Fantastik edebiyat Herr Mannelig'in de dediği gibi dinden çıkmış bir ürün. Bir çok serinin içinde din baştan var, hiç bir karakter dinin olmadığına inanmıyor ve bence o yüzden buna bir din diyemeyiz. Çünkü din dersek tüm orclara satanist demek zorunda kalacağız
Tanrı çıkıp da ben varım ama size bir kural koymuyorum bana inanın dese herkes Deist olur herkes Deist olursa herkese Deist dememizin de bir anlamı kalmaz, o şekilde düşünebiliriz. Bir çok seriyi de bu şekilde düşünüyorum ben.
Ama bir eser dini tartışmalı bir yere alabiliyorsa o da önemli hale gelir diyorum. Gerçekten fantastik bir diyara, bir şeyleri açıklamak için Tanrı sokmak elbet basit bir çözümdür. Ancak tanrıların yeryüzüne indiği insanlarla birlikte dövüştüğü kısımlar da Hurin'in de dediği gibi aşırıya kaçıyor. İllaki ben gerçekçi yapacağım (nasıl oluyorsa) Tanrı koyacağım diyorsa Yüzüklerin Efendisi gibi tanrılar sadece öğretileriyle yol gösterenler olmalı, hiç bir şeye karışmamalılar, haklarında tartışmalar olmalı. Ancak kendi içlerinde çatışmaları olmalı.
Ayrıca ben öğretilerin ırklarla ilgili olduğu konusuna da cevap vermek istiyorum. Evet ırklarda farklı kurallar var ama her ırkın bir ya da bir kaç tanrıyla ilişkisi olduğunu düşünürsek, doğal olarak o tanrıdan gelen bir öğretileri var. Bu da belki bir ahlak çatışması alegorisidir. Aynı doğrultuda giden farklı tanrıların çocukları(inananları) farklı ahlaklara sahipler.