Kayıt Ol

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Slyffindor

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 11
31
Güncel / 6 Eylül 2oo8 Ermenistan-Türkiye Maçı
« : 06 Eylül 2008, 19:39:22 »
Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2010 yılında Güney Afrika'da düzenlenecek 19. Dünya Kupası Finalleri öncesi Avrupa elemeleri 5. Grup'taki ilk maçında Ermenistan deplasmanında...


35. dk  şu an berabere.Bu maçı Türkiye alsın, 14 ekim de mabedde( Şükrü Saracoğlu) yapılacak rövanşa Ermenistan  formamla gideceğim!

32
Müzik / Ynt: Depeche Mode
« : 27 Ağustos 2008, 14:41:28 »
Touring the angel 2005 afişlerini  kitaplığıma zamklamak suretiyle astığım , ama sonra sıkılıp çıkardığım..Enjoy The Silence '04 halini çok sevdiğim grup . Ayrıca söylemeside güzeldir , sesim gayet berbat ama olsun  çok güzel bunu söylemesi ;D Sağlam düet olur lağ bundan

33
Düşler Limanı / Bahar kokuları
« : 26 Ağustos 2008, 22:21:44 »
Yazı yayınlama konusunda çok çekingenim aslında. Oturup düzgün birşeyler yazamıyorum zaten , ama içimden geldiği için bunu paylaşmak istedim.
                                  -


Daha dün yüzüme yastık dayayıp boğmaya çalışıyordum kendimi. Şimdi ne değişti? Çok şey!
Bahar kokularını çekiyorum içime, derin derin… Her saniyesinden faydalanmaya çabalayarak.

Bu şehir kanımızı ememedi; o kadar sıkı sarılmıştık ki, benliğimden sıyrılmıştım o an. Kendimi senin kalıbında hissediyordum o bütün korkularımdan , endişelerimden , hayretlerimden sıyrılmış vaziyette. Ben, ben değildim artık sendim.

Kurak  çatlamış topraklarıma suydun, başımdan aşağı boşaldı o serinlik bir dolu misali. Diyarlarımda yeni umutlar yeşerdi. Gözlerimi kapadığım her an serap mıdır bilinmez suyu görüyordum; bana hayatı tekrar armağan eden suyu.

İklimimde seyahat etmeyi istedin, bende bu seyyahı misafir etmekten büyük haz duydum. İnsan misafirine bağlanır mı bir anda bu kadar?

Ciğerlerimi kaplayan duman, sen çare olur musun özlemime? İlaç sen misin yoksa hastalığın ta kendisi misin? Hayır bu defa boğulmayacağım ben bu dumanda, ciğerim nefessiz kalmayacak; bahar kokuları var artık! Özleme dayanabilecek kadar mutluluk depoladım yüreğime. Yetecek onlar biliyorum. Ve sen hain midir ilaç mıdır bilinmez duman, biliyor musun geçicisin, mutluluk ve özlem etkilerinin yansımasısın iliklerimde.

34
Düşler Limanı / Ynt: Üç Harfli Muazzam Duygu
« : 25 Ağustos 2008, 18:21:18 »
Kalp çarpar, kan hızlanır..Saksı çalışmaz belki o an ..Belki onla ilk yalnız kalabildiğin an , gerçekten kendin olduğunu hisettiğin an. Böyle işte, harika yazı eline sağlık diyeceğim ama daha ziyade kalbine sağlık çünkü bunu sana yazdıran kalbin.

35
Tartışma Platformu / Ynt: Türk Geleneğinde Fantastik Ögeler
« : 24 Ağustos 2008, 14:16:02 »
Kaf Dağı vardır evet,  Ala Geyik olayı mesela.. Sonra bizim Türklerin zaman kavramları da kültleşmiştir 40 gün 40 gece olayı vardır misal. Geceleri konuşan Guguklu Saatler..

Kurt meselesi:

Eski Türkçe'de Bozkurt'a, "Kök Böri" (veya "Börü") adı verilirdi. Buradaki "Böri" (ya da "Börü") sözcüğü "Kurt" anlamına gelirken, "Kök" de bugünkü "Gök" sözcüğünün eski söyleniş biçimidir. Fakat Kök (Gök) kelimesi mavi rengi tasvir
etmek veya gökyüzünden bahsetmek için değil, "Ulu" anlamında kullanılır. Mesela "Kök Tengri", "Ulu Tanrı" anlamına gelir.


Önemli 4 Türk destanı olan :Oğuz Destanı, Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı ve  Göç Destanı'nda ortak ve temel motif Bozkurt tur.


Oğuz Destanı'nda, seferleri sırasında Oğuz Kağan'a Bozkurt yol gösterip kılavuzluk yapmış, Oğuz Kağan'ın orduları bu sayede zaferler kazanmıştır.

Bozkurt Destanı'nda, ayakları ve kolları kesilip ölüme terk edilen bir oğlan çocuğunu dişi bir kurt iyileştirip beslemiş; düşman askerlerinin genci öldürmek istemesi üzerine de Altay Dağları'na kaçırıp kurtarmıştır. Aşına, Bozkurt'un
anısını unutmadığını göstermek için, çadırının önüne kurt başlı bir bayrak dikmiştir.

Ergenekon Destanı'nda ise, Bozkurt, demir dağı eritip çıkan Türkler'e yol göstermiştir. Ergenekon'dan çıktıktan sonra, Türklerin ilk hükümdarı Börte-Çine (Boz-Kurt) adını almıştır.

Göç Destanı'nda, ana yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Türkler'e, bir Bozkurt yol göstermiştir.

Bu destanlarda, Bozkurt'un şu nitelikleri ortaya çıkmaktadır:

Soyun devamını sağlamak.

Türkler'e kılavuzluk etmek.

Türkler'i felaketlerden kurtarmak.


Kurt, Türk efsanelerinde merkezi bir konumdadır. Gök Türk kağan sülalesi olan Aşına ailesinin atası bir dişi kurt idi. Gök Türk kağanları, atalarının anısına saygı olarak, otağlarının önüne altından kurt başlı bir tuğ dikerlerdi. Böylece kurt başlı sancak, Türkler'de kağanlık (hakanlık) alameti olmuştur. Ancak bu gelenek yalnızca Gök Türkler'e özgü olmayıp, kökeni Asya Hun Türkleri'ne ve Türkler'in eski atalarına değin gider. M.Ö.'ki Asya Hunları'nda ve hatta o çağlarda Batı Türkistan'da yaşayan U-sun (Wu-sun) Türkleri'nde, tıpkı bildiğimiz Bozkurt Destanı'nda olduğu gibi, kurttan türeme efsanesi ve dişi kurdun verdiği
süt ile beslenme inancı yaşıyordu. Aynı efsane Tabgaç Türkleri'nde de vardı; Tabgaç ülkesinde "kurt dağları", "kurt ırmakları" bulunmaktaydı. Uygur Türkleri'nin kökenlerine ilişkin bir efsane de onları kurda bağlıyordu (Uygur Kaganlığı, Gök Türk Kaganlığı'nı takiben kurulan bir Türk devleti olup, Kök-Türk Kaganlığı'nın devamıdır).


Kurt, eski Türk kültüründe "at" ile birlikte en önemli yeri tutan hayvandır. Türkler kendilerinin kurt soyundan indiklerine, seferlerde kendilerine kurdun yol gösterdiğine inanmışlardır. Türkler, güçlü ve saldırgan bir hayvan olan kurdu kendilerine simge olarak seçtikleri gibi, komşuları da onları kurttan türemiş saldırgan karakterli insanlar olarak tanımışlardır.

Gök Türkler'e göre dişi kurt "ulu ana", Uygur Türkleri'ne göre de erkek kurt "ulu ata"dır. Oğuz Kağan Destanı'nda, Oğuz'a her sefere çıkışında gök bir kurt öncülük eder. Çingizname'de Alanguva, gökten inen bir kurttan gebe kalır ve doğan çocuğun soyundan da Cengiz Han gelir.

Dede Korkut Öyküleri'nde kurt yüzünün mübarek olduğu belirtilir. Yine Dede Korkut Öyküleri'nden birinde Salur Kazan, kurtla haberleşir, kendisine yurdundan haber vermesini ister.

Etnoloji bilimine göre, kurt motifi Türkler için ''tipik''tir; yani, başka kavimlerde görülmeyen etnografik bir belirtidir. Eski Çin kaynaklarında bile Türk soyundan olan kavimler "Kurt'tan Türeyenler" olarak tanımlanırken, Türk soyundan olmayan kavimler "Kurt'tan Türeyenlerden Değildirler" biçiminde ayırdedilmiştir.

Türk destanlarında kurt yol gösteren, sıkıntılı anlarda yardıma yetişen bir varlıktır. Uygur Türkleri'nin Kutlu Dağ Destanı'nda kurt, ülkeye bolluk ve mutluluk getirdiğine inanılan kutlu bir kayanın Çinliler'e verilmesinden sonra, üzerine uğursuzluk çöken ülkenin açlığa mahkum olması üzerine kendilerine yeni bir yurt arayan Türkler'e kılavuzluk etmişti.

Batıda (11. yüzyılın sonu) Kuman Türkleri'nde yardımına başvurulduğuna ilişkin kayıtlar bulunan kurdun kılavuzluk işlevi, 2. yüzyılın ortalarına değin gitmektedir. 160-170 yılları arasında topraklarından ayrılmak zorunda kalan Tabgaç Türkleri'nin ataları (yani Hun Türkleri) bir Bozkurt'un önderliğinde yolsuz dağlardan aşabilmişlerdi.

En büyük ve en eski Türk destanı olan Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz Kağan, gün ışığının içinden çıkan bir Bozkurt'un öncülüğünde dünyayı fethetmiştir. Şimdiki Bulgaristan topraklarında bulunan Madara'daki kaya kabartmasında görkemli bir
atlı biçiminde gösterilen Kurum Han'ın yanındaki kurt tasviri de, Türk bozkurt geleneğinin taşa işlenmiş örneklerinden biridir. Kurt motifi, çobancılık ve besicilikle (Eski Türkler'in ekonomisi hayvan besiciliğine dayanır) olan sıkı ilgisinden ötürü bozkırlı ve doğrudan doğruya Türk'tür. Bundan dolayı, bugün dahi dünya Türkleri arasında söylenen masal ve halk öykülerinde hem ata, hem de kurtarıcı-kılavuz nitelikleri ile Bozkurt, bütün Türkler tarafından kutlu sayılmış ve Türklüğün milli simgesi olmuştur. Bozkurt, destanlarda Türk'ün yaşam ve savaş gücünü temsil eder.

Türkler kahramanlarını gök kurtlara benzetmiş, kağanlarının gövde yapılarına bile kurt çizgisini işlemişlerdir. Oğuz Kağan Destanı'nda Oğuz'un beli kurt beline benzetilir. Aynı destanda Oğuz Kağan, hükümdarlığını halka bildirdiğinde "Kök Böri bolsungıl uran" ("Gök Börü olsun savaş narası") demiştir. Yine Oğuz Destanı'nda, Türk ordularına gök tüylü, gök yeleli bir erkek kurt yol gösterir.

Kırgız Türkleri'nin büyük destanı Manas Destanı'nda kurt, bir düş yorumu olarak karşımıza çıkar. Destana göre Manas Han'ın karısı Kanıkey Hatun düşünde bir eğe görür ve eğeyi alıp saklar. Ertesi gün uyanınca ülkenin deneyimli yaşlı kişilerine düşünü anlatır. Yaşlı kişiler bu düşü duyunca sevinip Kanıkey Hatun'a şöyle derler: "Senin çocuğun, gök yeleli korkunç bir kurt gibi olacak..." Kırgız Türkleri, cins ve güzel atlara da ''Kök Böri'' (Gök Kurt, Boz Kurt) adını verirlerdi.

Bozkurtun tarihi seyride böyle ilerlemiştir. Fakat şu an Türkçülük sembolü olarak kullanılıyor orası ayrı.








36
Eğlence & Mizah / Ynt: İsminizin Vampirce Karşılığı..
« : 24 Ağustos 2008, 13:58:28 »
The Great Archives determine you to have gone by the identity:
Polly Hawk
Known in some parts of the world as:
Isis of The Thirsty
The Great Archives Record:
Lean, modern, and vicious: the Serial Killer of vampires!



Sevdim ben bunu , Polly güzel güzel .. Yalnız elfçeside hoştur benim adımın: Gilraen Helyanwë   :mlk

37
Liman Kütüphanesi / Ynt: Leonardo'nun Makineleri
« : 24 Ağustos 2008, 13:51:28 »
Da Vinci , o bir deha! " İnsanlı uçma" çabalarını gösterip lakin pek başaramamış olmasına karşın Havacılık tarihine damgasını vurmuş harika ressam , müzisyen herşey! Yapamadığı bir şey var mı onun?

38
Müzik / Zeki Müren
« : 23 Ağustos 2008, 16:42:38 »
Zeki Müren (d. 6 Aralık 1931, Bursa - ö. 24 Eylül 1996, İzmir), Türk Sanat Müziği sanatçısı, oyuncu.

Bursa'da başladığı orta öğrenimini İstanbul'da Boğaziçi Lisesi'nde tamamladı. İstanbul'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pekçok kez sergiledi.

Zeki Müren, Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usül dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken Agopos Efendi (sinema yönetmeni ve senaryo yazan Arşavir Alyanak'ın babası) ile udi Kirkor'dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserler meşk etti; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan yararlandı.

1950'de sınavla İstanbul radyosu'na girdi. İstanbul radyosunda 1951'de, canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bundan sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak okumaya başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. Alışılmış kalıpları zorlayan elbiseleri ve sahne davranışı ile halkın ilgisini sürekli olarak üstünde tutmayı başardı.

Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar'ın "Bir muhabbet kuşu" güfteli şarkısıdır. Müren 1955'te "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazandı.

Zeki Müren Türkiye'de en çok konser veren ses sanatçısıdır. Bir yılda yüz konser verdiği dönemler olmuştur. Kendisine 'sanat güneşi' ünvanı verilmiştir. Yabancı ülkelerde de birçok konser vermiştir.

1958 yılında yedek subay olarak İstanbul Ordu Temsil Bürosu'nda askerliğini yaptı.

İki yüz dolayında şarkı besteledi. On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısraıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi uzaklardasın gönül hicranla doldu" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir demet yasemen" (nihavend), "Gözlerinin içine başka hayal girmesin" (nihavend) güfteli şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur.Unutulmaz Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne almıştır.

Zeki Müren 1954'te Beklenen Şarkı adlı filmde sinema oyunculuğuna başladı. Büyük bir ticari başarı kazanan bu filmden sonra şarkılarının çoğunu kendisinin bestelediği on sekiz filmde daha oynadı. 1955'te de Arena Tiyatrosu'nca sahneye koyulan Çay ve Sempati adlı oyunda da baş roldeki oyuncuydu. Ayrıca 'Bıldırcın Yağmuru' isimli bir şiir kitabı da vardır.

Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı yüzünden 1980'den sonra sahne hayatından ve musikiden uzaklaştı. Bodrum'daki evine kapandı, münzevi bir hayat yaşadı. 24 Eylül 1996 Çarşamba günü, TRT İzmir Televizyonu'nda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Cenazesi görülmemiş bir halk kalabalığının katılmasıyla büyük bir törenle kaldırıldı. Mezarı, doğum yeri olan Bursa'da Emirsultan mezarlığındadır.

Vasiyetinde mirasının en büyük bölümünü Mehmetçik Vakfı'na bıraktı.





Küçüklükten beri annemden ötürü hep bir kulak aşinalığımın olduğu bu sanatçının sesinin verdiği huzurun yeni yeni farkına varmaya başladım. Hakkaten lan güzel söylüyo dinleyin ,dinleyin. Ha giyim tarzıdır saçıdır herkesin tepkisini alır ama biz sanatına bakıyoruz, böyle bir ses zor gelir bir daha (annem gibi konuşmuş bulundum)


39
Müzik / Ynt: 80's Hard'n Heavy
« : 23 Ağustos 2008, 16:35:23 »
Alıntı
(girls girls girlss  :D)

Güzelmiş ki o, sevdim ben onu=D

40
Oyunlar / Ynt: World of Warcraft (WoW)
« : 23 Ağustos 2008, 16:24:49 »
Hocam bunu öylesine attım Blood-Elf oynatmıyorum:D char çöplüğüne dönüyor sonra :D Horde«Undead«Warlock bir hesabım var benim Female

41
Oyunlar / Ynt: World of Warcraft (WoW)
« : 23 Ağustos 2008, 14:19:06 »
Buyrun:


42
Oyunlar / Ynt: Championship Manager
« : 23 Ağustos 2008, 14:11:47 »
Otur akşama kadar oyna, koltuğunun dönebilitesi olsun , arkanda yastık ,elinin altında vişne suyun olsun ..Evet bu.

43
Genel Kültür / Ynt: Nargilenin Tarihi
« : 23 Ağustos 2008, 13:51:44 »
Perşembe günü Karaköy'de kapiçüno süt içtim; 15 ödedim içime oturdu. Haram zıkkım olsun lan sana dükkan sahibi, güzel de değildi zaten.


Karaköy Çınaraltı Cafeyi boykot ediyorum! Sakın kimse gitmesin oraya, koltukları koltuk değil, nargilesi nargile değil, sahibi adam değil! Pis şerefsiz . Suikast dünzelicem lan evet evet.

44
Sinema / Ynt: Stardust (Yıldız Tozu) [2007 ]
« : 23 Ağustos 2008, 13:41:12 »
Yoruma gerek yok sanırım, izleyip etkilenmeyene taş kalpli derim. O sarı kızı ben oynamalıydım yau :P   
Kalbi kırık bir yıldız asla parlayamaz derin  söz.. Kurgu güzel , tebrike şayan.

45
Müzik / Ynt: Therion!*
« : 23 Ağustos 2008, 13:35:32 »
Therion iyidir, Gothic Kabbalah aşırı başarılıdır ortalığı yıkar felan falan filam..Evet evet son albümünü para kıyıp orijisini alın

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 11