Kayıt Ol

Fetih 1453

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #45 : 07 Ocak 2012, 16:12:38 »
Fragman "En iyi duygu sömüren fragman (milliyetçilik)" dalında aday olabilir bence.

"Bizanslılar çok pis adamlar, biz masumuz esasında" kafasında olmuş çok. Çok eğlendim. Bizanslılar kana susamış ve kötü bir yunan şivesiyle türkçe konuşan iğrenç dinci adamlarken bizim padişahlar inanılmaz düzgün bir türkçe ile konuşan ve her sözlerinden bilgelik akan über duygusal adamlar. Ne desem bilemedim ya ahahaha.

Belgesel gözüyle bakmak zaten çok anlamsız da... Neyse.

@ryuk: Eğer ata gözüyle bakarsan İbn-i Sina'dan ve Hazarfen Çelebi'den bahsetmen biraz tartışmalı olur. Birisi arap, diğerinin gerçekliği ise oldukça tartışmalıdır çünkü. İnsanların gelip İbn-i Sina'yı gelip "atamız" diye sunmaları her zaman çok acayibime gitmiştir yahu, bütün hristiyan dünyası birbirinin bilimadamlarını böyle savunacak olsa Galileo İspanyol, Newton İskandinav olurdu herhalde.

Diğerlerini kabul ederim ama onlar da daha çok dini alimdir ve din üzerine kafa yormuşlardır. Ağır bir bilim adamı Osmanlı'da hiç çıkmamıştır; tam tersine "meleklerin eteklerinin altına bakılıyor" diye o zamanların en modern gözlem evini kapatmakta sorun görmemişlerdir.

Türk dediğin savaşçıdır. Göçebedir. Hala "gelişmekte olan" bir ülke olmamıza rağmen, dünyanın en yüksek askeri bütçesine sahip ülkelerden birisiyiz mesela, en basit kanıtı. Osmanlı'da yapılan en büyük gelişmeler ve en büyük başarılar askeridir. Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu tartışılır tabi.

Türk devleti olup da 17-18. yüzyıla kadar savaşçı topluluk olmamış çok az ülke vardır ayrıca.

Ciddi felsefi hiç yazar çıkmadı mesela Türklerden. Gelip de bana İslam bilginlerini saymayın, Mevlana, Yunus Emre iyidir ama onlar İslam düşünürüdür, filozof değil.

Osmanlı'dan, Türkiye'den ortaya çıkan ünlü bilimadamlarının sayısı (İbn-i amcayı saymıyorum, kendisi ve bir takım sürekli atalarımız diye bahsedilen adamlar Arap hep) iki elin parmaklarını geçmez. Ama komutanlar, savaş kahramanları mı? Kimse liste çıkarmaya uğraşmaz bile, çok fazlalar.

Ayrıca "kim daha çok hatırlanmıştır" çok kötü bir karşılaştırma olmuş, beğenmedim. Elinde kimin daha çok bilindiğine dair ciddi bir çalışma olmadan kendi çevrende gördüklerini söyleyerek yorumda bulunman oldukça tartışmalı sonuçlar verir, doğru olmaz.
#rekt

Çevrimdışı beerold

  • **
  • 173
  • Rom: 2
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #46 : 07 Ocak 2012, 17:26:05 »
Fragman "En iyi duygu sömüren fragman (milliyetçilik)" dalında aday olabilir bence.

"Bizanslılar çok pis adamlar, biz masumuz esasında" kafasında olmuş çok. Çok eğlendim. Bizanslılar kana susamış ve kötü bir yunan şivesiyle türkçe konuşan iğrenç dinci adamlarken bizim padişahlar inanılmaz düzgün bir türkçe ile konuşan ve her sözlerinden bilgelik akan über duygusal adamlar. Ne desem bilemedim ya ahahaha.

Belgesel gözüyle bakmak zaten çok anlamsız da... Neyse.

@ryuk: Eğer ata gözüyle bakarsan İbn-i Sina'dan ve Hazarfen Çelebi'den bahsetmen biraz tartışmalı olur. Birisi arap, diğerinin gerçekliği ise oldukça tartışmalıdır çünkü. İnsanların gelip İbn-i Sina'yı gelip "atamız" diye sunmaları her zaman çok acayibime gitmiştir yahu, bütün hristiyan dünyası birbirinin bilimadamlarını böyle savunacak olsa Galileo İspanyol, Newton İskandinav olurdu herhalde.

Diğerlerini kabul ederim ama onlar da daha çok dini alimdir ve din üzerine kafa yormuşlardır. Ağır bir bilim adamı Osmanlı'da hiç çıkmamıştır; tam tersine "meleklerin eteklerinin altına bakılıyor" diye o zamanların en modern gözlem evini kapatmakta sorun görmemişlerdir.

Türk dediğin savaşçıdır. Göçebedir. Hala "gelişmekte olan" bir ülke olmamıza rağmen, dünyanın en yüksek askeri bütçesine sahip ülkelerden birisiyiz mesela, en basit kanıtı. Osmanlı'da yapılan en büyük gelişmeler ve en büyük başarılar askeridir. Osmanlı'nın ne kadar Türk olduğu tartışılır tabi.

Türk devleti olup da 17-18. yüzyıla kadar savaşçı topluluk olmamış çok az ülke vardır ayrıca.

Ciddi felsefi hiç yazar çıkmadı mesela Türklerden. Gelip de bana İslam bilginlerini saymayın, Mevlana, Yunus Emre iyidir ama onlar İslam düşünürüdür, filozof değil.

Osmanlı'dan, Türkiye'den ortaya çıkan ünlü bilimadamlarının sayısı (İbn-i amcayı saymıyorum, kendisi ve bir takım sürekli atalarımız diye bahsedilen adamlar Arap hep) iki elin parmaklarını geçmez. Ama komutanlar, savaş kahramanları mı? Kimse liste çıkarmaya uğraşmaz bile, çok fazlalar.

Ayrıca "kim daha çok hatırlanmıştır" çok kötü bir karşılaştırma olmuş, beğenmedim. Elinde kimin daha çok bilindiğine dair ciddi bir çalışma olmadan kendi çevrende gördüklerini söyleyerek yorumda bulunman oldukça tartışmalı sonuçlar verir, doğru olmaz.
Katıldığım ve katılmadığım yönler var. Bunlardan kısa kısa bahsetmek istiyorum.
1- Bu filmin bahsettiği tarihte Avrupa'da rönesans ve reform olmamıştı. Osmanlı ise altın çağına doğru ilerliyordu. Padişahın o şekilde, onların ise dinci görünmesi belki bundandır. Konuşma tarzlarının abartıldığını düşünüyorum.
2- İbn-i Sina, Ömer Hayyam, Mevlana, Yunus Emre gibi zatlara atamız olarak bakılmasının sebebi Türk olmaları değil, bizim yaşadığımız coğrafyada ya da Osmanlı topraklarında yaşamış olmalarıdır. Kaldı ki milliyetçilik akımları da o tarihlerde yoktu. Adı üstünde Osmanlı da bir imparatorluktu.
3-Dünyanın en büyük askeri bütçelerinden birisine sahip olmamız savaşçılığımızdan değil bence jeopolitik konumumuzdandır. Bu coğrafya ülkelerine bakınız. Hepsi benzer özelliklere sahiptir. (Rusya da dahil)
4-Filmin fragmanından yola çıkarak sadece umutlanabilir ya da umudumuzu kaybedebiliriz. İyi ya da kötü demek için bence çok erken. Bekleyip göreceğiz.  

Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #47 : 07 Ocak 2012, 19:15:17 »
Alıntı yapılan: ryuk
Saldırgan ve küçümser bir üslup :)

bana yukaridan bakarsaniz aptalin tekini gorursunuz, bana asagidan bakarsaniz tanriyi gorursunuz, bana tam karsidan bakarsaniz kendinizi gorursunuz demis charles manson guzelde soylemistir. sen o kadar eski filmlerde oynayan adamlar, senaristleri, yonetmeni ve bir sekilde emegi gecen adamlar icin ergen modunda diyorsun bir sey olmuyor ama ben laf soyleyince bir seyler ters oluyorsa su meshur bizim orada gote got denir hikayesini hatirlamani isterim.

Alıntı yapılan: Legend
Tarih Tekerrürden İbarettir...

adamin birine zamaninda sormuslar bizden ne istersen iste yapacagiz ama sana yaptigimiz seyin 2 katini komsun icin yapacagiz demisler. adamda o kadar manyak birisiymis ki komsusuna da kendine yapilacagin iki katinin yapilacagini bildiginden o zaman benim bir gozumu cikartin demis.


tarih dersleri pek cok kisinin hosuna gitmeyebilir ama burasi bir fantastik edebiyat forumu oldugundan dolayi sitenin genel icerigi kitaplar uzerinedir ve uyeleri kitap okumayi seven, kitap okumaya zaman ayiran kisilerdir. timas yayinlarindan oktay tiryakioglu'nun romanlarini okumanizi oneririm. tarih kurgu seklinde yazilan romanlari en azindan kurgu bile olsalar bazi gerceklerden bahsediyor.

fragmandaki sahneler bu zamana kadar bir cok yabanci filmde gordugumuz savas sahnelerinden farksiz, acikcasi ben bizim sinema sektorunden hic bu sekilde basarili bir sey ummuyordum. biliyorsunuz bizim sinema sektorumuzun buyuk bir bolumu komedi filmlerinden olusuyor, bir donemde erotik filmlerden olusuyordu.
filmden kareleri gordukce artik sinema sektorumuzde bir ilerleme olduguna inanmaya basladim. umarim bu filmden sonra sektor citasini yukseltmeye devam eder. belli mi olur belki ilerleyen yillarda turk fantastik kurgu yazarlarinin kitaplarini beyaz perdeye bile uyarlayabilirler.
ph'nglui mglw'nafh cthulhu r'lyeh wagh'nagl fhtagn

Çevrimdışı Legend

  • ***
  • 590
  • Rom: 18
  • I write because your wrong
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #48 : 07 Ocak 2012, 19:51:02 »
Ayrıca "kim daha çok hatırlanmıştır" çok kötü bir karşılaştırma olmuş, beğenmedim. Elinde kimin daha çok bilindiğine dair ciddi bir çalışma olmadan kendi çevrende gördüklerini söyleyerek yorumda bulunman oldukça tartışmalı sonuçlar verir, doğru olmaz.

Baal Adramelech'e katılıyorum bu konuda.

Şimdi bakın dünyaya ve tarihe. İnsanlığın gelişimini hangisi daha çok etkilemiştir? Atinalı Filozoflar mı? Yoksa kendileriyle ilgili çekilen filmler dışında pek de hatırlanmayan Spartalılar mı?

Konusu değil ama söylemek istiyorum;

300 spartalı sizin kafanızı bulandırmış anlaşılan. Peki bilimsel olarak pek bir varlık gösteremesede tarihe damgasını vurmuştur Sparta.

Salamis Deniz Savaşıyla,koca pers donanmasını yakmıştır.Yunan Devletler Topluluğu dense de Perslerin durdurulmasında asıl zafer Sparta'nındır.

İskender'in savaşıpta alamadığı yegane şehirdir Sparta aynı zamanda.Bir şehir devleti olarak iki büyük imp.geçit vermemiş ve birini büyük bir hezimete uğratmıştır.Ve Atina bir perslerin,bir iskenderin eline geçerken sparta o dönem tarihine damgasını vurmuştur.

----------

Osmanlı konusunda ise söylemek istiyorum;Osmanlı bir süper güçtür.Amerika nasıl şu an süper güçse hem askeri hem de bilimsel anlamda lider ise Yükselme dönemi Osmanlısı da odur.Hatta ondan daha fazlasıdır.O dönem Türk,Arap farketmez bilim ve sanat Osmanlı'dan yürümüştür.Şu an ki Amerika'da karışık bir millettir ama biri bir buluş yaptığında ya da kült olacak kalitede bir eser verdiğinde kimse bu irlanda kökenli,bu afrika kökenli demez.Gurur Amerika'nındır. Aynı şey bir farklılığı yok.

Bununla birlikte,Osmanlı biliminden ziyade askeri gücüyle sivrilmiştir.Bir beylikken bir imp. olmasını sağlayan bilimi değil;Zamanında az sayılarla çok zafer kazanmasını bilen komutanları ve siyasileridir.CSM'nin dediği gibi Osmanlı'yı Osmanlı yapan askeri gücüdür.Osmanlı'nın kahramanları filozoflar değil savaşçılardır.

Şöyle ki; Osmanlı fetih düzeni üzerine kurulmuştur.Fetih yaparak büyümüş,fetih yapamayarak küçülmüştür.Bu da Osmanlı'nın bir Askeri Devlet olduğunun göstergesidir. Bilim ve sanat bunun yanında bir çeşnidir.

------------

Film konusunda ise Amras Ringeril'e katılıyorum.Tarihsel kurgu yapmak serbesttir.Muhteşem Yüzyıl,bu film ve olup olabilecek her tür film-dizi bu tartışmayı mı çıkaracak acaba? Kimse belgesel çekmiyor,izleyiciye vermek istenen neyse o şekilde kurgulanır.Suç filmi çekenlerde değil o filme belgesel gözüyle bakan kitlede bence.

Fragman biraz hayal kırıklığı.Bu bütçe,daha iyi bir film çıkarabilirdi.Ama film bir çıksın bakalım.Bir şaheser gibi gözükmese de yerden yere vurulacak bir film gibi de durmuyor.Bence filmi övmek ya da yermek için erken şu an.

Çevrimdışı ryuk

  • ***
  • 497
  • Rom: 25
  • ne değiştirebilir bir insanın doğasını?
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #49 : 07 Ocak 2012, 22:37:19 »
2- İbn-i Sina, Ömer Hayyam, Mevlana, Yunus Emre gibi zatlara atamız olarak bakılmasının sebebi Türk olmaları değil, bizim yaşadığımız coğrafyada ya da Osmanlı topraklarında yaşamış olmalarıdır. Kaldı ki milliyetçilik akımları da o tarihlerde yoktu. Adı üstünde Osmanlı da bir imparatorluktu.
3-Dünyanın en büyük askeri bütçelerinden birisine sahip olmamız savaşçılığımızdan değil bence jeopolitik konumumuzdandır. Bu coğrafya ülkelerine bakınız. Hepsi benzer özelliklere sahiptir. (Rusya da dahil)
4-Filmin fragmanından yola çıkarak sadece umutlanabilir ya da umudumuzu kaybedebiliriz. İyi ya da kötü demek için bence çok erken. Bekleyip göreceğiz.  
Tamamına hak veriyorum.

Fragman "En iyi duygu sömüren fragman (milliyetçilik)" dalında aday olabilir bence.

"Bizanslılar çok pis adamlar, biz masumuz esasında" kafasında olmuş çok. Çok eğlendim. Bizanslılar kana susamış ve kötü bir yunan şivesiyle türkçe konuşan iğrenç dinci adamlarken bizim padişahlar inanılmaz düzgün bir türkçe ile konuşan ve her sözlerinden bilgelik akan über duygusal adamlar. Ne desem bilemedim ya ahahaha.

İşte bunu söylemeye çalışıyorum :)


@ryuk: Eğer ata gözüyle bakarsan İbn-i Sina'dan ve Hazarfen Çelebi'den bahsetmen biraz tartışmalı olur. Birisi arap, diğerinin gerçekliği ise oldukça tartışmalıdır çünkü. İnsanların gelip İbn-i Sina'yı gelip "atamız" diye sunmaları her zaman çok acayibime gitmiştir yahu, bütün hristiyan dünyası birbirinin bilimadamlarını böyle savunacak olsa Galileo İspanyol, Newton İskandinav olurdu herhalde.
O dönemlerde millet bilinci yoktu fakat söylediklerin doğru."Millet" bilinciyle bakılınca bu konuda haklısın.

Diğerlerini kabul ederim ama onlar da daha çok dini alimdir ve din üzerine kafa yormuşlardır. Ağır bir bilim adamı Osmanlı'da hiç çıkmamıştır; tam tersine "meleklerin eteklerinin altına bakılıyor" diye o zamanların en modern gözlem evini kapatmakta sorun görmemişlerdir.

Ciddi felsefi hiç yazar çıkmadı mesela Türklerden. Gelip de bana İslam bilginlerini saymayın, Mevlana, Yunus Emre iyidir ama onlar İslam düşünürüdür, filozof değil.

Tarihte belli bir süre bilim zaten çoğunlukla "din" adı altında yapılmaktaydı. Örneğin genetik biliminin temellerini atan Mendel de aynı zamanda bir din adamıdır.

Türk devleti olup da 17-18. yüzyıla kadar savaşçı topluluk olmamış çok az ülke vardır ayrıca.
Birkaçı hariç tarihteki her devlet savaşmıştır. Germenler(latince manowar demek zaten :) ) , Kartacalılar, Persler hep savaşçı topluluklardır.

Osmanlı'dan, Türkiye'den ortaya çıkan ünlü bilimadamlarının sayısı (İbn-i amcayı saymıyorum, kendisi ve bir takım sürekli atalarımız diye bahsedilen adamlar Arap hep) iki elin parmaklarını geçmez. Ama komutanlar, savaş kahramanları mı? Kimse liste çıkarmaya uğraşmaz bile, çok fazlalar.
Bu konuda Barış Manço bir fransız spikere çok güzel bir cevap vermişti zamanında :) metnini bulabilirsem ekleyeceğim :)

Ayrıca "kim daha çok hatırlanmıştır" çok kötü bir karşılaştırma olmuş, beğenmedim. Elinde kimin daha çok bilindiğine dair ciddi bir çalışma olmadan kendi çevrende gördüklerini söyleyerek yorumda bulunman oldukça tartışmalı sonuçlar verir, doğru olmaz.
Kastettiğim kimin hatırlandığı değildi. Hangisinin uzun vadede insanlığın ilerlemesine daha çok katkısının olduğuydu. Karşılaştırmayı beğenmediysen senin fikrindir tabi saygı duyarım :)


300 spartalı sizin kafanızı bulandırmış anlaşılan. Peki bilimsel olarak pek bir varlık gösteremesede tarihe damgasını vurmuştur Sparta.

Salamis Deniz Savaşıyla,koca pers donanmasını yakmıştır.Yunan Devletler Topluluğu dense de Perslerin durdurulmasında asıl zafer Sparta'nındır.

İskender'in savaşıpta alamadığı yegane şehirdir Sparta aynı zamanda.Bir şehir devleti olarak iki büyük imp.geçit vermemiş ve birini büyük bir hezimete uğratmıştır.Ve Atina bir perslerin,bir iskenderin eline geçerken sparta o dönem tarihine damgasını vurmuştur.


Termopil savaşlarını o film çıkmadan çok önce biliyordum :) O olayları Steven Pressfield'in "Ateş geçitleri" kitabında okumuştum 2001 yılında:)


Aslında beni temelde rahatsız eden şey Türklerin diğer uluslar tarafından hep "barbar", "tek vasfı savaşçılık olan, elinden başka bir şey gelmeyen", "vurup kırmaktan başka bir şey bilmeyen" bir millet olarak bilinmesi. Bizim de kendimizi böyle tanımlamamız beni üzüyor.

Örneğin öldükten sonra insanların benimle ilgili "ryuk dövüş sanatlarını çok iyi bilirdi. Herkesi döverdi. Hepimiz ondan çok korkardık ve kimsenin gücü ona yetmezdi"  diye düşünmesini istemem. Yaptığım iyi ve üretken davranışlarla hatırlanmak isterim. Tarihimizin ve atalarımızın da böyle hatırlanmasını istiyorum.

Önceden söylemiş olduğum gibi. Tarihte savaşmamış millet yoktur. Ama biz sadece savaşmaktan daha fazlasını yapmıştık.

Başlığı iyice tartışma ortamına mı çevirdim bilmiyorum.Eğer öyle olduysa özür dilerim.

Alıntı yaptığım üyelere de görüşlerini güzel bir şekilde belirttikleri ve beni eleştirirken de bu özelliklerini kaybetmedikleri için teşekkür ediyor ve saygı duyuyorum.
Fikirlerim için ölmeyi göze alamam çünkü yanılıyor olabilirim - Bertrand Russel

İyi bir fikir üretmek için, pek çok fikir bilmek gerekir:

* Yeni başlayanlar için FRP

* Fantastik edebiyata yeni başlayanlar ve bu türde ilerlemek isteyenler için

* Kılıçlar ve diğer eskiçağ silahları hakkında

* Dark Sun


* Distopya Korkuları

Daha fazlası için: Index

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #50 : 08 Ocak 2012, 01:20:13 »
Aslında beni temelde rahatsız eden şey Türklerin diğer uluslar tarafından hep "barbar", "tek vasfı savaşçılık olan, elinden başka bir şey gelmeyen", "vurup kırmaktan başka bir şey bilmeyen" bir millet olarak bilinmesi. Bizim de kendimizi böyle tanımlamamız beni üzüyor.

Örneğin öldükten sonra insanların benimle ilgili "ryuk dövüş sanatlarını çok iyi bilirdi. Herkesi döverdi. Hepimiz ondan çok korkardık ve kimsenin gücü ona yetmezdi"  diye düşünmesini istemem. Yaptığım iyi ve üretken davranışlarla hatırlanmak isterim. Tarihimizin ve atalarımızın da böyle hatırlanmasını istiyorum.

Önceden söylemiş olduğum gibi. Tarihte savaşmamış millet yoktur. Ama biz sadece savaşmaktan daha fazlasını yapmıştık.

Aslında daha fazla yapmadık. Türkler olarak Avrupalılarla en yakın olduğumuz Osmanlı dönemlerinde, toprak genişletmek ve kılıç savurmaktan başka bir şey yapmadık. Hun İmparatorlukları döneminde bir Atilla olsun, Osmanlı zamanında bir Fatih Sultan Mehmet olsun, Kanuni olsun, batılıların gözünde hep savaşçı ve işgalci liderler olarak kalmıştır. Kötü bir şey diye demiyorum, ama gerçek bu.

"Gavurlar" bilimle, sanatla uğraşırken Osmanlıda resim yapmak yasaktı. Burada Avrupalıları övmüyorum, ama Osmanlıyı da övmüyorum. Sanat anlayışı sadece dinle ilgiliydi, camiler, ilahiler, şiirler. Aslında biraz bakınca o zaman yapılan her şey dinle ilgiliydi. Bu da topraklar genişlerken, düşünce ve fikirlerin daralmasına sebep oldu.

Ve şimdiye bakarsak, gerek sanatta olsun, gerek bilimde olsun, ortalamanın altında bir milletiz. Peki bunu kime borçluyuz, tabiki de atalarımıza. Ama hepsine değil.

Neyse, elimde olmadan tartışmaya ben de girdim. Keşke hep böyle kavga etmeden ve çirkefleşmeden tartışabilsek. Ama maalesef savaşçı bir milletiz. ^^

Filme de unutmadan yorum yapayım:

Fragmanı izledikten sonra resmen arafta kaldım. Bir yandan 'bir yerden başlamak lazım' diyorum ama başlangıç da böyle olacaksa bu tartışmalar daha çok devam eder.

Sinemaya gitmek için bir neden göremiyorum ama sadece fikrim olsun diye DVD'sini alabilirim. En azından çabalamışlar.
Planemo Syndrome

Çevrimdışı Finarfin

  • **
  • 102
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #51 : 08 Ocak 2012, 01:30:35 »
Kısa bir mesaj olacak fakat yazının bir bölümünü hatalı görüyorum.Sanat anlayışı sadece dinle ilgiliydi dediğin bölümde hatalısın.Ayrıca avrupalılar reform ve rönesans a kadar osmanlıdan daha bağnazdılar bunuda açıkca söyleyebiliriz.Başından beri sanki din dışı sanatla ilgililermiş gibi bir anlam çıkıyor mesajından bunuda hatalı görüyorum.Yalnızca düzeltmek istedim.Ayrıca ben belki ilerdeki yapımlara katkı sağlar diye sinemada gidilmesini öneriyorum bu filme.Tabiki yapımcıya sağlayacak asıl katkıyı fakat en azından bunu gören diğer yapımcılar senaristler yönetmenler bu işe girip daha objektif ve sağlam eserler çıkarırlar ortaya.

Edit:Katıldıgım yanları var yazının buda yanlış anlaşılmasın.

Çevrimdışı Elijah

  • ***
  • 627
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #52 : 08 Ocak 2012, 01:47:08 »
Kısa bir mesaj olacak fakat yazının bir bölümünü hatalı görüyorum.Sanat anlayışı sadece dinle ilgiliydi dediğin bölümde hatalısın.Ayrıca avrupalılar reform ve rönesans a kadar osmanlıdan daha bağnazdılar bunuda açıkca söyleyebiliriz.Başından beri sanki din dışı sanatla ilgililermiş gibi bir anlam çıkıyor mesajından bunuda hatalı görüyorum.Yalnızca düzeltmek istedim.Ayrıca ben belki ilerdeki yapımlara katkı sağlar diye sinemada gidilmesini öneriyorum bu filme.Tabiki yapımcıya sağlayacak asıl katkıyı fakat en azından bunu gören diğer yapımcılar senaristler yönetmenler bu işe girip daha objektif ve sağlam eserler çıkarırlar ortaya.

Benim bahsettiğim zaten Rönesans'dı. Rönesans geçip giderken Osmanlının öylece bakmasıydı bahsettiğim. Yoksa Avrupalıların dindeki bağnazlıklarıyla kimse boy ölçüşemezdi. Fakat değişen onlar oldu.

Edit: Lale Devri diyeceksen de, benim gözümde sadece 10 yıllık bir heves. Değişme değil, genişleme yok, aydınlanma yok.

Film konusuna gelince, durum ne olursa olsun Recep İvedik gibi bir filmin yapımcısına zerre kuruş vereceğimi sanmıyorum.

Planemo Syndrome

Çevrimdışı Finarfin

  • **
  • 102
  • Rom: 8
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #53 : 08 Ocak 2012, 01:59:32 »
Aslında bende aklımdan geçirmedim değil  :) Hayal kırıklıgına uğrar gibi oldum Faruk aksoy ismini duyunca.Fakat yinede gideceğim önyargılı davrandığım zaman vicdan azabı çekiyorum filmlere ayrıca ben konuya büyük oranda ilginin oldugunu göstermek içinde(en azından göstemeye katkı sağlamak) gideceğim filme  :)  Bu arada niye cennetin krallığı gibi objektif bir yapım değil tarzında konuşmalar geçiyor sürekli internette.Amerikan sineması böyle 100lerce film cıkarmıştır kaçıncısında yakalayabilmiştir Cennetin krallığındaki objektifliği.Burada anlatmak istediğim şey umarım anlaşılır olmuştur.Cennetin krallığı eşine zor rastlanacak bir yapım ben bırakın türk sinemasını dünya sinemasında benzerlerinin kolay kolay çıkacağını düşünmüyorum daha cok uzun zaman.(Şu anda varolan bir kaç istisna olabilir tabiki cennetin krallığıyla birlikte).

Çevrimdışı anduril

  • *
  • 47
  • Rom: 1
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #54 : 08 Ocak 2012, 10:27:25 »
Faruk Aksoy varsa, ben yokum.

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #55 : 30 Ocak 2012, 18:24:20 »
Ne tartışma dönmüş öyle. Ben de şu iğrençliği yapmazsam olmaz;

Spoiler: Göster
Filmin sonunda İstanbul fethediliyor.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı kusad

  • ***
  • 487
  • Rom: 5
  • Kendimi Kaybettim!Hükümsüzdür!
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #56 : 10 Şubat 2012, 19:08:26 »
Zannımca gidilmeye mahkum olunan filmdir.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #57 : 22 Şubat 2012, 23:24:42 »
Çok duygusal bir filmdi. Kendimden geçtim.
#rekt

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #58 : 08 Ekim 2012, 10:51:35 »
Filmi geçen izledim.

Fatih Sultan Mehmet tahta çıkış hikayesi açısından olsun, tutkularıyla ve kendini tamamen İstanbul'u feth etmeye odaklı yetiştirmesiyle olsun işlenecek çok zengin bir konudur. Daha bir çocukken tahta geçtiğinde babası isteğiyle tahtı bırakan ilk padişah olmuştur ve bunu fırsat bilip kendine saldıran düşmanları görünce tarihte de yerini alan. 'Eğer sen isen bu devletin padişahı ordularının başına geç, eğer ben isem padişah, sana emrediyorum ordularının başında savaş' demiştir. Şu cümleyi bile işlememiş bir Fetih filmi 1-0 yenik başladı zaten.

Fakat gel gelelim filmimiz bunun yerine Ulubatlı Hasan odaklı işlenmiş, madem öyle yaptık Venedik tarafına da uzun saçlı ona benzer birini koyalım savaş sahnesi niyetine onları çarpıştıralım gibi bariz bir hataya düşmüş. Fatih'in babası, oğlu ve hanımı filmde 1 dakika bile görünmezken Ulubatlı Hasan ve aşkını 1 saat boyunca izledik filmde. Bu kadar zengin bir konu ancak bu kadar sığ işlenebilirdi demek istiyorum.

Filmde iyi olan şeylerin başında savaş sahneleri vardı. İkili dövüş sahneleri güzeldi ve bol figüranlı dev bir yapım olduğu kendini hemen belli ediyordu. Kuşatma sahnesindeki efektler beklentilerimin üzerindeydi. Yine de sahne geçişleri o kadar berbat ve o kadar barizdi ki film ne heyecan yarattı ne de bir yere bağlandı. İstanbul'un feth olunduğunu bilmeyen için belki küçük bir heyecan kırıntısı yaratabilirdi film ama onu da bilmeyen yok sanırım :)

Dipnot: Fatih'i oynayan aktör, Fatih Sultan Mehmet karakterine hiç mi hiç uymamış be arkadaş...

Çevrimdışı sirdede

  • **
  • 111
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Fetih 1453
« Yanıtla #59 : 08 Ekim 2012, 11:29:29 »
Fenerbahçeli Moussa Sow'un sinemada tutkuyla izlediği film daha ne olsun??? elin yabancısı filmden anlıyor be arkadaş!..