Öncelikle bu başlık benim için bir farkındalık oluşturdu. Teşekkür ederim. Nedeni mi?
Bugün üniversite sınavından çıktıktan sonra, "ülkemizdeki" üniversite sınavlarının zor olmadığına kanaat getirdim. Peki sıralama değişti mi? Hayır, çünkü herkes aynı sınava giriyor.
Cevabı buldum neden zor değil, zor sınavı başaracak insanların kolay sınava giren insanların anlayamacağına inandığı bir şeye, kendi görüşlerine göre anlanmayacak bir şekilde sitem edip tüm halkı kalkındırma çabasına(Ha ha) girip ya da girmiş gibi yapıp bu zeki insanların kendileriyle çelişip tek anladıkları iş olan ders çalışmaya dönüp önceden düşünülen şeyleri ezberleyip adını duyuramadan ölürken diğer insanları küçümsemesi için olabilirmiş.
Ya da zor sınavı kazanan insanların belli değere sahip bir şey üretemeden, buna çalışmayan ya da kolay sınava giren insanlarla bir gün öldüklerinde aynı değere sahip olacağını, hatta bu insanların daha erdemli olabilmeleri ihtimalinde daha değersiz olacaklarını son anda akıllarına sokmak için. Tabii kendileri bir Tesla değillerse. Ki Tesla'ya kişilik olarak da değersiz diyebilmemiz olası değil.
Aklıma bir Seneca alıntısı geldi, aklıma geldiği için sadece paylaşıyorum.
Sanatkar hamuru değiştiremez, yasa böyle.
Bugün üniversite sınavından çıktıktan sonra, Türkiye'deki üniversite sınavlarının neden bu denli kolay olduğunu düşünmeye başladım, ama bu düşünme eylemi çok sürmeden buradaki vasıflı[*]Müstehzi değil, korkutucu olan da bu.[/*] bir üye sayesinde gerçeği kavradım. Girişimciye, insanlar üzerinden para kazanıyor diyen insanların seviyesini tespit etmek için kapasite zorlayıcı sınavlara da gerek yokmuş, görünen o ki Stanford-Binet verilecek görevi kotarırmış.
Girişimciler neden insanlar üzerinden para kazanıyorlar? Basketbolcular neden topu sektirerek basketbol oynuyorlar?
Soru sormak sizin işiniz ama bir de ben sorayım. Rica ediyorum, üzerinize alının; fakat ben sadece ortaya konuşuyorum. Sizin gibi.
Ülkemin bu kadar yani Stanford'a giden değerli öğrencileri, zeki insanları var "diyelim." Aralarından kişilikleri bir Atatürk'ün çeyreği kadar biri çıkamıyor? En azından halkına boş yere laf sokmayacak kadar karakterli birisinden bahsediyorum. Bu insanlar kim olduklarını unutmuş insanlardır, başarılı bir insan olmaları düşünmeyi bildiklerini sanıp düşünmeyi unuttuklarını fark edemedikleri sürece söz konusu değildir.
Bu aklıma Aristophanes'in Eşekarıları oyununu getirdi. Yoksa bazıları da o türden bir halk yargıcı mı? Hayır, birazcık daha akıllıca olan ve bu asimilelikle daha tehlikeli hale gelen kişiler. Bu ırka değil, içinde yetiştiğiniz değerlere olan saygının unutulmasıdır ya da asimile olmayacak kadar akıllı olamayıp içten içe övündüğü en azından zeka kırıntılarını başkalarının öğütmesine izin vermektir. Asimile olmadılarsa daha kötü, içi kötü bir insanı Tanrı bile düzeltmez. Yaşamanın anlamı? Yiyip içip şikayet edip, şikayet edebilmek için kendini ayrı tutup uyumak olacaktır.
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin yegane temeli budur.
...
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketim dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
...
Bazı şeyleri hazmedebilecek(anlamak da girer) kadar değerli olmaya ihtiyaç duyarsınız, bilmeniz yetmez. Unutulmaya yüz tutmuş varlığınızı yücelttiğinizi sanarak yerin dibine sokmaya değil.
[spoiler]Not: Cevaplarımı kendim bulabildim, bakın biz de düşünebiliyormuşuz. Cevap beklemiyorum bu bağlamda.
Fakat, hiç düşünemeseydim,
Karşımdaki insanları benden on yıllar önce ölmüş birinin sözlerinin olduğu okuldaki kolay sınavla meslek edinmiş sevgili öğretmenimin dağıttığı devletin kullanmadığım okul kitabının ilk sayfalarında görürdüm. (Şu an görürdüm.) Dolaylı yoldan değersiz kıldığım, bedeli yüz yıl önce "İnsanlar ne için ölür?" sorusuna cevap verebilenlerce ödendiği için var olabilen kitaplara.
Nedensellik soruları sormayı öğrendi bir insan, alkışlayın.
Kendim üzerimden buluyorum her şeyi, kimsenin vicdanını sorgulamak gibi bir hadsizlik etmem tabii ki. Ben kimim ki? Çalışıp kolay sınava giren bir aptal. İyi akşamlar.