Kayıt Ol

BİZ - Yevgeni Zamyatin

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
BİZ - Yevgeni Zamyatin
« : 29 Ocak 2011, 18:28:03 »


Versus Kitap'tan çıkan kapak resmi

“Şimdiye kadar yazılmış en iyi bilim-kurgu roman, klasik bir karşı ütopya”
-Ursula K. Le Guin-


TekDevlet'in egemenliği altında sonsuz mutluluğu yaşayan halktan birinin, sistemin adamı olan D-503'ün günlüğündeyiz. 200-Yıl Savaşları'nın ardından geriye kalan dünya nüfusunun 0,2lik kısmının oluşturduğu bu TekDevlet, dünya üzerindeki "tek" ülke olarak içinde barındırdığı insanları mükemmelliği ulaştırmak için uğraşmaktadır. Matematiğin kesin sonuçları içerisinde çizilmiş sınırları ile bu ülkenin yeni hedefi,şaşmaz doğruluklarını diğer gezegenlerdeki farklı yaşamalara da ulaştırmak ve onları da TekDevlet'in bir parçası yapmaktır. Bunun için ise ENTEGRAL adında bir uzay gemisine ihtiyaçları vardır.

Kitabı ise D-503 adlı ENTEGRAL'in baş yapıcısının ağzından okuyoruz. Bu kitap onun günlüğü ve bizde uzak diyarlarda, ulaşılmayı bekleyen ilkel yaşam formlarıyız. Her şeyin saydamlığı ve mükemmeliğini öven D-503, bir gün hayatına giren I-330 ile birlikte "hastalanacaktır". Doktorlar onu "ruh çıkarma" hastalığına yakalanmış olarak bulacaktır. Toplumun temel düşünce yapısı olan "biz"den çıkarak giderek bireye yönelmeye başlayan ve ruhu yüzünden "ben" olmayı başaran D-503'ün, kişilik çalkantıları ve bedenindeki ruh ile bireyselleşmesinin sürecini yakından takip edeceğiz.

Burada her şey saydamdır. Evler, caddeler, kaldırımlar... Hepsi camdan. Ancak sistemin birbirinin bir eşi olarak çıkardığı insanlardan bazıları, "biz"i redderek "ben" olmayı seçiyor ve tüm saydamlık bireyselleşmenin altında kararıyor.

Distopyanın atası olduğu söylenen bu kitap, özellike 1984 ile ciddi benzerlikler içeriyor. Ama BİZ'in 1920 yılında yazıldığını unutmamak gerek.

Türü severlere şiddetle tavsiye edeceğim bir kitaptır BİZ.

Portaldaki tanıtımına buradan ulaşabilirsiniz.

Çevrimdışı ronin47

  • **
  • 358
  • Rom: 13
    • Profili Görüntüle
Biz
« Yanıtla #1 : 26 Ağustos 2011, 03:29:17 »
Biz, Yevgeny Zamyatin'nin 1920 yılında yazdığı disütopik bir romandır. Kitap türünün ilk örneği ve türün prototipi niteliğindedir. Aslına bakarsanız kitap sadece içeriği ile değil basım öyküsüyle de ilginçtir.

Çünkü Bolşevik Devrimi'nin hemen ardından yazılan eser, sistem karşıtı içeriği dolayısıyla Rusya'da yayımlanamazdı. Bunun üzerine bazı kopyaları yurt dışına çıkarılan kitap, 1924'de İngilizce olarak Amerika'da basıldı. Ardından kitap Çekce'ye, 1927'de ise bazı bölümleri, yazarın izni alınmaksızın, Rusça'ya çevrildi. Bunun üzerine büyük baskılar altında kalan Zamyatin, Stalin'e mektup yazarak ülkeden ayrılmak istediği belirtti. Bu isteği, Maxim Gorki'nin de araya girmesiyle kabul edildi ve ardından Paris'e gitti. 1937 yılında da burada vefat etti.

Kitabın bir diğer ilginç yanı ise zamanında Huxley ve Orwell arasında çıkan tartışmadır. Orwell, Huxley'in Cesur Yeni Dünya'yı yazarken Biz'den esinlendiği söylemektedir. Ancak Huxley bu durumu reddetmekte ve kendi kitabını yazarken Biz'i hiç duymadığını söylemektedir. Bu ne kadar doğrudur bilinmez ama Orwell'ın 1984'ü yazarken Biz'den etkilenmiş olduğu kesindir. Zira, Orwell'ın 1945'de, Biz'le ilgili bir makalesi Tribune'de yayımlanmıştır. Zaten 1984'de, 1949 yılında yayımlanmıştır.

Her neyse biz kitabımıza dönelim. Dediğim gibi, disütopik bir roman olan Biz, geleceğin dünyasındaki totaliter bir rejimi anlatır. 200 yıl süren savaşlar sonucunda insanoğlu tek bir şehre sıkışmış ve geri kalan her yeri kendi haline bırakmıştır. İşte bu şehirde TekDevlet ve Velinimet her şeyi kontrol etmektedir. Bireysel bilinç ise tamamen yok edilmiş ve toplum yaşayan bir organizmaya, hatta makineye dönüştürülmüştür. Bu bağlamda da, bireyin kendisini tanımladığı ilk unsurdan hemencecik kurtulunmuş ve insanlara isim olarak, A-234 gibi kodlar verilmeye başlanmıştır.

D-503, ise hikayemizin ana karakteri olarak, Entegral adı verilen büyük bir projenin başındadır. Bu proje sayesinde diğer gezegenlerle bağlantı kurulacak ve Entegral'in taşıdığı propaganda materyalleri sayesinde tüm evren TekDevlet otoritesi altında birleşecektir. İşte bizde hikayeyi D-503'ün Entegral'e koymak amacıyla kaleme aldığı günlüğünden okuyoruz...

1984'den sonra, benim en sevdiğim disütopik roman olan Biz, nedense ülkemizde pek bilinmiyor. 1984'ü, Cesur Yeni Dünya'yı, Fahrenheit 451'i vs. okumuş ve çok beğenmiş insanlar, artık araştırma ihtiyacı duymadıklarından mıdır; yoksa bu kitaplar kendilerini yeterince tatmin ettiğinden midir; bilmem ama, Biz'den bihaber olabiliyorlar. Tabi bunda bir süredir baskısının bulunmayışının da payı olabilir. Ama Versus Kitap 2010'da ikinci baskıya gitti. Umarım bu harikulade roman ülkemizde de hakkettiği ilgiyi görür...



Kurgu ile gerçek arasındaki tek fark, kurgunun mantıklı olmak zorunda olmasıdır.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ- Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #2 : 03 Şubat 2012, 19:58:24 »
Her şeyin tüm çıplaklığıyla göz önünde olduğu bir dünyada 'birey' anlayışı olmadan yaşayan insanları konu alan BİZ, hiç şüphesiz ki diğer distopyalardan bir özelliğiyle sıyrılıyor: Onların atası olmasıyla. Öyle ki eğer Cesur Yeni Dünya ve 1984 gibi ünlü distopik eserleri okuduysanız bu kitabın diğer yazarları nasıl etkilediğini rahatlıkla görebilirsiniz. Emsali olmadığı bir dönemde yazılmış olması bu anti-ütopyayı diğerlerinin içinde sivrilten en temel özelliği...

Tam da bu sebepten kitaptan beklentim diğerlerine oranla daha düşüktü okurken. Kendi türünün öncüsü olması, daha sonra yazılmış olan benzerlerinin yazılırken ellerinde bir örnek varken bu kitabın tamamıyla yeni bir şey başlattığı anlamına geliyor. Yani BİZ'de yazılan her şey sıfırdan oluşturulmuşken (elbette ki yazarın etkilendiği eserler vardır, kendi türü içinde konuşuyorum) daha sonra gelenler buradaki düşünce temelini örnek alma şansına sahipti. Buna rağmen BİZ'in, oluşturduğu türün kendisinden sonraki temsilcilerine taş çıkaracak kadar oturaklı olduğunu gördüm. Olay örgüsü, anlatımı ve elbetteki temel özelliği olan düşünce üzerine kurulu yapısı ile distopyanın babası olmayı rahatça kaldırabilecek kadar sağlam bir eser.

Kitaptaki sistem en çok ilgimi çeken kısım oldu. Tamamıyla saydam bir dünya, bireyin olmadığı, insanların bir makinenin parçaları konumunda yaşadığı bir sistem, dışarıya kapatılmış şehirler ve tekil anlayıştan yoksun insanlar. Hiçbir şeyin saklanmaya gerek duymadığı -gerek duyulsa bile saklanamadığı- bu dünyada insanların kendilerine ait isimleri dahi yok; sadece sayılar var. Kişiler birbirlerine birey olarak değil sayı olarak bakıyor ve hitap ediyorlar çünkü hiçbiri büyük bir topluluğun, BİZ'in bir parçası olmaktan öte bir öneme sahip değil. Ve biraz okuduktan sonra o evrende doğru olanın da bu olması gerektiğini baş karakterimiz olan D-503 ile birlikte biz de hissediyoruz. Ne var ki bir başka sayı[*]yani birey[/*] gelip D-503'ün aklına hiçbir sayının aklında olmaması gereken şeyleri soktuğunda işler çığırından çıkmaya başlıyor. Biz de böylece bir mekanizmanın parçaları görevlerini yapmayı keserse neler olacağını hep birlikte görüyoruz.

Kitaptaki toplumun sistematikliği gerçekten etkileyici. Her şeyin belli bir düzen içinde oluşu, insanların bu düzeni koşulsuz bir biçimde kabul ederek sahiplenişi ve aksatmayı düşünmeyerek hallerinden memnun oluşu, seçimlerin açık bir biçimde, sadece formalite icabı yapılışı gibi unsurlar ister istemez aklınızı başka yerlere kaydırıyor: Kendi dünyamıza. Tüm distopyalarda olduğu gibi düşündürüyor, sorgulatıyor, eleştiriyor ve okurunu çevresine bakması için dürtüklüyor.

Kitabın bir başka sevdiğim özelliği ise altı çizilesi cümlelerin bolluğuydu. Kitabın yazarı Yevgeni Zamyatin var olmayan bir dünyayı öyle güzel betimleme ve benzetmelerle anlatıyor ki bir anda her şeyi tüm çıplaklığıyla görebiliyorsunuz. Karakterin kendi güncesi olarak yazılmış olan kitap da o sistem içindeki bir bireyin düşünceleri aynı şekilde başarıyla yansıtıyor. Bununla ilgili örnek olarak kısa bir alıntı da koymak istiyorum;

Alıntı
Gözünüzün önüne bir kare getirin. Canlı, güzel, eşkenar bir dörtgen. Ve bu karenin size kendisinden söz ettiğini varsayın. Onun size söylemeyi akıl edeceği en son şey dört açısının eşit olduğudur. Bu onun için öyle doğal, öyle sıradan bir şeydir ki artık farkında bile değildir.

Yukarıda da belirttiğim gibi diğer büyük distopyaların kitaptan ne kadar çok etkilendiğini okurken net bir şekilde görebiliyoruz. Özgürlük/mutluluk çatışması en belirgin örneği bunun. Zaten 1984'e baktığımızda BİZ'den sadece esinlenmekle kalmayıp karakterlerini dahi benimsediğini görebiliyoruz. Aynı şey (bana kalırsa) Cesur Yeni Dünya için de bir miktar geçerli. En azından arkalarındaki felsefe ve düşüncelerin benzerliğini görmek için büyük bir birikime sahip olmak gerekmiyor.

Kitabı okumamış olanlar için de ufak bir eleştiri ve uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabın ön sözünü en son okuyun çünkü ön sözün içinde kitabın sonunda ne olduğunun söylenmesi gibi abez bir durum söz konusu. Böyle saçma bir hata nasıl yapılmış bilmiyorum ama kitap kurgu ağırlıklı olmasa dahi alınan zevki baltaladığı kesin. Ayrıca tesadüf eseri keşfettiğimiz ve son derece saçma olan bir durum daha var ki bu kitabın sonunu baştan bilmekten daha da acı. Kitabın orjinalinde I-330 olan karakter elimdeki baskıda E-330 olarak değiştirilmiş durumda. Ve bu karakter öyle arada görünüp kaybolan bir yan karakter de değil üstelik. Aynı şekilde ENTEGRAL adlı araç elimdeki baskıda İNTEGRAL olarak değişmişti. Bu farklılıklar kitabın kalan içeriğiyle ilgili de ister istemez şüphelenmesine sebep oluyor insanın. (elimdeki kitap Ayrıntı Yayınları - 3. Basım)

Son olarak yazarın eksiltili cümle kullanmadaki takıntısının da bazı yerlerde can sıktığını söyleyerek eleştirmek istiyorum. Böyle bir kitabı yazım olarak eleştirmek ne kadar doğru tartışılır ama benim çok gözüme battı, söylemek istedim.

Kısaca temel distopyalar arasındaki yerini sonuna kadar hak eden başarılı bir eser BİZ. Öncülüğü ve kendisinden sonra gelen distopyalara (özellikle de 1984) sağladıklarıyla ne olursa olsun 'atalığını' sonuna kadar hak ediyor.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ- Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #3 : 03 Şubat 2012, 20:35:40 »
Alıntı
Kitabı okumamış olanlar için de ufak bir eleştiri ve uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabın ön sözünü en son okuyun çünkü ön sözün içinde kitabın sonunda ne olduğunun söylenmesi gibi abez bir durum söz konusu. Böyle saçma bir hata nasıl yapılmış bilmiyorum ama kitap kurgu ağırlıklı olmasa dahi alınan zevki baltaladığı kesin. Ayrıca tesadüf eseri keşfettiğimiz ve son derece saçma olan bir durum daha var ki bu kitabın sonunu baştan bilmekten daha da acı. Kitabın orjinalinde I-330 olan karakter elimdeki baskıda E-330 olarak değiştirilmiş durumda. Ve bu karakter öyle arada görünüp kaybolan bir yan karakter de değil üstelik. Aynı şekilde ENTEGRAL adlı araç elimdeki baskıda İNTEGRAL olarak değişmişti. Bu farklılıklar kitabın kalan içeriğiyle ilgili de ister istemez şüphelenmesine sebep oluyor insanın. (elimdeki kitap Ayrıntı Yayınları - 3. Basım)

Ben Versus Yayınları'ndan çıkanını okumuştum ve hiç böyle sorunlarla karşılaşmadım. ENTEGRAL ve I-330 isimleri olması gerektiği gibiydi. Ayrıca, önsöz hiçbir şekilde kitabın sonuna dair bir şey demiyordu.

Bunu özellikle belirtme nedenim, söz konusu BİZ olunca çok övülen Ayrıntı Yayınları'nın, o eleştirdikleri ve beğenmedikleri Versus'un yanında böyle saçma hatalar yapmış olmasıdır. Ayrıntı Yayınları'na saygım büyük, ancak fuarda Versus baskısını kötülerlerken burada bahsi geçen hatalarının hiç farkında değillerdi herhalde. Kitaba karşı çok büyük ayıp etmişler.

Madem durum bu, kitabı okumak isteyen arkadaşlara ben Versus Yayınları'nın bastığı halini öneriyorum.

Çevrimdışı estarriol

  • **
  • 163
  • Rom: 10
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #4 : 11 Mart 2012, 00:24:42 »
Çok şey söylemek istemiştim başlığa tıklamadan evvel. Söylenmiş çoğu yine :D Teşekkürler bayanlar baylar sağolun. :) Şimdi filtreleyerek yazayım;

Baskıcı bir yönetim, bir ütopya oluşturma ülküsü ve işlerin fena halde ciddileşmesi gibi öğeler... Bunlar Distopya türünde yazılmış kitapların asgari müşterekleridir diye tahmin ediyorum.

"Biz" kitabında da var haliyle bunların tamamı ve daha fazlası. Peki diğerlerinden ayıran nedir onu? Nelerdir? Bunu bir arkadaş bana kitaptan bahsettiğinden beri merak ediyordum. 1984 ün, bu kitaptan hayli fazla etkilenmiş olduğu iddiası, kitabı okumak için yeterli bir sebepti ve buna inanmıştım, ama daha iyi olduğunu söyleyince hanımefendi, harbi merak etmeye başladım.

Bu açıdan bakınca ilk dikkatimi çeken Devletin farkındalığı yenme şekliydi. Çünkü her baskıcı devlet halkını uyanıklığından arındırmalıdır malum. Bunun için türlü çareler bulunmuş hem gerçekte, hem kurguda -hoş konu distopya olunca bu ikisi birbirine çok uzak değil.-. Ya Huxley 'nin "Soma"sı, Orwell'ın Zafer Cini[*]Victory-brand Gin[/*]' i, başka bir evrenin Prozium[*]Equilibrium[/*]' u gibi bir uyuşturucu lazım, ya da okumayı engellemek lazım Bradbury' nin dediği gibi. Ama Biz' e ters bunlar. Kitap okumak, yazmak bile nisbeten serbest aslında.

"Nasıl oluyor da koruyor peki devlet, tebanın düşünme ve görme potansiyeline karşı üstünlüğünü?" diye sorunca karşılaştığım cevabı ilginç buldum : Farkındalığı bir başka farkındalıkla yeniyordu TekDevlet.  TekDevlet, geçmişi inkar etmek yerine bir başka yorum getiriyordu ona. Kapitalizmi kötülemek yerine, parayı kötülemek gibi. Düşmanlarını, yani tarihi anlatırken yalan söylemiyorlar Big Brother gibi. Tarihi yalanlamaktansa onun putlaştırdığı kavramları sistematik bir biçimde aşağılamak yolunu tercih ediyorlardı. Ve geleceği düşlemek yerine "an"ı işliyorlar, bizzat oluşturuyorlardı "Sayı"lar. Bu da düşlemeye, düşünceye vurulmuş bir zincirdi. Umut yok, hayal yok, imrenmek yok. Sadece çalışmak. Benzerini Hitler' de ve Stalin' de de görürüz. Ben bu fikri Rus kafasına daha uygun buluyorum ne yalan söyleyeyim.

Çünkü Rus düşünce tarzına baktığımızda, bilhassa özel mülkiyete karşı çıkan tarafında, insani arzuların ve seçim hakkının ağır biçimde küçümsendiğini görüyoruz. Özel olmanın, deviasyonun, diğerlerinden başka sayılabilmenin pek bir anlam taşımadığını... Dünya' yı değiştirme gücünü eline aldığında Neo' nun ne yaptığına bir bakın, bir de Stalker[*]Andriy Tarkovski 'nin Aleks' i.[/*]' ın seçimine... Belki de bu yüzden Sosyalizm hiçbir ülkede Rusya' daki gibi bir ihtişamla beden bulamamıştır. O yörenin ruhuna daha bir uygun sanki. Ayrıca Rusları içkiyle sarhoş etmek hayli maliyetli olurdu devlet açısından. :P Burayı uzatmayayım,

İkincisi de anlatılan devletin başkalığının yanında bir de anlatan zihnin başkalığıydı. Bir sayının dimağını soran bir akıla dönüştüren, maruz kaldığı etkilerin yoğunluğuydu şüphesiz. Ki burada KoyuBeyaz' ın bahsettiği o edebi yanın işlevi gözardı edilemez sanıyorum. Bir kere D-503 ün aşkının boyutlarının bu kadar başarılı yansıtılabilmiş olması hakikaten kitabı benzersiz yapmış. Düşünün ki bir distopya nın ortasına uyanıyorsunuz ve yazar size bir "Sayı" nın bir sisteme, bir düşünce ağına,  ve bir kadına olan aşkını duyumsatırken Ezilenleri yahut Beyaz Geceleri okur gibi oluyorsunuz. Bunu sağlamak her babayiğidin harcı değil, malum.

Roman boyunca meydana gelen her olayı aşık bir adamın çarpılmış gerçekliğinden takip etmek, günce okunuyormuş havasını yaşatan biraz da budur derim.

1984 ten güzel mi diye merak etmiştim, evet güzelmiş. Haklıymışsın Hanımefendi :).

Son olarak kafama takılan bir soru : Sadece burada ve ayrıyeten gördüğüm bir iki kişide mi bu böyle yoksa distopya denen türe ilgide genel bir artış mı var ? Merak ettim doğrusu.

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #5 : 10 Temmuz 2012, 13:48:13 »
Merak ettim nasıl bir kitap. En kısa zamanda alacağım :D

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
“BİZ” Rusça Aslından Çevirisiyle Geliyor!
« Yanıtla #6 : 10 Temmuz 2012, 16:38:39 »

Bugün dünyada Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Cesur Yeni Dünya ya da Le Guin’in kült eserlerinden bahsediyorsak şüphesiz ki bunun temelinde yatan isim Yevgeni Zamyatin’dir. O öyle bir usta ki çağımızın distopya türünün öncüsü olduğu gibi, ardılları olan nice ustaca saygıyla anılmaktadır. Hatta öyle ki George Orwell’ın Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ünde Zamyatin’in BİZ’inden ciddi esintiler yer alır ki Orwell da bunu inkar etmez.

İlk defa 1920 yılında, Rusyada yazılan eser o dönemin komünist rejmi yüzünden basılmad ve yıllar sonra yazar sürgün edilirken kitap ilk kez İngilizce olarak basıldı belki ama sonuçta aslı Rusçaydı. Ayrıntı ve Versus Yayınları tarafından İngilizce çevirisinden tercüme edilerek dilimize kazandırılmış BİZ ilk defa asıl dilinden çevrilerek raflara geliyor!

İthaki Yayınları bununla birlikte kitaba Zamyatin’in hazırladığı önsözünü de iliştiriyor.

Distopyalar hangi yılda yazılırsa yazılsın şüphesiz ki gerçekliğini dünyanın her çağında koruyabilen, eşi bulunmaz eserlerdir. Zamyatin’in BİZ’i de Türkiye’de bir kez daha soluk almak için karanlık bir kapıyı aralıyor.

Fatma Arıkan ile Serdar Arıkan’ın çevirdiği ve Sabri Gürses’in editörlüğünü üstlendiği kitabın tanıtım ve künye bilgileri için buraya tıklayabilirsiniz.

Çevrimdışı estarriol

  • **
  • 163
  • Rom: 10
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #7 : 14 Temmuz 2012, 08:50:04 »
Bu gün İthaki'nin gönderdiği tanıtım mailinde bu habere ilişkin bir gelişmeye rastladım. Özgün dilinden tercüme edilmiş yeni "Biz", raflardaki yerini almış efendim. *-*

Alıntı
Rusça aslından çevirisiyle Türkçede ilk kez: Bütün bir yirminci yüzyıl edebiyatını etkileyen, Aldoux Huxley, Ayn Rand, George Orwell, Kurt Vonnegut, Ursula K. Le Guin için açık esin kaynağı olan BİZ, ilk kez özgün dilden çevirisiyle okurların karşısında.

Şeklinde de etkileyici bir giriş yapmışlar yeni basım için. Bunca büyük yazar üzerinde böyle bir etki bırakabilmiş olmak ne sıra dışı bir başarıdır, bir an bunu düşünmeden edemedim. Ayrıca yeni kapağa da beklediğimden çabuk ısındım.

Spoiler: Göster

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #8 : 14 Temmuz 2012, 10:46:37 »
İyi de zaten tüm bu söylediklerin haberde geçtiği gibi kitabın künye bilgilerinde aynen yer alıyor? Kapak da yine bir üstteki mesajın linkinde duruyor. Zaten var olan bir şey. Kaldı ki linkteki yayınevinden alınmış yüksek çözünürlüklü halidir.

Çevrimdışı estarriol

  • **
  • 163
  • Rom: 10
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #9 : 14 Temmuz 2012, 12:17:02 »
Aa. Ben linke tıklamaya üşenmesem fark edecekmişim bak. Yayınlanmadan önce, kitabın geleceğine dair bir haber olduğu izlenimine kapılmıştım ben başlıktaki "...Aslından Çevirisiyle Geliyor" ibaresi yüzünden. Oluşan önyargı mesajı anlamamı engellemiş olmalı.

Neyse. Bu bana ders olsun. :)

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #10 : 27 Temmuz 2012, 16:17:08 »
Peki siz bu eserin Versus yayınlarından çıkan halini mi yoksa orjinal metninden çevrilen ve İthaki tarafından yayınlanan halini mi okumayı önerirsiniz? Neden?

Edit: Versus yayınlarından çıkan hali ile okudum ve harika. Cidden etkisinde bırakıyor.

Çevrimdışı Berre

  • ****
  • 1340
  • Rom: 34
  • Güle güle fermuar!
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #11 : 11 Eylül 2012, 15:25:35 »
Biz romanı hakkındaki düşüncelerimi bir benzetmeyle açıklayabilirim sanırım.

Upuzun zinciriyle bağlanmış bir köpeğin kendini özgür zannetmesi gibi bu kitap. Son sayfalarına kadar siz de zinciri unutuyor ve gerçekten özgür olunabileceğine inanıyorsunuz. Fakat Yevgeni Zamyatin zincirin sınırlarını hepimize hatırlatmakta kararlı. Özgürlüklerimizin, boynumuza bağlı olan zincirin uzunluğu kadar olduğunu yüzümüze çarparak bitiriyor kitabı. Sanırım kitabı güzel yapan şey de bu oluyor.

Yalnız yazarın dili yüzünden zorlandığımı itiraf edeyim. Eleştirmek haddim değil belki fakat özellikle de ilk sayfalarında cümleleri birkaç kez okuyarak ilerledim. o.O

Çevrimdışı TheSpell

  • ***
  • 826
  • Rom: 16
  • Dovie'andi se tovya sagain.
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #12 : 11 Eylül 2012, 15:48:13 »
Ben neden "harika" deyip geçmişim yahu? Şöyle kısa bir yorum da ben yazayım.

Bu türün okuduğum ilk romanıydı. Bu türün dediğim kara dörtleme ve Ray amcanın falan diğer kitapları.

Türe başlamak için ideal diyemeyeceğim. Berre'nin de dediği gibi, ağırdı biraz. Ancak çoğunluk "George Orwell ve Aldoux Haxley'in ilham kaynağıdır BİZ" dediği için, gerek BİZ kitabından özendikleri yerleri, gerekse diğer şeyleri anlamak için ilk olarak bunu okumuştum.

İnsanı olduğu yere kilitleyen, bitirene kadar bıraktırmamaya çalışan bir kitaptı. Zamyatin o kısıtlı özgürlüğü, ya da nasıl diyeyim, köleliği öyle güzel anlatmış ki, aklınız almıyor.

Bölümlerin çok uzun olmaması da iyi olmuş. Hem okuyucuyu sıkmıyor, hem de tam "Aha, heyecanlı oluyor iyice" derken bölüm bitiyor, yenisini hevesle okuyorsunuz.

Okumayanlara okuyun derim, çok şey kaçırıyor olursunuz okumazsanız.

Çevrimdışı

  • *
  • 11
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #13 : 30 Aralık 2012, 03:44:31 »
Notos Edebiyat'ın bu sayısında varlığından haberdar oldum bu kitabın, burada yazılan yorumlar da alıp okuma isteğimi körükledi açıkçası ama esas okuma isteğimi körükleyen neden yazarın öz yaşam öyküsü oldu. "1884 rusya-lebedyan dogumlu olup st. petersburg politeknik enstitusunde gemi muhendisi olmak hayali ile egitim gorurken bol$evik partisine katildi. 1905'te petersburg sovyetinde savasa katilmisken yakalanarak $apalernaya hapishanesine atildi. bol$evikler adina sava$tigi halde garip bir tesaduf eseri bol$evikler tarafindan uyumsuz goru$leri oldugu nedeni ile ayni hapishane de, ayni koridorda fakat tek ki$ilik bir hucreye konuldu iki kez de surgune yollandi..

subat devrimi sirasinda yeniden memleketine dondu ve o siralarda ba$layan ate$li edebiyat tarti$malarina katildi. bu sirada iki yazar arkada$i ile birlikte serapion karde$ler adini verdikleri edebiyat grubunu kurdu.
neyse..

1929 yilinda kendisi hakkindaki ele$tirilerin iyice yogunla$nasi uzerine rus yazarlar birliginden istifa etti. akabinde yazdigi herhangi bir yazi ya da oyunun ne yayinlanmasina ne de sahnelenmesine izin veriliyordu.. bunun uzerine 1931 yilinda maksim gorki'nin de araya girmesi ile stalin'e asil bir mektup gonderdi ve ulkeden ayrilmak icin izin istedi. kisa sure icinde aldigi yanitla birlikte parise gitmesine izin verildi fakat cok sefil ve yalniz bir hayat onu bekliyordu.
orada da asi goru$leri nedeni ile sscb aleyhtarlari tarafindan tecrit edildi ve 1937de kalp krizi gecirerek vefat etti." (ekşi sözlük'te talentless jerk isimli yazardan alıntıdır) Bunu okuyunca özellikle de Bolşevik olduğu için hapse atılması ve Ekim Devrimi'nden sonra Bolşevikler tarafından da hapse atılmış olması çok merak uyandırıcı bir durum.
"Ustaların kılınç yapmak için saatlerce ve günlerce dövdükleri demir neden serttir, bilir misin? O, insanoğluna hemen boyun eğmez, çünkü onların, kendisiyle işleyecekleri suçları bilir. Bu yüzden de ortak olacağı günahların bedelini ateşte dövülürken peşinen öder. Zalimlerin kolları kendi erişilmez isteklerine göre çok kısadır.Tutkularının büyüklüğü onları böylece sakat kıldığından, bizim kılınç dediğimiz koltuk değneğini kullanırlar. İcad ettiğin silah işte onların tutkularını büyütecek ve zulümlerini arttıracak. Sen onların kollarını uzattın. Oysa kılınçlar yeterince uzun değil miydi?" İhsan Oktay Anar- Kitab-ül Hiyel'den

Çevrimdışı Denaro Forbin

  • *****
  • 2114
  • Rom: 54
    • Profili Görüntüle
    • Bilimkurgu Kulübü
Ynt: BİZ - Yevgeni Zamyatin
« Yanıtla #14 : 16 Mayıs 2013, 03:17:57 »
Distopya denince Türkiye'de ilk akla gelen kitaplar; Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, Cesur Yeni Dünya, Fahrenheit 451, Hayvan Çiftliği vs. Peki tüm bu kitaplar henüz yazılmamışken, türün ilk örneği, Distopya'nın atası niteliğindeki Biz neden geri planda kalıyor? Mantıklı bir açıklama yapabilmek mümkün değil.

Kara Dörtleme olarak tabir ettiğimiz listeden bir tek Fahrenheit 451'i okumuştum ve geçenlerde Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'e de start vermek üzereydim ki, neden en başta türün ilk örneği Biz'i okumadım diye sordum kendime. Sonra bıraktım elimden Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü ve gittim Biz'i aldım. Bin Dokuz Seksen Dört ve Cesur Yeni Dünya'yı Biz'i okuduktan sonra okumaya karar verdim. Bu sayede Biz'den sonra yazılmış olan bu romanların aralarında ne gibi benzerlikler olduğunu daha iyi kavrama şansını yakalayacaktım.

Nitekim okudum Biz'i. Ne de güzel düşünmüşüm! Kara Dörtleme'nin kalan 2 kitabını da ilerleyen günlerde okumak niyetindeyim. Ama önce Biz hakkında bir şeyler söyleyelim.

Biz, şahsım adına bugüne dek okuduğum tüm kitaplar içerisinde rahat ilk 5'imi zorlayacak denli etkileyici. Hiç beklemiyordum aslında bu denli sarsıcı bir eser.

Birey olmayı unutmuş, sistemin kölesi olmuş insanlar. İsimleri dahi yok. Numaralarla adlandırılıyorlar.

Ve biz de D-503 adlı karakterin ağzından öğreniyoruz tüm yaşananları. Aynı zamanda Entegral adındaki bir projenin de 'denek'i konumundadır D-503, amaç diğer gezegenlerdeki canlıları da Tek Devlet egemenliği altına almak.

Betimlenen dünyadaki her şeyin saydam oluşu bana çok garip geldi açıkçası ve korkunç! İnsanların en doğal haklarından biri olan seks bile izinle yapılıyor. Gidip bir süreliğine perdeleri kapama belgesi alıyorsun. Bir başka deyişle seks yapma belgesi. Ne kadar ilginç değil mi?

Numaralı her bir kişinin genel adı ise "Biz". Bazı şeylerin farkına varıp uyanan D-503'ün BİZ'likten çıkarak BEN olma yolculuğu. Çalkantılı aşk yaşamını da günlüklerinde gözler önüne seriyor D-503. Kendi içinde yaşadığı çatışmalar çok güzel yansıtılmış.

Kısaca harikulade bir eser Biz. Okumayanlar daha fazla zaman kaybetmesinler bence. Ve önerim orjinal çeviriden yani İthaki'den okumanız yönünde. Gerçekten çok iyiydi çeviri. Emek harcanmış. Numaralar da kalın puntoyla yazılmış gibi gibi. Bu kitabın Türkiye'de daha çok bilinmesi açısından Can Yayınları'ndan çıkmış olmasını isterdim elbette. Çok satsın, çok okunsun isterdim.

Ve evet, bol bol altı çizilesi cümleler mevcuttu kitabın içerisinde. İşte onlardan yalnızca 3'ü ;

"İnsanı suçtan arındırmanın tek yolu onu özgürlükten arındırmaktır."

"Bilgi de neymiş! Bilgi dediğin sizin korkaklığınızdır. Doğru olan nedir ki? Siz sonsuzluğu bir duvarla sınırlamaya çalışıyorsunuz. Evet! Gözleriniz kapalı olarak bakınız. Evet!"

"İnsan son sayfasına kadar ne olacağı bilinmeyen bir roman gibidir. Başka türlü olsaydı okunmaya değmezdi..."