan King'e özgü detaylardan biri de Carrie'nin aşırı dinci babasının hergün işe giderken yanına incil ve tabanca almasıydı. İncil okumak için, tabanca ise deccal ile karşılaşırsa diye. Gerçekten Amerikada böyle insanlar var mı diye merak etmiştim...

[metallica]

King'in ilk romanı. Yıllar önce bir çırpda okuyuvermiştim. Okurken çok fazla etkilemediğini hatırlıyorum. Klasik olacak ancak King olsun taştan olsun diyenlerdenseniz kitabı okumamak bir seçenek değil.

[Denaro Forbin]

Stephen King’in yayımlanan ilk romanı olma özelliğini taşıyan "Göz" (orijinal adıyla "Carrie") geçtiğimiz haftalarda 40 yaşına bastı. Romanın ve kahramanı Carrie’nin 40. yaşı şerefine (Carrie hâlâ lisede olsa bile), sizlere roman hakkında pek bilinmeyen 9 gerçeği yazalım dedik.

İşte onlar:

1.

Carrie basıldığında Stephen King 26 yaşındaydı. Neredeyse böyle bir kitap hiç yazılmayacaktı. King kitabın ilk birkaç sayfasını yazdıktan sonra çöpe fırlatmış ancak karısı bu kâğıtları toplayıp onu bu kitabı yazması konusunda cesaretlendirmiş.

2.

Hikâye aslında 3 bambaşka olaydan esinlenilerek yazılmış. Bu üç olay: King lisede hizmetli olarak çalışırken kızlar banyosunun perdeleri olduğunu görmüş olması, okulda iki kızın ölmesi ve LIFE adlı dergide telekinezi hakkında yazılar okuması.


3.

King Carrie’yi yazarken bir İngilizce öğretmeni olarak para sıkıntısı çekiyordu. Düşük maaşı yüzünden tasarruf yapmak için ev telefonundan kurtulmak zorunda kaldı. Kitap bir yayınevi tarafından alındığındaysa telefonu olmadığı için yayınevi ona bir telgraf yollamak zorunda kaldı.


4.

Kitap çok ünlü olmadan önce insanların tepkisi karmakarışıktı. King’in kendisi bile, geriye baktığında Carrie için karmaşık duygular beslediğini söylüyor. Diyor ki: “Birinci sınıftan birinin kurabiye pişirmesini anımsatıyor bana. Yeterince lezzetli ama pütür pütür ve altı yanmış.”


5.

Carrie’nin karakterinde çok güçlü bir Cinderella benzerliği bulunmaktadır. Görünüşe göre King’in ilk niyeti, Carrie’nin baloda ayakkabısının tekini bırakmasıymış, böylece esere daha belirgin bir selam gönderme amacındaymış ama daha sonra bunu kitaba eklemeyi unutmuş!


6.

Başarısız sahne uyarlamasının yanı sıra, bir de King’in rızasıyla 2006’da off-Broadway tarafından oynanan müziksiz, tiye alan bir versiyonu bulunur. Başrolünü ise kadın kılığına giren bir adam oynamıştır.


7.

King aslında Carrie White karakterini hiç sevmediğini itiraf ediyor. Onu hep Columbine katilleri Eric Harris ve Dylan Klebold ile kıyaslamış. Carrie’ye acıyormuş ama aynı zamanda onun sınıf arkadaşlarına da acıyormuş.


8.

Kitap King bir karavanda yaşarken karısının daktilosunda yazılmış. Kral “Sadist”i de aynı daktiloda yazmış.


9.

1976’daki filmden ve geçen yıl yapılan re-make’den herkesin haberi olsa da 2002’deki Angela Bettis ve Patricia Clarkson’ın oynadığı televizyon filmini pek fazla kişi bilmemektedir. Bir Spin off ihtimali göz önünde bulundurularak Carrie bu filmin sonunda kurtulmuştur.

Stephen King’in yazarlık macerasını başlatan kitabın 40. yaşını kutlar, kendisine ve karakterlerine nice uzun zamanlar dileriz!

Yararlanılan Kaynak: Shortlist.com
Çeviri ve Düzenleme: Burak İpek, Onur Selamet

[Divonette]

Ne yalan söyleyeyim henüz bu kitabını okumadım. (Evet, utanıyorum. Çaktırmayın. :üü ) Hayatım da J.R.R Tolkien'den sonra en çok sevdiğim yazardır. En yakın zamanda okuyacağım.
Ustanın 40. yılı kutlu olsun. Umarım her zaman kitaplarını bizlerle buluşturur.

[TerreneWorld]

Filminin izledikten sonra merak edip bende okumuştum.Konu olarak akıcı bulsam da kitabın edebiyatında yoğun bir acemilik kendini belli ediyor.Betimlemeler az ve yetersiz.özellikle olayın akısına engel olan o haber kısımları birçok bölümde aynı fikri vermesine rağmen sürekli tekrarlanmış.kitabı asıl popüler yapan sebebin Margaret White  karakteri olduğunu düşünüyorum.böylesine eşsiz bir karakter hic bir kitapta yoktur herhalde. Zaten sizi asıl şoke eden de bu karakter olacaktır.

Carrie nin konuşmalarını anca kitabın sonlarında duyuyoruz.Ondan önce hep kısa cümleler kuruyor carrie yi tam tanıyamıyorsunuz.

[Yakreb]

 :hömm:
   okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu söylememe gerek yok herhalde. herkes biliyor ne kadar güzel olduğunu. o kadar şaşılacak birşey yoktu aslında ama ben yine de hayran kaldım kitaba.

[u.aslan]

Sadece King 'in ilk kitabı olmasından dolayı bile merak edilip okunması gereken eser diye düşünüyorum. Çöpten çıkarılmış bir hikaye olması dahi ilgiyi çekiyor. Az önce bitirdim.

Spoiler: Göster

Carrie Whiteyi neden sevmediklerini anlamadım doğrusu. Sadece sadist bir anneye sahip olması dahi onu acınaklı birisi yapmayı başarıyor. Sonuçta öfke nöbetine kapılan bir telekinetik