Kayıt Ol

Goddamn Geists - Andrew & Marde

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Goddamn Geists - Andrew & Marde
« : 08 Ekim 2011, 21:39:23 »
Kanın hafifçe sokağa yayılırken, daha önce hissetmediğin gibi hissediyorsun her şeyi. Kulağına çalınan sesler, yanlış zamanda yanlış yerde olmanın ne kadar ironik ve hayatın boyunca yaptığın hataların ne kadar rahatsız edici olduğunu hatırlatırcasına yükseliyorlar. Gözünün önündeki sokak lambaları, ölümünle dalga geçer gibi gözünü alıyor.

Yağmur hafif hafif çiselerken rahatlayacağını sanıyorsun, son acı bunlar hissettiğin sanıyorsun. Öyle olmuyor. Gözünün ucuyla bir şey görüyorsun. Bir adam. Adamın takım elbisesi çürümüş ve parçalanmış. Lacivert giysileri onun ne olduğunu anlatmaya yetmiyor sana.

Adamın gözlerini, yüzünü göremiyorsun.

Adam ağzını açıyor, konuşmaya başlıyor. Söylediği şeylerini anlamıyorsun ama kelimeleri tanıdık geliyor sana. Bir anlaşma yapmak istiyor. Gülümsüyor.
#rekt

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #1 : 08 Ekim 2011, 22:04:39 »
Marde kalkmaya çalıştığında karnındaki acı ve bedenindeki soğukluk ona engel oluyor. Hissettiği tek şey korku. Bu adam da kim? diye düşünüyor. Bir an için hiç bir şey hissetmezken acı ona yine saplanıyor.

Acı.

Başka bir şey düşünemezken adamın teklifini anlıyor. Anlaşma Marde'ye ölümün eşiğinde sıcak ve canlı geliyor. Sağ elinin baş parmağını biraz havaya kaldırıp konuşmaya çalışıyor;

"Şartları okuyabilir miyim?"
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #2 : 08 Ekim 2011, 22:21:03 »
Kabul etmezsen ölüyorsun, büyük karanlığa balıklama atlıyorsun. Kabul edersen birlikte devam ediyoruz. İstemezsen, bu uzatmaları anında bitirebilirim. Aşağıda seni bekleyen Kerberoi'ler olduğuna eminim çocuk.
#rekt

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #3 : 08 Ekim 2011, 22:26:52 »
Duydukları konusunda korkması gerekirken ölümden daha kötü bir şey olamayacağını düşünüyor.

"Eh, Kabul edilebilir. Ne-nereyi imzalıyorum?"
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #4 : 08 Ekim 2011, 22:29:46 »
Gözünü açtığında kendini bir ambulansta buluyor Marde. İçeride şok olmuş gözlerle bakan bir kaç kişi var. Birisi elinde defibrilatör ile kalakalmış durumda, ne diyeceğini bilmiyor.

"Ne? Nasıl?"
#rekt

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Prologue - Andrew Pernicion
« Yanıtla #5 : 09 Ekim 2011, 02:30:53 »
Gözlerin kararıyor yavaş. Ölümün o soğuk ve ıslak duygusu seni rahatlatmaktan çok uzakta. Siyah, petrolden yapılmış gibi gözüken denizi görüp asla ona ulaşamıyorsun, ulaşsan bile su sen yaklaştıkça toprağa dönüşüyor. Bu sonsuz, bitmez çölde bir rüzgarın sesi Andrew'i uyandırıyor. Uçağının düştüğü çölde, yüzünün büyük bir kısmı yanmışa benzeyen, derisiz bir varlık ona bakıyor.

Tekrar yaşamak ister misin? Tekrar bedenine dönmek?
#rekt

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #6 : 09 Ekim 2011, 02:38:57 »
Varlığın tiksindirici görüntüsü karşısında ister istemez irkiliyor Andrew. "Bu lanet olası şey de neyin nesi böyle?" diye dolaşıyor bulanık zihninde kelimeler. Bir an için kendisinin de aynı hazin sonla karşılaştığını, hayatının geri kalanını çöllerde gezen yanmış bir yaratık olarak geçirdiğini hayal ediyor.

Sonra o soru geliyor. Tekrar yaşamak ister misin? Tekrar bedenine dönmek?

"Evet. Lanet olsun, evet!"
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #7 : 09 Ekim 2011, 02:41:15 »
"Hey dostum uyan!" Adamın kalın genizden gelen sesi can sıkıcıydı. "Hey!"

Andrew bir tırın içinde, bıyıklı ve uzun kol kıllarına sahip bir adamın yanında açtı gözlerini. İçerisi kötü kokuyordu, ancak en azından hava nemliydi. Buraya nasıl geldiği hakkında hiç bir fikri yoktu.

"Ölü gibi uyuyordun, Port More'ye gitmek istemiştin değil mi? Geldik." Eliyle ön camından, karanlık şehri gösterdi. Hava çoktan kararmıştı.
#rekt

Çevrimdışı Marius

  • ****
  • 1109
  • Rom: 31
  • poor misguided fool
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #8 : 09 Ekim 2011, 10:04:19 »
Marde daha fazla şaşıramazdı. Şaşkınlıkla kendisine bakan insanlara hızlıca bakıp "Neredeyim ben?" diye soruyor. Şaşkınlık biraz olsun geçip diğer duyularını serbest bıraktığında hareket halindeki araçtan ve içeridikilerden anlıyorki bir ambulansta.

"Ölmemişim! Yaşıyorum!"

Diye bağırarak defibrilatör'ü tutan adamı kucaklamaya çalışıyor. Ardından lacivert giysili adamı hatırlıyor ve kalbi sıkışıyor.
After I count down, three rounds, in hell I'll be in good company.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Marde Vitaly
« Yanıtla #9 : 09 Ekim 2011, 14:06:20 »
"Ee, bizimle hastaneye kadar gelmeniz lazım efendim lütfen yatın." diyor bir kadın garip bir ses tonuyla. Bu ses tonu şaşkınlık gibi, ama içinde daha fazlası var sanki.

#rekt

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #10 : 09 Ekim 2011, 14:17:57 »
"N-Ne?" dedi Andrew, uyku sersemi bir halde. Garip, uyuduğunu hatırlamıyordu... Gayri ihtiyari olarak dudaklarını yaladı ve dilinin ıslaklığını hissedince şaşırdı. Artık canı su istemiyordu. Sahi ne ara gece olmuştu? Ve daha da önemlisi hangi cehennemdeydi?

Yanındaki şoföre onu sanki hayatında ilk kez görüyormuş gibi baktı. Aslına bakarsanız gerçekten de ilk defa görüyordu bu orangutandan bozma herifi. Sonra gözlerini yavaşça ön camdan dışarı çevirdi ve yaklaşmakta olan Port More denilen karanlık yere çevirdi.

"Sanırım öldüm ve cehennemdeyim." dedi yüksek sesle.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #11 : 09 Ekim 2011, 14:49:51 »
"Ne?" dedi adam. "Ahaha dostum, o yol kenarında öyle susuz duruyordun, seni bulduğum için şanslısın. Sahi, Nevada çölünün ortasında ne yapıyordun? Şu uzaylı deneyleriyle alakan yok değil mi?" Hafifçe güldü.
#rekt

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #12 : 09 Ekim 2011, 14:59:38 »
Çöl kelimesi Andy'nin aklında garip yankı yapıyor. Bir şeyler anımsar gibi oluyor ama ne olduğundan tam olarak emin olamıyor.

"Ben... hatırlayamıyorum. Buraya gelmeyi ben mi istedim gerçekten?" diye soruyor sonra da. "Çünkü bu şehrin adını daha önce duyduğumu hiç sanmıyorum. Neredeyiz?"
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Baal Adramelech

  • *****
  • 1837
  • Rom: 59
  • The Hermit
    • Profili Görüntüle
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #13 : 09 Ekim 2011, 15:20:12 »
"Doğu kıyısı. Connecticut." dedi adam hafif bir şekilde. "Port More'un yol üzerinde olduğunu söylediğimde sevinmiştin. Sanırım susuzluk fena bir şey ha?" Bir an düşündü. "Aa bu arada, unutman durumunda şu su şişesini sana göstermemi söylemiştin. Anahtar manahtar bir şeyler diyordun. Anahtar taşı mı öyle bir şey. Ne olduğunu bilmiyorum ama önemli gibiydi.

Camın önünde duran eski tip, deriyle kaplanmış bir matarayı gösterdi adam.
#rekt

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Andrew Pernicion
« Yanıtla #14 : 09 Ekim 2011, 15:59:45 »
"Sanırım..." diye mırıldandı Andy.

Connecticut... Doğu Kıyısı? Burada ters giden bir şeyler vardı kesinlikle. Elini ürkekçe uzatıp deri mataraya dokundu, eline alıp şöyle bir baktı. Bu lanet şeyi kesinlikle tanımıyordu, kendi matarası olmadığından da feci derecede emindi. Sahi onun ki neredeydi?

"Çölde..." diye belirdi yanıt zihninde, kendi kendine. Evet çöldeydi, uçağı düşmüştü. Tarihi eserleri geride bırakmıştı. Hepsini yavaş yavaş anımsıyordu ve bu onu korkutuyordu. Çünkü hatırladığı çok önemli bir şey daha vardı. O Sahra Çölü'nü geçiyordu, Neveda değil!

Korku ve panikle etrafına bakındı. Buraya nasıl gelmişti. Kamyon şoförüne sanki adam her an bir iblise dönüşüp üzerine atlayacakmış gibi ürkekçe bir bakış attı. Fakat adam gayet sakin bir şekilde direksiyon sallamakla ve yola odaklanmakla meşguldü.

Neden sonra adamın son cümleleri aklında yankılandı. Anahtar manahtar bir şeyler diyordun. Anahtar taşı mı öyle bir şey. Ne olduğunu bilmiyorum ama önemli gibiydi.

Mataranın kapağını açıp içine bakmaya karar verdi.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.