Deadrillion Bölüm 1 / Tarihçe
Farklı Tanrıların hüküm sürdüğü paralel bir evrendeki Deadrillion adlı gezegende, on yedi yaşında bir genç olan Nad yarınki tarih sınavına çalışıyordu.
"...Evrende ‘Nötr Yasası’ olarak bilinen bir yasa vardır. Bu yasaya göre iyilik ve kötülük hep bir denge içindedir. Canlıların iyilik ve kötülükleri birbirlerini tamamlar nitelikte olmak zorundadır. Besin zinciri buna örnektir. Daha büyük olan daha küçük olanı yer. Tepenin en başında olan en kötü ise, en sonunda olan da en iyidir. Kısacası, listenin en başındaki ejderhalar ve listenin en sonundaki toprak, birbirini tamamlar niteliktedir. Toprak da bir canlıdır. Hiçbir şey yemeyen, canlıların son bulduğu tek noktadır. Evrenin Nötr Kuralı budur.
Tanrılar insanları yaratırken fazla özen göstermemişlerdi tarihin başlangıcında. Ama özen göstererek yarattıklarından da ayrı görmemişlerdi. İnsan ırkından daha güçlü, daha zeki, daha iyi ya da daha kötü pek çok canlı, insanların dünyasında, insanlarla birlikte yaşıyorlardı. Tanrılar tüm canlılara farklı özellikler verir ama bu özellikleri değerlendirmek canlının kendisine kalmıştır. İnsanı yaratırken bu kadar özensiz davranmaları, insanların aykırı bir ırk olmasına sebep açtı.
İnsanlar bu üstünlüğü değerlendirebilmişti. Azim, başarı ve zekaları onları tepeye taşıdı. Aslında tam olarak tepede oldukları söylenemez. En tepedeki canlılar, kendilerini gizlemeyi iyi başarıyorlar. Güçlü olmak zor iştir. Pek çok düşmana sahip olursunuz. Güçlü olanın gizlenme arzusu da bundan kaynaklanır.
Tanrılar insanları yaratırken onların bu kadar yükselebileceğini akıl edememişlerdi. Onların favori canlıları insanların gazabına karşı direnemeyince sinirlendiler, ama başlarda canlıların dünyasına karışmak da istemediler. Bu tutum, onların adaleti sağlamak için koydukları en güçlü kanunu, Nötr Kanunu’nu daha da bozdu. İyi ve kötü arasındaki denge, değişmeye başlıyordu.
İnsanlardaki hırs ve tutku, Tanrıların hüküm verme sihrini bastırıyordu. Besin zincirindeki denge bozulmaya yüz tuttu. Kötülük ve iyilik arasındaki denge sarsılınca, Tanrılar günün sonunda canlıların dünyasına karışmak zorunda kaldı. Tüm canlılara, insanlardaki hırs ve azim duygularını verdiler. Böylece canlıları yeniden birbirlerini destekler nitelikte yapacaklardı. Başaramadılar. Listenin en başında bulunan ejderhaların hırs ve azim duygularına sahip olması ile birlikte, Tanrıların bile baş edemeyeceği bir yıkım baş gösterdi.
Ejderhalar için insanlar, bir böcekten farksızdı. Ejderhaların sessiz tutumları, hırs duygularıyla yok oldu. Ama hepsi için değil tabi. Bu duyguyu kullanıp kullanmamak, ya da iyilik için veya kötülük için kullanmak, canlıların iradesine kalmıştır. Gerçi bu bile yıkımı engellemedi. Hırslarını kötüye kullanan bazıları, nefesleriyle yeryüzünü darmadağın ettiler.
Tanrılar Nötr yasasını yeniden sağlayabilmesi için, canlı olmayan bazı varlıkları canlıların dünyasına salmak zorunda kaldı. Nötr yasasına uymak zorunda olmayan varlıklar. Yani saf iyi ya da saf kötü olan varlıklar. Melekler ve iblisler.
Ejderhalar, ölümsüz olan meleklerin karşısında bir şey yapamadı. Dengeyi bozan ejderhalar, değişik büyü güçleri kullanılarak mühürlendi.
Tanrıların bozulmamasını istediği yasalardan bir diğeri de, ‘Tutku Yasası’dır. Bu yasaya göre, canlıların dünyasındaki hiçbir varlık Tanrıların dünyasına gidemezdi. Bu yasa yüzünden, gönderilen tüm iblis ve melekler yurtlarına geri dönemedi.
Yüzyıllar içinde dünyada yeniden Nötr Yasası sağlanabilmişti. Tek fark, iblis ve meleklerin büyü güçlerinin dünyada iyice yayılması sonucu, yeterince güçlü bazı canlıların bu yayılmış enerjiyi kullanabilir hale gelmesi oldu.
Su meleği Araf’ın büyü enerjisine kendini adapte edebilenlere su büyücüsü dendi. Ateş büyücüleri, ateş meleği Hordion’un büyü gücünü, toprak büyücüleri toprak meleği Sarza’nın büyü gücünü, hava büyücüleri hava meleği Futo’nun büyü gücünü, kara büyücüler iblis Gerar’ın büyü gücünü, aydınlık büyücüleri ise ışık meleği Jae’nin büyü gücünü kullanabiliyordu. Bu, sadece insanlar değil, pek çok canlının da kullanabileceği güçlerdi. İnsanların sadece %5’i büyücüydü. Mühürlenmemiş tüm ejderhalar ise her bir meleğin büyü gücüne kendini adapte etmişti.
Nötr yasası kusursuzdur. Ne kadar kötü varsa, o kadar da iyi vardır. Dünyada her şey ne mükemmeldir, ne de çok kötüdür. İblis Gerar karanlık tarafa canlıları çekmeye çalıştıkça, diğer melekler bunun tersini yapmaya çalışıyordu. İblis Gerar melekleri öldürüp kötülüğü daha çok yaymayı isteyebilirdi, eğer melekler ölümsüz olmasaydı. Meleklerin sayısı da bir anlam ifade etmiyordu. Onlar da Gerar’ı öldüremiyorlardı. Bir ölümsüzü hiçbir şey öldüremezdi. Kısacası, sayı olarak eşit değildiler, ama yine de eşittiler. İki melek üç iblis olsalardı, yine eşit olurlardı.
Beş melek ve bir iblis olması, canlıların altıda birini kötü, altıda beşini iyi yapmıyordu. Bunun sebebi, meleklerin büyü enerjisine sahip olanların gücünü kötüye kullanabilmesinin ya da Gerar’ın büyü gücüne sahip olanların gücünü iyiye kullanabilmesinin mümkün olabilmesidir. Uzun lafın kısası, kötü kalpli bir su büyücüsü ya da iyi kalpli bir kara büyücü olunabilir. Bu, canlının kendi iradesidir.
Büyü güçleri canlılar için farklı işliyordu. Canlının ruhsal gücü, büyü gücünü ne kadar şiddetli kullanabileceğini etkiler. Herkesin farklı bir ruhsal enerjisi vardır. Buz büyücüleri üzerinden örnek verelim. Bir buz dağı kaldırabilecek kadar güçlü bir büyücü ya da sadece minik bir buz öbeği oluşturabilecek derecede güçsüz bir büyücü görmek mümkündür. Sadece buz büyüleri yapabilen su büyücüleri görebilirsiniz. Ya da suyu her şekliyle kullanabilen büyücüler de görebilirsiniz. Hal böyle olunca, büyücülerin sınıflandırılışı da hayli genişlemiş oldu. Buz büyücüleri, çamur büyücüleri, buhar büyücüleri, mühürleme büyücüleri, kum büyücüleri, yıldırım büyücüleri ve saymanın imkanı olmayacak kadar pek çok diğer büyücü türü.
Ayrıca bir büyücü için büyü gücü, yaşam enerjisi demektir. Büyü gücü tükenenlerin sonu, ölümdür…"
Deadrillion tarihçesi
Bölüm VII, Sayfa 84 – 85
Bu benim ilk uzun soluklu hikaye denemem oluyor. O yüzden ağır başlılıkla amatör olduğumu kabul etmem gerekir. Yine de umarım hikaye güzel bir şekilde ilerleyebilir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.