Konu: Fantastik Edebiyat Klişeleri

9-Köye bir bilge gelir...

[TheSpell]

10- Ana kahraman hep değersiz bir kişidir; köylü, çiftçi...
11- Eğer bir yoldaşlık, kardeşlik varsa o grupta daima bir büyücü ile bir şövalye bulunur.

[Legend]

12- Kahraman her zaman öksüz/yetimdir (ya da her ikisi birden) ve bilinmeyen aile üyesi çok önemli biridir.. Ya ölmesine rağmen soy ağacıyla kahramanı kurtarır ya da bizzat kendi. 

[Daarlan Gardan]

9-Köye bir bilge gelir...

13- Köye gelen bilge-büyücü yerli halk tarafından pek sevilmez. Birkaç büyü yapıp köyü tehlikeden kurtardıktan sonra sevilmeye başlanır, saygı gösterilir. Köye ilk gelişinde onu sadece köyün çocukları sever, haylaz çocuklar.
14- Mutlaka handa geçirilen bir gece vardır.

[TheSpell]

15- Handa geçirilen gecede hep bir olay çıkar. Veya handa daima rahatsız edici ya da gizemli tipler bulunur.

[Daarlan Gardan]

16- Hikayenin en iyi kahramanı genelde korkak olarak adlandırılırlar, aslında iyi değilde saf desek daha iyi olur. Öyle bir zamanda öyle bir şey yapar ki o gölgesinden korkan kahramanımız tamamıyla bir savaşçı olur.
17- Kral ya çok kötü-zalim bir insandır ya da kahramanlarımıza yardım eden iyi kalpli biridir, kralın olmadığı bir fantastik kurgu neredeyse yoktur.
18- Bu konuyla ilgili Robert Jordan'ın şöyle bir sözü bulunmaktaymış ; Fantastik edebiyatın birçok eserinde yer alan şu düşünce canımı sıkıyordu. Küçük sakin bir kasabaya güçlü ve bilge biri geliyor ve diyor ki: ''Gelin! Beni takip edin! Hepinizi kurtaracağım!'' Ve küçük kasabadaki insanlar: ''Peki o zaman gelelim'' diyorlar. Çocukluğumda büyükbabamın çiftliğine gider, orada çalışırdım. Oradaki insanlar ile ilişkide olurdum. Ancak bana öyle geliyordu ki, aslında bu köylüler bu güçlü ve bilge adama şu şekilde davranırlardı: ''Ha... Öyle mi? Tamam, sen önce bir gel bir bira iç, hatta bir tane daha, al bir bira daha.'' On altı tane bira içirdikten sonra da sarhoş bir biçimde onu kapının önüne koyarlar.

[TheSpell]

19- Eğer genç, toy bir büyücü varsa ileriki kitaplarda her zaman usta bir büyücüye dönüşür. Aynı şekilde acemi bir şövalye, ülkesini kurtaran, muhteşem bir şövalyeye dönüşür.

[Daarlan Gardan]

20- Bir çok yazar askeri ünvanlarını ve sınıf farklılıklarını bilmemelerine rağmen her kurguda bu kullanılır.
21- Kahramanların (yoldaşlığın, kardeşliğin vs) büyük bir bölümü soylu kişilerden oluşur, okurken sıkıntı verirler.

[TheSpell]

22- Bu arkadaşların tanıdığı kötü kalpli ama çok güzel bir kız vardır. Arkadaşlardan birisi hariç herkes onun kötü yanını görür. O hariç olan kişi ise o kadına aşıktır ve hiçbir kötü yanını göremez. En sonunda da hayal kırıklığına uğrar.

[Daarlan Gardan]

23- Fantastik bir dil söz konusudur, dil tam anlamıyla yaratılmamıştır fakat belli bölümlerde o dilde replikler ve sözler geçmektedir.

[maviadige]

Fantastik karakterlerin daha doğal, samimi ve kendiyle barışık olanını görmek isterim. Çoğu zaman olduklarından farklı görünmeye çalışıyorlar gibi geliyor bana.

[lordoftheread]

Sonunda hep zirvede bir bitiriş olur, kahramanımız her şey bitti derken son darbeyi vurur.

[Rang Baru]

Genellikle öyle bir eksiklik olabiliyor. Ama bazen bunun suyuda çıkartılabiliyor Gediksavaşları serisinde Askerler özellikle bunun için çukur kazıyor nöbetlerinde ne yaptıkları anlatılıyor vsvs. Hatta kahramanlarımızdan Uzunel Jimmy seride epey bir tuvalet çukurlarıyla yakın oluyor. Herşey Adalar Krallığı için nede olsa 

Daha geçen gün araştırdım, orta çağda nasıl sıçılır diye. Gerçekten işlemesi kolay bir şey değil. Mesela kalelerde oturağı delik olan ufak odalar var. Ta yukardan aşağı dökülüyor bok. Tam ayrıntıları ben de bilmiyorum ama bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim. Mesela game of thrones 3 müydü 4 mü, tyrion babasını sıçarken öldürüyor. İlginç bir sahne gerçekten. Kibar feyzoda, "Bu suyun esansı eksik ağam itibarına gölge düşiyi" sahnesi aklıma geldi.
Neyse sulandırmayalım, bu sahne kitapta nasıl, okuyan varsa aydınlatabilir mi? Ve tuvaletle ilgili bir ayrıntı var mı? Sonuçta kanalizasyon sistemi olmadan o bokun nasıl ve nereye aktarılacağı meçhul.
Burada yüzeysel bir açıklama mevcut;

http://www.localhistories.org/toilets.html

[Rang Baru]

Bence klişeler iyidir, fazla boku çıkartılmadığı sürece.
Zaten hem edebiyatta, hem de sinemada işlenilecek ne kadar konu varsa işlenmiştir. Burada fark nasıl işlenildiğinde. Özgünlük de biraz orada devreye giriyor. Mesela Zeus gök tanrı veya yıldırım tanrısıdır. Mitolojik bir karakter. Onu birçok kişi birçok farklı şekilde işleyebilir.
-Absürd bir türk öyküsünde aksakallı dede olabilir
-Fantastik bir öyküde hava büyüleriyle uğraşan bir büyücü olabilir
-Asil evlerden Titan Evi'nin lideri, Lord Zeus olabilir
-Meczupların babası olabilir
-Şahsen benim öykümde gökbilimci,

Yani birçok şey olabilir. Ama daha önce birisinin yaptığı gibi yapmak özgünlüğe leke vurur. Hatta mitolojide olduğu gibi almak da bence gayet sıkıcıdır.
Tanrılar var ve tanrıların lideri Zeus, gök tanrı, yanında Poseidon suların tanrısı.... kaç kere duymuştuk bu öyküyü neden okuyalım.

Bence klişelerde sıkıntı yok. Acemi bir çocuk yine hikaye boyunca acemilikten üstatlığa yükselebilir.. Ama klişenin işlenişi de klişeyse o zaman sıkıntı büyük.

[Abaris]

Yeni çıkan bir şey bu: Vampirler artık çok iyi, yakışıklı, karizmatik oluyor.