Kayıt Ol

Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #15 : 13 Kasım 2015, 18:13:12 »
Yorumunuz için çok çok teşekkür ederim İhsan Bey, sizden bunları duymak gurur verdi açıkcası.
İyi ki çok konuşmuşsunuz, önerilerinizi kesinlikle dikkate alacağım. :D
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #16 : 13 Kasım 2015, 22:58:31 »
Ben de bugün başladım kitaba. Zaten ödül haberlerinden beri merak ettiğim bir kitaptı, okuduğum yere kadar güzel gittiğini söyleyebilirim. Piuv piuv diye patlayan lazer tabancaları yok, daha çok politik olaylar ve diyaloglarla geçiyor kitap. Bu kötü mü, tabii ki hayır.

Çok fazla yeni kavram, farklı durum var kitapta. Bildiğim kadarıyla yazarın ilk kitabı bu, daha önce öyküleri varmış ama basılan ilk eseri. İlk kitaptan bu kadar karışık işlere kalkışıp altından başarıyla kalkmak kolay olmasa gerek. Bakalım sonu ne olacak, göreceğiz :D



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #17 : 20 Kasım 2015, 22:31:21 »
İmparatorluğa adalet gelecek… Basit bir slogan gibi görünen bu cümlenin arkasında yatan derin anlamı fark ettiğinizde Adalet’in son sayfalarını çeviriyor olacaksınız. Ve kitap bittiği için üzülürken bulacaksınız kendinizi…

Ann Leckie’nin bu ilk kitabının adını son yıllarda pek çok kez duymuştum ben de. Bir o ödülü kazanıyordu, bir bu ödülü. John Scalzi ve Patrick Rothfuss onu öve öve bitiremiyordu. Merakım had safhadaydı, ama endişelerim de öyle. Çünkü geçtiğimiz şu son 3-4 yıl içerisinde hangi ödüllü kitaba hevesle elimi atsam, onu bırakışım da o kadar hayal kırıklığıyla dolu oluyordu. Neyse ki Adalet onlardan biri değil…

Her şeyden önce, hayır, bu alıştığımız türden bir uzay operası değil. Kahramanlar oradan oraya koşturup gemileri yok etmiyor, ordular birbirlerine girmiyor, gezegenler arası büyük çaplı savaşlar yaşanmıyor. Ama bu içerisinde hiç hareket olmadığı anlamına da gelmiyor. Aksine, sayfaları hızla çevirmenize neden olacak ve sizi bayağı bayağı gerecek aksiyonlar yaşanıyor bazı bölümlerde. Mesela “tapınak hadisesi,” ya da “Toren’ın Adaleti’ne düzenlenen bir ziyaret” diyeyim okumuş olanlara göz kırparak.

Kitabın en güzel yanı özgün olması hiç şüphesiz. Çünkü baş karakteri alışılagelmiş, basmakalıp bir kahraman değil. Bir insan bile değil. O bir gemi. Ama aynı zamanda da bir bağıl. Bunu anlatması biraz zor aslında. Kitapta üç farklı uzay gemisi çeşidi var: büyükten küçüğe doğru Adaletler, Kudretler ve Merhametler. Her uzay gemisinin bünyesinde bağıl adı verilen, gemiye zihinsel olarak bağlı birimler var. Android değiller, yakalanan savaş esirlerinin bir tür işlemden geçirilmesiyle bağıla dönüştürülüyorlar ve hepsi tek bir zihinden oluşuyor. Bir bağılın gördüğünü tüm bağıllar görüyor, ama aynı zamanda gemi de görüyor. Gemi aynı anda hem bir gezegenin yörüngesinde hem de o gezegenin yüzeyinde bulunabiliyor. Sokaktan aşağı yürüyen bir bağıl başka bir köşede kendisini görürken, aynı anda gemi olarak gezegene yukarıdan bakabiliyor. Ve bu çok çılgınca. Okurken sürekli düşünmenize, beyninize jimnastik yaptırmanıza neden oluyor. Hele yazarın tam da sizi alıştırmışken bu tekillik kavramını paramparça edip çoğulluğa geçişi, normal olanı anormal gibi görmenizi sağladığı yerler var ki sormayın gitsin…

Kitabın adından da anlayacağınız üzere bizler bir Adalet’in yaşadıklarına, daha da açık konuşmak gerekirse Toren’ın Adaleti’nin yaşadıklarına şahit oluyoruz. Önce Breq karşılıyor bizleri, Toren’ın Adaleti’nden Esk Bir model bir bağıl. Ama her nedense gemisinden ayrılmış, tek kalmış. Ve bir amacı var. Ardından 20 yıl önceye, Breq’in hâlâ Adalet’in bir bağılı olduğu zamana dönüyor ve tek kalmasına neden olan olayları birinci elden okuyoruz.

Kitaptaki bağıl kavramı kadar karakterler arasında geçen konuşmalar da kafayı çalıştırmanıza neden olan cinsten. Elantris’i ve Gece Nöbeti serisini çok sevememe neden olan akıl oyunları bu kitapta da bol bol mevcut. Karakterlerin dolaylı yoldan konuşmaları, niyetlerini belli etmemek için birbirleriyle zekâ yarıştırmaları cidden keyifli. Başlarda bazı kavramlar, ırklar ve olaylar biraz karışıyor ama daha sonra, kitabın üçte ikilik bir kısmını tamamladıktan sonra her şey yerine oturuyor ve kendinizi evinizde gibi hissediyorsunuz. Hatta cinsiyet belirsizliği bile bir yerden sonra kafanızda keyifle evirip çevirdiğiniz, çözmeye çalıştığınız zevkli bir bulmaca hâline geliyor.

Karakterlerden bahsetmişken hepsinin çok başarılı olduğunu belirtmeden edemeyeceğim. Breq zaten başlı başına bir olay. Ama Teğmen Awn, Anaander Mianaai, Teğmen Skaaiat, İlahi Kişilik… ve daha nicesini çok sevdim. En çok da Teğmen Awn’ı. Ama kitabın ta en başında karşılaştığımız ve tüm macera boyunca inanılmaz bir karakter gelişimi gösteren Seivarden’i de unutmamak gerek elbette. Özellikle son kısımda Breq ile Seivarden arasında geçen diyaloglar ayrı bir keyif katıyor işin içine.

Ne yazık ki, daha önce de onlarca kez belirtildiği üzere, kitap son okuma görmemiş. Ve bu gerçek son 100 sayfada iyice ortaya çıkıyor. Çeviri hatası anlamında mı? Hayır… Yazım hataları anlamında. Küçük harf hataları, fazla ekler, kayıp harfler, cümle sonunda “m” yerine “n” kullanıldığı için konuşanın kim olduğunu karıştırdığınız bölümler… Çok mu? Evet. Ama işin güzel tarafı sadece kaş çatıp zihninizde o kelimeyi düzeltiyor, sonra da kaldığınız yerden aynı heves ve merakla okumaya devam ediyorsunuz. Konu o kadar meraklı işte…

Kitabı tamamladıktan sonra ilk işim Hazal’ın incelemesini bir kez daha, bu kez spoiler kutularını açarak okudum ve bu kez çok daha fazla keyif aldım. Kitaba getirdiği yaklaşımı ve örnekleri de daha çok sevdim, hemen hemen hepsine de hak verdim.

Uzun lafın kısası, Adalet uzun zamandan beri okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Aldığı her ödülü sonuna kadar hak ediyor, bitirdiğinizde devamını merakla beklemenize yol açıyor. Sırf aksiyon barındırmayan, kafa çalıştırıcı diyalogları olan, özgün bir bilimkurgu arayan herkese şiddetle tavsiye olunur.

Edit: Kitaba notum 9/10. Bir puanı editörlükten kırdım.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #18 : 21 Kasım 2015, 20:04:45 »
Kitaba yeni başlaynlardanım, henüz 50 küsür sayfasını okudum. Tek bir konu hakkında yorum yapacağım; kitap bırakın son okumayı, editörlük görmemiş. Kapağında elli tane ödülün sahibi olduğu yazılıp içinde böyle bir metin sunulması ayıp değil terbiyesizliktir... İthaki'den de görmeyi beklemediğim bir kalite eksikliğiydi bu aynı zamanda. Okuduğumuz metnin ciddi şekilde ham çeviri olduğunu düşünüyorum, bunun da sebebi editörlük görmüş bir kitapta gözden kaçamayacak kadar büyük ve sık hatalara sahip olması. Bu varsayımımın ardından da çevirmen Yaprak Hanım'a, editörlük görmeden bile okunacak kalitede bir çeviri yaptığı için teşekkür ediyor ve ellerinize sağlık diyorum, muhtemelen çeviri kalitesi böyle olmasa 6:45 standardını tutturan bir kitap geçecekti elimize.

Kitabın kendisiyle ilgili yorumumu inşallah bitirdiğimde yapacağım fakat şu duruma o kadar canım sıkıldı ki önden belirtmek istedim.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Elendil_XX

  • ***
  • 504
  • Rom: 6
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #19 : 22 Kasım 2015, 17:38:02 »
Kitabı takdire şayan çabalarımla nihayet bitirebildim.

Açıkçası benim için biraz hayal kırıklığı yaratan bir kitap oldu. Sonuçta aldığı ödüller ve kitaba yapılan yorumlar beklentileri çok arttırıyor. Hayal kırıklığına uğramamın en büyük sebebi kitabın anlatımı ve akıcılığı. Halbuki yazarın ortaya koyduğu fikir muazzam. Bu konuda fazla bir şey söylememe gerek yok, zira "bağıl" fikri yukarıdaki yorumlarda bol bol övülmüş ve çok özgün bir fikir olduğu belirtilmiş zaten. Gerçekten de öyle. Okurken sık sık durup bunun olabilirliğini düşünüyorsunuz ve ürperiyorsunuz.

Anlatım olarak ise benim için sınıfta kalmış bir yazar oldu Ann Leckie. Sayfalar ve sayfalarca hiç bir yere varamayan diyaloglar, yaratılan dünya ile ilgili azıcık bilgi kırıntıları bulacağım diye size resmen işkence çektiriyor. Tamam, diyaloglar ilgi çekici olsa neyse, ama değil.

Aynı şekilde o kadar sayfayı okuyoruz ama bir arpa boyu yol gidemiyoruz, o dünyada geçen ırklar ve kültürler hakkında ise çok az şey öğrenebiliyoruz (He tamam gülüm çay içiyorsunuz anladık..). O bağıllar nasıl oluşturuluyor, ya da bu bahsedilen "medeniyet" ile kastedilen şey ne? Tam olarak bilemiyoruz. Öte yandan bilimkurgusal öğeler de cidden yok denecek kadar az, bu sebeple eserin "space opera" kategorisine girmesi bence de biraz garip açıkçası.

Sonuç olarak eser, özgün bir eser evet. Gerek ortaya attığı müthiş fikirleri, gerekse şimdiye dek okumadığımız orjinallikteki karakterleriyle oldukça farklı ve başarılı. Fakat kitabın sadece özgün olması, onu benim için muhteşem yapamıyor. Bence yazar bu denli orjinal bir fikri sıkıcı diyaloglar ve gereksiz olay örgüsü ile oldukça basitleştirmiş.

Yine de 10 üzerinden 7 puanı hak ediyor.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #20 : 22 Kasım 2015, 22:21:26 »
Merhaba eski Gürkan! Yoksa Elendil_XX mi desem? :P

Uzun zamandır seninle bir kitap hakkında ayrılığa düşmüyorduk, çok nostaljik oldu bu durum :) Şimdi... Senin için hayal kırıklığı olarak yazarın anlatımını ve akıcılığını göstermişsin. Sayfalarca hiçbir yere varmayan diyalog demişsin. Hiç katılmadım sana bu konuda. Neden dersen, evet sayfalarca diyalog var ama vardıkları çok yer de var. Her diyalogda (iddia ettiğinin aksine) 1. karakter gelişimi, 2. dünya gelişimi 3. konu ilerleyişi var. Ayrıca Orslular, Niltliler, Presgerlar hakkında da bir sürü şey öğreniyoruz. Dinleri hakkında da. Seivarden’ın gösterdiği karakter gelişimini de unutmamak lazım. Hiçbir yere varmayan diyalog görmek istiyorsan "297 yıl" bekle, ne demek istediğimi daha iyi anlarsın o zaman :)

Mesela "O medeniyet ne?" diye sormuşsun. Bunun cevabı kitapta var. Ama Leckie hiçbir şeyi direkt olarak vermiyor okura. Hepsi bölümlerin arasındaki satır aralarına serpiştirilmiş vaziyette. Hiçbir zaman bunun cevabı budur demiyor, onun yerine parçaları önüne seriyor ve senin keşfetmeni bekliyor.

Spoiler: Göster
"Medeniyet getirmek" tabiri bile tek başına yeterince açıklayıcı aslında. Kendileri dışındaki herkesi aşağı görüp onları istila ederek, karşı koyanları öldürerek kendi kültürünü zorla empoze etme var orada. "Vatandaş" olabilmek için onlar gibi eldiven giymeli, çay içmeli, müşterilik teklif etmeli ve yetenek sınavına girmelisin.

Bilimkurgu öğelerinin azlığına da katılmıyorum. Gemiler, bağıllar, Breq'in kullandığı silah, vücut zırhı, iyileştiriciler, dondurma kapsülleri, istasyonlar, yapay zekalar... Daha ne olsun ki?


Yani yazar kehanetleri yuvarlıyor, görmek sana kalmış :)

Katıldığım noktaysa kitabın sahiden de uzay operası türüne tam girmemesi. Bir Leviathan Uyanıyor değil. Büyük ihtimalle hangi türe sokacaklarını bilemedikleri için uzay operası denmiş. Çünkü özgün, kolay kolay bir kalıba sığmıyor ve en yakın olduğu şey bu. Ki ben kitapları türlere sokmayı sevmiyorum zaten :)

Zevkler ve renkler tartışılmaz elbette. Herkes her şeyi beğenmek zorunda değil :) Keşke sen de benim kadar keyif alsaydın. Ama farklı görüşler de iyidir tabii. Başka bir kitapta tokuşmak üzere!
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı ionik

  • *
  • 19
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #21 : 23 Kasım 2015, 14:56:27 »
Herkese selamlar,

çok uzun zamandır portalı ve forumu takip ediyorum sağlam bir kurgu edebiyatı okuyucusuyumdur, pek çok muhteşem kitabı ve yazarı portal sayesinde keşfettim, aslında sadece okurum ama  ilk defa bir kitap üzerine birşeyler söylemek istedim;

Adalet'in henüz ilk 6 bölümünü okudum buraya kadar çok orjinal, şaşırtıcı kavramlar ve fikirler var; bağıl ve yaratılan evrendeki farklı medeniyetlerin cinsiyete farklı bakışları fazlasıyla kafa açıcı :) da, ben buraya isyan etmeye geldim,

yahu bu kitabı hiç mi bir editörün eline vermediniz, sürüyle ödül almış, belli ki çok satmasını beklediğin güvendiğin bir kitabı bu kadar hata ile nasıl önümüze koyabilirsin, tamam çeviri düzgün, cümlelerdeki absürdlüğü farkettiğinde kafanda düzeltiyorsun ama okuma zevkinin içine ediyor bu durum; sorunsuz yerde bile acaba fazla veya hatalı ek, yanlış iyelik, yanlış çekim,noktalama var mı diye okurken, konuyu ıskalıyorsun,

vakıf serisinin birkaç kitabında da aynı durum vardı gerçi vakıf'ın o kitaplarda çeviri de felaketti, orada da ithaki tonla eleştiri aldı, Cesur Yeni Dünya da benim için tam bir hayal kırıklığıydı, kıt ingilizcemle kitabı orjinalinden okumuş ve daha iyi anlamıştım, valla hiç yakışmıyor, alt tarafı bir kere daha okunup düzeltilecekti. İthaki yayınladığı ve yayın programındaki kitaplarla benim için çok başka yerde, Sanderson serileri de niye onlarda değil diye hayıflanırken karşıma 6:45 seviyesindeki işlerle çıktıklarında hayal kırıklığım tavan yapıyor, yapmayın etmeyin bırakın sessiz sakin köşemde kitaplarımı okuyayım forumlarda orada burada isyan ettirmeyin

Çevrimdışı Lordmuti

  • ****
  • 1123
  • Rom: 35
  • Time is a drug. Too much of it kills you.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #22 : 24 Kasım 2015, 19:11:43 »
Konu çok güzel, ilginç fikirler var belli ki yazarın kafasında. Bu evrenle ilgili diğer kitapları okutacak kadar güzeldi fikirler.

Diyaloglar bence idare ederdi. Boş değildi konuşmalar. Dolaylı konuşuyordu herkes, siyaset meydanı gibiydi. Belki bu tarzdan hoşlanmayanlar beğenmeyebilir. Genel olarak ortalamanın biraz üstüydüler işte. Diyaloglar çok zekice, muhteşemdi dersem yalan söylemiş olurum.

Sevmediğim tek bir şey var. Kitabı okuduğum sürenin büyük bölümünde cümleleri birbiri ardına hızlıca okuyamadım. Çoğu cümleden sonra -özellikle bağılların bol olduğu sahnelerde- burada ne demiş şimdi diye durup bir anlığına düşünmem gerekti. Kitabı okuma süreme pek etki etmedi bu durum; ancak okurken sürekli bir rahatsızlık hissettim ve sanki cümleler gerektiği gibi değilmiş, ham kalmışlar hissine kapıldım. Yazarın kendi dilinden mi yoksa çeviriden sonra editörlük görmemesinden mi kaynaklı bu durum bilmiyorum.

Uzay operası mıdır, ali midir veli midir merak edenler Hazal'ın ilgili radyo yayınlarını dinleyip karar verebilirler :D

Bence 8-9 bandında bir puanı var kitabın. Konuyu, anlatılan şeyleri ön planda tutup 9 verebilirim ya da anlatımdaki sıkıntıları, yazım hatalarını vs. daha ön plana alıp 8 verebilirim.



İmparator olmayı canım kolay mı sandın?
Dünyaya kazık çaktım duyulsun adım.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #23 : 24 Kasım 2015, 20:00:34 »
Bitireli 1 saat falan oldu. Dağınık bir yorum olacak...

Fikirleri oldukça özgün. Başkarakterin durumu, amacı, hareketleri oldukça ilgi çekici. Yan karakterlerin çoğuna ısınamadım, kendilerini sevdirebilecek pek bir davranışta bulunamıyor çoğu. Bazı noktalarda hareketlerinin istikrarsız olduğunu bile söyleyebilirim. Anaander Minaai ve Teğmen Awn muhtemelen aralarında en başarılı olanları.
Spoiler: Göster
Seiverden'in yavru köpekliğe doğru kayan tavırlarından da hiç hoşlanmadığımı söylemeliyim.


Yazımı ortalamayı geçemiyor. Edebi herhangi bir değeri olduğunu düşünmüyorum kitabın. Dili sade, editör görmemiş bir halde okuduğumuz için akıcı mı değil mi emin olamıyorum ama kendisini okutuyor(aksatarak da olsa). Yaratılan evrenle ilgili bilgiye boğulmuş olan sayfalar var, bu noktalarda okuma zevkim epeyce baltalandıysa da kimileri bu kısımlar sevebileceğinden aman aman bir eksi olduğunu söyleyemem. Gene de kurguyla evren hakkındaki bilgilerin yedirilmesi konusunda çok çok daha başarılı kitaplar olduğu kesin.

Çeviri gayet güzel, bazı kelime seçimleri özellikle hoşuma gitti. Editörlük kötü diyemiyorum çünkü yok, çevrilmiş haliyle okuyoruz. (evet üçüncü kez söylüyorum) Kapağın dokusu ve resmi gayet tatlı.

Kitap uzay operası mı değil mi ben de pek umursamıyorum fakat aksiyon açısından ne çok zengin ne de çok durgun olduğu söylenebilir. Öyle sayfaları hızlı hızlı çevirmenize sebep olacak bir merak duygusunu bende çok nadir uyandırdı, buna rağmen tek oturuşta uzun uzun kendisini okutmayı da gayet iyi başardı. Bu konudaki en büyük sorunu akışının da istikrarsız ilerlemesi. Takdir okuyucunun.

Cinsiyet konusundaki ilk düşüncem ödüller için atılmış bir olta olduğuydu, ne var ki bu beni çok rahatsız etmedi. Bunun sebebi karakterlerin erkek mi yoksa kadın mı olduğunu gerçekten umursamayan bir kişinin gözünden olayları görüyor olmamız olabilir. Kurguya mantıklı bir şekilde yedirilmiş bir özellik olduğundan, cinsiyetsizlik olayı hoşnutsuzluk yaratmıyor. Kendi açımdan da söylersem, nerdeyse hiçbir karakteri cinsiyetini merak edecek kadar çok sevmediğim için herhangi bir sıkıntı yaratmadı diyebilirim.

Irklar, kültürler ve dinlerle ilgili hemen hemen hiçbir şeyin ilgi çekici bir şekilde anlatılamadığını ve çay konusundaki takıntının bizim millette bile az görülen bir boyutta olduğunu gene birer eksi olarak söyleyeceğim.

Konuyla ilgili hoşuma giden kısımlar spoiler olacak.
Spoiler: Göster
Anaander Minaai'nin kendisiyle olan savaşı çok baş ağrıtıcı şekilde anlatılmış. Kim kimdir ne nedir kim ne istiyor anlayana kadar aynı cümleleri elli kez okuyorsunuz. Ama temelde tartışmasız bir liderin kendisiyle olan savaşının asıl olay olması çok hoş bir fikir. Gerçek bir düşman ya da dost yok, keskin sınırlar yok. Bu bakımdan senaryoyu çok sevdim. Aynı şekilde Berq'in de bir bütüne ait olan bir parçayken tek bir birey haline gelmesi ama bunun tam anlamıyla gerçekleşmemesi çok hoş bir ikilem yaratıyor. Zaten kitabı götüren en temel unsurun da bu ikilemler olduğunu düşünüyorum.


Kitap çok mu iyi? Hayır. Kitap kötü mü? Yoo, hiç değil. Kitap okunmazsa eksiklik yaratır mı? Bilimkurguya bakışınıza bağlı. Ödülleri hak ediyor mu? Bence tartışılır. İncelemesi söylendiği kadar iyi mi? Valla öyle.

7/10 puan en uygun değerlendirme olacaktır diye düşünüyorum. Devamını alıp okuyacağımı düşünüyorum ama okuyamazsam da çocuğumu kesmem.
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Black Helen

  • ***
  • 782
  • Rom: 15
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #24 : 04 Aralık 2015, 22:50:30 »
Daha önce yazılan yorumları okuyunca çoğu kişiyle aynı fikirleri paylaştığımı gördüm. Öncelikle kitabı okurken keyif aldım mı? Fazlasıyla hem de. Denildiği gibi "bağıl" fikri kitaba asıl değerini katan kısım. Ben detayları da sevdim açıkçası. Gezegenler, ırklar arası politik çatışmaları okumak, vatandaşlık kavramı üzerinden dönen tartışmayı görmek zevkliydi bana kalırsa.

Cinsiyete bakış da kitabın özgünlüğü bakımından önemli bence.  Fangirling damarım kabardığı için birkaç karakterin cinsiyetiyle ilgili kafamda soru işaretleri oluştu fakat ipucu bulamasam da bu durum beni rahatsız etmedi. Aslında ben bu kısmı yazar açısından ilginç buluyorum. Kafasında karakterleri oluştururken cinsiyetleri kendisi için de belirsiz mi bıraktı yoksa karakterleri bir cinsiyet kalıbında düşündü mü? Seçtiği yol yazım sürecini etkiledi mi? Bu sorular Breq için gayet cevaplanamaz olsa da, bazı karakterde hafif hafif sezdirilmiş gibi geldi bana.

Breq'in sevdiğim, dengeli bir karakter olduğunu söyleyebilirim fakat artık suratını ifadesiz tutmasın. Her bölümde en az bir kere ifadesizliğiyle ilgili bir iki satır okumaktan gına geldi bir yerden sonra. Orada okuyucunun anlaması gereken durum açıktı bence, bu kadar çok tekrara gerek yoktu.

Spoiler: Göster
Teğmen Awn'ı erken kaybettik o konuda mutsuzum. Yan karakterler arasında geçmişi, kişiliği ve iç çatışmaları bakımından en gerçekçi kurgulanmış kişini o olduğunu düşünüyordum. Kitabın başından itibaren bir şekilde öleceğini bildiğin bir karaktere bağlanmak ne kötü bir şeymiş ya :-\  


Bir de yan karakter demişken Seivarden'ı kaç kere tokatlamak istediğimi tahmin bile edemezsiniz.

Benim kitabın kurgusuyla ilgili memnun olmadığım bir iki konu var, belirtmeden geçemeyeceğim.
Spoiler: Göster

Kitabın özellikle son yüz sayfasında olaylar, daha önce süregelen anlatıma oranla birden bire hızlanıp gelişti. Dolayısıyla dikkatli de okumama rağmen biraz afalladım. Sonlara doğru tanık olduğumuz, Seivarden'in mucizevi değişimini biraz yapmacık bulduğumu da söylemeden geçemeyeceğim. Ama bunu sebebi sanırım seyahat ederken Breq'le birlikte geçirdikleri o altı ayın yazılmamış olmasıydı. O kısmı da okuyabilseydim aralarındaki bağın nasıl güçlendiğini daha net anlayabilirdim.

Daha önce de dile getirilmiş sanırım ama Anaander Minaai'nin kendisiyle çatışmasını çözmeye çalışırken yoruldum ve yazar da bu kısmı yazarken biraz kafa karışıklığı yaşamış gibi geldi bana. Çok dolambaçlı bir anlatımı vardı ve okuması zaman aldı.


Çeviri gayet iyiydi bence ama her gelenin bir tuğla eklediği editörlük konusundaki ağlama duvarına ben de katkımı yapayım. İçimdeki "grammer nazi"yi uyandıranlara selam olsun. Uzun zamandır ilk defa okuma zevkim bu kadar baltalandı bazı hatalar yüzünden.
İkinci kitabı merakla bekliyorum  çünkü kitabın evreni daha pek çok konuya gebe, gelişebilecek bir evren. Umarım editörlük bu sefer güldürür. Kısacası, okudum, keyif aldım ama bazı kısımlara da takılmadan edemedim. Yine de tavsiye ederim, türü ve konusu bakımından özgün bir romandı.
Spoiler: Göster

Çevrimdışı ironmaidenfan

  • *
  • 2
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #25 : 05 Eylül 2016, 17:18:16 »
Kitap bence ecnebilerin "overrated" dedikleri türden ,abartılmış yani.Okurken çok zorlandım (çok hızlı bir okur değilim ama yine de geç bitti)  çoğu zaman sırf "bitsin de yeni kitaba geçeyim" dedim,sanırım en büyük nedeni bitmek bilmez aşırı detaylı tasvirler ve sıkıcı diyaloglardı (üniformanın kolundaki işlemeyi o kadar uzun anlatmayacaktın Ann bacı).
Bu arada Breq'in orjinal metinde "she" olması normal değil mi?Gemi olduğu için "she" olmaz mı otomatik olarak?

Çevrimdışı -Kötü karakteR-

  • **
  • 157
  • Rom: 0
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #26 : 25 Ekim 2016, 13:43:20 »
Uzun zamandır bilimkurgu okumamıştım, özlemişim. Bu kitap pek çok açıdan ilk oldu benim için - yani daha kitabı bitirmedim yarılamak üzereyim de dayanamadım yorum yazayım diye geldim buraya.

Her ne kadar bazı kavramları kafada canlandırmak zor olsa da -bağılı anlayabildiğimi düşünüyorum artık ama implant gibi şeyler hala kafamda bir yere oturabilmiş değil- bu kitap nasıl yarıda bırakılır! Merak unsuru sürekli okumaya zorlarken. Kitabın editörlük görmemesine bakılırsa vizelerim de yakınken bu kitabı böyle istekle okuyabileceğimi düşünmüyordum biraz da o yüzden bu aralar başlamıştım ama çeviri o kadar harika ki. (Düşüncelerim yazım yanlışlarına kaydı şuan)

Hazal'ın bahsettiği fikri de yavaş yavaş anlayabiliyor muyum bilmiyorum - ya bu kitap için ayrı konuşma başlığı açılmalı bence Spoiler içerir diye uyaran :D

Şimdilik benden bu kadar. Kitabı bitirince de editlerim yine.

Çevrimdışı yaprak.onur

  • **
  • 150
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
    • Blog
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #27 : 25 Ekim 2016, 17:43:43 »
Kitabın editörlük görmemesine bakılırsa vizelerim de yakınken bu kitabı böyle istekle okuyabileceğimi düşünmüyordum biraz da o yüzden bu aralar başlamıştım ama çeviri o kadar harika ki. (Düşüncelerim yazım yanlışlarına kaydı şuan)

Ay ay ay... Yine şımardım galiba. Çok teşekkürler! :D

Hazal'ın bahsettiği fikri de yavaş yavaş anlayabiliyor muyum bilmiyorum - ya bu kitap için ayrı konuşma başlığı açılmalı bence Spoiler içerir diye uyaran :D

Olsun valla ne güzel olur... Serinin devamı çıkınca kesin gerekecek...
"Bir harekete dönüşmediği, fiziksel olarak bir varlık elde etmediği sürece düşünceler gelip geçicidir ve ortaya çıktıkları anda eriyip yok olurlar. Seni bir seçim yapmak zorunda bırakmadıkları, ne kadar önemsiz olursa olsun bir eylem ya da harekete neden olmadıkları sürece anlamsızlardır. Harekete geçiren düşünceler tehlikeli olabilir. Geçirmeyenlerin hiçbir anlamı yoktur."
- Adalet, Ann Leckie

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #28 : 26 Ekim 2016, 13:06:40 »
Spoiler kutumuz bunun için var arkadaşlar. Acımadan, hunharca kullanınız :)

Spoiler: Göster
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı Fırtınakıran

  • *
  • 8351
  • Rom: 1
  • Unique Ravenclaw
    • Profili Görüntüle
Ynt: Adalet (Ancillary Justice) - Ann Leckie
« Yanıtla #29 : 27 Ekim 2016, 08:43:44 »
Artık imparatorluğa KUDRET gelsin -_-