Konu: Norward Sailsbury

[Jean Valjean]

Norward bir kedi kadar çevikçe ve hancı kadar suratsızca anahtarı kaptı. Uyumaya ihtiyacı vardı ve her geçen dakika kendisi için kıymetliydi.

Merdivenlerden yukarı çıkarken içinden bir his, yanlış yaptığını söylüyordu.

[Canina]

Uyandığında saat akşam vaktine geliyor. Güneş yeni doğduğunda kasabaya geldiğin için bütün günü uyuyarak geçirmiş oldun. Yataktan başını kaldırdığında odanın bir köşesinde ki tabureye yemek bırakıldığını görüyorsun. Yemekten hala duman çıkıyor.

[Jean Valjean]

Gerindikten sonra "Odaya sıcak servis ha?" cümlesiyle uyandı Norward. Bir çırpıda yatağının üzerinde yemeğini yedikten sonra eşyalarını toplayıp alt kata indi.

[Canina]

Alt katta gene barı temizleyen hancı dışında kimsenin olmadığını görüyorsun. Etrafa sessizlik hakim.

[Jean Valjean]

Hancıya selam verdikten sonra kapıya yöneldi, tam çıkacakken tezgaha döndü. "Borcum." diye uzattığı kesede yaklaşık 70 Çelik vardı. "Umarım tatmin olursun." dedikten sonra da handan çıktı.

Gözlerini kapatıp Paladine'a dua ederken yakında çapulculardan bir iz bulacağına emindi.

[Canina]

Handan çıktığında evine dönen kasabalıları görüyorsun. Bir kaç kişi seni fark ediyor ve ters bir şekilde bakıyor. Yer yer dört beş kişi toplandığını görüyorsun. Bu şekilde 3 tane grup var.

[Jean Valjean]

Norward kendisine en yakın olan gruba yaklaştı. "İyi akşamlar baylar, umarım her şey yolundadır?" diye bir soru yöneltti. Amacı, aralarından birinin çapulcular tarafından yağmalanıp yağmalanmadığını öğrenmekti.

[Canina]

Adamlar senin sesini duyduklarında irkiliyorlar. Seni tanıdıklarında ise içlerinden bir tanesine dönüyorlar, sakallı iri bir adam. Pek belirgin bir özelliği yok. Adam başıyla bir işaret veriyor ve adamlar tek kelime etmeden farklı yönlere dağılıyorlar. Bunu gören diğer gruplarda aynı şeyi yapıyor.

İşaret veren adam ise yavaşça arkasını dönüyor ve yürümeye başlıyor.

[Jean Valjean]

"Hey!" Norward sorusunun cevaplandırılmamasını bir saygısızlık olarak addetmişti. Bunu yapan da bir çapulcudan başkası olamazdı.

Lider gözüken adama doğru koşup onu yakalamaya çalıştı.

[Canina]

Adamın kolundan tutuyorsun. Kolunu silkerek kolayca kurtuluyor elinden. Gülümsüyor ve "Burada sizin için bir şey yok sayın şövalye. Sadece basit bir kasaba. Parlak zırhınızı alıp askercilik oynamaya devam etmenizi tavsiye ederim." diyor.

[Jean Valjean]

"Bunu arkanı dönmeden de söyleyebilirdin. Onurlu bir insan olmak her şeyden önce gelir." Solamniya Şövalyeleri'nin sembolü haline gelmiş uzun bıyıklarını düzeltti. Uzaklaşmalarını seyrederken öylece arkalarından baktı.

Daha sonra kervanların sık geçtiği yere doğru yavaşça ilerledi. En azından bugün bir yağmalamanın olmamasını istiyordu.

[Canina]

Kervanların saldırıldığı yer yarım günlük mesafede. Oraya vardığında akşam oluyor. İlk bakışta hiç bir şey yokmuş gibi görünse de biraz uzağa baktığında yol üzerinde hafifçe bir duman çıktığını görüyorsun.

[Jean Valjean]

Dumanın olduğu yere doğru giden Norward'ın aklında tek bir soru vardı; 'Acaba onlar mıydı?'

[Canina]

Dumanın olduğu yere gittiğinde yanmış bir araba ve bayıltılmış insanlar görüyorsun etrafında.

[Jean Valjean]

Şövalye kılıcını kınından çekip çıkartırken bu hareketi son defa yapıyor olabileceğini kestirebiliyordu. Ancak ölmeden önce yapması gereken işleri vardı; bunlardan ilki de çapulcuları öldürmekti.

Arabanın etrafındaki insanların henüz ölmediğini farkettiğinde kafasındaki soruları bir kenara itip kılıcını tekrar eski yerine soktu. En yakınındaki kişiye doğru yaklaşıp yaralarını tespit etmeye, varsa da iyileştirmeye çalıştı.