Kayıt Ol

Denge // Bölüm X (Son Bölüm)

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #45 : 26 Mayıs 2010, 12:13:19 »
Yorum yazmasalar da başkalarının da okuduğuna eminim. Devam bölümleri geldikçe yorumlar da gelecektir, merak etme sen.

Gözlerinize kast etmedim ben yahu :) Demek zor oluyor? Hmmm... üzüldüm şimdi. Yazıcıdan çıktı almayı deneyebilirsin ama sayfa sayısı bayağı fazla. Okuduğun için çok teşekkürler bu arada ;)
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #46 : 26 Mayıs 2010, 12:43:55 »
3. Bölüm'ün başındayım şu an ama bir işim çıktı daha sonra devam edeceğim. Hikayen okuduğum yere kadar çok güzel. Mutlaka devam etmelisin ben de takip ederim.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #47 : 26 Mayıs 2010, 20:32:49 »
Sağol yorumun için çok teşekkür ederim. Devam etmeye çalışacağım zaten sıkılana kadar. Bitirince eleştirilerini bekliyorum

Çevrimdışı brisingr

  • ***
  • 655
  • Rom: 5
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #48 : 26 Mayıs 2010, 21:38:28 »
Hikayeyi yazdığın yere kadar bitirdim, şu an harika olduğuna karar verdim. Özellikle kılıçların sahibini seçip onu eğitmesi, tebrikler ;)

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #49 : 27 Mayıs 2010, 00:02:33 »
Senin gibi yeni başlayacak arkadaşlara kolaylık olsun diye bütün bölümleri ilk sayfaya editledim. Editlerken fark ettim amma yazmışım kısa hikayelikten çıkmış bu yazı resmen :) Sabırla okuduğun için teşekkür ederim.

Çevrimdışı Ropinie Hystria

  • **
  • 171
  • Rom: 10
  • Aut viam inveniam aut faciam
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #50 : 27 Mayıs 2010, 08:17:04 »
Ben de tamamını okuyamadım henüz, hikayen çok güzel, devamını merak ettiriyor insana. Fakat ufacık bir problem gördüm -kesinlike iyi bir eleştirmen olduğumdan değil sadece gözüme çarptığından söylüyorum, yanlış anlamazsın umarım-, bazı cümlelerini uzattıkça kontrol elinden çıkmış gibi görünüyor. Tasvirlerin çok iyi, tam anlatmak istediğin durumu rahatça izah ediyor fakat yine bu beceriyle kullandığın tasvirleri uzun cümlelere yaydığın zaman amacından uzaklaşıyor bazen. Ya da sadece benim kafam dağılıyordur hehe :)

Emeğine sağlık..

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #51 : 27 Mayıs 2010, 12:43:00 »
Eliştirileri yanlış anlamıyorum tabiki de :) Zaten asıl amacım hikayeyi buraya koyarak herkezin eleştirilerini duymak. Mesela bi yerlerde Nihbrin uyarmıştı aynı kelimeyi çok kullanıyorsun diye bir baktım şu son bölümde yine ' kara elf' diyip durmuşum. Eleştirilerin hepsi kesinlikle yapıcı buna inanıyorum. O yüzden eleştirilere devam edin okudukça.

Çevrimdışı deanna

  • **
  • 324
  • Rom: 9
  • ***
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #52 : 27 Mayıs 2010, 17:11:33 »
Ah, işte beklediğim bölüm! Özlemişim. Mmm.. Tam kıvamında :D

.


Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #53 : 27 Mayıs 2010, 18:59:37 »
Teşekkür ederim yeni bölümler için arayı soğutmamaya çalışacağım bu güzel yorumlarınızdan sonra ama malesef başka düşünceler araya girdi mi çok ara açılıyor :)

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #54 : 02 Haziran 2010, 15:22:50 »
DENGE - BÖLÜM III
KILIÇ ve KADER
(Devam Bölümü)


' Karanlıkaltı'nın 15. evinden kara elf Er'daln Harrdelin, insan ve hava ırkının miraslarını taşıyan Xen ile karşılaşacak. Kazananın kaderi elindeki kılıçlar kadar keskin olsun! Kaybeden ise unutulup gitsin...' ve böylece dövüşün başlamasından önce yapılacak bütün formaliteler bu nerden geldiği belli olmayan sesin kendisini ve rakibini tanıtması ile tamamlanmış oluyordu.

Kaybedenin öleceği gerçeğini Xen farketmişti fark etmesine fakat önündeki müsabakanın heyecanından ve sonrasında alınacak ünvandan o kadar etkilenmişti ki bu ölüm gerçeği bile ufak bir ayrıntı olarak zihninde kalmıştı. Azıcık da olsa terlemeye başlayan ellerini son bir kez çıplak vücuduna giydiği koyu lacivert yeleğe sildi ve paslı kılıcını elinden eline geçirerek tekrar tekrar kılıcını tarttı. İnanılmazdı paslıydı paslı olmasına fakat bu silah şimdiye kadar kullandığı her silahı geride bırakacak bir dengeye sahipti. Kılıcına ve üzerindeki ejderha motiflerine ve ince işçiliğe son bir kez bakıp kafasını rakibine çevirdi. '15. evden Er'daln Harrdelin. ' demişti o nereden geldiği belli olmayan ses. Karanlıkaltı hakkında bildiği tek şey evlerin hiyerarşik bir sıraya göre dizildiği ve sürekli birbirleri arkasından oyun çevirdiğiydi. Bu gerçek ışığında rakibinin bir gram bile yağ olmayan kaslı vücuduna baktığında her an her yerden gelebilecek olan tehlikelere karşı yıllar yılı yaşamanın vermiş olduğu zindeliği ve bunu harekete geçirecek olan zinde vücudunu inceledi. Hareketlerini sınırlamamak adına giydiği deri pantolonun bacak kısımlarına bağlı iki hançer taşıyan kara elf at kuyruğu yaptığı uzun saçlarının hemen arkasında asılı duran iki tarafında bıçaklar bulunan bir mızrak taşıyordu. 'Adam resmen cephanelik gibi' diye düşündü Xen kendi elindeki tek silah olan paslı kılıcına tekrardan bir bakış atarak. Omuz silkti. Rakibi her ne kadar güçlü olursa olsun kendisi de ataları savaşçılar ve kılıç ustaları ile dolu olan bir ırktan geliyordu ve küçüklüğünden beri teslim edildiği hava ırkı üstadları tarafından oldukça iyi yetiştirilmişti.

Düşüncelerini dağıtan derinden gelen gong sesi duyulduğu anda rakibine doğru yaklaştı. Ya da Xen yaklaştığını düşündü. Oysa ki rakibi şimdi solundan kendisine doğru sırtındaki iki tarafı bıçaklı mızrağı ile saldırıya geçmişti. Şaşırmıştı ve rakibi beklediğinden de hızlıydı bunun için Xen de dengeyi tekrar sağlamak adına beklenilmeyen birşey yapmalıydı. Mızrak darbesinin rüzgarı ensesindeki bütün sinirleri harekete geçirirken yüzü koyun yere kapaklandı ve beklemeden hemen yana doğru yuvarlandı. Doğrulurken yerden ayakları ile bir süpürme hareketi yaptı. Bu oldukça zayıf bir direnişti fakat drow yerden gelen tekmenin üstünden atlarken Xen doğrulup rakibi ile eşit bir şekilde tekrardan başlama avantajını kazanmış oldu. Kılıç ve mızrak birbiri arkasına darbeler indirmeye başladı ve müsabakanın temposu giderek arttı. Hamlelerin hızı başlarda seyircilerden şaşkınlık nidaları yükselmesine neden olduysa da şimdilerde herkes nefesini tutmuş sadece bu darbelere anlam vermeye çalışıyordu. Çünkü kara elf ve Xen inanılmaz bir hıza ulaşmışlar artık kılıç ve mızrak darbeleri gözle zor seçilebilen bir akkor haline gelmişti. Yandan üçlü saldırı, yüksek kartal uçuşu, alt tekme, ikili kılıç kıskacı ve vurkaç taktikleri boşa gitmişti bile. İki taraf da dersini iyi ezberlemişti. Saldırı taktikleri ve o saldırıları hangi darbelerin keseceğini sanki ezberlerinden otomatik olarak uyguluyorlardı. Atılan sinsi bir darbenin, karşılanması beklenmeyen güçlü bir saldırının karşısında daima rakibinin kılıcını bulan ikili biraz soluklanmak adına birbirlerinden ayrıldıklarında ikisinin de alnında derin ter damlaları oluşmuştu. Drowun kendinden emin bir şekilde çevirdiği mızrağa bakan Xen kendinin de dıştan bu kadar hareketlerinden emin göründüğünün farkındaydı. Kara elf kendinden emin ve dinlenme amaçlı pozisyon değiştirirken bir anda mızrağını dümdüz Xen in karnına doğru uzattı. Darbenin hızı o kadar müthişti ki havayı yaran mızrağın sesi  Xen'in kulaklarında çınladı. Tamamen bilinçsizce yıllarca egzersiz yapmış olmanın verdiği bir refleks ile antika kılıcını, mızrağın önüne tutmayı başardı ve mızrak kılıcın kabzasında tiz bir çınlama ile saplı kaldı.

Daha sonraları 'Devlerin Hikayeleri' adlı tarih eserini yayınlayacak olan Mithalos' un da eserinde değindiği gibi : ' İşte her ne olduysa o andan sonra oldu. Cehennemin çukuru dünyaya  nefretini kustu ya da cennetin kapıları açılıp orada bulunanları kutsadı.Her ne derseniz diyin. Fakat birşeyden eminim okurlar orada bulunanların kaderi artık eskisi gibi olmayacaktı...'

Xen bu muazzam çınlamanın arasından bir klik sesi duydu ellerinin titremesine sebep olan darbe ile ellerini iki yana açtı. Hayretle ağzı açıldı darbenin etkisi ile mi bilmiyordu fakat her bir elinde şimdi birer kılıç duruyordu ve bu kılıçlar sanki demirci ocaklarından dün çıkmışcasına parlak ve yeniydi. Sol elinde saf altından dövülmüş gibi parlayan kabzasına sarılı altın bir ejderha bulunan kılıcı, sağ elinde ise gümüşten yapılma gümüş ejderha motifleri olan kılıçları incelemek için bir o eline bir ötekine bakıp durdu. Drowun mızrağı ise adeta plastikten yapılma bir mızrak gibi çarptığı yerde büzüşüp kullanılmaz halde yere tangırdayarak düşmüştü.

O anda Xen sağ elindeki kılıcın kabazsında bulunan gümüş ejderhanın konuştuğunu hayretle fark etti.

'Yedi göldeki balçıklar üzerinde uçuşan sinekler adına! Kurtulduk Sui! ' diyordu gümüş kılıç

Xen ağzı bir karış açık kendisi ile konuşan sağ elindeki gümüş kılıca bakakaldı. Tabi adı Sui değildi ama net bir şekilde kendine seslenildiğini algılıyordu. Belki de diğer kılıca seslenmişti. Sonuçta Furian'ın kılıçları da sadece kendisinin duyabileceği bir şekilde onunla iletişim kuruyordu.

Rakibi bir drow olmasaydı belki de bu boşluğu değelendirmezdi fakat kara elf hızla hareket edip bacaklarındaki hançerleri çekip Xen' e doğru hamlede bulundu.

'Kes sesini Dui bir savaşın ortasındayız... Hay Lanet...Bin mamut kadar ağır!' dedi Xen'in adının Sui olduğunu yükselen bir şaşkınlık ve şok ile öğrendiği sol elindeki altın kılıç.

Drowun Yüksekten gelen bu darbesi tam yüzünü çizmek üzere iken, sol elindeki altın kılıç inanılmaz bir ağırlık ile sıkı sıkıya kılıcı tuttuğu elini ve dolayısı ile bedenini alta doğru çekti. Kafasının üzerinden geçen hançerler ile birlikte bu ani savunmayı beklemeyen drow da dengesini az da olsa kaybederek Xen'e çarptı ve ikisi de farklı yönlere doğru yere yuvarlandılar.

'Hey bu 1000 yıl savaşlarında kullandığın basit numaradan daha fazlasını yapabilirsin Sui hadi ama' diye titreyen sağ elindeki gümüş kılıçtan son bir ses yükseldi 'Sonuçta özgürlüğümüzün tadını doyasıya çıkarmalıyız değil mi ama. Kurbağalardan kaçışan sivrisinekler kadar hızlı!' Xen bu kendi aralarında sanki evlerinde oturmuş oyun oynayan çocuklargibi konuşan iki kılıcın konuşmasına katılmak isterdi fakat agzı beş karış açıkken diyecek hiçbir söz bulamıyordu.

Xen sağ elini drowdan gelen ikili saldırıdan kurtulmak adına kaldırdı fakat gelen ikili darbeyi tek kılıçla karşılayamayacağını biliyordu. Diğer eli ise maalesef kullanamayacağı kadar ağır bir kılıcı kavramıştı. Fakat sağ eli beklentilerinin ötesinde bir hızla kalkınca drow atağını yarıda kesti. Hatta inanılmaz bir hızla hareket eden sağ eli ikili darbeyi karşıladıktan sonra bir de atak yapmış ve drowun sol bileğine ufacıkta olsa bir sıyırık bırakmıştı.

'İlk kan benimdir! ah bu tadı ne kadar da özlemişim' diye titredi gümüş kılıç istekle.

' Sessiz ol da zaten şokta olan çocuğu daha da korkutma Dui. Ufaklık senin gibi yüzbinlerce yıldır savaşmıyor...' dedi Sui bariz bir şekilde Xen'i kast ederek.
-----o-----

Xen bu anı hatırlayıp neşelendiği zamanlardan birinde Tanrıçası Seveal' a dönüp ' Beni sakinleştirmek amacında olan Sui'nin aklından o an ne geçiyordu bilmiyorum ama yüzbinlerce yıl savaşan iki kılıcın elimde olması bilinci o an beni sakinleştirebilecek en son şeydi ve çenemin neredeyse yerlere kadar açılmasına sebep olmuştu.' Alıntı: Devlerin Hikayeleri - Yazar: Mithalos
----o----

Xen'in karşılaştığı kara elf hakkında daha fazla bilgi almak isteyenler için link (Fırtınakıran'ın hikayesinden alıntı bir drowdur) :
http://www.kayiprihtim.org/forum/sakat-rahibeunutulmus-diyarlar6bolum-t5172.0.html

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #55 : 02 Haziran 2010, 15:54:53 »
III. Bölüm, III. Bölüm devam gibi başlıkları görünce ''Belli ki hikaye uzun, başka bir zaman okurum artık.'' diyerek geçiyordum ama yanlış yapıyormuşum. Baştan aşşağıya okudum ve gerçekten çok beğendim. Anlatım tekniğin çok hoş, konuda gayet güzelmiş. Gördüğüm tek eksik virgül kullanmıyor olman, bazı yerlerde iki kez okumak zorunda kalıyor insan anlayabilmek için. Ama aksiyonu olsun, olaylar olsun, karakterler olsun hepsi mükemmel. Eline sağlık, takip edilecek bir başlığım daha oldu.  :)
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #56 : 02 Haziran 2010, 16:08:10 »
Güzel yorumun için ve okuma sabrını gösterdiğin için çok teşekkür ederim. Virgül hataları hikayenin genelinde mi, yoksa son okuduğun bölümde mi?

Son bölümü iş yerindeki laptopta yazdığımdan ve bu klavyenin virgülü alışılmışın dışında ve ulaşılabilecek en zor noktada olduğundan üşenmiş olabilirim cidden. Eve gidince bir gözden geçiririm.

Çevrimdışı KoyuBeyaz

  • ********
  • 2753
  • Rom: 59
  • Rasyonalist dominant.
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #57 : 02 Haziran 2010, 16:17:02 »
Alıntı
-Xen bu muazzam çınlamanın arasından bir klik sesi duydu ellerinin titremesine sebep olan darbe ile ellerini iki yana açtı. Hayretle ağzı açıldı darbenin etkisi ile mi bilmiyordu fakat..
-Şaşırmıştı ve rakibi beklediğinden de hızlıydı bunun için Xen de dengeyi tekrar sağlamak adına beklenilmeyen birşey yapmalıydı.

Bunun gibi birkaç yerde eksiğini gördüm yalnızca..
Uzay elbisemle kavgaya hazırım.

Çevrimdışı Malkavian

  • *****
  • 2152
  • Rom: 57
  • I was lost in the pages of a book full of death..
    • Profili Görüntüle
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #58 : 02 Haziran 2010, 16:25:39 »
Evet okumayı zorlaştırıyor gerçekten de eve gidince bakarım eleştirin için teşekkürler. Konu kadar, okunur birşeyler sunmak da önemli her zaman.

Çevrimdışı mit

  • *
  • 5536
  • Rom: 96
  • Kronik Anakronik
    • Profili Görüntüle
    • Yorgun Savaşçı'nın Günlüğü
Ynt: Denge // BÖLÜM III
« Yanıtla #59 : 02 Haziran 2010, 16:30:59 »
Bir solukta okudum :) Çok sürükleyici ve çok heyecanlı bir bölümdü. Okurken nefesim kesildi adeta.
Yalnız... Kılıçların ortaya çıktığı yerde biraz kafam karıştı. Kim ne diyor tam olarak anlayamadım doğrusu. Drowun mızrağına ne olduğunu da belirtmemişsin bu arada. Bunların dışında leziz mi leziz, tadı damakta kalan bir bölüm olmuş. Devamını heyecanla bekliyorum.
Jackal knows who you are,
Jackal knows where you are.
Try to hide if you dare.
Do your best, i don't care.