Teşekkürler.

Aslında tekrarların farkındayım ama bu olay her şeyi gerçekmiş gibi göstermeye çalıştığım için oluyor. Yani gerçekten biri bana 3 yıl büyüttüğüm oğlumu alacağını söylese ne derim falan diye düşünüyorum. Ya da bu tuhaflıklar gerçek olsaydı insanlar ne tepkiler verirdi. Yani gördükleri şeyler karşısında kafaları karışıyor, hele yetişkinler artık hayal güçlerini kullanmadıkları için bu olayları kabul etmeyip sinirleniyorlar falan, en sonunda anlamak zorunda kalıyorlar. Fakat senin yaptığın yorumdan sonra bölümlere göz attım yine, gerçekten de biraz tekrara düşmüşüm. Artık ileriki bölümlerde olmaz umarım =) İsim olayına gelince benim hep kaygımdır, yani iki-üç bölüm o kişinin ismini kullanmayıp sonra kullanınca insanlar 'bu kimdi ya?' falan derler mi diye? O yüzden isimleri her bölüm kullanmaya çalışıyorum. Bu bölümde isim olayını azaltacağım.
Bu arada hikayenin sonunu biliyorum =). Fakat havaya kapılıp, senaryoya bir kaç tane ufak doğaçlama ekledim. Onlar da hikayenin gidişatına göre kendi sonlarını bulacaklar. Ama asıl olayını nasıl biteceği kafamda var, sadece 2. sezona taşımalı mıyım, taşımamalı mıyım? sorusu var kafamda. Onu da çok düşünmüyorum artık tek amacım güzel ve 'sonu olan' bir hikaye yazabilmek.