Ben bu kitaba çok büyük beklentiler ile başlamıştım , goodreads üzerinden 4.70 puan almış , nerede karşıma çıksa övgü ile bahsediliyor. Hayatımdaki en güzel kitaplardan birisini okumayı bekliyordum. Final bölümüne gelene kadar niye bu kadar övülmüş diye düşünüp durdum , ne zaman ki final bölümüne geldim anladım. Finalde ki her bölüm bittiğinde kalkıp bir sigara yakmaya başladım. Ne kadar doyurucu , hayran bırakıcı bir sondu.
Hele Cosmere kısmı , kitapta açık açık Cosmere'dan bahsedilince şöyle zınk diye kaldım. Diğer hiç bir kitabında açık açık adı geçmiyor çünkü. yafeshan bir kaç kere yazmış ama ben de yazayım. Warbreaker bence de okunmalı , biraz araştırma yaptım ve ben de bu karara verdim. Serinin ikinci kitabı öncesi pdf olarak edinip okuyacağım kesinlikle.
Benim bu yorumu yapmam ne kadar doğru olur bilmiyorum , bu sene başladım fantastik edebiyat okumaya. Sizce de Brandon Sanderson'un Cosmere ile yaptığı iş mükemmel ötesi değil mi ? Harika ötesi bir tecrübe yaşamıyor muyuz şu an ? Yani farklı seriler ile bu kadar kaliteli bir iş çıkarmasını geçtim , bunların hepsini aynı evrene sokması ve birbirleri arasında ufak ipuçları bırakarak güzel bir köprü kurmuş olması çok güzel değil mi ? Eğer Cosmere evreni için ayrı bir seri veya kitap düşünmüyorsa bence bu serinin sonunda cosmere evreni'nin sırlarına sahip olacağız.
Bununla birlikte Kralların Yolu'na dönecek olursam benim kitapta en çok gaza geldiğim , tüylerimin diken diken olduğu kısım şuydu ;
Açıkgözler yaşamı umursamıyor, demişti Lirin. O yüzden de ben umursamak zorundayım. O yüzden biz umursamak zorundayız.
O yüzden de sen umursamak zorundasın...
Ölümden önce yaşam.
Çok sık başarısız oldum. Yere devrildim ve ayaklar altında ezildim.
Zayıflıktan önce güç.
Bu arkadaşlarımı götürdüğüm şey ölüm olur...
Hedeften önce yolculuk... Ölüm ve doğru olan şey.
sf.820