Injustice #3 – İkinci Yıl, Birinci Cilt | Tanıtım

injustice-3

Not: Serinin önceki ciltlerini okumayanlar için spoiler içermektedir.

Superman’in önderliğinde tam tamına 2 yıl geçti ve dünya artık tanrılaşma sürecini tamamlamak üzere olan kahramanların kontrolünde. Batman ve ona destek veren herkes adeta terörist ilan edilmiş durumda. Superman’in bir diktatör olarak yükselmeye başladığı şu dönemde halk arasındaki fanatik taraftarları da sokaklara dökülmeye başladı bile.

Tüm bunlara rağmen asıl ipler ne zaman koptu, biliyor musunuz? Bir önceki cildi okuduğunuzu varsayıyor ve söylüyorum: Lex’in o insanları süperlere dönüştüren ilacıyla.

İkinci Yıl’ın bu ilk cildi, okuru kahramanlık temasının en derinlerinde yatan bir gerçeğe bakmaya zorluyor. Kafamızı tutuyor ve onu kaçırmamıza fırsat vermeden, ensemizden sıkıca kavrayarak tam oraya baktırıyor. Soruyor bize, sıradan insanlara süper güçler verirsen ne olur? Superman tam olarak bunu yapmaya başlıyor ve onun polisleri sokaklarda yeni süper güçleriyle her tür muhalifliğe şiddetle karşı durmaya başladı. Lantern’ların bilge konseyi Superman’e bizzat bir ziyarette bulunup onu uyardı. Ama durun, Hal Jordan’ın bilgeler konseyine söylediği söz çok düşündürücü. Çünkü diyor ki, “Siz de sıradan insanlara süper güçler vermiyor musunuz?” Sahi, vermiyorlar mı?

Batman, Alfred’in Superman’e akıllardan kolay kolay çıkmayacak şekilde haddini bildirişinden sonra uzun bir dinlenme sürecine girmiş durumda. Şu anda nerede olduğunu varın siz görün. Alfred’in onu oraya nasıl getirdiğiyse tam olmasa da, biraz muallak diyelim.

Öte yandan, Jim Gordon sahnede! Jim, hem Batman’in hem de Oracle’ın kimliğini uzun zamandır bildiğini öfkeli biçimde ilan ediyor ve ipleri eline almak için öne çıkıyor. Bu kısım bir okur olarak beni ayrıca mutlu etti, çünkü Gordon gibi bir adamın hem kızının hem de Batman’in kimliğini bunca olaydan sonra anlayamamış olması hiç mantıklı değildi.

Süperlerin iki cephesinde de işler daha da kötüleşiyor ey okurlar. Superman, süper askerler/polisler yaratarak halkı kendi çizgisinde, kendi doğrusunda tutmak için sınırı aşmaya başladı. Daha kötüsü ne, biliyor musunuz? Sinestro, haksızlığa uğramış, yanlış anlaşılmış eski özenilen kahraman moduyla Superman’in yanında yer almaya geldi ve Lantern Corps da sonunda birbirine girdi. Bir yanda dünyaya müdahale edilmesinin gerektiğini hükmetmiş bilgeler, diğer yanda dünyadan seçilmiş Green Lantern’ların onlara bu gücü verenlere karşı gelişi. Sinestro ise perde arkasında, henüz tam açığa çıkmamış hain planlar peşinde.

injustice-green-lantern

Soruyorum size, sıradan insanlara büyük güçler vermek akıl kârı mı? Bunca yıldır, bunca sayıdır, kurgu bilgelerin ya da üstün güçlerin ölümlülere biçtiği roller, verdiği güçler mantıklı mıydı? Nasıl emin oldular tüm bu kahramanların yoldan çıkmayacağına? Ama çıktılar, değil mi? Hepsi bir noktada çizgiyi aştı.

Bilinen kahramanların çağın anarşisti olup otoritelere baş kaldırdığı bu ciltte, çizgi roman dünyasının iyi çocuklarının tiranlıklarının resmileşmesini izliyoruz. Bir yanda aklımızda deli sorular, diğer yandan Lantern Corps’un dahi birbirine girmesi ve tüm bunların ucunda Guy Gardner. İlginç, değil mi?

Gordon gibi kanun adamları diktatörlüğe karşı sokaklara dökülüyor. Batman halen hasta yatağında ve bu defa Shazam’ın tüm bu olanlarla ilgili ciddi şüpheleri var. Peki ya Sinestro? Tüm uyarılara rağmen Superman’in onunla olan tehlikeli yakınlaşması nereye varacak?

Korkulan olmaya başladı. Superman’in yeni dünya düzeni işini bitirmek üzere ve bu gidişle dünyayı da aşıp evrene yayılmaya başlayacak. Peki bu gidişata kim dur diyebilecek? Bu sorunun henüz bir cevabı yok. Bekleyip göreceğiz…