Eğer dizinin 6. bölümünü izlemediyseniz bu haberimiz sizin için spoiler dolu olacaktır.
Beşinci Sezon’un son yayınlanan bölümü herkesi birbirine düşürmüş gibi görünüyor. Çünkü 6. bölüm “Unbowed, Unbent, Unbroken” ile birlikte hem Hugo ödüllü bir yazar hem de geek dünyasının önemli sitelerinden biri diziye olan desteğini geri çekti.
Hadi şimdi detaylara bakalım.
Bahsettiğimiz bölüm, aslında yapımcıların son zamanlarda sıkça “Sansa’yı daha çok öne çıkarmak istiyoruz, ona daha çok rol vermek istiyoruz” demelerinin bir yansıması. Ama bazı mecralar bunun çok yanlış yapıldığı yönünde hemfikir.
Sansa’nın son bölümde uğradığı tecavüzle birlikte, geek dünyasının en büyük web sitelerinden biri olan TheMarySue bundan böyle Game Of Thrones haberi yapmayacaklarını uzun bir basın bildirisiyle duyurdu.
TheMarySue sitesinden haberdar olmayabilirsiniz, ancak sosyal medyadaki takipçi sayılarına bakarak bile ne kadar büyük bir mecra olduğunu kendi gözlerinizle görebilirsiniz. Peki onların sitemi tam olarak ne? Site tarafından yapılan resmi açıklamaya göre “tecavüzün bir kurgu unsuru” olarak kullanılmasına ve hele hele kitaplarda bile yokken yapımcıların tercihiyle eklenmesine karşı çıkıyorlar. Yapımcı David Benioff ile Dan Weiss’a, ellerinde olan senaryoya çok daha başka şeyler ekleyebilecekken tercihlerini tecavüzden yana yaptıkları için tepkililer. Ama tepkilerinin nedeni (yine açıklamalarına göre) sadece bu bölüm değil.
6. bölüm ekip için bardağı taşıran son damla olmuş. 4. sezonun “Breaker of Chains” bölümüne kadar dayanıyormuş aslında nedenleri. Açıklamalar yeterli gelmediyse bunu bir de onların ağzından dinlemek isteyebilirsiniz. Ne de olsa biz bir özet sunuyoruz. Ekibin nedenlerini en ince detayına kadar anlattıkları açıklamanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Yapımcıların sıkıştıklarında tecavüz kartını oynamaları ve bunu kare kare ekrana taşımaları konusunda tek tepki bu ekipten de gelmiyor. Son zamanlarda adından sıkça söz ettiren ve Throne of the Crescent Moon adlı kitabıyla Hugo ve Locus ödüllerini kucaklaya Saladin Ahmed (kitapları İngilizcedir), dizinin bu bölümünü yadırgayan bir usta yazar olarak lafını sakınmamış. Attığı tweette Mad Max: Fury Road’u örnek gösteriyor usta yazar ve diyor ki,
Note: FURY ROAD is an R-rated movie w/ a sexual slaver villain yet Miller & co. didn't feel the need to include a rape scene. #GameOfThrones
— Saladin Ahmed (@saladinahmed) May 18, 2015
Not: FURY ROAD seksüel köle taciri bir kötü adamla çekilmiş, yetişkinlere yönelik bir filmdi. Buna rağmen Miller ve arkadaşları bir tecavüz sahnesi koyma gereği duymamışlar. #GameOfThrones
Hem Ahmed’e hem de TheMarySue’ya pek çok destek var. Hatta yaşanan bu olayın üstüne CNN televizyonu TheMarySue’nun editörü Jill Pantozzi’yi kanala davet ederek bu konuyu canlı yayında tartışmaya açtı.
Ancak bu tepkileri saçma ve anlamsız bulanlar da azımsanacak boyutlarda değil. Karşı görüşlü olan grup, bunca zamandır bu dizide pek çok kötü şeye tanık olmuşken şimdi mi rahatsız edici bulunduğunu tartışıyor.
TheMarySue ekibi bundan böyle Game Of Thrones haberi yapmayarak diziyi boykot ediyor ve bu siteden bağımsız kişilerinse artık diziyi takip etmeyeceklerine dair tweetleri sosyal medyada dolanıyor.
Son eleştiriyse (TheMarySue ekibi kadar sert olmasa da), dünyanın fantastik ve bilimkurgu alanındaki önde gelen eserlerini basan Tor Books’un geek sitesi, Tor.com’dan geldi. Son bölümü değerlendirdikleri yazılarında, Sansa’yı öne çıkartıp ona daha çok rol biçmek isteyen, onu daha güçlü şekilde ortaya koymayı amaçladığı bilinen yapımcılara bir eleştiri var. Eleştirilerinde,
Biliyorum, Sansa evliliğini plana göre yürütebilmek için bir cinsel ilişkiyle tamamlamalı, ama o zaman neden ona üstünlük hakkı vermiyorsunuz? Bırakın kontrol biraz onda olsun.
sözlerine yer verdiler. Ayrıca yapımcılar tarafından aldatılmış hissettiklerini de sözlerine eklemişler. Yine yazının tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Tüm bunlar olurken George R. R. Martin’e de mail yağmış ve o da en sonunda baskılara dayanamayarak bir cevap vermiş durumda. Not A Blog adlı resmi internet sayfasında yaptığı açıklamayı şu sözleriyle özetleyebiliriz:
Scarlett O’Hara’nın kaç çocuğu vardı? Romanlarda üç. Filmde bir. Gerçekte hayatta hiç; o kurgusal bir karakter, hiç varolmadı. Şov şovdur, kitaplar da kitap; aynı hikayenin iki farklı anlatımıdırlar.
Yapımcılar içinse şunları söylüyor:
David, Dan ve HBO ellerinden gelen en iyi televizyon şovunu yapmaya çalışıyorlar.
Ve ben de burada elimden gelen en iyi romanları yazmaya çalışıyorum.
Ve evet, gittikçe farklılaşıyorlar. Ormanın karanlığında yol ikiye ayrılıyor, sanırım… Ama hepimizin varmaya niyetli olduğu son aynı yer.
Bu sürede hem okurların hem de izleyicilerin yolculuktan keyif almalarını istiyoruz. Ya da yolculuklardan demeliyim. Bazen kelebekler ejderhaların içinde yetişir.
Martin’in açıklamasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz. Peki bu sırada siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?