"Kaçınılmaz olan gerçekleştiğinde, banyo akıtıp gazeteler ıslandığında, Cemil bunları kaldırıp yerlerine yenilerini koyuyordu. Böylece değişik zamanlarda değişik insanlar asma tavanın alüminyum şeritleri arasından klozet deliğine bakıyordu: toplantı masasına yerleşmiş Milli Güvenlik Kurulu üyeleri. Aynı anda dört üst geçidin birden açılışını yapan belediye başkanı. İlk kez mülakat veren, fotoğraf çektiren, "usul usul edebiyat" yaptığı söylenen ama muhtemelen en büyük numarası ortalıkta görünmemek ola bir yazar... Hepsi de günün birinde küçük bir hareketle akıp gidecekleri ve insanların hayatından çıkacakları yere, klozet deliğine belli belirsiz bir korku ve baş sönmesiyle bakıyorlardı."
"Karman çorman hissedişin tane tane çözüleceğini, yeniden, bu kez mükemmel bir düzen içinde bir araya geleceğini ve hayatın bir anlama kavuşacağını hayal etmek: yazmak."
"Birlikte yaşlanmanın iyi tarafı birbirine söylediğin veya söylemediğin şeyler yüzünden ölmeyeceğini bilmek!"
"Gençken konuşmak da ihanettir; gençken insan kolay can alacağını, canının kolay çıkacağını düşünür."
"Ama kötü hatıralar nedense hep kol mesafesinde durur. Oradadırlar."
"Kitaplar bir bakıma başarılmış, tamamlanmış şeylerdir. Oysa hayat başarılamayan ve tamamlanmayan şeylerle doludur."
"Edebiyat ham duygularla yapılmaz!"
"Her şey bir şeyin etrafında hiç durmadan döner, insanın payına düşen sarhoşluktur."
"Okurken yere yakındım ama yine de uçar gibiydim."
"İnsanın kendi dünyasını ve dilini susarak koruması ne tatlı paradoks!"
"Çünkü aşk başta anlam olmak üzere pek çok şeyi karşısına alır, huzuru örneğin, kararlılığı ve dengeyi. Kendi kendine sözler verirsin. Boşunadır."
"Halbuki sızıntı hep vardır, ip gibi, yaşadıklarımızdan, okuduğumuz kitaplardan, seyrettiğimiz filmlerden zihnimize akan bir şeyler hep vardır."
"Canlı beyin muhallebi kıvamındadır."
"Tabiatta kelimelerin bulunmaması ne tuhaf! Oysa kelimeler burada öyle tabii ki..."
"İnsan olmak size yetmemeye başlar. Dünya olmak istersiniz."
"Editör Hanım, yazarak, hikayeler anlatarak bir kadını içinize alabilirsiniz ve başka biri olabilirsiniz. Saygılarımla..."
"Yazmak bir bakıma anlatılmaya değmez olanı anlatmaktır. Böylelikle anlamsız olanı anlamlı kılmaya cüret etmektir."
Kendi dünyamdan çıktığımda basit cümlelerin öznesi oluyorum, diye düşündü.
Uzaydan dünyayı seyrediyor gibiydi.
Döner ağaçlar, evimiz ve dünya.
Sinek Isırıklarının Müellifi - Barış Bıçakçı
Başımı şoförün omzuna dayayıp, "Camı kapat!" diyorum.
Teyzem bağırmamamı, kibar konuşmamı söylüyor.
Annem başımı okşarken, "Camı kapatır mısınız lütfen," diyorum.
"Salonumuzda piyano yoktu. Salonumuzdaki en gösterişli şey, dikenleri küçüklüğümüzden beri oramıza buramıza batan kocaman bir kaktüstü."
"Babam annemin yanına gitti. İki elini omuzlarına koydu. Sonra başını kendisine bastırdı. Onlara baktım. Onlara baktım ve ilk kez ikisinin de bir gün öleceğini düşündüm."
Üçümüzün de içi karardı.
Kardeşim, "Annem yemeğe bekliyor unutmayın!" diyerek sessizliği bozdu.
Anneme giderken onlara Eukleides'ten söz etmeye başladım. Geometrisinin temelini oluşturan beş aksiyomunu anlattım. Beşincisi üzerine yapılan tartışmalara değindim, konuyla ilgilenmiş birkaç büyük matematikçinin adını andım ve gelip Eukleides'çi olmayan geometriye dayandım çünkü hiçbir şey göründüğü , hatta yaşandığı gibi değil.
Her şey hatırlandığı gibi.
Aramızdaki En Kısa Mesafe - Barış Bıçakçı
"Bir insanı okuduğumuz kitaptaki bir kahramana benzettiğimizde bunu o insanı yargılamak için değil, anlamak için yaparız. Çünkü edebiyat da doğa gibi her türlü bilgeliğin kucağı."
"Yalnızca bir an ama. Yalnızca bir an farklı görünüyor her şey."
"Özlemek duvarları en yüksek, kaçılması en zor hapishaneydi. Özlemekti onun hapishanesi."
Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra - Barış Bıçakçı
"İnsanın geçmişi peşinden köpek gibi gelse, tamam! Ama biz insanların zamanla tedirgin bir kediye dönüşme olasılığı da var. Sırtı kabarık, durmadan arkasına bakan bir kedi."
"Güzel bir kitap okumak ve ömrümün geri kalanını o kitabı okuduğum yerde geçirmek istiyorum," demişti o. Sonra da bana dönüp sormuştu: "İnsan güzel bir kitap okuduğu yerden nasıl ayrılabilir?"
Baharda Yine Geliriz - Barış Bıçakçı