Tek başıma gittiğim fuarın ilk gününde Berweuli adlı üyemizle ile görüştüm. Rozetlerini elden verdim. Sonra yoluma tek başıma devam ettim.
- Hiç imza almadım ama imza vermeye gelen çoğu yazarın yüzünde bezgin ve ölü bir ifade vardı. Uzaktan gözlemledim hepsini. Üzücü.
- Kırmızı Kedi ve YKY'nin çirkin davranışıyla başlamak istiyorum. Lafı uzatmayacağım. Bu derece burnu büyüklükle kendileri uzun vadede kaybeder. Kendileri çok büyük yayınevleri, fakat aşağıda en onlar kadar büyük olan yayınevlerinin tavrını anlatıyor olacağım. Çirkindi. Yakışmadı.
Stant görevlileri değil sorun bu arada. Bizzat yayınevi "yetkililerinin" davranışından bahsediyorum.
- Neyse, öte yandan ülkemizin önde gelen kaliteli ve büyük yayınevlerinden Ayrıntı Yayınları (ay nasıl da reklamımızı yaptılar aynı gün 3 kere
), Metis Kitap (fotoğrafta kendileri görünmek istemedi ama feci kibardılar) ve İletişim Yayınları bir kez daha takdirimi kazandı. Her fuar İletişim Yayınları'na sitem ediyorduk, biliyorsunuz. Bu fuar yayınevinden bir yetkiliyle görüştüm. Çok sıcaktı. Çok sevecendi.
Sel Yayıncılık da cıvıl cıvıldı. İyi ki varlar.
- Sonrasında, küçük yayınevleri candır, gerisi heyecandır
Özellikle Aylak Adam ekibinin enerjisi bir başkaydı. Onlarla da çok güzel sohbet ettik. Siren Yayınları'nın tavrını çok beğenmedim. Çok donuktular. Daha fuarın ilk günü ve öğleden önceydi gittiğimde. Daha farklı bekliyordum.
Alakarga ekibi de tatlıydı. Küçük stantlarında iki kişi de olsa bir heyecan vardı üzerlerinde.
Nora Kitap da öyle sıcaktı ki, insan oradan ayrılmak istemiyor. Fuar Yayını'nda onlardan bahsettiğimi de haber almışlar. Çok şaşırdım.
- Dedalus'u göremedim. Ben mi göremedim yav? Listede de adları geçmiyordu.
- Sözde İthaki'nin alt markası olan ama satışlarda ve reklamda İthaki'yi geçen Yabancı Yayınları'na "Kayıp Rıhtım" deyince bayrakları astılar
Bu kadarını beklemiyordum. İthaki'nin kendi standı her zamanki hoş sohbetliğini koruyordu.
- Delidolu ailesi ve Tudem'in tüm markaları hazırladıkları kartpostallar ve sıcak olduğu kadar seviyeli tavırlarıyla yine profesyonelliklerini gösterdiler. Ayrıca Diskdünya kitaplarının üzerine koymama izin verdikleri Kayıp Rıhtım logolu rozetlerimiz için de ayrıca teşekkür ederim.
- April Yayıncılık da büyük yayınevleri arasında tatlı tavırlarıyla dikkat çeken bir başka markaydı. Peki ben onların fotoğrafını çekince onların da benim fotoğrafımı çekmesi
? Çok enteresan oldu valla.
- Çizgi roman yayınevleri bildiğimiz hiperaktiflikte. Yine insana enerji veriyorlar. Çizgi Düşler biraz donuktu. Geçen sene de öyleydi onlar. Bir moda giremediler gitti
- Monokl ekibi ilginç bir stant hazırlamış bu defa.
- Alfa ve Everest'in aynı çatı altında olduğunu bilmiyordum. Ayşe Kulin ile karşılaştım. Acaba o mu? derken kadına bir şey diyemedim aksjfsdf. Desem mi, demesim mi, feci arada kaldım. Kendisi hafif müstehcen bir espri yaptı bu arada
Komik kadınmış.
Olay şöyle:
Everest'te bir yetkiliyle görüşmek istediğimi söyledim. Beni yukarı çıkarttılar. "Çıkayım mı, emin misiniz o.O?" dedim. Herkes "çık, çık" yapınca çıktım. Karşımda koltukta oturan Ayşe Kulin (ben tabii o mu, değil mi, emin olamıyorum) ve yanında adını hatırlayamadığım bir başka yazar. O sırada koltuğun arkasına eğilmiş bir kadın. O kişiyi bekliyorum işte. Dikiliyorum orada tek başıma. Kadının adını söyledim, eğilmiş kişiyi gösterdiler. Beklemeye devam ediyorum. En son Ayşe Kulin, "Poposuyla konuşabilirsin" dedi. Güldük
Alfa da donuk yayınevleri arasındaydı. Yetkilisi tabii.
- Yordam Kitap enerjik insanlar getirmiş bu sene fuara. İyi olmuş
Hazırladıkları poster de çok güzel doğrusu. Mutlaka isteyin.
İndirimler mi? Bir cacık yok. Küçük yayınevlerinin güzel indirimleri ve hoş sohbeti var. Büyüklerden almayın derim. Sanal kitap fuarları ile ucuza alın.