Drive
Filmin uyarlandığı kitap da elimde şu an. Filmden sonra okuma isteğim arttı, okumadan sevdim kitabı.
Filmi izledikten sonra söylenecek ilk söz: "Yok böyle bir film." Gerçekten de kendi türündeki örneklerden çok çok farklı. Bu filmin güzel olmasındaki en büyük neden de, oldukça klasik bir konunun bambaşka bir şekilde ve sıradışı bir karakterin gözünde yorumlanmış olması. Şöyle özetlenebilir konu: ortada bir adam vardır, tek işi araba sürmektir, evli ve çocuk sahibi bir kadınla tanışır, kadının kocası hapistedir ve başı mafyayla beladadır, mafya da adamı çocuğu ve karısıyla tehdit eder, sürücümüz de kadının imdadına yetişir.
Eğer izlemek istiyorsanız, üstteki yavan özete aldırmayın. Zaten filmin ilk on dakikasını izledikten sonra bırakamazsınız. Filmin sıradışı akışına da alışırsınız, hatta dilini yutmuş sürücüye de. Ki sürücünün de genç yetenek Ryan Gosling olduğunu belirteyim. Resmen susarak oynamış adam, karaktere cuk oturmuş.
Bir de müzikler var tabiki. Under Your Spell, Nightcall, A Real Hero... Özellikle Nightcall'un yarattığı hava filme çok iyi uymuş, daha doğrusu film müziğe uymuş, o kadar.
Filmle ilgili şöyle de bir ayrıntı vereyim: Filmin yönetmeni Nicolas Winding Refn'in ehliyeti yokmuş, 7-8 kez denemiş, sınavlardan geçememiş. Ne güzel çelişki, değil mi?