Tarihçilerden Kurtuluş Savaşı Konulu Çizgi-Roman: Uçak Gemisi

ucak-gemisi-ust

Ünlü tarihçi Mehmet Perinçek ve Alper Pala, Kurtuluş Savaşı’nı konu alan bir çizgi-romana imza attı.

“Dünyanın ilk çizgi-senaryosu” olarak lanse edilen Uçak Gemisi: Büyük Taarruz’un Meçhul Denizcileri adlı eser, Kurtuluş Savaşı’nı okurlara “resimli öykü ve senaryo” biçiminde aktarma hedefi güdüyor.

Eserin arka kapak yazısı ise hepimizin çok yakından tanıdığı bir isim, Profesör Doktor İlber Ortaylı tarafından kaleme alınmış:

ucak-gemisiUçak Gemisi, Mütareke döneminin ve İstiklâl Savaşı’nın resimli öykü ve senaryo biçiminde nakledilişidir. Her yaştan insana hitap ediyor ve okunması yararlı olacaktır. İstiklâl Savaşı, bizim için çok önemli. Çünkü Birinci Cihan Harbi’nden sonra gelen umumî çöküntü ve galip devletleri bile saran moral bozukluğu havasında ne olursa olsun bir memleketin, bir milletin devletlerinin bekasını sağlamak için giriştikleri savaştır. Dolayısıyla da bizim için Birinci Cihan Savaşı, 1923 Temmuzu’nda Lozan Barışı’yla bitmiştir.

İstiklâl Savaşı sırasında Türkiye Meclis hükümetinin tek bir müttefiki vardı: Sovyet Rusya. İhtiyacımız olan cephane, silah ve mühimmat buradan geldi. Tabii her şeyin oradan temini mümkün değildi. Bu nedenle gayet zor mekanizmalar, destekler ve vergilerle dışarıdan da uçak almak zorunda kalmıştık. Bu dönemde denizcilik de çok önem kazandı birdenbire. Çünkü devraldığımız donanma yaralı bir haldeydi. Zaten donanma, Birinci Cihan Harbi’ne de çok zor şartlarda girmişti. Uçak Gemisi’nde bu bahriyenin, Türk deniz kuvvetlerinin İstiklâl Savaşı sırasındaki macerasını görüyoruz.

Bu ilginç bir donanmadır. Takadan kruvazöre kadar hepsi aynı zorluklarla boğuşmuş ve hepsi aynı derecede rol oynamıştır. Ayrıca hepsinin arkasında büyük bir fedakârlık ve savaşçılık yatmaktadır. Bunun öyküsünü Uçak Gemisi’nde okumak sürükleyici olacaktır. Benim de beğendiğim epizodlarla tarihin az bilinen yanları öğrenilebilecektir.

Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıkan 160 sayfalık kitabın senaryosu Mehmet Perinçek ve Alper Pala’ya, çizimleri ise Yıldırım Örer’e ait.