Efendim meşhur "arap sen içme b.kunu çıkarıyorsun" repliğinden mülhem, arada bir "arap sen karşılaştırma b.kunu çıkarıyorsun" diyesiniz gelmiyor mu? Benim geliyor.
Uzun uzadıya pop kültür - kültür endüstrisi - pazarlamanın her şeyin içini boşaltabilme yetisi üzerine yazmak mümkün ama gerek yok. Özetle diyelim ki, çoğu zaman has ve halis niyetlerle ortaya koyulan kültür - edebiyat ürünleri bir zaman sonra popüler kültür tarafından deyim yerindeyse sömürülmeye başlandığında ortaya bir de "karşılaştırma merakı" çıkıyor.
Tolkien vs George Martin? Dumbledore vs Gandalf? Flint vs Gimli? Bir yerlerde gözünüze çarpmıştır, belki siz de karşılaştırma yapmışsınızdır. Zira insan zihninin temel yönelimlerinden biridir kıyas, bunda bir sıkıntı yok. Ama söz gelimi elma ile parmak arası terlik karşılaştırılır mı? Masaüstü bilgisayar mı daha iyidir yoksa mayonez mi sorusunu sorar mıyız?
Bir edebiyat ürünü bir çok amaç için yazılabilir ve bir çok amaç için okunabilir. Yazar "kaçış edebiyatı" yapmıştır, alegoriyle bir şey anlatmaya çalışmıştır, vs vs. Okur da realiteden kaçmak istemiştir, hoş vakit geçirmek istiyordur, vs vs. Bunda bir sorun yok. Ancak popülerleşen ürünler, her ne kadar farklı boyut ya da düzlemlere ait olsalar da, bir alanda kesişiyorlar: Tüketim nesnesi. Ve sonuçta "ikisi de tüketilen birer nesne" olduğu için, elma vs traş köpüğü karşılaştırmaları ortaya çıkıyor. Karşılaştırma merakı biraz bu...
Karşılaştırma ahlakı ise, önemli olan nokta, burada. İnsan mutlaka neyin "daha iyi" ya da "daha kötü" olduğuna karar vermek isteyecektir, esasında "mantık"ın, "algı"nın vs. temelinde bir karşılaştırma vardır ancak konuyu dağıtmak için felsefeye ya da Chomsky'nin evrensel gramer kuramına girmeyeceğim. Sadece, karşılaştırma merakını peşinen "kötü" ya da "yanlış" bulmuyorum, fakat aslolan, karşılaştırma ahlakını edindikten sonra karşılaştırma yapmaktır diyeyim.
Misalen, karşılaştırma yaparken, "yazar"a kulak vermeniz gerekir, sizin şahsi görüşünüze göre yorumladığınız noktalara ya da çıkarımlarınıza göre yazarı sorumlu tutup karşılaştırma yapmak ya da yargıya varmak yanlıştır, zira ne diyor Faruk Nafiz? "Bunlar sizin duygunuz, sizin düşüncenizdir." Neyzen Tevfik ne diyor? "Mecnun'dan duyup da rivayet etme."
Ya da, hangi eserlerin, karakterlerin ya da yazarların karşılaştırılabilir, hangilerinin karşılaştırılsa da sonuç getirmez olduğuna karar vermek bir birikim-tanıma işidir bana göre. Söz gelimi ikisi de radyo programı diye Kahramanın Yol Türküsü ve Kuzgundan Dinlediğim karşılaştırılamaz, zira farklı formattalar, Hazal güzel bir program yapıyor ben gevezelik ediyorum. Ama Songulyabani'nin Yeri ve Kuzgundan Dinlediğim karşılaştırılabilir, zira Berk de tarihi konulara değiniyor, ben de değiniyorum elimden geldiğince. "Berk Bahadır'dan daha iyi bir tarihçi", bu açıdan, kabul edilebilir bir karşılaştırmadır, ama "Hazal'ın sesi Bahadır'dan daha güzel" demek absürttür, sesim güzel olsa şarkıcı olurdum zaten değil mi?

Esasında çok önemli bir mesele değil. Ama benim için fantastik edebiyat çok ciddi bir mesele; ne boş zaman meşgalesi, ne realiteden kaçış aracı, benim için fantastik edebiyat insanı keşiftir. Ve böyle ciddiye aldığım bir meselede internette, sağda solda sayfalarca "Dumbledore Gandalf'ı döver" ya da sanırım Hıncal Uluç'un yaptığı LotR vs Hobbit karşılaştırmaları gibi örneklerle karşılaşınca budaklı meşe odunuyla dalasım geliyor. Bok döver Gandalf en büyük bi kere.

Fantastik Edebiyat Okuru Tipi başlığını da biraz bu yüzden açmıştım. Okumak güzeldir, ve hiç bir şekilde okuma eylemini "nesnesine göre" aşağılamam, (bugün Twilight okuyan genç kızlar belki yarın Dragonlance okuyacaklar, Kara Kule okuyacaklar, LotR'a geçiş yapacaklar. Dün pop-rock dinleyenin bugün söz gelimi blues dinlemeye başlaması gibi.) bugün "yüzeysel" okuyan, okuya okuya derinleşecektir zira bu iş bir birikim işidir, ancak meselenin "sunum" hali, daha doğrusu "tüketiliş" hali buna izin verir bir yapıda olmadığı için maalesef "yığın"la okuyucu, "bir avuç" okurumuz var. Ve LotR vs Asoiaf karşılaştırmasınnda "biri film biri dizi bi kere!" diyen gençlerle karşılaşıyoruz. Yapmasınlar döverim.